309
OCAK-ŞUBAT 2003
 
MİMARLIK'TAN

ODADAN

MİMARLIK DÜNYASINDAN

DOSYA

YAYINLAR



KÜNYE
ÖĞRENCİ BULUŞMASI

“Sen” / 7. Ulusal Mimarlık Öğrencileri Buluşması Koordinasyon Komitesi

Bu yıl yedincisi düzenlenen Ulusal Mimarlık Öğrencileri Buluşması’na, 5 – 8 Şubat 2003 tarihleri arasında ODTÜ Mimarlık Bölümü öğrencileri ev sahipliği yapıyor. “SEN” teması çerçevesinde şekillenecek olan buluşma ODTÜ Rektörlüğü, Kültür İşleri, Mimarlık Fakültesi Dekanlığı’nın yanında Mimarlar Derneği 1927, Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği ve MESA’nın desteğiyle gerçekleşiyor. Türkiye ve Kıbrıs’taki tüm mimarlık fakültelerinde, buluşmaya katılmak isteyenlerin ilişki kurabilecekleri öğrenci temsilcileri bulunuyor. Buluşmayı düzenleyen Koordinasyon Komitesi, katılımcılara, aynı zamanda ODTÜ Yurtları’nda konaklama ve yemek olanaklarını da sağlıyor. Etkinlikle ilgili kayıtlar, kontenjan ve son kayıt tarihlerine ilişkin her türlü bilgiye http://www.arch.metu.edu.tr/bulusmayedi adresinden ulaşılabiliyor. “Oturmaya değil, üretmeye” davet eden buluşma, aynı zamanda “Birlikte üretip, birlikte hayal etmeye” de bir çağrı niteliğinde ...

7. Ulusal Mimarlık Öğrencileri Buluşması Koordinasyon Komitesi *

“Dünya tarihinde ilk defa, hem kolektif hem de özel olan

yeni bir bilinç düzeyine doğru hızla ilerliyoruz.”

Yuko Hasegawa, Küratör, 7. Uluslararası İstanbul Bienali

7. Mimarlık Öğrencileri Buluşması’nın teması “sen”, ortaklaşılmış ve tamamlanmış bir düşünce dizgesinin ifadesi değildir. Bu başlık, düşünceler arasındaki “buluşmalar ve çarpışmalar”la, katılan her “birey”in “dönüşüm”üne ivme kazandıran bir süreci belirtir.

Süreç, sonuçtan; yolculuk, varış noktasından ön plana alınmıştır. Böylece “birey”ler ortaya konmuş bir ürünün izleyicileri değil, katılımlarıyla “buluşma”nın birebir gerçekleştiricisidirler.

7. Ulusal Mimarlık Öğrencileri Buluşması Koordinasyon Komitesi olarak tema toplantıları adı altında birçok kere toplandık. Bu toplantılarda niyetimiz, buluşmanın açmasını istediğimiz tartışmanın ne olduğu konusunda ortaklaşmak ve içeriğin çerçevesini çok net çizerek etkinlikleri bu iskelette yapılandırmaktı. Uzun tartışmalarla “ne” sorusuna cevap aradık. Dertler “bir” değildi. “Temanın belirlenmesi için son tarih”ler her hafta bir hafta sonrasına erteleniyor, sohbet ederken (nedense) enine boyuna konuşmadığımız “mimarlık öğrencisi olmak”taki, mesleğin uygulamasındaki bir sürü sorunu paylaşmanın heyecanı, yerini umutsuzluğa terk ediyordu. Önceliklerimizde, bakışımızda ortaklaşamıyorduk (bir elin parmakları kadar insan). “Herşeye rağmen”, aylar sonra bizi “bir kere daha” tema kararı almaya çalışmaya motive eden güç, paylaşıyor ve dönüşüyor olmamızdı. Bir gün, “ne” sorusunu bıraktık. “Nasıl” sorusu “önümüzü açacak” olan soruydu. Sonra aktık.

Sen, “nasıl” sorusuna verilmiş cevaptır. “Katılımcı”yı ürünün bir parçası olarak çağırır.

80’lerde doğmuş bir kuşak olarak bizler, “Her koyun kendi bacağından asılır”ın koyunları olmak üzere yetiştirildik. Söyleyeceğimiz söz kendimizedir, kendimize söyleriz(??!?), 1/1-1/20 ölçekleri içinde yaşarız, iddiamız bireyseldir, “ünlü” ya da “çocuk sahibi” olmak arasında tercih yaparız, hayallerimiz gerçekçidir.

“Buluşma” doğası gereği kendi-kendimize oluşumuzu kırar. “Sen”, dönüşümün yapıtaşıdır (yapıtaşısın). Biz, her bir katılımcının duyarlılıklarından bir yolculuk oluşturmak dileğiyle yola çıktık. Paylaşarak (düşüncelerimizi çarpıştırarak) dönüşmeyi bir yöntem olarak belirledik. Bunun için talep ettiğimiz, katılımda gönüllülüktür.

7. Ulusal Mimarlık Öğrencileri Buluşması, en üst düzeyde katılım sağlayacak etkinlik türleri olarak öğrenci atölyeleri ve sunumlarından oluşur. Atölye çalışmaları, 10 ila 20 kişi arasında katılımcının beraber çalışması ve ürünlerini tartışarak çıkarması (tepkime) için bir zemin olarak düşünülmüştür. Atölyeler arasındaki iletişimin en üst düzeyde sağlanmasına çalışılmıştır (gaz ve toz bulutu). Birlikte eğlenmek, müzik, oyunlar, atölyelerde çıkan ürünlerin yanında atölyelerin de sergilenmesi bu iletişimin yolları olarak belirlenmiştir. Atölyelerin konuları atölye yürütücüsüne bırakılmıştır. Katılımcılar, katılmak istedikleri atölyeleri seçerler.

Öğrenci sunumları, öğrencilerin disiplin içi ya da dışı ürünlerinin sunulması ve tartışılması yoluyla paylaşılmasını amaçlar.

Buluşmanın yöntemiyle, yalnızca bir organizasyon biçimi olarak değil, çağımızın bir tartışması, mimarlık disiplini dahilinde üretilen işlere de uyarlanabilecek bir yaklaşım olarak düşünülmesi dileğindeyiz.

Tüm katılımcılara şimdiden teşekkür ederiz.

1. 7. Uluslararası İstanbul Bienali afişi

2. Zen daire resmi, En-so Zu

* Koordinasyon Komitesi, ODTÜ Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü, üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencilerinden oluşuyor.

Buluşma yedi

Buluş İnsanın buluş yetisi, duyumsal kavrama ile zihinsel

anlama arasında şaşırtıcı ve uyumlu bir karışım ortaya

koyar. Durumlara ve mizaçlara göre bu yeteneklerden biri

ağır basar. Bazen ilham, bilinçsiz ve içgüdüsel olarak

parlayıverir. Bazen de buluş, uzun, bilinçli araştırmaların

sonucudur. Böyle bir buluş, zekanın bir meseleyi

yakalaması ve çözmesidir.

Hayal Bütün bu durumlarda hayaller esaslı bir rol oynar. Onlar

duyusal izleri korur, açığa vurur ve kavramları hazırlar.

Bu sebeple buluşa, “hayal etme” denilebilir.

Organizma Hayal etme üreticidir; çünkü organizma tarafından

saklanmış duyusal izlenimlerden doğar. İzlenimlerin

dışa vurulması, karşılıklı bir etkileşimi de beraberinde

getirir. Bireyler arası bu etkileşimin artık başka

parametreleri ve işleyiş şekilleri vardır.

Sen “Sen” ve “Ben” kavramları bu zincirin parçalarıdır.

“Buluşma yedi”, mimarlık öğrencileri arasındaki

düşünsel zinciri oluşturmak için bir çabadır. Şüphesiz ki

böyle bir zincirin sonu yoktur; ama başlaması gereken bir

nokta varsa o da “Sen” olmalıdır. “...‘Sen’, ‘ben’den eskidir; ‘sen’ kutsanmıştır, ama ‘ben’ daha kutsanmamıştır...” F. Nietzsche.

Çağrı Paylaşmak için “sen”i bekliyoruz... Yaptıklarını, daha

önemlisi yapmak istediklerini getir. Yazdıklarını getir, dinlediklerini, sevdiklerini, sevmediklerini, sözlerini

getir... Fotoğraflarını, kitaplarını, maketlerini, projelerini

getir. Varsa kedini getir... Yoksa kendin gel; ama kalemini mutlaka getir. Oturmaya değil, üretmeye gel. Birlikte üretip, birlikte hayal edelim.

beş altı yedi sekiz şubat iki bin üç odtü

Bu icerik 3211 defa görüntülenmiştir.