TEMA[S]
			Yokmadde(1) : Tresoldi’nin Sınırlararası İşleri
			Süreyya Topaloğlu, Arş. Gör., Bilgi Üniversitesi Mimarlık Bölümü
			
			
			
			
			
			  Edoardo Tresoldi, “arada  olmayı” / “arada kalmayı” başaran işler üreten 1987 doğumlu İtalyan bir sanatçı.  Kaliforniya’da düzenlenen Coachella Festivali için inşa ettiği “Etherea” yerleştirmesiyle  ise son zamanlarda adını geniş çevrelere duyurdu.
Tresoldi 2013’ten beri  tellerden akıl almaz heykeller konduruyor dünyanın farklı noktalarına, ürettiği  çalışmaları “peyzajda çizimler yapmak” olarak tanımlıyor.(2) Hava boşluğuna çizilen, zaman zaman illüzyon etkisi yaratan bu heykeller  öncelikli olarak hem çizim hem heykel olma durumlarıyla “boyutlar arası” bir  dünyada kendilerini var ediyorlar. Çok bilinmeyen, ancak çizimden başlayıp  heykele dönüşen “Chained” isimli çalışması ise bu “boyutlar arası” geçişi daha  somut bir şekilde anlatan işlerinden biri.
Durduğu noktada, mimarlık  ve sanatın birbirinin içinde eriyip kaybolan sınırlarına ince dokunuşlar  yapması da Tresoldi’nin heykellerinin “arada olma” halinin güçlü bir özelliği.  İşlerini açıklarken kullandığı Christian Norberg-Schulz referanslı “genius loci”  yani “yerin ruhu” tanımı da yere özgü (site-specific) üretilen heykellerin  bağlamla kuvvetli ilişkisini anlatıyor.(3) Geçirgen bir katmanlılık hali bu; ses, ışık ya da hava için engel teşkil  etmeyen, öte yandan güçlü bir mekânsal çevrelenmişliği de beraberinde getiren.
Heykellerin  kusursuzluğunun kamera arkasında ise Tresoldi’nin kat kat bantlarla sarılmış  parmakları var. Tel örgü, heykel malzemesi olarak ne kadar hafif görünse de  şekil vermesi zor bir ürün. Teller birbirlerine sayısız noktadan adeta görünmez  detaylarla kenetlenmiş halde. Hafif, geçirgen, her an yok olabilir gibi, ancak  bir o kadar da sağlam strüktürler olarak ayakta duruyorlar.
Tresoldi’nin klasik dönem yapılarını  ölçekleriyle oynayarak tellerden yeniden üretmesi tarihsel açıdan da iki zıt  ucu bir araya getiriyor. Çağdaş bir malzemeyle özgün yapının kendi çağının ve  belki de günümüzün de ötesinde dev bir üç boyutlu model, hatta bir simülasyon  olmaya daha yakın olan bu heykellerin var olma biçimleri de gerçeklik ve  artırılmış gerçeklik arasında bir yerlerde geziniyor.
Bu özelliğiyle Tresoldi’nin  restorasyon dünyasının bitmek bilmeyen rekonstrüksiyon tartışmalarına da  oldukça özgün ve etkileyici bir cevap verdiği söylenebilir. Siponto Arkeoloji  Parkı’nda temel kalıntılarının üzerine tellerle inşa ettiği Siponto Bazilikası,  bir çağdaş sanat objesi olarak tekrar canlandırılmış durumda. Ortaya çıkan iş  çevresine yabancı olmaktan çok uzak; aksine onunla bütünleşen, yapının bir  hayaleti, izi, gölgesi gibi hafifçe var oluyor.
Belki de somut bir şekilde  ayağa kaldırıldıkça özgünlüğünden uzaklaşan, ruhsuzlaşan rekonstrüksiyon  çalışmaları yerine yapının izlerini, sınırlarını Tresoldi’ninki gibi alternatif  yöntemlerle belirlemek mimari koruma dünyası için tercih edilir bir yorumlama  ve sunum şekline dönüşebilir. Böylelikle yeniden ayağa kalkması hedeflenen  yapılar çirkin meftalar değil, yakışıklı hayaletler olarak hayat bulmuş olur.
NOTLAR
1. Edoardo Tresoldi’nin işlerini tanımlarken kullandığı “absent matter” tabirinin  “yokmadde” olarak çevirisi Dr. Öğr. Üyesi Emrah Altınok tarafından yapılmıştır. 
2. “Edoardo Tresoldi ‘Pensieri’ Making of”, www.youtube.com/watch?v=QDK4PjN7y14
3. “Materia Assente | Edoardo Tresoldi | TEDxBologna”, www.youtube.com/watch?v=iOLW_0T9LkY
			
			
			Bu icerik 5803 defa görüntülenmiştir.