324
TEMMUZ-AĞUSTOS 2005
 
MİMARLIK'tan

ENGLISH SUMMARY

MİMARLIK DÜNYASINDAN

UIA 2005 İSTANBUL

ETKİNLİK

ODA YAPILARI

KENT MÜZESİ

MİMARLIK EĞİTİMİ

ARAŞTIRMA

DİZİ: MİMARIN HALLERİ

DÜNYADAN

YAYIN DEĞERLENDİRME

YAYINLAR

MEA ARCHITECTURA MEA CULPA




KÜNYE
MİMARLIK'tan
N. Müge Cengizkan
324- TEMMUZ-AĞUSTOS 2005

Şöyle bağlıyor Italo Calvino dünyaca bilinen kitabı “Görünmez Kentler”i:

“Ve Polo: “Biz canlıların cehennemi, gelecekte var olacak bir şey değil, eğer bir cehennem varsa, burada, çoktan aramızda; her gün içinde yaşadığımız, birlikte, yan yana durarak yarattığımız cehennem. İki yolu var acı çekmemenin: Birincisi pek çok kişiye kolay gelir: Cehennemi kabullenmek ve onu görmeyecek kadar onunla bütünleşmek. İkinci yol riskli: Sürekli bir dikkat ve eğitim istiyor; cehennemin ortasında cehennem olmayan kim ve ne var, onu aramak ve bulduğunda tanımayı bilmek, onu yaşatmak, ona fırsat vermek.”

Ve kitabını açıklamak için şunları ekliyordu:

“Neredeyse bütün eleştirmenler kitabın son cümlesine takıldılar. Son satırlar olduğu için, herkes onu bir sonuç, masaldan edinilen bir ders olarak gördü. Ama bu kitap çok yüzeyli ve sonuçları da her yerde, bütün köşelerine uzun uzun yazılmış ve hiçbiri bu sonuncusundan daha az epigramatik ve epigrafik değil. Eğer bu cümle en sondaysa elbette bu bir tesadüf değil. Şunu söyleyerek başlayalım; şu son bölümcük iki finale sahip, ki bu her ikisine de gereksinim var: Ütopik kent üzerine olan (Her ne kadar onu ayırt edemesek de onu aramaktan vazgeçemeyiz) ve cehennem kent üzerine olan.”

Hayallerle gerçeklerin kesiştiği kentleri / kent düşlerini / mimarlıkLARI tartışmak üzere

22. Dünya Mimarlar Kongresi’nde buluşalım.

* * *

In the end of “Invisible Cities”, his literary piece renown world-wide, Italo Calvino makes the dialectics of life and place explicit :

“And Polo said: ‘The inferno of the living is not something that will be; if there is one, it is what is already here, the inferno where we live everyday, that we form by being together. There are two ways to escape suffering it. The first is easy for many: accept the inferno and become such a part of it that you can no longer see it. The second is risky and demands constant vigilance and apprehension: Seek and learn to recognize who and what, in the midst of the inferno, are not inferno, then make them endure, give them space.’”

We hope to meet at the 22nd UIA Congress in İstanbul; to share our dreams of cities, to contemplate on our dreams of and about architectureS, where the realized juxtaposes the imagined, where the imaginary substitutes the reality.

* İtalo Calvino, Ekim 2004, Görünmez Kentler, çev. Işıl Saatçıoğlu, Türkçe’de 4. baskı, YKY, İstanbul. (sırasıyla s. 204 ve s. 13)

** İtalo Calvino, 1983, Invisible Cities, trans. William Weaver, 3rd printing in English, Picador. (pp. 126-127)

N. Müge Cengizkan
Bu icerik 1874 defa görüntülenmiştir.