352
MART-NİSAN 2010
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARLIĞI

Modernist Açılımda Bir Öncü: SEYFİ ARKAN Sempozyumu ve Sergisi Üzerine

Bilge İmamoğlu

Mimarlar Odası tarafından Türkiye’nin mimarlık kültürüne katkıda bulunmuş ve bugün hayatta olmayan mimar(lar)ın anısını yaşatmak üzere 2006 yılında başlatılan Anma Programı’nın 2008-2010 döneminde “Atatürk’ün mimarı” olarak bilinen Seyfi Arkan anılmaya değer bulundu. Belirlenen “Modernist Açılımda Bir Öncü: SEYFİ ARKAN” teması çerçevesinde Arkan’ın ilgili tüm kurum ve özel arşivlerde bulunan özgün çizimlerinin envanteri çıkarılarak sayısal ortama aktarıldı; ayakta olan yapıları tespit edilerek fotoğraflandı; Arkan’ın yazdığı / Arkan üzerine yazılan yayımlanmış kitap, tez, yazı ve belgelere ulaşıldı ve mimarın çalışmalarının yanısıra dönemine de ışık tutan bir sempozyumla birlikte mimarın tüm çalışmalarını içeren retrospektif bir sergi düzenlendi. 22-23 Ocak 2010 tarihlerinde yapılan sempozyum ve sergi açılışına Arkan’ın 30 yılı aşkın süre şehircilik dersleri verdiği “Akademi”, MSGSÜ evsahipliği yaptı.

Program kapsamında yürütülen çalışmalar, Seyfi Arkan’ın yaşamı ve yapılarına ilişkin detaylı bilgiye ise şu adresten ulaşılabilir:

www.mo.org.tr/anmaprogrami

Seyfi Arkan Anma Programı Komitesi (2008-2010):

Afife Batur, Ali Cengizkan, N. Müge Cengizkan, Derin İnan, Bülend Tuna

Komite Çalışmalarına Katkıda Bulunanlar:

Sibel Bozdoğan, Zafer Akay

Program Yürütücüleri:

N. Müge Cengizkan, Derin İnan

Sempozyum Yürütücüsü:

Ali Cengizkan

Sözlü Tarih Çalışmaları:

Derin İnan, Afife Batur

SERGİ

Sergi Hazırlığı ve Metinler:

N. Müge Cengizkan, Derin İnan, Bilge İmamoğlu

Grafik Çalışmaları:

H. Nilgün Kara Babacan

Güncel Fotoğraflar:

Cemal Emden

Seyfi Arkan, Türkiye’nin modern dönem mimarlığının, mimarlık tarihi alanındaki çalışmalarda temel bir başlık olmaya başladığı ilk yıllardan itibaren ismi sıklıkla ve önemle anılmış, üretimi içinde sıradışı sayılabilecek sayıda yapı dönemi için tanımlayıcı örnekler arasında tartışılmaz bir biçimde yer edinmiş bir mimar. Yine de onlarca yıl içinde gerçekleştirilmiş sayılı araştırma ve çalışmanın biraraya getirdiği bilgi, özellikle de birinci el bilgi, Seyfi Arkan gibi başat bir isim için bile bilinenler ile daha iyi anlamak ve anlamlandırmak için bilinmesi gerekenler arasında doyurucu bir oran ortaya koymaktan uzak ne yazık ki. Durum böyle olunca gerçekleştirilen sempozyum gibi toplantıların daha yoğunluklu anlam ve işlevinin de, varolan kolektif bilginin derlenip süzülmesini ve geniş ölçekte dolaşıma sokulmasını amaçlayan “anma toplantıları” olmaktan çok, ihtiyaç duyulan genişlik, derinlik ve bilimsellikteki araştırmanın geleceğe yönelik tanımlanmasına dair ilk adımları oluşturmak doğrultusunda olması doğal. Bu bağlamda, sadece Seyfi Arkan adına gerçekleştirilmiş olan değil, Mimarlar Odası’nın 2006 yılından itibaren kurumsallaştırmış olduğu Anma Programı’nın tamamı, mimar bireyleri odağına alarak, Cumhuriyet dönemi mimarlık tarih yazımının bilgi-kuram dengesini her iki eksende de daha üretken olabilecek biçimde yeniden kurma şansı sağlayan bir fırsat olarak da anlam kazanmakta.

İlhan Tekeli’nin, Arkan’ın yaşamını ve etkinlik gösterdiği toplumsal bağlamı, bilinenlerle olduğu kadar üzerinde yeterince araştırma yapılmamış parçalarıyla yeniden kurduğu ve bu kurgu içinde değerli araştırma alanlarına işaret edebilecek temel sorular ürettiği zihin açıcı konuşması, sempozyumun burada da değinilen doğası içinde yoğun anlam kazanan bir açılış oluşturdu. Arkan’ın yaşamının, eğitiminin, üretim etkinliğinin ve zihin dünyasının öznel ve öğretici detayları, Arkan mimarlığını ve bunun bağlamını anlama ve anlamlandırma çabasında diğer konuşmacıların da gündeminde idi. Örneğin, Ataman Demir’in, Akademi’nin Personel Dairesi Arşivi’ndeki Arkan ile ilgili kişisel dosyadan sunduğu belgeler ve Ersen Gürsel’in sunduğu, Arkan’ın şehircilik derslerinde bir öğrencisi tarafından tutulan ders notları, mimarın 31 yıl sürmüş olan eğitimci geçmişi, şehircilik anlayışı ve yaşamının önemli dönemeçleri adına bilgi ve kavrayışımızı zenginleştiren yeni belgeler olarak ortaya kondular. Uğur Tanyeli ise, Arkan’ın kendi eğitiminin Almanya’da geçen son döneminde Sedad Hakkı Eldem’e yazmış olduğu üç mektubu sunarak, Arkan ile ilgili yoğunlaştırılmış bir kişilik analizi kurmanın yanında, döneme dair tarih yazımının genel bağlamında ilgi çekici tartışmaların kapısını araladı. Arkan’ın elinden çıkmış ya da Arkan ile doğrudan ilgili ve bugün araştırmacıların kolayca erişebileceği dönem metinlerinin azlığı hatırlandığında, sempozyumun dinleyicileri ile paylaşılan tüm bu belgelerin öneminin, belgeler üzerinden üretilen ilk tartışmanın ötesinde olduğu ve bu belgelerin bilgi ve anlam üretmeye devam edebilecekleri biçimde dolaşıma sokulmasının ne kadar değerli olduğu açık.

Arkan’ın yapıtları, özellikle de ilk döneminin “yayımlanmış” tasarımları, yaşamı ile kıyaslandığında daha erişilebilir bir kaynak oluşturuyor. Yine de bu sempozyum, tek tek yapılara/tasarımlara odaklanan çalışmaların sağlayacağı bilgi/belge üretiminin, daha genel olanı kavrama çabasındaki önemine ve Arkan’ın pek çok ürününün bu anlamda halen ne kadar el değmemiş araştırma alanları tanımladığına dair güçlü bir mesajı da içerdi. Ali Cengizkan’ın, Adana Halkevi ve İzmit Halkevi’ni konu edinen ve Arkan’ın hazırlamış olduğu alternatif tasarım önerileri gibi yeni arşiv belgelerinden beslenerek bu yapıların üretim süreçlerini değerlendiren sunuşuna, bu anlamda öğretici bir örnek olarak değinilebilir. Aynı doğrultuda dikkat çekilmesi gereken bir diğer alanın, mimarın daha az bilinen geç dönem yapıları olduğu, yine sempozyumun mesajlarından idi.

Arkan’ın mimarlığına yönelik daha genel değerlendirmeler ise, sempozyum başlığında da geçen modernizm, öncülük, değişim ve özerklik gibi oldukça yüklü kelimeler ve bunlarla ilişkili olarak yerellik/çağdaşlık, dönüşüm/uzlaşı, (mimari) temsil/(mekânsal) deneyim gibi kavram çiftleri bağlamında Arkan’ın sunduğu tartışma ve değerlendirme ortamının zenginliğini öne çıkaran bir bütün oluşturdular. Bu anlamda Arkan mimarlığının, sadece tarih yazımının nesnesi olan değil, mimarlığın güncel söylem ve uygulama sahnesinde düşünce üretenlerin ve bu arada mimarlar kadar plancı ve tasarımcıların da, ilişkide olması gereken bir bilgi alanını tanımladığı, bir kez daha ifade edilmiş oldu.

Sempozyumun bir diğer önemli özelliği, bir koruma oturumu içermesi idi. Ülkemiz için pek çok sebeple sorunlu bir alanı tarifleyen modern döneme ait yapıların korunması konusu, Arkan’a ait yapılarla ilgili uygulama örnekleri ile birlikte, Ayhan Apartmanı gibi “yok ediş”in önüne geçilemeyen örnekler ile gündeme getirilmiş oldu. Koruma başlığının sempozyum içinde taşıdığı bu önem, etkinliğin varolan bilginin sunumuna yönelik bir anma etkinliği olmaktan çok, bilginin üretimine yönelik bir girişim olarak değeri ile koşut bir yaklaşım içermekte. Nitekim, Seyfi Arkan yapılarının ve modern dönemin benzer nitelikli örneklerinin kentlerimizdeki varlığını sürdürmek, onlar üzerinden mimarlık geçmişimiz ve birikimimize yönelik bilgi ve deneyimimizi yeniden üretilebilir kılmanın en temel yolu.

Sempozyumun bilgiye ve bilgi üretimine yönelik hedefleri, gerçekleştirdikleri ve takip edecek çalışmalara bıraktıklarıyla birlikte, Arkan gibi, mimarlık deneyim ve birikimimizin oluşmasında sıradışı boyut ve derinlikte katkısı olmuş bir bireyi, uzun süre hocalık yapmış olduğu okulda ve onunla kişisel olarak ilişkide olmuş kişiler ile birlikte anmak, orada bulunan herkes için de anlamlı ve keyifli bir deneyim oldu.

Bilge İmamoğlu, Doktora Öğrencisi, Delft University of Technology, Mimarlık Fakültesi

Bu icerik 5475 defa görüntülenmiştir.