309
OCAK-ŞUBAT 2003
 
MİMARLIK'TAN

ODADAN

MİMARLIK DÜNYASINDAN

DOSYA

YAYINLAR



KÜNYE
MİMARLIK VE TELİF HAKLARI

Telif Hakkı: Dört Yargı Kararı ve UIA’dan Bir Mutabakat Belgesi

Arif Şentek

Sayın Sezar AYGEN’in, Ankara’nın en merkezi bölgesindeki Emlak Bankası / Petrol Ofisi binasının başına gelenler, bizi telif hakları konusundaki bazı belgelere yeniden bir göz atmaya yöneltti. Umarız, kısaca aktaracağımız dört yargı kararı örneği, bu tür hak ihlallerinin engellenmesine yardımcı olabilir.

* Kararlardan biri, Mimar İbrahim Rana ZIPÇI’nın projesini yaptığı konutlardan birinde, mal sahibi tarafından yapılan eklemeye ilişkin. ZIPÇI’nın, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun (FSEK) 21. maddesindeki “işleme hakkı”nın ihlal edildiğini ileri sürerek 1994 yılında açtığı davada, yerel mahkeme “mimardan izinsiz değişiklik yapılmasının tazminat hakkı doğurduğuna” karar vererek mal sahibinin maddi ve manevi tazminat ödemesini hükme bağlıyor. Karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nde 06.07.1998 tarihinde onaylanarak kesinleşiyor.

* Üzerinde durulmasında yarar gördüğümüz bir diğer karar, Aktur A.Ş. ile bir mal sahibi arasındaki davaya ilişkindir. Şirket, konut sahibinin projeye aykırı eklentiler yaptığını ileri sürerek, yapının projeye uygun duruma getirilmesini istemiştir. Projenin asıl müellifi EPA Mimarlar Grubu’dur. Şirket ise, telif haklarını mimarlardan bir protokolla devraldığını, dolayısıyla “proje müellifi” olarak davacı olabileceğini iddia etmiştir. Datça Asliye Hukuk Mahkemesi, telif haklarının devrinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Mahkemenin 12.02.1998 gün ve 1998/7 sayılı kararında; “Hukukumuza göre yaratıcının şahsında yaratma dolayısıyla gerçekleşen ve eser sahipliği olarak nitelendirilen objektif hukuki durum başkalarına devredilemez. Miras yoluyla da intikal etmez” denilmektedir. Karar, Yargıtay 11. Dairesi’nin 12.02.1998 gün ve 1998/7070 sayılı kararıyla kesinleşmiştir.

* Bir karar da, müellifinin izni olmaksızın değişikliğe uğramış yapının, projesine uygun duruma getirilmesinin koşullarına ilişkin. Büyük Samsun Oteli’nde, kiracı tarafından sonradan yapılan değişiklikler konusunda proje müellifi tarafından açılan davada, Samsun Asliye 2.Hukuk Mahkemesi, 09.10.2000 gün ve 2000/542 tarihli kararıyla, davalının tazminat ödemesine, ayrıca “eserin eski haline getirilmesi”ne karar vermiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 29.03.2001 gün ve 2001/2548 sayılı kararında ise, yerel mahkemenin kararı bozulmuş,eski halin iadesinin ancak bu “mümkünse” ve “değişikliğin kaldırılması, kamunun ya da malikin menfaatlerine önemli ölçüde zarar vermiyorsa” hükme bağlanabileceği belirtilmiştir.

* Son olarak verebileceğimiz bir karar örneği de Antalya’dan. Proje müellifi Mimar Özden EŞEL ile birlikte Mimarlar Odası Antalya Şubesi tarafından, Muratpaşa Belediye Başkanlığı’na karşı açılan davada, projesine aykırı imalatlar bulunan bir yapıya verilen “yapı kullanma izin belgesi”nin iptali istenmiştir. Dava dilekçesinde işlemin, İmar Yasası’nın 28. ve 38. maddelerine aykırılığın yanısıra, değişikliklerin müelliften izin alınmaksızın yapılması dolayısıyla FSEK’na aykırılığın da söz konusu olduğu ileri sürülmüştür. Davada, bilirkişi heyetinin hazırladığı ayrıntılı rapor, kanımca örnek bir belgedir. Davaya bakan Antalya 2. İdare Mahkemesi, 14.02.2001 gün ve 2001/161 sayılı kararında, bilirkişi raporunu geniş ölçüde dikkate almış, belediyenin işlemini iptal etmiştir. Mahkeme konunun FSEK açısından irdelenmesine girmemiş, kararını ağırlıklı olarak İmar Kanunu hükümlerine göre oluşturmuştur. Ancak kararda, müellifin tasdikli paftalar üzerine yazmış olduğu “5846 sayılı FSEK ile 6235 sayılı TMMOB Kanunu gereğince, proje müellifinden izin alınmadan projede ve uygulamada hiçbir değişiklik yapılamaz” ibaresinin “bir yasal gerekliliği ifade ettiği” görüşü de yer almaktadır. Karar, Danıştay 6. Dairesi’nin 23.09.2002 gün ve 2002/3974 sayılı kararı ile onaylanmıştır.

UIA’DAN “FİKRİ MÜLKİYET VE TELİF HAKKI”

1999 yılında Pekin’de yapılan UIA Genel Kurulu’nda kabul edilen “Mesleği Uygulama Uluslararası Standartları Mutabakat Politikaları ve Kılavuz Metinleri”ne ek olarak, geçtiğimiz yıl Berlin Genel Kurulu’nda ilkesel olarak kabul edilen iki yeni mutabakat metninden biri “Fikri Mülkiyet ve Telif Hakları” konusuna ilişkin.

Yukarıda verdiğimiz yargı kararı örneklerinin tamamı, binalarda yapılan “tadilat”larla ilgili. UIA Mutabakat Metni’nde bu konuda, işverenin ve mimarın çıkarlarının dengelenmesi gerektiği üzerinde durulmakta ve özetle şöyle denilmektedir :

“Bir yapının uzun yaşam süresi, yeni uyarlamaları, genişletmeleri veya başka değişiklikleri gerektirebilir. ... Ortaya çıkan ihtiyaçlar veya değişen amaçlar doğrultusunda mal sahibi veya kullanıcı, çoğu zaman mimari kavramlarda da değişiklikler yapma zorunluluğunu içeren uyarlamalar yapma hakkına sahip olabilmelidir... Öte yandan... yapılarda yapılan değişiklikler, kamuoyu tarafından yapının müellifi olarak bilinen mimarın ününü zedeleme olasılığı taşımaktadır... Bu nedenle iki çıkar arasında bir denge kurmak zorunludur... Bu dengeyi ararken, değişen talepler uyarınca yapıyı geliştirme olanakları konusunda yapının mimarının, başka kişilerden daha fazla duyarlılık göstereceği hesaba katılmalıdır... Yapının tasarımını ve estetik niteliklerini göz önünde tutarak gereken çözümleri en iyi bulabilecek olan kişi, sadece yapının mimarıdır.”

UIA’nın söz konusu mutabakat metni ile bu yazıda değinilen yargı kararları hakkında ayrıntılı bilgiyi Mimarlar Odası Merkezi’nden edinebilirsiniz.

Bu icerik 8705 defa görüntülenmiştir.