Ekim ayının ilk Pazartesi günü kutlanan Dünya Mimarlık Günü, son yıllarda bir haftaya yayılan ve çok sayıda panel, seminer, sergi, gezi, yarışma ile zenginleştirilen bir mimarlık şenliğine dönüştürüldü. Bu yıl ise kapsam daha da genişletilerek etkinlikler tüm Ekim ayına yayıldı. Bunda araya giren Bayram günlerinin etkisi olsa da, Ekim ayı artık mimarlık dünyası için bir etkinlikler ayı olarak kabul görüyor, yaz aylarının hemen ardından ara verilen bu etkileşim ortamının hızı yeniden yakalanıyor. Bu yoğunlukta etkileşim ortamına gereksinim duyan ve kuran çok az “teknik adam” mesleği var; bunun mimarlık disiplininin sadece “teknik” ile ilgili olmayışından kaynaklandığı düşünülebilir.

 

Çoğu etkinliği, hemen her kentte bulunan Mimarlar Odası birimleri düzenliyor: Mimarlık filmleri yarışmasını uluslararası katılımla geleneksel hale getiren İstanbul Şubesi; etkinliklerini, yaklaşan yerel yönetim seçimlerine halkın daha bilinçli yaklaşmasını sağlamaya yönelik bir temayla kurgulayan Ankara Şubesi; gerek uygulamacı mimarların işlerini aktardıkları, bu işleri yerinde görme olanağı sağlayan gezilerle destekli etkinlikler, gerekse farklı atölye çalışmaları ile “kentle karşılaşma” ortamları hazırlayan İzmir Şubesi; “modern’i konuşmak” üzere yoğun bir sempozyum ve atölye çalışmaları ile Kayseri Şubesi; ve burada değinemediğimiz birçok öteki kentteki şube ve temsilciliklerimizdeki çeşitli etkinlikler...

 

Bu dönem ana çalışma eksenlerinden birini “mimarlık ve toplum” olarak benimseyen Mimarlar Odası için bu gün özel fırsatlar doğurabiliyor. Genelde meslek içi kalan / kalmak durumunda olan bu etkinliklerin bir parçasının, kentlinin de meslek alanıyla ilişkilenmesine olanak sağlayacak biçimde kurgulandığını ve kentlinin de ilgilendiğini görmek sevindirici. Toplumun mimarlıkla ve mimarla ilişkilenmesinin araçlarını oluşturmak üzere Mimarlar Odası Yayınları olarak bir çalışma yürütüyor, 2009 yılı içinde ürünlerini alacağımızı, etkilerini hissedeceğimizi umuyoruz.

 

***

 

Dosya konumuz, uzun zamandır üzerinde düşündüğümüz ancak bu sayıda yer verebildiğimiz bir konuya odaklanıyor: Anadolu kentlerinin değişen çehresi. “Merkez” olarak görülebilecek metropol kentler dışında, Anadolu kentleri de artık merkezin aktardığı kaynak ve olanaklara bağlı olmaksızın, kendi yarattıkları kaynaklarla kendilerini dönüştürmeye başladılar. Anadolu’nun hemen her kentinde gözlemlenen bu niceliksel ve niteliksel “büyüme” özellikle bazı kentlerde çok açık biçimde kendini gösteriyor: Dosyada ele aldığımız Antalya, Balıkesir, Bursa ve Kayseri bu değişimin en belirgin olduğu kentlerden. Bu kentlerin kendine özgü değerleri, değerlendirilmesi gerekli kentsel potansiyelleri nelerdir? Bunlar son dönemlerde yürütülen kentsel projelerle desteklenebiliyor mu, yoksa gözden kaçan / gözardı edilenler var mıdır? İlgiyle okuyacağınızı düşünüyoruz.

 

***
 
MİMARLIK dergisinin ulusal ve uluslararası veritabanlarında taranması için yürüttüğümüz çalışmalar sonuçlarını vermeye başladı: Avery Index (Ocak 2008’den başlayarak) ve Arthistoricum.net (Virtuelle Fachbibliothek Kunstgeschichte) Eylül ayı içinde dahil olduğumuz uluslararası veritabanları. Süreci devam eden ve kısa bir süre içinde sonuçlanması beklediğimiz diğer veritabanlarını ise yeni sayılarımızda duyuracağız. Veritabanlarının en önemli yanı, derginin ulusal ve uluslararası ortamda tanınırlığının artması ile farklı disiplinler, farklı yazarlar ve farklı konular ile okuyuculara yeni perspektifler sunabilmek olacak.