366
TEMMUZ-AĞUSTOS 2012
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN




KÜNYE
GÜNDEM

Meslek Hukukumuza Müdahaleler

Eyüp Muhcu, Mimarlar Odası Genel Başkanı

“Üye sayısı 40 bine ulaşan Oda’nın yasal olanaklarının meslek alanı ve meslektaş hakları bakımından yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir.” “UIA ve ACE tarafından yayımlanan belgelerde, sürekli olarak meslekî alanın ve örgütlülüğün geliştirilmesi vurgusu yapılmaktadır. Türkiye’nin altına imza attığı uluslararası sözleşmeler ve AB üye ülkeleri “mimarlık mesleğinin birlikler yoluyla kendi kendini düzenlemesi” anlayışını desteklemektedir.” “13-14 Nisan 2012 tarihlerinde yapılan Mimarlar Odası Genel Kurulu’nda, KHK’ler, yönetmelikler ve taslak Yapı Denetim Kanunu ile mesleğe hukuk dışı müdahalelerin değerlendirildiği sırada, meslektaşın meslek Odası ile son bağını koparmayı amaçlayan düzenlemeler yapılmıştır.” “Yapı Denetimi Hakkında Kanun yerine “Teknik Müşavirlik Yasa Taslağı” gündemdedir. Taslağın yasalaşması halinde meslektaşlarımızın müelliflik ve telif haklarının dahi gasp edilmesi söz konusudur.” “Mimarlar Odası, Türkiye’de 402 bin üyeli TMMOB ve diğer meslek birliklerine müdahale eden bu “otokratik-rantçı” anlayışa rağmen, “kamu ve toplum yararı” temelinde meslek örgütlülüğünü, meslek alanını ve üyelerin haklarını savunmaya devam edecektir.”

Ülkemizde, meslek örgütleri ve meslek alanının düzenlenmesi ile ilgili hukukun oluşmasında Selçuklu dönemindeki Ahilik sistemi ve sonrasında Osmanlı’daki Lonca Teşkilatı’nın büyük bir önemi vardır. Cumhuriyet kurulduktan sonra, 1924 Anayasası ile “tüzel” kişiliğe kavuşan bu kuruluşlar, 1961 Anayasası ile “özerk ve kamusal” kimliğe kavuştukları gibi hukukî dayanakları da güçlendirilmiştir.

1954 yılında kurulan Mimarlar Odası, Anayasa’nın 135. maddesine dayanılarak, "Belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halkla ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak” amacı ile 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu ile kamu kurumu niteliğinde bir meslek örgütü olarak kurulmuş ve kamu tüzel kişiliğine sahip olmuştur.

Anayasa’nın 135. maddesi ve 6235 sayılı TMMOB Kanunu gereğince “Mesleğin doğru uygulanmasının sağlanması, mimarlık / mühendislik meslek alanlarındaki hizmetlerde, kamunun can ve mal güvenliğinin sağlanması ve korunmasına yönelik denetim ve gözetimlerde bulunulması, hizmetin mimar / mühendis tarafından yapılıp yapılmadığının denetlenmesi, haksız rekabetin önlenmesi” gibi konular da TMMOB ve bağlı Odaların görev ve yetkisindedir.

Üye sayısı 40 bine ulaşan Oda’nın yasal olanaklarının meslek alanı ve meslektaş hakları bakımından yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir. Bugün meslek mensubunun mesleğini yapmasının güvencesi olan meslek örgütlerinin yetki ve sorumluluklarının, demokratik açıdan gelişmiş ülkelerdeki benzer kuruluşların sahip oldukları olanaklara kavuşturulması ihtiyacı olduğu açıktır. Bunun için öncelikle mesleki hak ve özgürlüklerle bağdaşmayan kimi kısıtların kaldırılması, Odaların yetki alanlarının genişletilmesi, hak ve sorumlulukların geliştirilmesi, meslek alanında etkin biçimde yer almalarını engelleyen hususların ortadan kaldırılması mutlaka sağlanmalıdır.

Nitekim, Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) ve Avrupa Mimarlar Konseyi (ACE) tarafından yayımlanan belgelerde, sürekli olarak mesleki alanın ve örgütlülüğün geliştirilmesi vurgusu yapılmaktadır. Ayrıca Türkiye’nin altına imza attığı uluslararası sözleşmeler ve Avrupa Birliği (AB) üye ülkeleri “mimarlık mesleğinin birlikler yoluyla kendi kendini düzenlemesi” anlayışını önemsemekte ve desteklemektedir.

Bu ivedi ihtiyaçlara karşın son yıllarda, “kamu ve toplum yararına” çalışmalarını özverili biçimde sürdüren meslek Odalarına karşı iktidar ve kimi “rant” çevreleri tarafından “işlevsizleştirme, etkisizleştirme ve tasfiye” çabaları sistemli olarak yürütülmektedir.

Demokratikleşme karşıtı ve çağdışı bu anlayışla 4 Temmuz 2011 tarihinde çıkarılan 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kurulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verilen yetkiler ile Odaların “özerk ve kamusal kimliğini” yok sayan düzenlemelere hız verilmiştir.

Bu doğrultuda hukuka açıkça aykırı şekilde, meslek Odasının yetkilerine, meslek alanına müdahale niteliğinde KHK’lerle kurulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Resmî Gazete’de 3 Nisan 2012 tarihinde “Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ve “Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” yayımlanmıştır.

13-14 Nisan 2012 tarihlerinde yapılan Mimarlar Odası Genel Kurulu’nda, KHK’ler, yönetmelikler ve taslak Yapı Denetim Kanunu ile mesleğe hukuk dışı müdahalelerin değerlendirildiği sırada söz konusu iki yönetmelikte yeniden değişiklik yapılarak meslektaşın meslek Odası ile son bağını koparmayı amaçlayan düzenlemeler yapılmıştır.

Mimarlar Odası olarak demokrasiye, hukuka ve ilgili yasalara açıkça aykırı olan bu düzenlemelerin iptali amacıyla, bütün şubelerin ortak görüş ve önerileri doğrultusunda bir dava açılmıştır; yargı süreci devam etmektedir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın girişimleri sadece bununla sınırlı değildir. 40708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun yerine “Teknik Müşavirlik Yasa Taslağı” gündemdedir. Taslağın yasalaşması halinde meslek alanının tahrip edilmesi, kazanılmış mesleki hakların ve mesleği yapma koşullarının tümden ortadan kaldırılması, meslektaşlarımızın müelliflik ve telif haklarının dahi gasp edilmesi söz konusudur.

Çevre değerlerini ve ülke kaynaklarını tahrip eden kimi “rant” çevreleri, sahibi oldukları basın kuruluşları aracılığı ile “meslek örgütlerini karalama” kampanyalarını yaygınlaştırarak meslek örgütlerine yönelik bu “anti-demokratik” müdahalelere açıkça destek vermektedirler.

Anlaşılan, her türlü kararı alma görev ve yetkisi kendi üyeleri tarafından oluşturulan Genel Kurullarında olan meslek Odalarının üyelerinin iradelerini ve mesleki hakları yok sayan, meslek alanımızı daha da daraltan, meslektaşlarımızı mesleğini yapamaz duruma düşüren düzenlemelerin önümüzdeki günlerde de yürürlüğe sokulmasında bir sakınca görülmeyecektir.

Bütün bu olumsuz tabloya karşın, uygar ülke ölçütleri, hukuk ve demokrasi ile bağdaşmayan, Anayasa’ya ve ilgili yasalara açıkça aykırı olan gelişmeler nedeniyle meslektaşlarımızın mesleğine sahip çıkma yönünde gösterdikleri duyarlılıkların yükselmesi ve verilen tepkiler gelecek için umutlarımızı artırmaktadır.

Mimarlar Odası, meslek örgütlerinin potansiyellerini kavramaktan oldukça uzak, Türkiye’de 402 bin üyeli TMMOB ve diğer meslek birliklerine müdahale eden bu “otokratik-rantçı” anlayışa rağmen “kamu ve toplum yararı” temelinde meslek örgütlülüğünü ve meslek alanını, üyelerin haklarını ödünsüz savunmak ve geliştirmek için çalışmalarını kararlılıkla sürdürmeye devam edecektir.

Bu icerik 4238 defa görüntülenmiştir.
<p>Mimarlar Odası 43. Dönem Merkez Yönetim Kurulu, 5  Haziran 2012 de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşerek, özellikle  son dönemde meslek Odalarına yönelik iktidar politikalarına karşı mücadelenin devam  edeceği yönündeki görüşlerini aktardı. Meslekî konularda bilgi alışverişinde  bulunuldu.</p>