GÜNCEL
Karatepe - Aslantaş Yazıtları UNESCO Dünya Belleği Uluslararası Kütüğü’nde
Mustafa Sayan, Arş. Gör., İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü
Ülkemizdeki çeşitli kurumların son yıllardaki girişimleriyle “Karatepe - Aslantaş Yazıtları” 2025 Şubat ayında UNESCO’nun 1992 yılından beri yürüttüğü “Dünya Belleği Uluslararası Kütüğü - Memory of the World International Register” listesine dahil edilen unsurlardan biri oldu. 1946 yılında keşfedilmesinin ardından büyük ilgi uyandıran yazıtların niteliklerini ve koruma süreçlerini paylaşan yazar, yerleşimin Dünya Miras Listesi’ne kalıcı olarak alınması için yürütülen çalışmaların altını çiziyor.
1945 yılındaki kuruluşundan bugüne kültür varlıklarının uluslararası düzeyde korunabilmesi ve bu konuda gerek toplumsal farkındalık gerekse insan kaynağı oluşturulması noktasında en etkin kurumlardan olan UNESCO’nun geliştirdiği Dünya Miras Listesi, hiç kuşkusuz koruma alanının en bilinen uygulamalarından bir tanesi. Bununla birlikte yine UNESCO’nun 1992 yılından beri yürüttüğü “Dünya Belleği Uluslararası Kütüğü -
Memory of the World International Register” programı da, daha az bilinmekle beraber, insanoğlunun yüzyıllar boyunca ürettiği ortak belgesel mirası korumak, erişilebilir hale getirmek ve uluslararası görünür kılmak amacıyla oluşturulmuş önemli bir uygulamadır
[1]. Ülkemizdeki çeşitli kurumların son yıllardaki girişimleriyle 2025 Şubat ayında uluslararası listeye dahil edilen unsurlardan biri olan “Karatepe - Aslantaş Yazıtları”nı kısaca tanıtmak ve bu sevindirici haberi sizlerle paylaşmak istedik.
Bu bağlamda bir Dünya Belleği Kütüğü oluşturulmasındaki en büyük etkenin, hiç kuşkusuz, günümüzde de sıkça karşılaşılan savaşlar, toplumsal karışıklıklar ve doğal afetler gibi etkenler karşısında belgesel mirasın kırılganlığı olduğu söylenebilir. Bu tip bir koleksiyonun kaybı, çoğu zaman fiziksel bir kayıptan çok toplumsal hafızada yarattığı travma ile de ilişkilidir. Her ne kadar uzak bir çağda gerçekleşmiş olsa da, İskenderiye Kütüphanesi’nin dördüncü yüzyıldaki kaybı bugün hala kederle hatırlanmaktadır. 2025 yılında listeye dahil edilen 74 yeni koleksiyonla birlikte bugün itibariyle 570 miras unsurunu barındıran Kütük, belgesel değeri yüksek bu insanlık mirasının korunması için uluslararası bir güvence oluşturmaktadır. Kitap, el yazması, kodeks, yazıt, çizim, harita, fotoğraf, ses kaydı, video gibi pek çok fiziksel forma sahip koleksiyon bu kütükte yer alabilmektedir
[2].
Bu doğrultuda 2001 yılından bu yana Türkiye de çeşitli miras unsurlarının uluslararası kütüğe kaydedilmesi için çaba sarf etmektedir. Bu çabaların koordinasyonunu sağlayan UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, 2013 yılında gerçekleştirdiği çalıştay ile birlikte kütüğe aday 71 koleksiyon belirleyerek “Dünya Belleği Türkiye Ulusal Listesi”ni de oluşturmuştur
[3]. 2025 yılı Şubat ayında Paris’te toplanan UNESCO Yürütme Kurulu’nun 221. oturumu kapsamında alınan kararla birlikte bu ulusal listeden 2 yeni aday daha Uluslararası Kütük’teki yerini almış
[4] ve Türkiye’nin listedeki temsiliyeti 12 koleksiyona ulaşmıştır:
1. Boğazköy Hitit Tabletleri (2001)
2. Boğaziçi Üniversitesi Gözlem ve Deprem Araştırma Enstitüsü Kandilli Rasathanesi El Yazmaları (2001)
3. İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi İbn-i Sina Yazmaları Koleksiyonu (2003)
4. Evliya Çelebi Seyahatnamesi (2013)
5. Kültepe Tabletleri (2015)
6. Divanü Lügati’t Türk -
Compendium of the Turkic Dialects (2017)
7. Piri Reis’in Haritası (2017)
8. Kâtip Çelebi Koleksiyonu: Cihannümâ ve Keşfu'z-Zunun (2023)
9. Mevlana’nın Külliyatı -
The Complete Works of Mawlana (2023)
10. Yıldız Sarayı Fotoğraf Koleksiyonu (2023)
11. Karatepe - Aslantaş Yazıtları (2025)
12. Câmiu't -Tevârîh (2025)
Uluslararası kütüğe eklenen son unsurlardan olan “Karatepe - Aslantaş Yazıtları”, bu bağlamda ilginç bir örnek teşkil etmekte. Bugün Osmaniye ili Kadirli ilçesi sınırları içerisinde bulunan Karatepe - Aslantaş Açık Hava Müzesi’nde korunmakta olan yazıtlar, 1946
[5] yılında keşfedildikleri ilk günden itibaren bilim dünyasında büyük bir ilgi uyandırmıştır. M.Ö. 8. yüzyıla tarihlenen bir Geç - Hitit kalesinin kalıntılarını barındıran yerleşimdeki arkeolojik ilginin temel kaynağını oluşturan bu yazıtlar, kalede hüküm süren yöneticinin başarılarını aktaran tek bir metnin kale kapılarındaki mimari bütünün bazalt blokları üzerine işlenmiş beş ayrı kopyasından oluşmaktadır
[6]. Bu beş kopyadan üçü Fenike dili ve çivi yazısı ile, ikisi ise Luvi dili ve hiyeroglifi ile bazalt ortostatlar, kaideler ve heykeller üzerine oyulmuştur. Aynı metnin bu şekilde çift dilli ve neredeyse tamamen korunmuş olarak
[7] gün yüzüne çıkarılması, o döneme kadar çözülemeyen bir dil olarak kalmış Luvice’nin çözümlenmesinde anahtar rolü de oynamıştır (
Resim 1). Bu durum UNESCO’nun ilgili sayfasında şu ifadelerle vurgulanmıştır;
“Yaklaşık 2.800 yıl önce yazılmış olan ve antik Kilikya'ya ait olan Karatepe - Aslantaş Yazıtları, bir hükümdarın başarılarını sergileyen res gestae türünün öncü bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Bu yazıtların dilbilimsel önemi benzersizdir; çünkü Semitik Fenike ve yerel Luvi dillerinde bilinen en eski uzun metinlerden birini içerirler ve her ikisi de modern alfabelerin gelişimine katkıda bulunmuştur”.
Karatepe - Aslantaş Yazıtları’nı özel kılan bir diğer neden ise, içinde bulundukları ören yerinin korunması için sarf edilen uzun soluklu çabalardır. Türkiye’nin ilk kadın arkeologlarından olan Halet Çambel’in bir ömür süren uğraşlarıyla ören yeri Türkiye’nin ilk açık hava müzesi olarak düzenlenmiş
[8] ve çok daha geniş bir alan benzer şekilde ilk milli parklarımızdan biri olarak kurgulanarak arkeolojik kalıntıların doğal çevresi ile birlikte korunması sağlanmıştır (
Resim 2, 3). 1950’li yılların başından 2010’lara uzanan ve zorluklarla dolu bir koruma mücadelesinin sonunda Karatepe - Aslantaş Müzesi, ulusal ve uluslararası ölçekte öncü nitelikli pek çok uygulamaya sahiplik eden bir örnek olarak koruma tarihimizdeki yerini almıştır
[9].
14 Nisan 2020 tarihinde UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ne de alınan Karatepe - Aslantaş’ın listeye kalıcı olarak kabulü için yürütülen çalışmalar, yukarıda bahsedilen bu iki özellik üzerinde temellenmektedir
[10]. Listeye kabul için gerekli ön şart olan “üstün evrensel nitelik”, bir yandan ilgili yazıtların ve yerleşimin arkeolojik önemi üzerinden açıklanırken, diğer yandan 1950’lerden itibaren alanda gerçekleştirilen koruma uygulamalarında benimsenen “sürdürülebilir koruma” ve “alan yönetimi” gibi yaklaşımların dönemi için taşıdığı öncü karaktere vurgu yapılmaktadır.
Bu bağlamda Karatepe - Aslantaş Yazıtları’nın Dünya Belleği Kütüğü’ne dahil edilmesini, Halet Çambel’in alanın korunması için verdiği çabaların taçlandırılması olarak görmek de mümkün. Bu kabul aynı zamanda, belgesel önemi son derece yüksek bu yazıtların korunması için verilen çabaların önemini bir kez daha kanıtlamakta ve yerleşimin Dünya Miras Listesi’ne kalıcı olarak alınması için yürütülmekte olan güncel çalışmalara da kuvvetli bir gerekçe ve motivasyon kaynağı yaratmakta. Karatepe - Aslantaş’ın en kısa zamanda bu listedeki haklı yerini de alması dileğiyle…
NOTLAR
[1] “Memory of the World”, (https://www.unesco.org/en/memory-world?hub=1081). [Erişim:28.07.2025]
[2] “Memory of the World International Register”, (https://www.unesco.org/en/memory-world/grid?hub=1081). [Erişim:28.07.2025]
[3] “UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Dünya Belleği’nde Türkiye Çalıştayı, Dünya Belleği Türkiye Ulusal Listesi”, https://www.unesco.org.tr/Pages/491/106/Dunya Bellegi’nde Turkiye Calistayi Dunya Bellegi Turkiye Ulusal Listesi). [Erişim:28.07.2025]
[4] “UNESCO Memory of the World Register”, (https://www.unesco.org/en/memory-world/register2025?hub=1081). [Erişim:28.07.2025]
[5] Bossert, H. T.; Çambel, H., 1946, Karatepe: Yeni Bir Eti Harabesi, İstanbul Üniversitesi Basımevi, İstanbul.
[6] Çambel, H.; Röllig, W.; Hawkins, J. D., 1999, Corpus of Hieroglyphic Luwian Inscriptions: 2., De Gruyter, Berlin.
[7] Birçok kaynakta bu yazıtların halen bilinen en uzun Luvice metin olduğu ifade edilmektedir.
[8] Çambel, H., 1993, “Das Freilichtmuseum von Karatepe - Aslantaş”, Istanbuler Mitteilungen, sayı:43, ss.495-509; Çambel, H., 2010, “Karatepe - Aslantaş Açık Hava Müzesi: Çok yönlü bir proje”, Türkiye Bilimler Akademisi Kültür Envanteri Dergisi (TÜBA-KED), sayı:8, s.131-136.
[9] Sayan, M.; Eres, Z., 2021, “60 Yıllık Bir Koruma Mücadelesi, Karatepe - Aslantaş: Halet Çambel ve İlklerin İnşası”, Mimarist, sayı:70(21), ss.14-26.
[10] “Karatepe - Aslantaş Archaeological Site”, (https://whc.unesco.org/en/tentativelists/6470). [Erişim:28.07.2025]
Bu icerik 68 defa görüntülenmiştir.