316
MART-NİSAN 2004
 
MİMARLIK'TAN

ODADAN

MİMARLIK DÜNYASINDAN

ETKİNLİK

  • aalto @ turkey
    Rabia Çiğdem Çavdar

    Mimar, Mimarlar Odası Ankara Şubesi

DOSYA: ÜÇ BÜYÜK KENTİN BAŞKALAŞIMI

BALKANLARDA MİMARLIK

YİTİRDİKLERİMİZ



KÜNYE
ETKİNLİK

“Yapı/Tasarım Öyküleri”: Tartışma, Paylaşma

Hasan Özbay

Y. Mimar

Şevki Vanlı anlatmıştı; mezuniyet sonrası Türkiye’ye dönüp ilk binasını gerçekleştirdiğinde mimarlık kamuoyunda, dergilerde eleştiri yazıları çıkmasını beklemiş. Hiçbir yazı, tepki, eleştiri gelmeyince de bunu “yapım eleştirilmeye değer bulunmadı” diye yorumlamış. Ta ki bu ülkede bir yapı yapıldığında olumlu veya olumsuz hiçbir tepkinin çıkmadığını anlayıncaya kadar.

Tepkisizliğin günümüzde de farklı olduğunu söyleyemeyiz. Ortaya konulan bir ürün hakkında hala yeterli gündem oluşamıyor. Bunda mimarlık medyasının yetersizliği önemli rol oynuyor. Batı medyasını izleyenler bilirler; yapılan, alelade olmayan her yapı yayınlanır; bunların sıra dışı olanları ise masaya yatırılır ve inceden inceye tartışılır. Bu tartışma mimarlığın sürekli gündemde kalmasını sağladığı gibi dinamik bir ortam da yaratır.

Tartışma ortamını yaratmanın bir diğer yolu da birlikte tartışmak.

‘Tartışma’ doğal olarak eleştiriyi de beraberinde getirir. Ancak eleştirinin temel koşulu yapılanın ve sürecin tümüyle ve doğru olarak kavranmasıdır.

Türk Serbest Mimarlar Derneği’nin düzenlediği ‘Yapı/Tasarım Öyküleri’ bu çerçevede ele alınmalı. Önceliğin yeni tamamlanmış yapılara verildiği bu etkinlik, tasarımcı mimarın / mimarların yapılarını ve özellikle süreci anlattıkları bir kurguya oturuyor. Yapılanın tanıtılmasından öte, bence önemsenmesi gereken temel olgu, ‘deneyimlerin paylaşılması’dır. Mimarlık kültürü ve geleneği oluşmasının olmazsa olmaz koşulu budur.

Son yıllardaki ekonomik kriz nedeniyle iş azalması ve yarışmaların adeta bitmesi, mimarların bürolarına kapanmasına ya da başka deyişle ‘kabuklarına çekilmesine’ neden oldu. Yarışma kolokyumlarının yüklendiği tartışma ve iletişim ortamı da kalmadı. İletişimsizlik, tasarım alanlarındaki yaratıcılığı/dinamizmini yok eder. Bizde yaşanan da farklı olmadı. İşte bu söyleşiler de ortamın kapalılığını aşmayı ve iletişimi yeniden kurgulamayı hedefleyerek başladı.

“Yapı/Tasarım Öyküleri” başlığı altında, şu ana kadar altı söyleşi gerçekleşti. Söyleşi konusu yapılar ve mimarları şunlardı:

• TC İslamabad Büyükelçiliği, Pakistan / Hasan Özbay, A.Tamer Başbuğ (6 Kasım 2003)

• Nurol Residence, Ankara / Murat Artu (20 Kasım 2003)

• Armada Alışveriş Merkezi, Ankara / Ali Osman Öztürk (8 Aralık 2003)

• Arcadium Alışveriş Merkezi, Ankara / Enis Öncüoğlu (25 Aralık 2003)

• TED Yumrubel Yerleşkesi, Ankara / Semra Uygur, Özcan Uygur (12 Şubat 2004)

• Metropolis Oteli, Ankara / Ahmet Can Ersan (4 Mart 2004)

Söyleşilerin ilk dördü, TSMMD’nin mekanında ve sınırlı duyurularla gerçekleştirildi. İlgiyi sınamak endişesi, duyuruların sınırlı olmasında etkili oldu. Son iki söyleşi ise daha geniş duyurularla ‘Siyah Beyaz Sanat Galerisi’nin mekanında yapıldı. Eğer ilgi daha da artarsa (ki bu yönde gelişme var) başka mekanlara taşınılabilir. Ancak çok geniş kalabalıklar karşısında ‘samimi’ bir atmosfer sağlanamayabilir endişesini de taşımıyor değiliz. Kalabalık bir kitle önünde ‘tribüne oynanması’, söyleşilerin dinamizmini zedeleyebilir.

Şimdiye kadar yapılan sunuşlarda ‘oturum başkanı’, ‘söz alma’ gibi formatlar uygulanmadı. Sorulmak istenen herşey soruldu, yanıtlandı ve tartışıldı. Konuşmacılar ve konular ise ‘şimdilik’ Ankaralı. Gelecekte başka kentlerdeki mimarlık pratiğini de izlemeyi hedefliyoruz. Ancak ağırlığın Ankara olması kaçınılmaz.

Ve yine şimdilik, bitmiş yapıları tartıştık. Önümüzdeki söyleşilerde sürmekte olan tasarımları da gündeme getirmeyi istiyoruz.

Tabii gönüllü bulursak!

Bu icerik 1537 defa görüntülenmiştir.