345
OCAK-ŞUBAT 2009
 
MİMARLIK’tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

ANMA

DOSYA: TOPLU KONUT MİMARLIĞI: Deneyimler, Olanaklar, Olasılıklar

MİMARLIK MÜZESİNE DOĞRU
İNGİLİZCE ÖZET / ENGLISH SUMMARY
TÜRKÇE ÖZET
YAYINLAR



KÜNYE
DOSYA: TOPLU KONUT MİMARLIĞI: Deneyimler, Olanaklar, Olasılıklar

Gelişen Madrid: UIA 2008’de Madrid Belediyesi’nin Toplu Konut Projeleri Sergisi

Namık Günay Erkal
Dr, Öğr. Gör., ODTÜ Mimarlık Bölümü


Madrid Belediyesi, UIA 2008 Torino toplantısına, son beş yılda inşa edilen ve bazılarının yapımı süren 20 toplu konut projesini kapsayan bir sergi ile katıldı. 30 Haziran ile 28 Temmuz arasında Doğa Bilimleri Müzesi’nde açılan serginin ve beraberinde yayımlanan kitabın burada tanıtımını yapmak, İspanya başkentinin toplu konut üretme sürecinin ülkemizde benzer alanlardaki uygulamalardan farklarını vurgulamak ve bir örnek oluşturmak açısından gündeme gelmiştir.
 
İspanya, 1980’lerden itibaren uluslararası mimarlık söyleminin ve uygulamasının önemli merkezlerinden birisi olmayı başarmıştır ve bu konumunu eğitim ile yayın alanlarını da kapsayan bir şekilde günümüzde de sürdürmektedir. Ülkenin 17 özerk komün ve 2 özerk kentten oluşan yönetim yapısında, farklı bölgesel merkezler kentsel yatırımları çekmek açısından yararlı bir rekabete girmiş ve Barselona, Bilbao, Sevilla gibi kentler farklı ölçeklerde küresel ağlarla ilişkili yerel merkezler olarak gelişim göstermiştir. Bir diğer deyişle, yerellik-küreselleşme denkleminde, kentsel mimarlık açısından bir İspanyol modelinden bahsedilebilir. Bu modelde, yerel yönetim tarafından üretilen üst ölçekli planlar altında uluslararası tanınırlığı olan ofisler ve yerel mimarlar kentsel tasarım ve mimarlık projeleri gerçekleştirmektedir. Belli bir denge gözetilerek yürütülen bu süreçte yerel mimarların uluslararası tanınırlığı artarken, uluslararası mimarlık söylemi ve deneyimi de İberya Yarımadası’na aktarılmaktadır. İspanyol mimarlığı ve İspanya’da mimarlığın gündemde edindiği yerin bir örneği olarak New York Modern Sanatlar Müzesi’nde (MOMA) 2006 senesinde açılan “On Site: New Architecture in Spain” sergisi verilebilir.[i] Sergide yer alan ve ülkenin bütün bölgelerini kapsayan 50’nin üzerindeki proje, tasarım konusunda minimalist çizgiden yenilikçi ve deneysel yaklaşımlara uzanan çeşitlilik ve 20 yıllık yoğun yapılaşma sürecinin olumlu yönde uygulama kalitesini yükseltmiş olması konularını göstermek açısından çarpıcıdır. Aynı isimli katalog kitabında yer alan Terence Riley’in tanıtım yazısında İspanya deneyiminin diğer örneklerden farklılıkları olarak belirtilen konulardan ikisi, bu yazıda tanıtımı yapılacak Madrid toplu konut projeleri açısından burada vurgulanabilir.
 
Birincisi, İspanya tarihsel bir süreklilikte, planlı kent yapımının öne çıktığı bir yerdir; Roma, Endülüs ve Reconquesta (Yeniden Fetih) dönemleri ile 19. yüzyıl endüstriyelleşme çağında gerçekleşen planlı kent olgusu günümüzde de sürdürülmektedir (İspanyolların Orta ve Güney Amerika’da kurdukları kentlerin deneyimini de unutmamak gerek). Tanımlı ve tasarlanmış açık alanların öne çıktığı bu kentsel yapıda esas birim, ızgara planlamanın İspanyol karşılığı olan, “köşeleri pahlanmış kare veya dikdörtgen blok”tur. İspanya’da çok özel dönüşüm projeleri dışında ızgara blok halen yeni gelişen kent alanlarının birimidir.
 
İkinci ve bu yazı bağlamında önemli olan konu ise İspanya’da yapı sektörünün ana uygulama alanlarından birisinin büyük çoğunluğu devlet ve yerel yönetimler tarafından desteklenen “sosyal konut” projeleri olmasıdır. Riley bu konuda şunları söylemektedir:
 
“Şimdiye kadar kentsel yaşamın en önemli yapı birimi konuttur ve İspanya toplu konut inşaatlarını bütün biçimlerinde destekleme yönünde kararına bağlı kalmıştır. MVRDV’nin Madrid’in dışında inşa edilen “Edificio Mirador” konut projesi şüphesiz 2003 senesine kadar gerçekleştirilen 500.000’in üzerinde konut biriminin (Bunlardan % 9’u dar gelirli gruplar için ayrılmıştır) en maceracı örneklerinden birisidir... Güncel ve gelecek talepleri karşılamak yönünde İspanya bu ölçekte konut birimlerini inşa etmeye devam edecektir. Kısıtlı bütçeler ve toplu konut projelerine özgü kısıtlayıcı koşullara rağmen, tasarımlarında yeni düşüncelere yer veren genç mimarların sayısındaki artışla beraber konut tasarımı, (İspanya’da) mimari ve kentsel fikirlerin üretildiği bir kaynak alanı olmayı sürdürecektir.”[ii]
 
Riley’in İspanyol Milli İstatistik Enstitüsü rakamlarına dayanarak verdiği yeni toplu konut sayısı, 2007 itibariyle 630.000’e ulaşmıştır.[iii] Toplu konutların güncel mimari tasarımın bir alanı olması konusunda yerel yönetimin istekliliği baş koşuldur. Bu açıdan “Gelişen Madrid” sergisinin tanıtımına Belediye Başkanı Alberto Ruiz Gallardon’un giriş metnini özetleyerek başlamak yararlı olacaktır.[iv] Başkan Gallardon, sunuma, UIA Torino Kongresi’nin “mimarlığın ve kentsel planlamanın sosyal bağlamı dönüştürmesindeki işlevi” temasına vurguyla başlayarak, Madrid Kent Meclisi’nin toplu konut politikalarının kentsel dönüşümde sosyal dengeyi sağlamak ve kent alanını kullanımının yeniden düzenlenmesi olduğunu belirtmektedir. Bu politikanın birinci hedefi, düşük fiyata kaliteli konutlar üretilerek, bunlara gelir konusunda en zorlanan kesimlerin ve özellikle gençlerin erişimini sağlamaktır. 2003 ve 2011 arasında 59.000 yeni birimin üretimi hedeflenmektedir.
 
Bir diğer hedef, toplu konutları “yenilikçi tasarımın, kalitenin ve sürdürülebilirliğin gözalıcı örnekleri haline getirmektir”. Bu amaçla ilk etapta uluslararası bir yarışma düzenlenmiştir. İkinci olarak, Madrid Avrupa Araştırma, Geliştirme ve Buluş Programları’nın konut konusundaki çalışmaları kapsamına dahil olmuştur. Son olarak da “sürdürülebilirlik” prensibine uygun malzeme araştırmaları ve yöntemleri geliştirilmiştir. Belediye başkanının aktardığı bu hedeflerle “tasarıma ve mimarlığa” yatırım yapılması konusu, Madrid örneğini benzerlerinden ayrışmaktadır. Başkan Gallerdon, Madrid’in 2010 yılında Şangay’da yapılacak “Daha İyi Kentler, Daha İyi Hayat” temalı dünya fuarına da çağrılı olduğunu ve toplu konut projelerinden Alejandro Polo Zaera’nın “Bambu Apartmanı” ve Vallecas Bulvarı’nda yapılan “Hava Ağaçları” adlı geçici bioklimatik kent mobilyalarının Şangay’da inşa edileceğini belirtmektedir.
 
“Gelişen Madrid” sergisine 20 adet proje seçilmiştir. Projeler kentin kuzeyi ile güneydoğudan batıya uzanan çeperlerinde dört ana yerleşim bölgesinde konumlanmaktadır (Carabanchel, Sanchinarro, Paradolongo ve Vallecas). Bu bölgelerden Vallecas, 2’si kentsel peyzaj olmak üzere 9 projeyle sergideki yaklaşımın gerçek anlamda dönüştürdüğü bir alandır.
 
Projeler büyük çoğunlukla Madrid’in köşeleri pahlanmış ızgara blok ve buna dayalı çeper yapı tipolojisinin yorumları olarak tasarlanmıştır. Kentin gelişiminin ve kentsel arazi rantının birimi olarak yoğunluğu belirlenen alanlarda projeler 100 ila 150 konut birimi içermektedir. Çeper-blok yorumlarından Feilden Clegg Bradley’in projesi Sunrise Vallecas 07, karbon emisyonlarını ve enerji kullanımın aza indirgeyen bir yapı olarak geleneksel tipolojinin çağdaş malzemelerle yorumlandığı bir örnektir. Çeper-blok tasarımlardan en çarpıcı olanı bu sergi kapsamında yer almayan Mirador projesinin mimarları Hollandalı grup MVRDV’nin tasarladığı Sanchinaro 06’dır (Blanco Lleo ile beraber). Mirador’da Madrid ızgara bloğunu görünüş haline getiren MVRDV, 06 yapısında kesitte ve planda aynı modülasyonda 30 boşluk ve 30 birimden oluşan bir prefabrik çerçeve yapı düşüncesini geliştirmiştir.
 
Sergide yer alan projelerin bir kısmı ise, ızgara bloğun bir kenarının başka bir geometri ile kesilmesi sonucu oluşan arazilerde yer almaktadır. Bunlardan Amerikan Morphosis ve Begona Diaz Urgorri’nin projesi Carabanchel 11’dir. 11 konutlarında mimarlar, 141 birimlik yoğunluğu arazi ortasında 2 katlı konutlardan oluşan “köy” adını verdikleri alan ile iki yanda araziyi sınırlayan 6 katlı stüdyo dairelerin oluşturduğu bir örgü içerisinde, bütün bir yapı görünümünde tasarlamışlardır. Proje çeper blok tipinde yer alan orta avlu fikrini müstakil konutların kullanımına açarak çeperlerdeki yoğunluğu azaltmaktadır.
 
Gerek çeper blok, gerekse de dikdörtgen yapı bloğuna izin veren arazilerde önerilen şemalardan birisi, konutları yerden bir kat yükseltilmiş bantlar olarak üretmektir. Cesar de la Cueva ve Enrique Barrera’nın Vallecas Bölgesi’ndeki projesi, yine aynı bölgede yer alan İngiliz mimar Peter Cook’un Gavin Robotham ve Salvador Perez Arroyo ile yaptığı 23 numaralı proje bu tipte denemelerdir.
 
Projelerin çoğunda prefabrikasyona yönelik modüler sistemler kullanılarak iklime ve iç mekânın dışla kurduğu ilişkide ara mekânlar oluşturulmasına dayalı cephe tasarımları yapılmıştır. Hollandalı mimar Wiel Arets’in Carlos Ballestros ile yaptığı Pradolongo 01 binasındaki ondüle beton paneller salt estetik bir cephe sistemi arayışı olarak üretilirken, Alejandro Polo Zaera’nın Carabanchel 06 kodlu projesinde apartmanın bütün çeperlerinde yer alan sürekli balkonlar bambudan katlanabilir elemanlarla mekânsal ve iklimsel olarak korunaklı hale getirilmiştir; Bambu Apartmanı adlı bu yapı tamamen kapalı bir kutu haline de gelebilmektedir.
 
20 projeden Vallecas bölgesinde yer alan 2’si kentsel peyzaj projeleridir. Bunlardan Vallecas Ecobulvarı adlı çalışma özellikle ilgi çekicidir. Vallecas Bulvarı’nın İspanyol ortası ağaçlıklı refüj parkı (Ramblas) şeklinde oluşturulması sürecinde, gerçek ağaçlar büyüyene kadar işlev görmek üzere 3 yapı tasarlanmıştır. Geçici olan ve güneş panelleri ile kendi enerjisini üreten yerden kaldırılmış silindirler şeklindeki bu yapıların içinde katlar halinde saksıda dikili ağaçlar bulunmaktadır. “Hava Ağacı” olarak adlandırılan bu yapılar, kentsel aktiviteler için çekim noktası oluşturmanın yanında bölgenin iklimsel kalitesini arttırmak üzere yapılmışlardır.
 
İspanyol çağdaş mimarlığının 1980’lerden sonraki gelişimi takip edildiğinde, başkent Madrid’in diğer bölgesel kentlerden daha geç olarak bu çizgiye dahil olduğunu belirtmek gerekir. 1990’larda Madrid göreceli olarak az sayıda projeyle mimarlık gündemine gelirken, belediye tutucu ve tekrarcı kent mobilyaları ile eleştiri alıyordu.[v] Bu durum 2000’den sonra değişti; kent gerek müze gibi özel yapılarla, özellikle de “Gelişen Madrid” sergisinde sunulmaya çalışıldığı gibi toplu konut alanlarında uluslararası mimarlık gündeminde önemli bir yer edinmeye başladı. Sözkonusu süreçte yerel yönetim 1989’dan beri sürekli olarak orta sağ Halkın Partisi’nin elindeydi; Madrid’de aynı politik görüşün popülizmden yenilikçi bir mimari çizgiye yönelmesi ilginçtir; belki de İspanya’nın diğer kentlerinde mimarlığa ve kentsel planlamaya yapılan yatırımın en sonunda ülkenin merkezini de olumlu yönde etkileyerek dönüştürdüğü söylenebilir.
 
 





[i] 2006, On Site: New Architecture in Spain, MOMA, New York.
 


[ii] Riley, Terence, 2006, “Contemporary Architecture in Spain: Shaking off the Dust”, On Site: New Architecture in Spain, MOMA, New York, ss.11-33.
 


[iii] http://www.ine.es (İzlenme Tarihi: Kasım 2008) (İngilizce kısmına gidiniz ve şu maddeleri takip ediniz: Industry and Construction/Construction istatistics/main results/ construccion de vivendes por tipo de vivende y anos.)
 


[iv] 2008, Madrid in Progress. Developing Social Housing: a Special Exhibition for Torino and the XXIII World Congress of Architecture, Madrid.
 


[v] 1996, “Popular Aesthetics”, AV Monografias 1996 Yearbook, no:57-58, ss.168-171.
 
 

Bu icerik 2407 defa görüntülenmiştir.