Günhan Bey’in yokluğunu kabullenmek çok zor. O yüzden ben kabul etmek yerine, onun hâlâ bir yerlerde o enerjik adımlarıyla bir oraya bir buraya dolaşarak, aynı anda pek çok şeyi daha iyi yapmak için çalıştığını ve mutlaka da başarılı olduğunu düşünmeyi tercih ediyorum. Biliyorum ki o yalnız benim için değil, çevresindeki herkes için çok yönlü bir insandı… Çok yakın bir çalışma arkadaşı olarak Günhan Bey… Oda çalışmalarının her geçen gün daha çok parçası haline geldiğim son beş yıllık dönemde, Günhan Bey’le birlikte çalışma fırsatı bulduğum için çok mutluyum. Oda’daki çalışma hayatımızın en önemli ortak görevi, beraber katıldığımız ACE toplantıları oldu. Brüksel’e yaptığımız yolculuklar sırasında, Günhan Bey’in uluslararası ortamın gündemine ne kadar hakim olduğunu ve pek çok farklı ülkeden mimarlarla iletişiminin ne denli etkili olduğunu hep hayranlıkla izledim. Şimdi dünyanın pek çok ülkesinden gelen mesajlar, bu iletişimin, farkettiğimden daha güçlü olduğunu gösteriyor. Yeri geldiğinde gösterdiği sert ve kararlı tutum hep başarılı sonuçlar vermiştir: ACE’deki en önemli anlardan birinde Günhan Bey’in delegasyon başkanımız olarak yaptığı çıkış akıllardan çıkmaz. Nisan 2007’de Brüksel’de yapılan ACE Genel Kurulu’nda Türkiye’nin üyeliğiyle ilgili AB politikalarının bir toplantı belgesine yansıması üzerine Günhan Bey, ACE’nin bir meslek ortamı olduğunu ve bu tür politik yaklaşımların kabul edilemeyeceğini ifade eden sert bir konuşma yapmıştı. Bunun üzerine yalnızca delegasyonumuzdan özür dilenmekle kalmamış, Oda’nın o zamanlar “gözlemci üyelik” olan statüsü, bu olayın da etkisi yadsınamayacak biçimde, bir sonraki Genel Kurul’da seçme ve seçilme hakkı olan “özel statüde üyelik”e dönüştürülmüştü. Bu dönüşüm, Günhan Bey’in uluslararası ortamda katkıda bulunduğu en önemli konulardan biridir. Uluslararası ortamın yanısıra, Oda’da kendi gündemlerimizle ilgili konularda önümüze açtığı yollar ve verdiği fikirler bizim için hep çok önemli oldu. Yokluğu çok hissedilecek. Bizeyse artık onun bıraktığı birikimi en iyi şekilde yarına taşımak düşüyor. Çok değerli bir hoca olarak Günhan Bey… Bilgisinin ve deneyiminin derinliği, bunları paylaşmak konusundaki cömertliği hep ilgimi çekmiştir. Ondan yalnızca mimarlıkla ilgili değil, kültür, tarih, politika gibi alanlarda olduğu kadar, kentler, günlük yaşantı, insanlarla iletişim gibi konularda da çok şey öğrendim. Hayata bakış açısı ve çevresine karşı saygılı ve nazik yaklaşımı beni zenginleştirdi. Eminim benim gibi, pek çok öğrencisinin üzerinde de emeği vardır. Yaşamayı seven ve sevdiren bir dost olarak Günhan Bey… Sanıyorum onun kadar enerjik, çalışkan ve çevresini motive etme gücü olan bir insan nadir bulunur. Kendisinin ve ailesinin hayatını hep daha sağlıklı, mutlu ve huzurlu günlere taşımak için çalışır, bunun için çabalamaktan mutluluk duyardı. Bu güzel ifadeyi gözlerinden okurdunuz. Çevresindeki bizler için de hep en iyisini düşünür, hayatlarımızın gidişatıyla ilgili düşüncelerini paylaşırdı. Günhan Bey, bizler için hep yakın bir dost ve yaşama sevinci oldu.