316
MART-NİSAN 2004
 
MİMARLIK'TAN

ODADAN

MİMARLIK DÜNYASINDAN

ETKİNLİK

  • aalto @ turkey
    Rabia Çiğdem Çavdar

    Mimar, Mimarlar Odası Ankara Şubesi

DOSYA: ÜÇ BÜYÜK KENTİN BAŞKALAŞIMI

BALKANLARDA MİMARLIK

YİTİRDİKLERİMİZ



KÜNYE
MİMARLIK TARİHİ

Erken Cumhuriyet’in ‘Modern’ Mirası: Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası ve Lojmanları

Burak Asiliskender

Araş.Gör., Erciyes Üniversitesi Mimarlık Bölümü,

TOL Mimarlık Kültürü Dergisi Yayın Kurulu Üyesi

Cumhuriyet döneminde Kayseri, bir sanayi ve ticaret kenti olarak yeniden biçimlenirken, Sümerbank Kayseri Fabrikası, kenti ‘tanımlı ve yaşam dolu bir yer’ haline dönüştürmede etkin bir rol oynadı. Giddens, Modernleşmenin getirdiği kapitalist etkilerle kurulan Modern kentin “yapay ve kurmaca” olacağı, “yersiz-yurtsuz bir toprak parçası” haline geleceğini savlasa da, Kayseri özelinde durum böyle gelişmedi. 1934’te temeli atılan Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası ve Lojmanları Rusya’da tasarlanıp, Türkiye-Rusya işbirliği ile inşa edildi. 20. yüzyıl Modern Mimarlık ve özellikle endüstri mimarlığı mirasını belgeleme ve korumanın öneminin kavrandığını gördüğümüz son dönemde, çalışmanın güncelliği öne çıkıyor.

Cumhuriyet’in ilanıyla oluşturulan ve Türkiye topraklarında yaşayanları tanımlayan yeni kimlik, Batılı dünyanın ‘modern’ kavramı ile Anadolu’nun Türklere ait tarihsel ve kültürel köklerini birleştirmektedir. Toplumun ve bireyin yapısının, bu amaca yönelik değişimi için öncelikle siyasal devrimler yapılmıştır. Mimari ortam da, toplum ve bireyle olan bağından dolayı, yapılan her devrimden etkilenmiş ve o dönemde oluşturulmaya çalışılan yeni düzene göre yeniden yapılandırılmıştır. Bu yapılanma, devletçi hareketlerin 1930’lu yıllarda hakim olmaya başlamasından önce, bir arayışı, yeni “Türk” kimliğine özgü mimarlığı var etme çabalarını kapsamaktadır. Cumhuriyet’in ilanından itibaren, çağdaşlaşma yolunda önemli bir aşama olarak görülen kentleşme ve mimarlığın, bu döneme kadar arayışı içinde olduğu kimlik, devletçi uygulamalar altında oluşturulmaya çalışılmıştır. Dönemin mimari ve sosyal kimliğini belirleyen ise, sanayileşme hareketidir. Devlet, sanayileşme hedefini gerçekleştirmek adına kurduğu her fabrikayla, hem Batılı dünyanın ekonomik kalkınmışlığını yakalamaya çalışmış, hem de şehircilik ve mimari uygulamalarıyla, Batı’nın modern düşüncesi ile yarışır duruma gelmiştir.

Türkiye'de sanayileşme ilkesi altında gerçekleştirilen modernleşme, ardında mekansal devrimler barındıran bir harekettir. Bu kapsamda, Anadolu topraklarında inşa edilen fabrikalar ve çalışanları için yapılmış konut alanlarıyla, halkın 'modern' kimliği tanımlanmıştır. Her fabrika, konut alanıyla, ulus-devlet oluşumu ve modernleşme hedefini gerçekleştirmek için hem fiziksel hem eylemsel olarak dönemin yönetiminin denetiminde şekillendirilmiştir.

Anadolu’da ‘Modern’ Yaşam Kurmak

Cumhuriyet yönetimi, İstanbul, Bursa gibi baskın Osmanlı kimliğine sahip kentler yerine, 'modernleşme' hareketini başlatmak için Anadolu'yu seçmiştir. Bu, arzulanan hedefe ulaşmak için dönemin yöneticileri tarafından alınmış bilinçli bir karardır. Eski başkent İstanbul, Osmanlı kültürü ile harmanlanmış bir merkezdir. Cumhuriyet'in kent ölçeğinde hedeflediği yenileşme ve kentin sahip olduğu değerler birbiri ile tezat durumdadır. Oysa Anadolu toprakları, fiziksel çevrede ve mekansal ölçekteki bu tür bir devrim için uygun koşullara ve sınırsız alana sahiptir. Ayrıca Anadolu kentleri, baskın Osmanlı kimliği yerine, farklı kültürlerin birlikteliğinden oluşmaktadır. Her biri, Osmanlı Devleti'nin siyasi uygulamaları sonucu oluşmuş, birer "taşra"dır. Modernleşme ile İstanbul merkezli –geleneksel- Osmanlı kimliğinin birbirine zıtlığı, ilk olarak yeni "yurdun" başkentinin Ankara'ya taşınmasına sebep olmuştur. Ankara, kentsel ölçekte, Osmanlı'dan devralınanlarla değil, hedeflenen 'modern' kimliğe göre yoktan var edilmiştir. Aynı yaklaşımla, bütün Anadolu, "Türkiye" adı altında, sosyal ve toplumsal yaşamın her alanında yeniden yapılandırılmıştır. İçinde farklı kültürler barındıran toplumsal değerler, kültürel sürekliliklerinden koparılmadan yapılan devrimlerle yenileştirilmiştir.

Cumhuriyet ile kurulan yeni 'yurt'ta, Ankara gibi merkezler yaratılması ve 'vatandaş'a yeni kent yaşantısının öğretilmesi gerekmiştir. Kayseri de, Cumhuriyet rejimiyle gerçekleştirilen devrimlerin uygulandığı her merkez gibi özenle seçilmiş bir yerleşmedir. Kayseri, kurulduğu günden beri Anadolu'nun önemli bir ticaret şehridir ve önemli yollarının kavşağı konumundadır. Bu yüzden, çevresindeki bir çok yerleşmenin hem ticari hem de sosyal yapısını yönlendirmektedir. O dönem için basit bir yerleşme olmanın ötesinde, modern düşüncenin aradığı temel nitelikleri üzerinde taşıyan bir şehirdir.

Deleuze ve Guattari, şehir olma halini, yolların bağlantı noktası olma özelliği kazanılması olarak tanımlarlar. Ulaşım ve hareket etme işlevlerini ise, şehri var eden önemli etmenlerin başına yerleştirirler. Şehir, "Yarattığı veya onu yaratan ulaşım hareketliliği üzerinde dikkat çeken bir noktadır. Çıkışlar ve girişlerle tanımlanır. Bir şeyin girmesi ve çıkması gerekir. Yoğun bir frekansı zorunlu kılar. Beşeri veya canlı, cansız, maddenin kutuplaşmasını meydana getirir ve oluşturduğu akımların burada veya orada yatay çizgiler üzerinden geçmesini sağlar. Bu yataydayanıklılık bir görüngü, bir şebekedir, çünkü temelde diğer şehirlerle ilişki halindedir".(1)

Modern Türk devletinin, o yıllarda hedeflediği kentleşme politikasının özünde de aynı düşünce vardır; şehirler kurulacak, başta ticaret olmak üzere her türlü sosyal hareket hızlandırılacak ve çağdaşlaşma hedefi yakalanacaktır. Kayseri ise, o dönemde zaten bir şehir niteliğindedir. Yalnızca modern ülküler için işlenmesi gerekmektedir. Başlangıç olarak, kent merkezinde Tayyare Fabrikası ve Bünyan ilçesinde bir Elektrik Santrali kurulmuş, ayrıca merkez demiryolu ağına bağlanmıştır. Kentin modernizasyonu için atılan bu temel adımların ardından, 1935 yılında, esas değişimi başlatacak Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası ve Lojmanları hizmete açılmıştır. Aslında bir sanayi tesisinin, kentin çağdaşlaşma hareketinin baş rolünde olması ilgi çekicidir. Fabrika, lojmanları ile birlikte, o dönem için ideal gösterilen "modern" yaşamın ne olduğunu çevresine öğreten uygulamalı bir okul niteliğindedir.

‘Modern’ Anadolu ve Sümerbank Kayseri Yerleşkesi

Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası ve Lojmanları, yapıldığı dönem ve konumu itibariyle, büyük bir devrimin eseridir. Yapılış amacı, ekonomik ve sosyal işlevi, Türkiye Cumhuriyeti'nin ulus-devlet oluşturma çabalarıyla doğrudan ilgilidir. Bundan dolayı tesis, sadece Kayseri merkezli değil, o dönemde oluşturulmaya çalışılan ‘modern’ Türkiye hakkında genel bir değerlendirme olanağı sağlamaktadır. Sümerbank'ın kurumsal yapısı incelendiğinde, Cumhuriyetin ana fikirlerinin bir yansıması olduğu söylenebilir. Kurum, çalışanlarını, aileleriyle birlikte kendi "tek" kimliği altında toplamayı amaçlayan bir organizasyondur. Bu düşüncenin ilk uygulaması olan Kayseri Fabrikası ve Lojmanları ise, her ne kadar sanayileşme hedefini gerçekleştirmek için kurulmuşsa da aslında, ardında "modernleşme" hareketinin tetiklendiği kentsel ölçekte bir düzenlemedir.

Tesis, Sovyetler Birliği'nden alınan 8,5 Milyon Türk Liralık krediyle ve dönemin Başbakanı İsmet İnönü tarafından Türkiye'ye davet edilen Sovyet uzmanların incelemeleri doğrultusunda kurulmuştur. 20 Mayıs 1934’te temelleri atılan fabrika ve binaların tasarımı Moskova'da yapılmıştır. Tasarım öncesi, Kayseri'de tesisin inşa edileceği saha ve kentin yapısı Ruslar tarafından incelenmiş olsa da, tasarıma bir sanayi tesisi olmasından dolayı, modernizmin kapsadığı değerler yön vermiştir.

İnşası, Türk-Sovyet işbirliği ile 16 ayda tamamlanarak 16 Eylül 1935’te hizmete açılmıştır. Fabrika ve diğer binaların mimarı bir Rus, müteahhidi ise Abdurrahman Naci Bey isimli bir Türk’tür.

Amacı halk tipi, ucuz pamuklu kumaş üretmek olan fabrika, pamuklu tekstil sanayii kolunun ve yurt ekonomisinin gelişmesine büyük ölçüde yardımcı olmuştur. Kuruluş yıllarında, 2.100 işçi ile 155 memur çalıştıran müessesenin memur ve ustalar için konutları, revir, kreş, işçi ve memur lokali, market ve fırın gibi temel ihtiyaçları karşılayacak birimler ile sosyal amaçlı; sinema, 1000 kişilik kapalı tribünlü futbol sahası, tenis kortu gibi spor birimleri ve etrafında caz eğlenceleri de düzenlenen yarı-olimpik bir yüzme havuzu olduğu kaynaklarda belirtilmektedir.(2)

Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası ve Lojmanları, hem kenti ve çevresini, hedeflenen 'modern' kimliğe göre şekillendirmiş hem de sanayileşme hedefini gerçekleştirmiştir. Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası, Cumhuriyet’in mekan devrimine bir örnektir. Geleneksel olanı modernle bütünleştirmeyi amaçlayan tesis, topluma, çağdaş üretim ve ticaretin nasıl olacağını; lojmanlar da çağdaş konut mekanının ne olduğunu öğretmiştir.

Sümerbank Yerleşkesi, hem mimari hem de şehircilik düzenlemeleri ile basit ve yalın nitelikler taşıyan binalardan oluşmaktadır. 20. yüzyıl başlarında bir sanayi tesisi için gerekli her türlü sosyal donatıyı kapsamaktadır. Ancak, özellikle lojmanları, sosyal konut olarak nitelendirilen işçi konutlarından oldukça farklıdır.

Lojmanlar, fabrika binaları ile beraber tasarlanmış ve belirli zaman aralıklarında inşa edilmiş konutlardır. İlk olarak, 1935 yılında fabrika içinde memurlar için 5’er odalı dubleks 8 daireyi içeren betonarme apartmanlar ile 2 kat üzerine 3’er odalı 16 daire inşa edilmiştir. Fabrika dışında ustalar için yapılan apartmanlarda 2’şer odalı 64 daire 2’şer katlı 4 blok içinde düzenlenmiştir. Ayrıca 1937’de, 350 yatak kapasiteli betonarme bekar pavyonu yapılmıştır.(3) Konutların tasarımında, işlev ön plandadır. Mekanlar, sadece içindeki gerçekleşecek işlevin gerektirdiği büyüklüğe sahiptir. Genel olarak betonarme teknikle inşa edilseler de, yerel malzeme taş, cephelerde ön plana çıkarılmıştır. 1935-1950 yılları arasında, toplam 6 ayrı tipte konut üretilmiştir.

Tip 1A : 2 katlı, 6 odadan oluşan ve genel müdür lojmanı olarak kullanılmış olan konut, toplam 252,92 m2'dir. 1980’lerin sonunda, salonun önündeki terasın üzeri örtülerek, kış bahçesine dönüştürülmüştür. Bina, Tip 1 İç Vazife Evleri’ne ait bir bloğu sonlandıracak şekilde konumlandırılmıştır.

Tip 1 : Müdür yardımcıları ve bölüm müdürleri için yapılmış, her biri 2’şer katlı ve 5’er odalı 2 ayrı blokta toplam 153,5 m2'lik 7 konuttan oluşmaktadır. Tip 1A İç Vazife Evi’yle birlikte, çizgisel olarak doğu-batı ekseninde konumlandırılmıştır. Konutların mutfağı, arkalarında bulunan binaların arasında bir avluya dönüşmüş iç bahçeye açılmaktadır.

Tip 2 : Fabrikada çalışan idari personel için yapılmış, 2 ayrı blokta ve her katta 97m2'lik, 4'erden toplam 16 konuttan oluşmaktadır. Bloklar, Tip 1A ve Tip 1 İç Vazife Evleri’nin oluşturduğu çizgiselliğe dik olarak konumlandırılmış ve bloklar arasında bir iç bahçe oluşturulmuştur. Aynı yıllarda inşa edilen Tip 1A ve Tip 1 gibi sade bir cephe düzenine sahip olmasına rağmen, salon cephede daha öne fırlatılmış ve cepheye bir hareket getirilmiştir.

Tip 3 : Fabrikada çalışan işçilerin kullandığı 67,5m2'lik konutlardır. Her katta 8'erden toplam 64 konuttan oluşan 2 katlı 4 blok halinde inşa edilmiştir. İlk kullanıma başlandığı yıllarda, her konuta özel bir banyo ve tuvalet bulunmamaktadır. Bu amaç için bodrum kattaki ıslak hacimler kullanılmıştır. Bu özelliği ile, sosyal bir konut olarak inşa edildiği düşünülebilir. 1940’ların sonunda hazırlanmış tadilat projeleri ile konutların mutfağı bölünerek birer tuvalet ve duş ilave edilmiştir. Bloklar, birbirine paralel olarak doğu-batı ekseninde çizgisel olarak konumlandırılmıştır. Mutfak, ıslak hacimler ve merdivenlerden oluşan kısım, cephede geriye çekilerek, 50 m.’lik cephe parçalanmıştır. İçe alınmış kısımların genişliğinin ve yüksekliğinin birbirine yakın olmasından dolayı, cephe, yan yana getirilmiş küpler şeklinde algılanmaktadır. Cephe üzerindeki, pencere ve balkona ait boşlukların kareye yakın olması da bu etkiyi güçlendirmektedir.

Tip 4 : Fabrikada çalışan idari personel için yapılmış, 2 normal, 1 bodrum kat olmak üzere toplam 3’er katlı, 24 ayrı bloktan ve her katta 62 m2‘lik, 2’şerden toplam 96 konuttan oluşmaktadır. 1945 yılında inşa edilmiştir. Her 4 konut bloğu, bir dörtgenden oluşan bir bahçenin içine konumlandırılmış ve biraraya gelerek oluşturduğu 4’lü grubun etrafından yaya ve araç yolları geçirilerek diğerlerinden ayrılmıştır. Her 4’lü grup, blokların arasında oluşturulan yaya yollarıyla kendi içinde ayrılmıştır. Ayrıca, her 4’lü düzenlemede, konut bloklarına ait çizgisel olarak konumlandırılmış depolar vardır. Bu tek katlı depolar, ilk inşa edildiği yıllarda çamaşırhane olarak kullanılmıştır. Birer dikdörtgenler prizması şeklinde olan konutların cephesinde, birbirinin tekrarı pencere boşlukları vardır. Dışarıdan algılanan, katların arasındaki betonarme hatıllar, cephe düzenini hareketlendirmektedir.

Tip 5 : Bekar Apartmanı, 1937 yılında fabrikada çalışan bekar işçiler için yatakhane olarak yaptırılmıştır. İşçilerin kalacakları odalar yeterli olmamış, ikinci bir blok inşa edilmiştir. Ancak, bu blok kısa bir süre sonra fabrikada çalışanların çocukları için okul binasına –Sümer Orta Okulu- dönüştürülmüştür. Koğuşlardan oluşan Bekar Apartmanı'nın içinde berber, terzi gibi genel ihtiyaçların karşılandığı birimler, yemekhane ve dinlenme odaları vardır. Bina, 90'lı yılların başında, Sümerbank'ın özelleştirilmesi için alınan kararlar sonucunda kurulan Sümer Halı A.Ş.'ye devredilmiştir. Devrin ardından, halı dokuma atölyesi olarak kullanılmıştır.

Türkiye’nin ilk toplu konut uygulaması olan lojmanlar, aralarında açık toplanma mekanları oluşturacak şekilde konumlandırılmış; tüm binalarda "çağdaşlık" ve işlev ön planda olmasına rağmen, kullanıcısının yerel kimliği ve ihtiyaçları ihmal edilmemiştir. Bu sayede bireysel deneyim, yeni bir yaşamla tanıştırılmış ve zaman içinde bireyin, yeni kimliğine uyumu sağlanmıştır. Anadolu kültürü ile Batı medeniyetlerinden alınan uluslararası değerlerin biraraya getirildiği yeni "Türk Kimliği", akılcı, bireyi kişisel ve zaman deneyimine bağlı olarak ortaya çıkaran, üretimi amaçlayan, Batılı dünyanın sırt çevirdiği yerel değerler ile daha da Batılı olmayı hedeflemiştir. Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası örneğinde 'yer', modernizmin işlev önceliğine bağlı olarak şekillendirilmiş, ancak kullanıcıları ile olan ilişkisi koparılmamıştır.

Sonsöz: ‘Modern’ Süreklilik

Sümerbank Kayseri Yerleşkesi, zaman içinde kullanıcılarının çevreyi şekillendirme hareketine yol açmıştır. Tesis, 1950 yılında emeklilerine kooperatif kurma hakkı tanımış ve lojmanlarının çevresindeki arazilerini konut yapımı için tahsis etmiştir. 1970 yılı sonlarına kadar, Kayseri'de Sümerbank merkezli konut üretimi devam etmiştir. Günümüzde, Yeni Mahalle, Bebek Evler, Memur Evleri ve İki Yüz Evler olarak bilinen semtleri kurmuştur. Tesis, Kayseri'de yeni yerleşmeler ortaya çıkarmasının yanısıra, kentin ekonomisine de katkıda bulunmuştur. Fabrika, işçisini çalıştırmaya başlamadan önce eğitmiş, onlara “zanaat" kazandırmış ve işlerinde uzman bireyler yetiştirmiştir. Bu bireyler, fabrikadaki çalışma sürelerinin ardından, özel girişimleri ile yeni tesisler kurmuş ve kentin ekonomik gelişimine katkıda bulunmuşlardır. Bu sayede ekonomisinin gelişmesiyle Kayseri, hem sosyal hem de ticari ölçekte hızla büyümüştür. Sümerbank Bez Fabrikası'nın mimari ve kentsel özellikleri, Kayseri kentinin gelişimine yön vermiştir. Tesisin sahip olduğu modern özellikler, kentin planlanmasının ana fikirlerinden biri olmuştur.

Özetle yerleşme, dönemin halkevlerinin toplumun eğitimine yaptığı etki benzeri, sanayileşme öncelikli çağdaşlaşma anlatan bir örnektir. Devlet, Sümerbank Kayseri örneğinde, bir sanayi tesisi kurmanın ötesinde, hedeflediği modern kentlerin modelini inşa etmiştir. Modern düşüncenin, sanayi tesisinde çalışanlar için ürettiği konutlar, eğitim yapıları ve sosyal tesisler, Cumhuriyeti kuranların çağdaşlaşma hedefleriyle birleştirilmiş ve Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası özelinde, 1935'lerin Kayseri kentiyle yarışan bir yerleşke inşa edilmiştir. Modernleşme hedefi için, yeni bir kent kurulmuştur da denilebilir. Bu durum aslında, modernleşmenin kapitalist hedefleriyle ilgili bir düzenlemedir.

Giddens, modernleşmenin kapitalist etkisi altında kurulan kentlerin, bulundukları kırsal alanı alt-üst ettiğini ve "yapay çevre"ye dönüştürdüğünü savunur.(4) Kent, yaşayanının kurallarına göre değişmez; yaşayanını, kendi kurallarına bağlı değiştirir. Modernizmin kenti kurmacadır. Yerel değerlerden bağımsız, evrensel hedefler için var edilmiştir. Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası ve Lojmanları, bu amaçla kurulan modern bir düzenleme olmasına rağmen, zamanla ulusal ya da evrensel hedeflerin dışına çıkmıştır.

Fabrika, kurulduğu dönemden itibaren çalışanı ve ailesi için, sadece bir işyeri değil, lojman ve daha sonrasında çalışanları için inşa edilen kooperatif yerleşmeleriyle bir yuva olmuştur. Bu durum, modernleşmenin ana felsefesi ve sonuçlarına tezat bir durumdur. Çünkü Tocqueville’e göre modernleşme, toplumu “tüm tikellikleri, gelenekleri ve görenekleri kopardığından dolayı mutlak iktidara ve bu iktidarın aşırılıklarına ses çıkarmayan atomlarına ayrışmış bir kalabalığa” dönüştürür.(5) Modernleşme sürecinin, üretim-tüketim dengesine dayanan bir takım uygulamaları sonucunda, bireyi çevresinden soyutlayarak konumlandığı coğrafyayı nasıl -ve neden- yersiz-yurtsuz bir toprak parçası haline getirdiği çok tartışılan bir konudur. Ancak bu tartışmalara tezat olarak, 1930’lardan başlayarak Kayseri kentini yeniden şekillendiren modernleşme hareketleri, kenti yersizleştirmek yerine tanımlı ve yaşam dolu bir yer haline dönüştürmüştür. Bir endüstri yapısı ve lojmanlarının, çevresini adeta yoktan var etmeleri ilgi çekicidir. 1930’ların Sümerbank Yerleşkesi, Kayseri -ve bir o kadar da Anadolu- kent kültürü için mekansal bir “eşik” tanımlamaktadır. Tesis ile kent ve yaşayanlarına evrensel hedefleri içeren yeni "modern" Türk kimlikleri giydirilmiş, yaşam ritüeli güncellenmiştir. Sümerbank Yerleşkesi ile Kayseri'de içine -yerel- Anadolu kültürünü alan ve kendi içinde yenilenebilen yeni bir “modernlik” tanımlanmıştır. Batı merkezli modernleşme, öteki Anadolu kültürünü kendi içinde eritememiş, ana fikrini katarak daha yeni bir çağdaşlık düşüncesi oluşturmuştur.

Türk Modernleşmesinin abidevi bir örneği olan Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası, 1930'lardan günümüze çok şeyin değişmesine rağmen, bugün bile yapıldığı ilk günkü 'modern'liğini koruyarak ayakta durmaktadır. 1999 yılında Erciyes Üniversitesi’ne devredilen yerleşke, 1930'lar Türkiye’sinden, bugünü ve hatta daha ilerisini görebilen bir düşüncenin ürünü olarak varlığını sürdürmeye çalışmaktadır. 'Modern' dünyanın yaşam kılavuzu, ürettiği yeni çağdaşlık tanımlaması ve yeniden yarattığı Kayseri ile evrensel hedeflerini çevresiyle paylaşırken, zamana ve kendisini yaratan düşünceyi tüketen her türlü oluşuma inat yaşamını devam ettirmektedir.

Kaynaklar

1. Deleuze, G. ve F. Guattari,1993, Kapitalizm ve Şizofreni 2 Kapma Aygıtı, çev. A. Akay,

Bağlam Yayınları, İstanbul; 60.

2. 1973, Cumhuriyet'in 50. Yılında Sümerbank 1923-1973, Tiça Matbaası,

Ankara; 31-33.

3. 1973, Cumhuriyet'in 50. Yılında Sümerbank 1923-1973.

4. Giddens, A.,1994, Sosyoloji, çev. M.R. Esengül, İ. Öğretir, Birey Yayıncılık, İstanbul.

5. Tocqueville, A. de, 1981, De la Démocratie en Amérique, Garnier-Flammarion, 2.

6. Asiliskender, B., 2002, Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Mimaride ‘Modern’ Kimlik Arayışı; Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası Örneği, Yüksek Lisans Tezi, İTÜ FBE, Mayıs 2002.

Bu icerik 12236 defa görüntülenmiştir.