322
MART-NİSAN 2005
 
MİMARLIK'tan

UIA 2005 İSTANBUL’A DOĞRU

MİMARLIK DÜNYASINDAN

DOSYA

  • SANATHAYAT
    Ali Artun

    İletişim Yayınları SANATHAYAT Dizisi Editörü

YAYINLAR

  • Yazılı Camiler
    Gürhan Tümer

    Prof.Dr., DEÜ Mimarlık Bölümü, Yayın Komitesi Üyesi



KÜNYE
DOSYA

Turizm Bölgeleri, Yeni Kentler ve Dönüşüm

Mehmet Bozkurt

Mimarlar Odası Meslek Düzeni ve Örgütsel Yenileme Komitesi Yürütücüsü

31 Aralık 2004 tarihli Resmî Gazete’de (sayı: 25687) yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı’yla (sayı: 2004/8321) 2 bölge “Turizm Merkezi”, 2 bölge “Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” ilan edilmiş, daha önce “Turizm Merkezi” ilan edilen bir yerin sınırları değiştirilmiştir. Yine, 6 Ocak 2005 tarihli Resmî Gazete’de (sayı: 25692) yayımlanarak yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu Kararı (sayı: 2004/8328) gereğince 6 bölge “Turizm Merkezi”, 7 bölge ise “Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” ilan edilmiş, daha önce turizm merkezi olarak ilan edilen 15 bölgenin sınırları değiştirilmiş, yine daha önce ilan edilen 10 turizm bölgesi iptal edilmiştir. Bakanlar Kurulu, bu kararları 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ve 2004/7253 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri ile Turizm Merkezlerinin Belirlenmesine ve İlanına İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre almıştır.

Öteden beri kamu ve toplum yararı açısından çok tartışmalı olan Turizmi Teşvik Kanunu gereği, küçük (50-100-150 dönüm gibi) alanlar turizm bölgesi ilan ediliyordu. Ancak bu defa yukarıda ifade edilen yönetmelik hükümlerine göre 9 bölge, bölgesel bazda “Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” olarak ilan edilmiştir. İlan edilen alanların büyüklükleri 30-40 bin dönüm büyüklüğündedir. Birkaç ilçeyi ya da bir kenti bünyesinde barındırmaktadır. Ve halihazırda yaşamın sürdüğü merkezlerdir.

II sayılı liste (31 Aralık 2004 tarihli Resmî Gazete’den alınmıştır.)

1. Antalya Kent Merkezi Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi

2. Mersin-Tarsus Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi

II sayılı liste (6 Ocak 2005 tarihli Resmî Gazete’den alınmıştır.)

1. Aydın-Didim Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi

2. Elazığ-Harput Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi

3. İzmir-Çeşme Paşalimanı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi

4. Kapadokya Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi

5. Kuzey Antalya Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi

6. Muğla-Dalaman Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi

7. Oymapınar Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi

İlan edilmiş bulunan alanlar diğer turizm merkezlerindeki gibi tahsis yoluyla 49 yıllığına yatırımcılara açılmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin basına vermiş olduğu demeçlerden anlaşıldığına göre, yapılacak bu tahsislerden 3,5-4 milyar dolarlık bir yatırım beklenmektedir. Büyük yatırımcılar ya da konsorsiyumlar marifetiyle gerçekleştirilecek yatırımlarda amaç, bir turizm kenti yaratmaktır. Örnek olarak alınan yatırım modelinin daha önce Dubai gibi turizm bölgelerinin oluşumunda kullanılan “model!” olduğu yine basında yer almaktadır.

2683 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu gereği, gerek turizm merkezlerinde, gerekse turizm bölgelerinde her türlü plan kararını almak, doğrudan plan yapmak veya yaptırmak, bu planları re’sen onaylamak Bakanlığın yetkisindedir. Yatırımcılara açılan alanlar, Türkiye’nin önemli doğal güzellikleri, tarihsel ve kültürel özellikleri olan bölgeleridir. Aynı zamanda yerleşim alanlarıdır. Adı geçen bölgelerde yatırım yapacakların beklentileri doğrultusunda plan yapmaları, ya da plan kararlarında söz sahibi olmaları yapılan işin doğası gereğidir. Oysa, yapılacak bu planlamada yerel halk, onun temsilcisi yerel yönetimler ve kurumlar, karar sürecinin dışındadır. Bu nedenle planlamaya ve imara ilişkin böylesi büyük ölçekli projelerde kamu ve toplum yararının nasıl sağlanacağı ise belirsizdir.

Turizmi geliştirmek ve turizmden kaynak yaratmak amacıyla, aynı kanun kapsamında bugüne kadar yapılanların durumu ortadayken, artık kent planlaması ölçeğindeki projeler hakkında olumlu düşünmek pek mümkün değildir. Ayrıca Maliye Bakanlığı geçtiğimiz günlerde yayımladığı bir “tebliğ”le, bugüne kadar yapılan tahsislerin, tahsis yapılan kişilere satışının yolunu açmış bulunuyor. Ulusal varlığımız olan bu alanlarda bugüne kadar yapılanlar genellikle kamu ve toplum yararını gözetmeyen birçok açıdan hukuk dışı yapılardır. Bu uygulama ile bu hukuk dışılık affedilerek, sürece ortak olanlar da mükafatlandırılmaktadır. Geçmişteki tahsislere uygulanan bu imkân, ilan edilen “Turizm Bölgeleri” için de geçerli olacak mı? Görece küçük alanların “Turizm Merkezi” olarak ilan edilerek yapılaşması, ulusal ve evrensel değerlerimize zarar verdi. Ama bu tür büyük ölçekli yerleşim bölgelerini bu planlama anlayışıyla yapılandırmak, ileride telafisi mümkün olmayan toplumsal, kültürel, sosyolojik ve ekonomik sonuçlara yol açabilir. Böyle bir planlama ve imar süreci çok karmaşık bir hukuk sürecini de beraberinde getirecektir.

Görüldüğü gibi, doğal güzellikleri, tarihsel ve kültürel özellikleri ile ulusal ve evrensel ölçekte önemli, halihazırda içinde yaşamın da sürdüğü bu bölgelerin planlaması, ve varolan yerleşimlerin de bu yeni yapılanma hedeflerine uygun olarak yeniden yapılandırılması, üzerinde oldukça dikkatli düşünmeyi ve hassas davranmayı gerektirmektedir. Böyle bir planlama ve yapım modeli konusunda yeterli birikim ve deneyimin oluşmadığı da düşünülürse, karmaşık ve geri dönülmez sonuçlara yol açmamak için daha karar sürecinden itibaren, katılımcılığı esas alan bir model geliştirilmeli ve süreç sonuna kadar bu anlayışla sürdürülmelidir. Ayrıca böylesi bir kararın ve planlamanın karar ve uygulama süreçleri konu ile ilgili kesimlerce (meslek Odaları – yerel yönetimler – üniversiteler vb.) ele alınarak irdelenmeli ve sürecin sağlıklı gelişmesi için gerekenler tespit edilmeli ve sürece müdahale edilmelidir.

Bu icerik 1860 defa görüntülenmiştir.