352
MART-NİSAN 2010
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
MİMARLIK TARİHİ

Projeleri ve Belgeleriyle 20. Yüzyıl Başında İzmit Hapishanesi’nin Tasarımı

Oya Şenyurt

Osmanlı’nın son dönemde gerçekleştirdiği reformlardan biri de hapishanelerin hem işleyiş, hem mimari açıdan modernleştirilmesiydi. Mimar Kemalettin’in de bu çerçevede Vakıflar kurumu çatısı altında hapishane reformuna ilişkin bir rapor hazırladığı biliniyor. 20. yüzyıl başında tasarlanan fakat inşa edilmeyen İzmit Hapishanesi’ne ilişkin arşivlerden elde edilen projeler, hapishanelerin modernleştirilmesi çabalarının mimarideki yansımaları anlamında önemli bir çalışma.

19. yüzyılın sonlarından itibaren başlayan hapishanelerdeki modernleşme çabaları, mimari olarak sonuçlarını 1914’ten sonra vermiştir. Osmanlı’nın son dönemlerine ait pek çok yapı gibi, hapishaneler de zamanın gerekleri dolayısıyla yıkılmış ya da bakımsızlığa terkedilmişlerdir. Osmanlı’nın son dönemlerine ait yapıların projelerinin ele geçirilmesi pek kolay olmamaktadır. Bu dönemde inşa edilen kamusal yapılardan hapishanelere ait olanlar, görece diğer yapılardan daha iyi tasnif ve muhafaza edilmiştir. Devletin tüm imparatorlukta başlattığı hapishane inşaatlarının hazırlanan geniş program çerçevesinde yürütülmesi pek çok hapishane projesinin hazırlanmasını gerektirmiş ve bu projelerin çoğu da günümüze kadar gelmiştir.

İnşa edilecek hapishanelerin “belirli bir plan ve proje dahilinde gerçekleştirilmesi”, ayrıca “aynı tarz ve stilde olması” önemle istenmiştir. 1916 yılında hapishane tasarımlarının hızlı biçimde kâğıda aktarılması gerekmiştir. Bu sebeple, İstanbul ve taşrada hapishane inşaatlarına ait planların detaylı şekilde çizimi için hapishaneler idaresinin oluşturduğu fen heyetinde çalışmak üzere bir ressam (çizim yapan) ve bir mühendis talep edilmiştir. (1) Bir program dahilinde zamana yayılarak gerçekleştirilen hapishane inşaatları bazen aksamalarla gecikmeler de göstermiştir. Her hapishanenin müteahhidi farklı olduğu gibi, bazen birkaç hapishanenin inşaatının kontrolünü bir mimar-mühendis ya da müteahhit üstlenebilmekteydi.

İzmit kentinin 19. yüzyıldaki gelişimiyle ilgili arşiv çalışmaları sırasında rastlanan İzmit Hapishanesi’ne ait projeler, özel bir yazı konusu oluşturacak kadar ilginç görünmektedir. Kent araştırmalarına ait sosyal, ekonomik durumla, mimarlık faaliyetlerinin incelenmesi sırasında hapishane inşaatına dair bulunan belgeler, İzmit kent tarihine katkısı açısından önemlidir.

Makalede, Osmanlı’nın son dönemlerinde başlatılan ve önemli bir projenin parçası olan, ancak uygulanamayan, projesinden kavranabilen İzmit Hapishanesi’nin mimari özellikleri, bulunduğu dönem bağlamında ele alınmıştır.

I. Dünya Savaşı Sonrasında Hapishaneler için Yapılan Düzenlemeler

I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı’nın Almanya yanında yer alması, hapishanelerin ıslahı ile ilgili nizamnâmenin oluşturulmasında ve hapishanelerin teftişinde Alman uzmanlardan yararlanmasını kaçınılmaz kılmıştı. Osmanlı Devleti’nin bu çalışmalara dahil ettiği Alman uzmanlardan biri de, Dr. Mösyö Pollitz’dir. 1916’da sözleşmeli personel olarak “hapishaneler umumi müfettişliği” göreviyle Osmanlı Devleti hizmetinde çalışmaya başlamıştır. Hapishane teftişleriyle işe başlayan Pollitz, her hapishanenin içinde bulunduğu şartlar hakkında bilgi edinmekteydi. Ancak, hapishaneler için yapılacak çalışmalar, tasarruf tedbirlerine takılmıştı. İttihat ve Terakki’nin tüm dikkatini savaş alanlarına çevirmesi, bu dönemdeki çalışma ve çabaların kâğıt üzerinde kalmasına neden olmuştu. Savaş sonrası dönem için iyi bir altyapı oluşturan ıslahat çalışmaları, Almanya ve Osmanlı’nın savaşı kaybedeceği üzerine kurulmamıştır. Savaşın en zor günlerinde Mebuslar Meclisi, Üsküdar Paşa Kapısı Tevkifhanesi ile İshakpaşa Tevkifhanesi’nin (Sultanahmet Cezaevi) inşaatını başlatır. Modern anlamda inşa edilecek iki yapı, hapishanelerle ilgili hazırlanan yeni nizamnamenin ilk uygulanmaya başladığı ve nizamnamenin mimari karşılığı olarak görülebilecek öncü mekânlar olacaktır. (2)

“Yeni” Bir İzmit Hapishanesi İnşa Edilme İsteğinin Sebepleri

1913’te İzmit Mutasarrıflığı tarafından İzmit Hapishanesi’nin yeniden inşasına dair yazılmış bir yazıda, varolan hapishanenin yetersizliğine dikkat çekilmiştir. Sıhhi şartlara sahip olmayan İzmit Hapishanesi, asıl olarak 70 kişiyi alacak büyüklükteyken, hava ve ışıktan yoksun tuvalet aralarına sıkıştırılmak suretiyle, toplam 221 hükümlü bulundurmaktadır. Sıhhi şartlardan yoksun, köhne rutubetli bir bina içinde normalden 3,5 kat fazla mahkûmun bulundurulmasından dolayı ortaya çıkan izdiham, “hummalı tifo”, “zatürree”, “dizanteri” gibi çeşitli hastalıklara neden olduğu gibi, 4 kişi de vefat etmiştir. Zaten sağlamlığı olmayan bu hapishanede her türlü kötülük ve huzursuzluk hâkimdir. 15 seneye mahkûm 4 kişi çeşitli hilelerle arkadaşlarını fesata uğratmışlar ve hapishanenin düzenini, huzur ve emniyetini tümüyle ihlal etmişlerdir. Bu tip kişilerin böyle yetersiz hapishanede bulundurulmaları doğru olmadığından, icabının yapılması ve bu noktada acil çare bulunmadığı durumda ortaya çıkacak sorumluluktan muaf tutulmaları gerektiği Hapishane Müdüriyeti’nden Adliye Nezareti’ne önemle bildirilmiştir. (3)

Sözkonusu hapishanenin bu biçimde devam etmesi olanaklı değildir ve bazı mahkûmların kazalara gönderilmesi suretiyle de İzmit Hapishanesi’ndeki izdihamın hafifletilmesine imkân yoktur. Bu durum, ceza ilamlarının hükmünün yürümesini sekteye uğratacağı gibi, verilen hükümlerin de zamanının geçmesine sebep olmaktadır. Maliyenin durumunun kötü olduğu bilinmektedir, ancak bu biçimde idarenin mümkün olmaması sebebiyle yeni bir hapishane yapılması için gerekli izinlerin verilmesi istenmiştir. (4)

Suç oranlarının asayişin sağlanamadığı dönemlerde artması kuşkusuz hapishanelerdeki suçlu sayısının artmasına neden olmaktadır. I. Dünya Savaşı ve sonrasında imparatorluğun geçirdiği problemli dönemler, imparatorluğun her noktasındaki hapishanelerdeki suçlu sayısını arttırmış ve bu mekân yetersizlikleri bölgenin en üst mülki amirleri tarafından sık sık dile getirilmiştir. İzmit Mutasarrıfı’nın 1914 yılında yazdığı bir başka raporda, İzmit Hapishanesi’nde suçlu sayısının artması nedeniyle bir grup mahkûmun başka hapishanelere kaydırılmasına dair izin istenmiştir. Mutasarrıfın yazdıklarından, bu dönemde bile hapishanenin yetersiz olduğu anlaşılmaktadır. (5) Sonraki yıllarda sayının daha da artması İzmit’ten bir başka raporun daha merkeze ulaşmasına neden olmuştur.

“Yeni” İzmit Hapishanesi’nin İnşa Edileceği Yer Üzerindeki Kararsızlık

İzmit’te yeni bir hapishane yapımıyla ilgili öneriler I. Dünya Savaşı dönemine rastlamış gibi gözükse de, yeni hapishane yapımı için arayışların 1907 yılına tarihlendiği tespit edilmiştir. İzmit Sancağı İdare Meclisi’nden yazılmış bir belgede, inşa edilecek İzmit Hapishanesi’nin inşaat masrafı için 2.700 Lira’nın sarfına Maliye Nezareti’nden izin verildiği bildirilmektedir. İnşaatına başlanması çok yakın olduğu bildirilen hapishane ile İzmit’te yanan hükümet konağının aynı anda yapılması, İzmit Sancağı İdare Meclisi üyelerince talep edilmektedir. Hapishane 250-300 kişilik, yeterli ve sağlık kurallarına bağlı olarak, yeni üslupta inşa edilecektir. Ancak, inşaatın gerçekleştirileceği arsa çok dar olduğundan, küçük bir alana büyük ve mükemmel bir yapının inşası mümkün olmadığından da sözedilmektedir. Hapishane arsasının neresi olacağı tarif edilmemekle birlikte, hükümet konağının arsası için tersaneden çevresi 25 bin metre olan bir alanın alınması önerilmektedir. İzmit kasabası İstanbul’un bir mahallesi hükmünde ve körfezin en uç sahili olması nedeniyle, bir gezinti mahali olarak yerli ve yabancı ahalinin ziyaretine açıktır. Hükümete ait emlak ve binaların intizam ve ihtişamı içermesi gerekli olduğundan yeniden tamir ve tefrişinin yapılması hapishane inşaatıyla birlikte mümkün olacaktır. (6) Ancak, belgeler, 1912 yılına gelindiğinde hükümet konağı için tersaneden alınacak alanın henüz alınamadığını ve inşaat veya tamirat için bütçeden ayrılan tahsisatın Rumeli’de inşaatı devam eden hükümet konaklarına sarfedildiğini göstermektedir. (7)

1913 yılında hapishane inşası için uygun görülen Sekban İskelesi ve Baş İskele arasındaki alanın istimlâk edileceği bildirilmektedir. (8) Ancak, 1915 yılında bu istimlâkin de gerçekleşmediği görülmektedir. (9) Yeni bir hapishane yapmak yerine, İzmit’te Ermeni Kilisesi’ne ait olan fırın üzerine hapishane inşa edilmesi için keşif yapılmıştır. (10) Keşfin sonunda inşaat yapılıp yapılmadığına dair bir bilgi bulunmamakta ve çözüm olarak İzmit Tersanesi’ndeki bir yapının geçici hapishane olarak kullanılması önerisi gündeme getirilmektedir. Bu önerinin de gerçekleşmesi mümkün olmayınca (11), İzmit’te Ermenilerin terkettiği mahallede bir tevkifhane ve hapishane yapılması kararlaştırılacaktır. (12) Varolan eski hapishane yapısının çevre duvarı olmadığı için kontrolün zorluğu devam etmektedir. Uzun süredir yer darlığından yaşanan izdiham ise kent dışında yapılan barakalarda da mahkûmların yerleştirilmesini gerektirmiştir. (13)

1919 yılında da gerçekleştirilemeyen “yeni” hapishaneyle ilgili umutlar tamamen yitirilmiş, eski hapishaneye tarassud (gözetleme) kulesi inşa edilerek camlarının tamir edilmesine karar verilmiştir. Diğer taraftan, Kayseri Sokağı’nda Dikran Efendi isimli bir Ermeni’ye ait hanenin Nisa (kadın) Hapishanesi olarak kullanılmaya başlandığı tespit edilmiştir. (14)

İzmit’te maddi yetersizlikler yüzünden 1912 yılında İzmit Üsküdar Caddesi’nde inşa edilmek üzere hazırlanan projeler hayata geçirilememiştir. Oysaki 20. yüzyıl başı, geç Osmanlı’nın en kapsamlı projelerinden, “hapishaneler inşaatının” önemli bir parçası olan İstanbul’daki Üsküdar Tevkifhanesi 1920 yılında bitirilmiştir.

Tasarımı Yapılan “Yeni” İzmit Hapishanesi’nin Genel Plan Özellikleri

20. yüzyılın başında hızlanan hapishane inşaatları imparatorlukta pek çok noktada yeni hapishanelerin inşa edilmesi için çeşitli projelerin hazırlanmasına neden olmuştur. Tek elden ve aynı tip yapı inşa etme arzusu gerek mali sebepler gerekse topografya farklılıkları sebebiyle mümkün olmamıştır. Pek çok mimar ya da mühendis 19. yüzyılın sonlarından itibaren hapishane planları için önerilerde bulunmuştur. Genellikle, inşaatları gerçekleştirilen tevkifhane ya da hapishane yapılarında Üsküdar Paşakapısı Tevkifhanesi'nde olduğu gibi haç plana sahip simetrik formlarda tasarlananlar olduğu gibi, İshakpaşa Tevkifhanesi gibi orta avlulu plan tipine sahip olanlar da bulunmaktadır.

“Yeni” hapishane inşaatı için 1907 yılında keşif bedelinin belirlenmesi ve inşaat talebi ile hapishanenin projelerinin hazırlandığı 1912 tarihi (15) arasında da önemli bir süre geçmiştir. Eğer projenin hazırlandığı tarihte bir hata yoksa, arsa konusundaki kararsızlıkların farklı projeler hazırlanmasına sebep olduğu düşünülebilir.

Arşivden çıkan projeleri ışığında İzmit Üsküdar Caddesi için hazırlanan “yeni” İzmit Hapishanesi, Üsküdar Paşakapısı Tevkifhanesi gibi, avlusuz, kapalı bir yapı olarak tasarlanmıştır. Düzgün olmayan I formuna sahip plan, birbirine eşit olmayan iki paralel kütleyi birbirine bağlayan ve onlara dik bir kütleden ibarettir. Diğer bir deyişle, üç ana kütleden oluşan yapı, vaziyet planında da görüldüğü gibi, geometrik form olarak “yamuk” biçiminde bir arsanın ortasında planlanmıştır. Yapının giriş cephesinin baktığı Üsküdar Caddesi dışında, arsanın etrafını çeviren caddelerin adları “levha”larda (16) yazılmamıştır. Giriş cephesine doğrudan ulaşılmayı engelleyen, Üsküdar Caddesi’ne paralel, dikdörtgen plana sahip, jandarma ve memurlara ait iki yapı bulunmaktadır. Bu iki yapının arasında geçiş alanı bırakılmış ve buradan hapishanenin ön bahçesinden girişe ulaşılması mümkün kılınmıştır.

Yapının ön cephesinde merkezde bulunan giriş kapısı, mahkûmların bulunduğu alana açılmaktadır. Ana girişin solundaki kısım yaklaşık 2 metrelik bir duvarla ayrılarak yapıya bu noktadan da bir giriş verilmiştir. Duvarla ayrılan bu bölüm kadın mahkûmlar için planlanmıştır. Bu duvar, aynı zamanda kadın mahkûmların bahçe sınırını da oluşturma özelliğine sahiptir. Yamuk biçimdeki hapishane arsasına uygun olarak kadınlara ait bahçe de geometrik olarak yamuk biçimine sahiptir. Hapishanenin kadınlar için sınırlanan bahçe alanı dışında kalan bahçesi, tanımlı bir alan değildir. Dolayısıyla, erkek mahkûmların bahçenin ne kadarını kullandığı belirsizdir. Yapının arka cephesinde de kontrol mekanizmasının olmayışı bahçe kullanımına sınır getirilmiş olduğunu düşündürmektedir.

I biçimindeki plan özelliğine sahip yapının sözkonusu iki paralel kütlesinden Üsküdar Caddesi’ne bakan kısımda (Bu caddenin bugün nerede olduğu tespit edilememiştir. İzmit’te günümüzde bile sokak adları sıkça değiştirilmektedir) olan zemin ve bodrum katların yarısı kadınlar için ayrılmıştır. Planın diğer bölümleri ve üst katlar tamamen erkek mahkûmlara aittir. Üsküdar Caddesi’ne bakan kütleye paralel olan eş formdaki diğer kütleye de zemin kattan giriş verilmiştir. Ana girişin ekseninde düzenlenen arka cephedeki bu girişin neden verildiğine dair bir bilgi bulunmamaktadır. Dönemin yapılarına has simetrik plan uygulama çabası kadınlara ait koğuşların ve gardiyan odalarının farklı ve ayrı tasarlanması yerine, planın bir köşesinde simetriyi bozmadan konumlandırılmasını gerektirmiştir. Kadınlar bölümünde bodrum ve zemin kat arasında düşey sirkülasyonu sağlamak amacıyla bir merdiven tasarlanmıştır. Erkekler bölümünde ise bodrum katta bir merdiven varken, zemin, birinci ve ikinci katlarda bir merdiven daha ilave edilerek merdiven sayısı ikiye çıkarılmıştır. (17)

İzmit Hapishanesi’nin Tasarlanan Ön Cephesi

Hapishanenin ön cephesine ait çizimin dışında, diğer cephelerine ait bilgi verecek bir kaynak elimizde bulunmamaktadır. Yapı, projeye göre, bodrum kat, zemin kat, birinci ve ikinci katlar dışında çatı katına da sahiptir. Ön cephe, duvarla ayrılmış kadınlar ve yapının merkezinde yer alan erkek mahkûmların girişine sahiptir. Dosyada yapıya ait tek kesit, yapının çatısının beşik çatı olduğunu göstermektedir. Hücre zeminlerinden 2.20 metre yüksekte yer alan parmaklıklı pencerelerle giriş cephesinin orta bölümü, öndeki ana kitleden dört kat boyunca çıkma yapmıştır. Projelerinden anlaşıldığına göre, simetrik bir cepheye sahip olan yapının, mahkûmların sınırlandırılmış yaşam koşullarını mimariye yansıtan bazı özellikleri (pencerelerin konumlandırılması gibi) dışında kamuya ait herhangi bir yapı gibi algılandığı ve döneminin yapılarının simetri özelliğine sadık kalındığı dikkat çekmektedir. Bununla birlikte, sadece başkentte oldukları için taşradakilere göre farklılaşan İshakpaşa ve Üsküdar Paşakapısı Tevkifhanesi’ne göre, Birinci Ulusal Mimari’nin üslupsal özelliklerini yansıtmayan ve masrafın en aza indirgendiği bir yapı olarak tanımlanabilir. (18)

(yazarın notu: Burada görseller “levha”ların açıklamalarının altına gelecek biçimde düşünülmüştür)

Levha 1. Levhanın sağ üstünde yazanlar: “İzmit Hapishanesi levha 1”, “150 kişilik hapishane bodrum katı”. 1/200 ölçekte çizilmiştir. I biçimindeki plana sahip 150 kişilik hapishane bodrum katı, orta koridorda erkeklere ayrılan kısım, kalorifer tesisinde kazanın yer alacağı mahal, odun ve kömürlük, imalathaneler, muhaberat hücreleri yer almakta. Kadınlara ait kısımda hücre, muhaberat hücresi ve mahzen bulunmaktadır. (19)

Levha 2. Levhanın sağ üstünde yazanlar: “İzmit Hapishanesi levha 2”, “250 kişilik hapishane”. 1/100 ölçekte çizilmiş zemin kat planında erkek ve kadınlara ait girişler bir duvarla birbirinden ayrılmıştır. Girişin solunda kalan küçük bölüm kendine ait girişiyle ve bahçesiyle kadınlara aittir. Methal (giriş), dokuz kişilik koğuş, kadın gardiyan odaları, hücreler, musluk mahalli ve hamam, üç hastayı alabilecek oda bulunmaktadır. Planın sadece küçük bir kısmına konumlandırılan kadınlar koğuşu ile erkeklere ayrılan kısım arasında kullanım alanı bakımından ciddi bir orantısızlık bulunmaktadır. Girişin sağındaki merdivenlerden, erkek mahkûmların girişine ulaşılmakta, girişten sağa dönüldüğünde, hücreler, dava vekillerine ait odalar, gardiyan odalarına ulaşılmaktadır. Girişten düz ilerlendiğinde on bir kişilik ve on dört kişilik koğuşlar, musluk mahalli koridorun her iki tarafında yer almakta ve bu koridoru kesen bir başka koridor boyunca da hücreler, musluk mahalli ve hamam ile karşılaşılmaktadır. (20)

Levha 3. Levhanın sağ üstünde yazanlar: “İzmit Hapishanesi Levha 3”, “210 kişilik hapishane üst katlar”. Levhanın sol altında yazanlar: “Mimar-mühendis Kilovopulos”. 10 kişilik bu bölüm I planı oluşturan iki paralel kısım ve bu bölümleri dik kesen orta bölümden oluşmaktadır. Yapının birinci ve ikinci katları için tek bir plan çizilmiş ve bu katlar sadece erkeklere ayrılmıştır. Kadın tutuklular için birinci ve ikinci katlarda mekân tasarlanmamıştır. Üsküdar Caddesi’ne (giriş cephesi) bakan bölümün üst katının her iki ucunda ibadet için mekânlar ayrılmıştır. Müslüman ve Hıristiyan mahkûmlar için ayrı ayrı tasarlanmış cami ve kilise yerleştirilmiştir. Bu iki ibadet alanının ortasında hücreler, hastane, gardiyanlara ait odalar sıralanmıştır. Orta bölümde on ve on dört kişilik koğuşlar, eczane, tuvaletler ve musluk mahalli olarak adlandırılan ıslak hacimler de bu alanda bulunmaktadır. Yapının arka cephesinin üst katına bakan bölümde beş kişilik koğuş, hamam, musluk mahalli bulunmaktadır. (21)

Levha 4. Levhanın üst kısmında yazanlar: “İki yüz elli kişilik hapishanenin resmidir B-A mukatta”. Levhanın sağ üst köşesinde yazanlar: “İzmit Hapishanesi levha 4”. Levhanın alt ortasında yazanlar: “Mikyas 1/100”. Levhanın sol altında yazanlar: “Mimar-mühendis”. 250 kişilik hapishanenin planın hangi noktasından geçtiği konusunda fikir vermeyen B-A kesitinde 3.60 metre yüksekliğe sahip mekânlarla, 2.60 metre yüksekliğe sahip bodrum katı bulunmaktadır. (22)

Levha 5. Levhanın üstünde yazanlar: “Hapishane binasının haricinde olarak methal kapısının iki cenahında hapishane müdürüyle memurlarına ve gardiyanlara ve kuvve-i muhafazaya mahsusu binanın haritasıdır”, “cepheden görünüş”. Levhanın üst sağ bölümünde yazanlar: “İzmit Hapishanesi levha 5”. Levhanın sol alt bölümünde yazanlar: “Mimar-mühendis Kilovopulos”. Hapishane binasının dışında methal kapısının iki tarafında hapishane müdürüyle memurlarına ve gardiyanlara ve kuvve-i muhafazaya ait binanın planları ve görünüşü bulunmaktadır. 1/100 ölçekte çizilmiş planlara göre, yapı simetrik olarak tasarlanmış girişin solunda kalan kısım jandarma koğuşu ve müsabaka odası (?), sağındaki eş parça ise kalem, müdür odası ve gardiyan odası olarak üç bölüme ayrılmıştır. (23)

Levha 6. Levhanın üst kısmında yazanlar: “İki Yüz Elli Kişilik Hapishane’nin Suret-i Görünüşü”. Levhanın sağ üst köşesinde yazanlar: “İzmit Hapishanesi levha 6”. Bu paftada yapının giriş cephesine ait bir görünüş bulunmaktadır. (24)

Levha 7. Levhanın üst bölümünde yazanlar: “İzmit’te inşa edilecek hapishanenin hâl-i mecmu’unu irâe eder haritadır”. Levhanın sağ üst köşesinde yazanlar: “Levha 7”. Levhanın alt orta kısmında yazanlar: “Üsküdar Caddesi”. Levhanın sol alt köşesinde yazanlar: “Mimar-mühendis”. “İzmit’te İnşa Olunacak Hapishanenin Hâl-i Mecmu’unu İrâe Eder Haritadır” başlığı ile düzenlenmiş paftada, hapishanenin ve giriş bölümünde bulunan jandarma ve memur odalarını içeren yapıların genel çizimlerini içeren planlar bulunmaktadır. Vaziyet planı niteliğinde olan bu pafta, arsanın eğimi konusunda bilgi vermemekle birlikte, yapıların çatılarının nasıl düzenlendiği ya da yakın çevre durumuyla, denize göre yerleşimin nasıl olduğuna dair fikir yürütmemize de engeldir. Diğer bir deyişle, bugünkü anlamda vaziyet planı çizim usullerine göre eksiklikleri bulunmaktadır. (25)

İzmit Hapishanesi’nin Mimarı ve Müteahhitleri

Vilayet, liva ve kazalara ait olmak üzere üç çeşit hapishane projesi tanzim edilmiş ve bunlar çoğaltılarak vilayetler ile bir vilayete bağlı olmayan doğrudan doğruya Dahiliye Nezareti’ne bağlı olan Çanakkale, İzmit, Antalya, Samsun, Muğla gibi livalara gönderilmiştir. Yeniden inşası düşünülen hapishaneler bu projelere bağlı olarak inşa edilmektedir. Ancak, sonradan yapılan tetkik sonucunda fazla masraf gerektiren projelerin Osmanlı’nın her tarafına tatbik edilmesi, hazinenin durumu dolayısıyla mümkün olamayacağından 5-10 kişi mahkûm bulunduran kazalarda sözedilen proje gereğince 75 kişilik hapishane yaptırılmasının da mali durumun bozukluğundan etraflıca düşünülmesi gerekli görülmektedir.

Hazinenin menfaati ve yerel ihtiyaçlar dikkate alınarak yeniden inşasına lüzum görülecek hapishaneler için proje tanzimi hizmeti ile sorumlu olmak ve kendisine uygun miktar ücret verilmek ve haftada iki gün Hapishaneler Nezareti’ne devam etmek üzere idare tarafından birkaç mühendisin istihdam edilmesi kararlaştırılmıştır. (26) Bu göreve, hapishane projeleri ile keşif evraklarının tetkiki de eklenerek, Mühendis Kilovopulos Efendi tayin edilmiştir. İzmit Hapishanesi’nin inşaatını üstlenenler ve taahhüt edenler Mimar Simon Melkonyan ile Mimar Ahmet Burhaneddin Bey’dir.

Simon Melkonyan: İzmit Hapishanesi müteahhidi olarak belgelerde yer almaktadır. Harbiye Nezaret-i Celilesi inşaat müteahhitlerindendir. Büyük olasılıkla, 20. yüzyılın başlarında başka hapishane inşaatlarında da faaliyet göstermiştir. İnşaat ve keşif işleri için, Harbiye Nezareti müteahhitlerinden Mimar Ahmet Burhaneddin Bey ile trenle İzmit’e hareket etmeleri vesika verilerek sağlanmıştır. Ahmet Burhaneddin’in kolaylıkla aldığı vesikaya karşılık, Melkonyan’ın vesika alabilmesi için Hapishaneler Müdüriyeti araya girmiştir. Harbiye Nezareti müteahhidi olarak tanıtılmış, itibar sahibi olduğu, İzmit Hapishanesi’nin inşaatını taahhüt ettiği ve bu iş için girişimde bulunduğu anlatılarak, İzmit’e gidiş vesikası alması sağlanmıştır. (27)

Simon Melkonyan, İstanbul’da Ortaköy Taşmerdiven’de ikamet etmektedir. 1921 yılı Annuaire Oriental mimarlar listesinden Galata Noradounghian Han no:43’te faaliyet gösterdiği anlaşılmaktadır. (28)

İstanbul’daki bir kısım Ermeni’nin Anadolu’ya gönderildiği dönemde, Melkonyan da Çankırı’ya (Kengırı) sürülmüştür. 1915 yılında Dahiliye Nezareti’ne yazdığı bir dilekçede aynı yılın Nisan ayında Çankırı’ya sürüldüğünden sözetmiştir. Melkonyan, İstanbul’a geri dönme isteğini dile getirdiği dilekçesinde kendisine İstanbul dışında herhangi bir şehre gidebileceğinin bildirildiğini, ancak bütün çalışmalarının ve taahhüt işlerinin İstanbul’da olduğunu, namuslu, itibarlı ve mesleğiyle uğraşan bir kişi olarak geri dönmek istediğini belirtmektedir. (29) Annuaire Oriental kayıtlarından 1921-29 yılları arasında İstanbul’da faaliyet gösterdiği dikkate alınırsa, Çankırı’dan İstanbul’a dönmüş olabileceği tahmin edilmektedir. (30)

Mimar-Mühendis Kilovopulos Efendi: Hapishaneler projesinin tanzimi ve vilayetlerden talep edilip, gelecek proje ve keşif evrakının tetkiki için haftada iki gün hapishaneler idaresine gelmek ve taşraya gönderilmemek üzere işe alınmıştır. Ancak, Kilovopulos Efendi’nin aldığı harcırahlara bakılacak olursa bu karara pek uyulmadığı, günde 1 Lira karşılığında İstanbul dışında İzmit ve Bursa’daki hapishane inşaatlarını da sürdürdüğü görülmektedir.

Hapishaneler Nezareti’ne atanmadan önce, İstanbul, Üsküdar ve Kadıköy sularının komiseri olarak görevlidir. Hükümet konakları ile hapishanelerin inşaat ve tamiratına bağlı vilayetten gelen keşif evrakı ve projelerin tetkiki ve yeniden proje ve “resim” çizimi için Hapishaneler Müdüriyeti’ne tayin edilmiş olan Kilovopulos Efendi’nin I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle hizmetine son verilmiş, ancak sonrasında bu karardan dönülerek aynı ücretle işe geri dönmesine karar verilmiştir.

Kilovopulos Efendi, İzmit Hapishanesi projesinin mimarıdır. İzmit Hapishanesi’nin proje paftalarının sol alt köşelerinde “Mimar Mühendis Kilovopulos” adı okunmaktadır. Diğer hapishane yapılarında olduğu gibi, İzmit Hapishane projesinde de çizimler mavi karton kalınlığında bir kâğıda beyaz mürekkeple çizilmiştir. Çizim dili açısından diğer bölgelerde inşa edilecek hapishaneler için çizilen projelerle de birlik sağlanmıştır. (31)

Mimar Ahmet Burhaneddin Bey: Harbiye Nezareti müteahhitlerindendir. Annuaire Oriental mimarlar listesinde 1927-29 yılları arasında faaliyet gösteren birkaç Türk-Müslüman mimardan biri olarak kayıtlı bulunmaktadır. (32) İzmit Hapishanesi’nin inşaatının yapımını Simon Melkonyan ile birlikte taahhüt etmiştir. (33)

1950’lerde “İzmit Cezaevi” Olarak Kullanılan Yapının Fotoğrafı Üzerine Açıklanması Gerekenler

Makalenin konusunu oluşturan İzmit Hapishanesi ile ilgili yapılan araştırmalar sırasında, İzmit’in kent tarihi üzerine yazılmış kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, eski cezaevinin hükümet avlusunda, tersane duvarına bitişik olduğu ifade edilmektedir. (34) Kapıaltı denilen mevkide Hükümet Konağı’nın bulunduğu ve Kapıaltı denilen yerden geçildiğinde eski cezaevinin batı tarafta kaldığı anlaşılmaktadır. Cezaevinin ilerisinde polis dairesi, doğusunda Jandarma ahırları ile Adliye Dairesi yeralmaktaydı. (35) Dolayısıyla, denizden bakıldığında İstasyon’dan Mezbaha’ya kadar olan İzmit sahilinde, Tersane, Gümrük, Sahil Sıhhiye, Belediye Oteli bahçesi, eski Duyun-ı Umumiye binası, prenslere ait müskirat deposu, iki un fabrikası ve cezaevi bulunmaktaydı. (36) Eski cezaevinin arka cephesi denize, ön cephesi ise halkevinden başlayan ve Yenicuma Camisi’ne uzanan ve oradan da Ankara’ya doğru ince bir şose yol olarak tarif edilen Ankara Caddesi’ne bakmaktaydı. (37) Makalede adı geçen ve yapılması düşünülen Hükümet Konağı’nın ise Cumhuriyetin ilanından sonra uzun süre yapılmadığı tespit edilmiştir. R. Yüce’nin ifadesiyle “1937 yılında yapılması temenni edilmektedir.” (38)

TÜPRAŞ’ın yayınladığı C. Turgay’a ait İzmit fotoğraf albümünde İzmit Ceza ve Tevkif Evi olarak kullanılan bir başka yapının daha fotoğrafı bulunmaktadır. (Resim 1) Bu yapı 1950 yılında ciddi bir tadilat yapılarak sıhhileştirilmiş, yapının çatısı, kantin, atölye birimleri ve görüşme yeri yeniden düzenlenmiştir. (39) Fotoğrafı bulunan eski cezaevinin 19. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş olma ihtimali bulunmaktadır. Arşivden projeleri çıkarılan, Üsküdar Caddesi’nde yapılması kararlaştırılan 250 kişilik “yeni” İzmit Hapishanesi’nin ise Osmanlı’nın son dönemlerinde projeleri hazırlanan, ancak uygulamaları yapılamayan pek çok binadan biri olabileceği düşünülmektedir.

Sonsöz

Osmanlı’nın son dönemlerinde yoğun biçimde İstanbul’a ulaşan yeni hapishane talebi, cevap alınamaması karşısında İzmit’te ardı arkasına farklı tedbirlerin ve önerilerin İstanbul’a iletilmesini sağlamıştır. Belge yoğunluğu “yeni” yapılacak hapishane ile ilgili karışıklığı doğrudan yansıtmaktadır. Bu sebeple belgeler değerlendirilirken temkinli davranılarak sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır.

İzmit kent tarihi üzerine araştırmalar yaparken ortaya çıkan erken 20. yüzyıl İzmit Hapishanesi planları uygulanmamış bir proje olarak, araştırmacılar için sözkonusu dönemde hapishanelerin modernleşmesi çabalarının mimarideki yansımalarının okunması açısından önemlidir. Bu açıdan, yakın tarihimize ait İzmit Hapishanesi projeleri mahkûmların barınma şartlarının iyileştirilmesi ve gün boyunca geçirdikleri sürecin çeşitli aktiviteler sebebiyle bölünerek düzenlenmesinin ipuçlarını vermektedir. Ayrıca, imalathanelerde çalışarak üretime katkıda bulunmaları açısından modernleşen mekânlarını da yansıtmaktadır.

 

Oya Şenyurt, Yrd. Doç. Dr., Kocaeli Üniversitesi, Mimarlık Bölümü

 

NOTLAR

1. Şenyurt, 2003, s.78.

2. Şen, 2007, s.69, 71, 73, 80.

3. DH.MB.HPS.M., Dosya no:9, Gömlek no:26.

4. DH.MB.HPS.M., Dosya no:9, Gömlek no:26.

5. Şen, 2007, ss.99-100.

6. Y.MTV., Dosya no:298, Gömlek no:132.

7. DH.MB.HPS., Dosya no:22, Gömlek no:23.

8. DH.İD., Dosya no.160/-1, Gömlek no:34.

9. DH.MB.HPS., Dosya no:57, Gömlek no:50.

10. DH.MB.HPS., Dosya no:114, Gömlek no:56.

11. DH.MB.HPS., Dosya no:115, Gömlek no:30.

12. DH.MB.HPS., Dosya no:39, Gömlek no:21.

13. DH.MB.HPS.M., Dosya no:35, Gömlek no:80.

14. DH.MB.HPS., Dosya no:48, Gömlek no:7.

15. DH.MB.HPS.M., Dosya:5, Gömlek no:10.

16. “Levha” kelimesi pafta anlamında kullanılmaktadır. Her tasarım paftasına numaralar verilerek (Levha 1, 2,..) alt, üst ve köşelere paftaları açıklayıcı bilgiler verilmiştir. “Plan” kelimesi yerine bazı paftalarda “harita”, “kesit” kelimesi yerine “mukatta”, cephe ya da görünüş yerine ise “suret-i görünüşü” kullanılmaktadır.

17. DH.MB.HPS.M., Dosya:5, Gömlek no:10.

18. DH.MB.HPS.M., Dosya no.5, Gömlek no:10.

19. DH.MB.HPS.M., Dosya no:5, Gömlek no:10.

20. DH.MB.HPS.M., Dosya no:5, Gömlek no:10.

21. DH.MB.HPS.M., Dosya no:5, Gömlek no:10.

22. DH.MB.HPS.M., Dosya no:5, Gömlek no:10.

23. DH.MB.HPS.M., Dosya no:5, Gömlek no:10.

24. DH.MB.HPS.M., Dosya no:5, Gömlek no:10.

25. DH.MB.HPS.M., Dosya no:5, Gömlek no:10

26. DH.MB.HPS., Dosya no:85, Gömlek no:57.

27. DH.MB.HPS., Dosya no:40, Gömlek no:22.

28. Cervati, 1921, s.641.

29. BOA., DH.EUM.2.ŞB. 12/31/1.

30. Kuruyazıcı, 1999, s.73.

31. DH.MB.HPS., Dosya no:71, Gömlek no:36.

32. Kuruyazıcı, 1999, s.71.

33. DH.MB.HPS., Dosya no:40, Gömlek no:22.

34. Yüce, 2007, s.116.

35. Yüce, 2007, s.211.

36. Yüce, 2007, s.443.

37. Balkı, 1999, s.63.

38. Yüce, 2007, s.445..

39. Bkz. 1 Nisan 1950 tarihli Türkyolu Gazetesi.

KAYNAKLAR

Kuruyazıcı, H. 1999, “Annuaire Oriental Kayıtlarına Göre 1869-1929 Arasında İstanbul’da Etkinlik Göstermiş Mimarlar”, İstanbul Dergisi, sayı:28, ss.68-73.

Şen, Ö. 2007, Osmanlı’da Mahkum Olmak Avrupalılaşma Sürecinde Hapishaneler, Kapı Yayınları, İstanbul.

Şenyurt, O. 2003, “20. Yüzyılın İlk Çeyreğinde Anadolu ve İstanbul’da Bazı Hapishane İnşaatları”, Arredamento Mimarlık, ss.76-82.

Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA) Belgeleri

Dahiliye Mebani-i Emiriye ve Hapishaneler Müdüriyeti (DH.MB.HPS.) Belgeleri

Dahiliye Mebani-i Emiriye ve Hapishaneler Müdüriyeti (Müteferrik) (DH.MB.HPS.M.) Belgeleri

Dahiliye Emniyet-i Umumiye 2. Şube (DH.EUM.2.ŞB.) Belgeleri

Bu icerik 7134 defa görüntülenmiştir.