370
MART-NİSAN 2013
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

  • Erk ve Hakikat Algısı
    Güven Arif Sargın, Prof. Dr., ODTÜ Mimarlık Bölümü, Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu Üyesi

  • Mimarlık’la Kaçamaklar
    Güven Birkan, Mimarlık dergisi, ’76 yılı Yayın Yönetmeni; Nisan’77 - Aralık’78 Dergi Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü; Ocak’81-Haziran’81 Yayın ve Teknik Yönetmen

  • Ankara Gazi Mahallesi
    Elif Selena Ayhan, Yarı Zamanlı Öğr. Gör., Başkent Ü., İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü

  • Antropotektür
    Vintilă Mihăilescu, Prof. Dr., Bükreş Üniversitesi, Antropoloji Bölümü

  • İzmir Kırsal Alan Konutları
    Tonguç Akış, Öğr. Gör. Dr., İYTE Mimarlık Bölümü
    Ülkü İnceköse, Öğr. Gör. Dr., İYTE Mimarlık Bölümü
    Selim Sarp Tunçoku, Doç. Dr., İYTE Mimarlık Bölümü
    Adile Arslan Avar, Doç. Dr., İYTE Mimarlık Bölümü

YAYINLAR



KÜNYE
KIRSAL MİMARLIK

İzmir Kırsal Alan Konutları

Tonguç Akış, Öğr. Gör. Dr., İYTE Mimarlık Bölümü
Ülkü İnceköse, Öğr. Gör. Dr., İYTE Mimarlık Bölümü
Selim Sarp Tunçoku, Doç. Dr., İYTE Mimarlık Bölümü
Adile Arslan Avar, Doç. Dr., İYTE Mimarlık Bölümü

“İzmir Kırsal Yerleşim ve Mimarlık Envanteri” çalışması, İzmir İl Özel İdaresi yetkisi içindeki toplam 416 kırsal yerleşime ve özellikle içerisinden niteliksel olarak ayrışan 27 yerleşime odaklanarak yapıldı ve 2012 yılında 6 kitaplık bir set olarak yayımlandı. Çalışmayı yürüten yazarlar, İzmir kırsal konutlarına odaklı bu çok kapsamlı çalışmanın verilerini, dergi için özetleyerek aktarıyorlar.

Bu makalede, İzmir özelinde kırsal yerleşim özellikleri çerçevesinde ele alınan kırsal konutlar değerlendirilecektir. Kırsal konutların genel özelliklerine değindikten sonra, konut açık ve kapalı alanlarını birimler yardımıyla tanımlamayı amaçlar. Ardından yapım sistemi ve malzeme özelliklerine değinerek, İzmir kırsal alan konutlarının mevcut durumunu betimsel olarak ortaya koyar.

Bu makale, İzmir Valiliği İl Özel İdaresi ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü işbirliği ile “İzmir Kırsal Yerleşim ve Mimarlık Envanteri: İzmir İl Özel İdaresi Yetkisindeki Kırsal Alanda Yöresel Mimari Özelliklerin Belirlenmesi ve Örnek Yapı Projeleri Oluşturulması Hizmet Alımı Çalışması”na dayanmaktadır. Çalışma, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’na göre Hükümet Konağı’nı merkez alan, 50 km. yarıçap dışında yer alan İzmir’in kırsal yerleşimlerini kapsar. İzmir İl Özel İdaresi’nin yetkileri içinde 416 kırsal yerleşim bulunur.  

İki yıl süren çalışmanın sonunda, altı kitaplık bir set oluşturulmuştur. Birinci bölüm İzmir kırsal yerleşimleri konusundaki genel bilgileri yerleşim özelliklerine ait başlıklar çerçevesinde ele alır ve 416 yerleşimin envanterini kapsar. İkinci bölümde, farklı ilçelerde niteliksel farklılıklar içerdiği belirlenen 27 yerleşimdeki kırsal konutlar incelenir; bu inceleme yapılan sosyo-mekânsal alan araştırmasının teknik olarak belgelenmesi (65’i detaylı rölöve olmak üzere 219 kırsal konutun mimari ve yapısal özelliklerinin detaylı dökümü) ve değerlendirilmesi yoluyla gerçekleştirilir. (Resim 1). Son bölümde çalışmanın kapsamı doğrultusunda önerilen projeler detaylandırılmıştır. (1)

İZMİR’DE KIRSAL KONUTLAR

Her bir yerleşim, ister kentsel ister kırsal olsun, doğa, insan ve insanın ürettiği ve yarattıklarından oluşan bir mekândır. Yerleşimler, insanların yaşadığı mekân olmasının ötesinde, özel bir tarihi, farklı toplumsal ilişkileri ve mesafeleri, toplumsal ve kültürel biçimleri ve pratikleri, emek ve doğa ile kurulan ilişkileri, işgücü ve işbölümü olan toplumsal-mekânsal oluşumlardır. “Kırsal” bütün biçimleri ve özellikleriyle genellikle “kentsel” olanın karşısına yerleştirilir ve “kent” dışında kalan alanlar “kırsal” alan olarak tanımlanır. “Kırsal yerleşim”, “kırsal alanda” belirli bir toplumsal-mekânsal birimi ifade eder. Yerleşimler, bulundukları topografik yapı, kültürel ve fiziksel çevre koşulları ile biçimlenir.

İzmir kırsal yerleşimleri sahip oldukları fiziksel özellikler (doğal ve yapılı çevre) ile sosyal ve kültürel değerler açısından farklılıklar gösterir. Kırsal konutlardaki farklılaşmada yerleşimlerin ekonomik durumlarının ve yerleşim sürekliliğinin de önemli etkisi vardır. Bu makale, genel çerçevede İzmir kırsal alanındaki konut stokunu, mekânsal, fiziksel ve yapısal özellikler bağlamında tüm çeşitliliği ile ortaya koymayı amaçlar.

Yerleşimlerin özelliklerine bağlı olarak İzmir kırsalındaki mevcut konut stoku da çeşitlilik gösterir. Örneğin, Bergama’nın Aşağıbey gibi ekonomisi iyi olan bir yerleşimde geleneksel konutların yerini yeni konutlar almıştır. Heyelandan dolayı 1969 yılında devlet tarafından iskân edilen ve başka bir bölgeye taşınan Bergama’nın Çürükbağ köyünde konutlar tip projeden üretilmiştir.

Günümüzde geleneksel yapım sistemlerinin ve tekniklerinin yerel malzeme ile kullanıldığı konut örnekleri azdır. İmece usulü ile köylü ustalar tarafından yerel malzeme kullanılarak gerçekleşen geleneksel konut üretiminin, özellikle, köylere ulaşım olanaklarının sağlandığı 1970’li yıllardan itibaren kaybolduğu, günümüzde ise neredeyse kalmadığı gözlenmektedir. Bergama-Aşağıbey, Ödemiş-Bıçakçı, Tire-Peşrefli köyleri bu değişimin açık örnekleridir. Konut üretimindeki değişim yerleşimlere göre farklılık gösterir. Yeni konut yapılaşmasının 10-15 yıl daha geç başladığı köyler bulunduğu gibi (örneğin Kiraz-Yeşildere, Ödemiş-Demircili), konut üretiminin son yıllarda görülmediği Bergama-Aşağıılgındere, Kınık-Cumalı köyleri gibi örnekler de vardır. Bayındır’ın Kabaağaç, Beydağ’ın Alakeçili, Bergama’nın Gökçeyurt köyleri ise yeni yapılaşmanın hiç olmadığı yerleşimlere örnektir. Göçler, göçlerin neden olduğu nüfus değişimleri, köylünün ekonomik durumu, sosyal ve kültürel faktörler yeni konut üretimini etkileyen diğer etkenlerdendir.

Konutların bir bölümü inşa edildikleri biçimlerinden günümüze kadar mekânsal ve yapısal değişim geçirmemiştir, büyük bir bölümü ise tadilatlar ve ekler aracılığı ile farklı şekillerde değişime uğramıştır. Ek mekân ihtiyacı, mevcut mekânların kullanım biçimlerindeki dönüşümler, yapılardaki bozunmalar nedeniyle tamirat gereksinimleri veya konutları yenileme talepleri, bu değişimlerin önemli nedenleridir. Özellikle yoğunluklu göç veren köylerde kullanılmayan konut sayısı oldukça fazladır. Yeni konutların eski konutun açık alanına inşa edildiği, dolayısıyla eski konutun kullanılmadığı veya depo olarak kullanıldığı konutlar da vardır. Geleneksel konutların büyük bölümü sağlamdır ve konutların sağlamlık durumları, kullanım durumları ile doğru orantılıdır.

Güncel konut üretiminde özellikle blok tuğla malzemenin yığma teknik ile uygulandığı çözümler kullanılmakta, betonarme karkas yapım sistemi de tercih edilmektedir. Bu çözümlerin, büyük oranda yürürlükteki yapım standartlarına uymadığı gözlemlenmiştir. (2)

Kırsal yerleşimlerde konut, yalnızca barınma işlevine cevap vermediği gibi çoğunlukla bir ailenin kullanımında da değildir. Konut ana barınma birimleri, üretime dair mekânlar, açık alan birimleri ve açık alanın kendisi ile bir bütündür. Bu bütün, hem mekânsal, hem de sosyal bir birimdir. Dolayısıyla, kırsal konut yaşamını kapsamlı olarak irdelemek bu bütünü anlamayı gerektirir.

KONUTLARDA AÇIK ALAN

Konut açık alanı, kullanıcının üretimle, toprakla veya hayvanlarla ilişkilerini yoğunlukla yaşadığı alanlardır; toplumsal yaşamın bir parçası olması açısından önemlidir. Açık alan birimlerinin varlığı, konumlanış ve kullanım biçimleri, açık alanı sınırlayıcı elemanlarının kullanımı, yerleşimin fiziksel biçimine ve sosyal-kültürel özelliklerine göre farklılaşır. Örneğin, dik bir yamaca konumlanan Ödemiş-Bıçakçı ve Beydağ-Adaküre köylerinde tanımlı bir açık alan görmek zordur ve açık alan kullanımı sınırlıdır. (Resim 2a, 2b) Ya da Bergama’nın Hamzalısüleymaniye köyünde konutların açık alanı avlu biçiminde, keskin şekilde tanımlıdır ve iki avludan oluşan açık alan fonksiyonel olarak ayrışmıştır. (Resim 2c)

Açık alan elemanları giriş, fırın/ocak, helâ, ahır, kümes, depo/kiler, çardak, merdiven olarak sıralanabilir. Bununla birlikte, su temini için basit musluklar, tulumba, kuyular, hayvanlar için yalaklar ve küçük ölçekli havuzlar da açık alanın elemanlarıdır. Açık alanlarda gerçekleşen aktivitelerin (yemek pişirme, yemek yeme, hayvan besleme, bahçe kullanımı, araba ve traktör park etme, onarım, çamaşır yıkama, dinlenme vb.) niteliği de açık alanın biçimlenişini belirler. (Resim 3)

Geleneksel açık alan aktiviteleri, ekonomik uğraşların farklılaşması, komşuluk ilişkilerinin değişmesi ve konutta yaşayanların çoğalması gibi durumlar sonucu değişmektedir. Bunun sonucunda, konut açık alanı, günümüzde geleneksel ve güncel öğeleri de içinde barındırarak biçim değiştirmektedir. Yukarıda sıralanan birimlere garaj, teras gibi birimler de eklemlenerek, açık alan güncel kullanımlara izin verir.

KONUTLARDA KAPALI ALAN

Geleneksel konutlarda ana yaşam mekânları, “odalar” ve odalar arası ortak alan olan “sofa” şeklinde genellenebilir. (3) İki veya çok katlı geleneksel konutların bir bölümünde tüm kat(lar) ana yaşam mekânı iken (Resim 4), büyük bir bölümünde zemin kat, ahır, depo, mağaza, samanlık vb. olarak kullanılır. Konutların geçirdiği mekânsal ve yapısal değişimlerle bu birimlere ıslak mekânlar da eklenmiştir. Yeni konutlarda da durum çok farklı değildir. Kapalı alan genellikle, odaları, odalar arası alanı (koridor/hol), ıslak mekânları ve diğer mekânları (depo, kiler vb.) içerir. Kapalı alan konut birimleri; giriş, mutfak, odalar, sofa, helâ/banyo, depo/kiler, merdiven vb. olarak gruplanabilir.

Giriş

Konut kapalı alanına girişin biçimi, mekânsal bağlantılar açısından analizi, konutun kapalı alanının açık alanla ilişkisini ortaya koyması bakımından önemlidir. Kapalı alana giriş, köyün yerleşim dokusu karakterine bağlı olarak değişiklik gösterir. Örneğin, Beydağ-Adaküre köyünde görüldüğü gibi alt katın kapalı mekân olduğu iki katlı konut örneklerinde giriş alt kat için; açık alan-taşlık/sofa-odalar üst kat için ise; açık alan-taşlık/sofa-merdiven-dış sofa-odalar ilişkisi şeklindedir. (Resim 5)

Mutfak

Geleneksel konutlarda, modern anlamda ayrışmış mutfak mekânı yoktur. (4) Yemek pişirme ve bağlantılı işlevler dış sofada veya açık alanda yer alan ocak etrafında gerçekleşir. Dış sofada yer alan tabaklık, eviye vb. bölümler temizlik için kullanılmakta, mutfak araç ve gereçlerinin bir bölümü odalardaki raflarda, dolap üstlerinde, bir bölümü de sofadadır. (Resim 6)

Özellikle pişirme ile ilgili araç ve gereçlerin konutlarda kullanılmaya başlanılması ve su altyapısının konutlara ulaşması ile modern yaşamın bir parçası olarak mutfak kapalı bir mekân olarak özelleşmiştir. Açık alandaki yaşantının kapalı mekâna taşınması olarak tanımlanabilecek bu değişime, konutların büyük bir bölümü mekânsal olarak belirli şekillerde adapte edilmiştir. Bu adaptasyon kimi durumlarda sadece var olan mekânların yeni araç ve gereçlerle kullanılması şeklinde iken, çoğu durumda da yapısal ve mekânsal müdahaleler ile olmuştur.

Odalar

Konut kapalı mekânının temel elemanları odalardır. Konutlarda odaların biraraya gelişleri, kullanım şekilleri, mekânsal özellikleri farklılıklar gösterir. Köylerde sıklıkla rastlanmasa da yaşam mekânının tek “oda”dan ibaret olduğu konutlar vardır. Konutların büyük bölümü ise birden fazla odalıdır.

Gerek geniş aile yapısının değişmesi gerekse de genç nüfusun göçü nedeniyle, günümüzde konutların büyük bir kısmında tek ailenin yaşadığı görülür. Aile yapısındaki bu farklılaşma, özellikle geleneksel konutlarda odaların kullanımında farklılık yaratır. Bu durumda, bir aileye ait olan oda, bütün bir konutun parçası haline gelir. Söz konusu değişim, odaların kullanıcıları tarafından isimlendirilişinde de (salon, misafir odası, yatak odası vb.) kendini gösterir. Diğer taraftan, mekân kullanımlarına bakıldığında böylesi fonksiyonel ayrışmalar keskin değildir. Örneğin odalardan biri yatak odası olarak isimlendirilirken aynı oda, yatma, oturma ve yemek mekânı olarak da kullanılır. Yeni konutlarda, odaların fonksiyonel olarak ayrışması daha nettir. Buna karşılık, ısınma sorunu veya mekânın büyüklük olarak yetersizliği gibi durumlarda bir oda farklı fonksiyonlara cevap verir. Özellikle, geleneksel konutlarda odaların kullanımındaki değişimler fiziksel olarak müdahaleleri gerektirir. Pencerelerin kapatılması, yeni pencerelerin açılması, ocakların kapatılması en sık görülen değişimlerdir. Kimi odalar ise sofanın bir bölümünün odaya dönüştürülmesi, odaların bölünmesi gibi yapısal müdahaleler ile oluşturulmuş, kimi durumlarda yeni odalar mevcut kapalı alana eklenmiştir.

Ortak Yaşam Mekânı / Oturma Odası

Gerek geleneksel gerekse de yeni konutlarda konutun bir odası “oturma odası” olarak isimlendirilir. “Oturma odası” ailenin ortak olarak kullandığı evin tek odasıdır. Konutların birçoğunda “oturma odası”, misafirleri ağırlamak için kullanıldığı gibi, yemek yeme mekânı olarak, sobanın bu odada bulunması nedeni ile özellikle kış mevsiminde yatma mekânı olarak da kullanılır. (Resim 7)

Yatma Mekânı / Yatak Odası

Konutların büyük bölümünde yatma mekânı “yatak odası” olarak isimlendirilir. Bu oda(lar) bazı konutlarda sadece yatma mekânı olarak kullanılır. Birçok örnekte ise diğer odaların kullanıldığı şekli ile aynı zamanda yemek ve yaşama ve hatta depo alanıdır. Geniş ailelerin yaşadığı konutlarda ise, her ailenin yatak odası ayrıdır. Bu oda aynı zamanda her ailenin veya kişinin özel yaşam mekânıdır. Yatma mekânları ayrışsa da özellikle kışın sobanın varlığı yatma mekânını belirler. Örneğin sobanın olduğu oda tüm ailenin yatma mekânı haline dönüşür. Yeni konutların birçoğunda ebeveyn ve çocuk yatak odası olmasına rağmen sözkonusu mekânsal kullanım bu konutlarda da görülür. (Resim 8)

Odalarda sıklıkla görülen mimari elemanlar ve iç donatı elemanları; ocak, yüklük, gusülhane, sergen ve nişler olarak sıralanabilir. Bu elemanların olmadığı odalar da vardır. Ocak, geleneksel konutlarda odaların en önemli elemanıdır. Günümüzde odalardaki ocakların kullanılmadığı görülür. Büyük bir bölümü bir örtü ile kapatılmış, bazı konutlarda da kaldırılmıştır.

Yüklük tek başına ya da genellikle gusülhane ile bir bütünleşerek, oda giriş kapısının arkasındaki duvarda yer alır. Yeni konutlarda gusülhane yoktur, yüklük ise biçim değiştirmiş, yerini gömme ya da sabit olmayan büyük dolaplar, ‘mobilyalar’ almıştır. Geleneksel konutlarda odaların büyük bir bölümünde araç-gereç koymak için kullanılan ahşap sergen vardır. Sergen, pencere ve kapıların üst seviyesinde bazı odalarda tüm duvarlar boyunca devamlı, bazılarında ise parçalıdır. Ahşap kapaklı, cam kapaklı, raflı, boş olmak üzere farklı şekillerde örneklerini görebildiğimiz duvar nişleri, yüklük haricinde, araç ve gereçlerin tutulduğu elemanlardır.

Sofa

Geleneksel konutlarda sofa mekânı odalar arası ilişkiyi kurar ve konutun ana yaşam mekânlarından biridir. İzmir kırsalında geleneksel konutların büyük bölümü önü açık dış sofalıdır. (Resim 9a-b) Yoğun olarak Çamlık, Küçükbahçe ve Kızılcahavlu köylerinde görüldüğü gibi iç sofalı örnekler de vardır. (Resim 9c)

Dış sofa, odaların ön bölümündeki önü açık yaşam mekânıdır. Dış mekân ile konutun bağlantı mekânıdır. Özgün kullanımında yemek içerikli tüm işlevlerin gerçekleştirildiği mekân sofadır. Aile bireylerinin ve komşuların toplanarak zaman geçirdiği yaşam mekânıdır. Sofadaki mimari elemanlar mekânın gündelik yaşantıdaki yerini açıklamada önemlidir. Ocak, sergen, duvar nişleri, oturmalık, tabaklık ve eviye çıkması dış sofalı konutlarda sıklıkla rastlanılan elemanlardır.

İç sofalı konutlarda odalara kapalı ortak mekân içinden ulaşılır, bu ortak mekân aynı zamanda konutun giriş mekânıdır. İç sofa konutların bazılarında dolaşım alanı, bazılarında ise konutun ana yaşam mekânlarından biridir. (5)

Helâ/Banyo

Geleneksel konutlarda helâ genellikle avludadır, farklı örnekler de vardır. Adaküre, Alakeçili ve Yenişehir köylerinde örneklerini görebildiğimiz konutun üst katından köprü aracılığı ile ayrılan helâ çözümleri dikkat çekicidir. (Resim 10a-b) Geleneksel konutlarda yıkanma eylemi gusülhanelerde gerçekleşmiştir. Günümüzde örnekleri az da olsa gusülhane kullanımının sürdüğü konutlar vardır. Gusülhaneler, konutta tekil olarak bulunduğu gibi, genellikle yüklük ve dolaplarla birliktedir. (6) (Resim 10c)

Depo/Kiler

Geleneksel konutlarda kapalı alan içerisinde oda olarak özelleşmiş depo yoktur. Yüklük, dolap nişleri, raflar, dolaplar küçük eşyaların korunduğu, saklandığı ve depolandığı alanlardır. Büyük ahşap ambarlar özelleşmiş depolama elemanlarıdır. Konutlarda kullanılmayan odaların ve özellikle iki katlı konutlarda ahır/samanlık olup kullanılmayan mekânların, günümüzde depo/kiler olarak kullanıldığı görülür, (Resim 11) Depo ihtiyacı nedeniyle kimi örneklerde merdiven altı ve merdivenin kendisi dahi geçici bir depolama alanı gibi kullanılır.

YAPIM SİSTEMİ VE MALZEME KULLANIMI

İzmir kırsalındaki konut yapılarında yapım sistemi ve malzeme kullanımı, yapıdaki yükleri zemine aktaran “duvarlar” ile ölü veya hareketli yükleri duvarlara aktaran “döşemeler” başlıkları altında incelenmiştir. Bu düşey ve yatay bileşenlerden duvarların içerdiği ocak ve bacalar ile içlerinde kapı ve pencerelerin yer aldığı açıklıklar duvarlar başlığı altında, saçak dâhil çatı konstrüksiyonları, ara kat döşemeleri, bunların uzantıları olan çıkmalar ile zemin kat döşemeleri ve bu düzlemler arasında düşey bağlantıyı sağlayan merdiven elemanları döşemeler başlığı altında ayrıntılandırılmıştır.

Duvarlar

İzmir yöresinin jeolojik yapısındaki çeşitliliğe paralel olarak yığma duvarları; başta kayağan veya arduvaz olarak anılan kayrak taşı olmak üzere sıklıkla çamur harçla örülmüş andezit, kireç taşı ile granit moloz ve daha seyrek olarak kesme taş, tuğla, taş/tuğla karma ve kerpiç tuğla örgüler oluşturur. (7) (Resim 12) Duvarlarda genellikle doğal haliyle kullanılmış ahşap hatıllar önemli yer tutar.

Yığma duvarlar yanında, genellikle iç bölme duvarlar ile odalar ve sofa arasındaki duvarlarda uygulanan ahşap çatkı içi kerpiç veya tuğla dolgulu, iç ve dış yüzeyleri saz veya baskı çıtalı bağdadi sıvalı hımış duvarlar da çoktur (Resim 13).

Konutların dış çeperlerini oluşturan yığma duvarlar ile birlikte örülen ocak ve bacalar oda ve sofaların dar kenarlarındadır. Bazı ocaklar duvar kalınlığı içinde sade olarak düzenlenmiştir. Yaşmaklı ve özenli olanları da vardır. (Resim 14a-c) Kimi ocaklarda yaşmaklar tütmeyi engelleme gerekçesi ile saç levha çakılarak yarı kapalı hale dönüşmüştür. (Resim 14d)

Derin ocaklar duvar dış yüzlerinde taş (çoklukla kayrak), tuğla ve kerpiç örgüler halinde ahşap veya taş konsollar üzerinde 15-20 cm çıkıntı yaparak bacayla birlikte bölgedeki köy konutlarına özgü kimlik kazandıran görünümleri ile çatıya ulaşırlar. (Resim 15)

Kapı ve Pencereler başta ahşap olmak üzere taş lentolarla veya farklı profilli taş/tuğla kemerlerle geçilmiş açıklıklar içindedir. (Resim 16a-b). Kapılar, tek ya da çift kanatlı çakma, ahşap çatkılı tablalı veya kimi konut girişlerindeki gibi saç kapılardan oluşur (Resim 16c-e)

Tamamı tek satıhlı olan pencereler tek veya çift kanatlı olabildikleri gibi düşeyde sürgülü (giyotin) de olabilmektedir. Kepenkli ya da parmaklıklı pencereler yanında hem kepenkli hem de parmaklıklı olanlar da vardır. Kapılarda olduğu gibi içte ve dışta ahşap pervazlıdırlar. (Resim 17)

Döşemeler

Toprak dam şeklinde düz örtü sistemler yanında, çoğunlukla ahşap konstrüksiyon beşik ve kırma olarak düzenlenen alaturka kiremitli çatılar; duvarlar üzerinde yastık kirişlerine oturan aşık, dikme, kuşaklama/göğüslemelerle bu elemanlara taşıtılan merteklerden oluşan oturtma sistem ile genel olarak büyük açıklıklarda tercih edilen ve çatı örtüsünün çatı makaslarına taşıtıldığı asma sistemdir. (Resim 18)

Her iki örtü sistemi de sofalarda genellikle çıplak gözlenen, odalarda kaplama tahtalı veya sazlı bağdadi sistemin tespit edildiği çatı döşeme kirişlerine oturtulmuştur. (8) (Resim 18c) Sınırlı sayıda özenli tavanlar da görülmüştür.

Toprak dam şeklinde düz örtü sistemlerine (Resim 19a-b) kıyasla sık rastlanmasa da sıkıştırılmış toprak yerine tek yönlü hafif meyilli ahşap konstrüksiyon üzerine binili olarak döşenmiş kayrak taşı kaplamalı damlar da vardır. (Resim 19c) Ahşap, kayrak plak ve tuğla olmak üzere üç ana grupta toplanabilecek olan saçak türleri köylere göre çeşitlilik gösterir.

Ara kat döşemeleri, duvarlar üzerindeki yastık kirişleri üzerine döşenen ana kirişler, bunlara dik yönde oturan tali kirişler ve kirişler üzerine döşenen kaplama tahtalarından oluşur. Dikmelerde olduğu kadar kirişlerde de çam yanında kestane ve kavak (kimi köylerde sözel olarak tariflendiği şekli ile “ay ışığında kesilen beyaz selvi”) çoğunlukla doğal haliyle kullanılmıştır. (Resim 20)

İki katlı köy konutlarının ön cephelerinde görülen, çoğunlukla da sofa önlerinde yer alan ve sofa saçaklarının uzantısı ile örtülü “oturmalık”, “çiçeklik” ve “abdestlik” ile eviyeyi de içeren “tabaklık” adı verilen yarı açık çıkmalar, ahşap veya demir payandalı cumba şeklinde kapalı çıkmalar ve az sayıda balkon şeklindeki açık çıkmalar ara kat döşemelerinin kısmi uzantılarıdır. (Resim 21)

Zemin kat döşemeleri,genellikle sıkıştırılmış toprak veya taş (çoğunlukla kayrak) kaplamadır. Kırsal yaşamda en çok kirlenen bu katlarda yer alan samanlık ve depo gibi mekânlarda hijyen gerekliliği olduğu kadar temizleme kolaylığı açısından da tesviye betonu veya şap kaplama kullanımı yoğundur.

İncelenen özgün köy konutlarında, avlu/bahçe veya sokak kotunu zemin ya da doğrudan üst kata bağlayan taş yığma merdivenler ile, zemin katı üst kata (genellikle sofaya) bağlayan, süslü veya sade – tek ya da çift kollu ahşap konstrüksiyon merdivenler olmak üzere iki tip merdiven kullanılmıştır. Kaba yonu moloz taş yığma olarak inşa edilen merdivenlerde parçalı veya merdiven genişliğinde tek plaktan oluşan kayrak basamak taşları kullanılmıştır. (Resim 22a-b). Depo, samanlık ve ahır gibi mekânların olduğu zemin kattan yaşam mekânları olan sofa ve odaların olduğu üst katlara bağlayan bazı ahşap merdivenler üst kat sofasında güvenlik amaçlı olarak kapaklıdır. (Resim 22c-d)

SONUÇ

İzmir kırsal konutlarında yaşamın, açık alan-kapalı alan ilişkisi içerisinde geçtiği görülür. Açık alan kullanımlarının sınırlı olduğu örnekler daha çok topoğrafyanın açık alan tanımlanmasına izin vermediği dağ köyleridir. Geleneksel konutlarda plan kurgusu olarak, iç sofalı ve dış sofalı örnekler vardır. Yeni konutlarda ise plan düzeni koridor mekânı etrafında organizedir. Konutların büyük bölümü tek ve iki katlıdır. İkiden fazla katlı konutlar ancak dik yamaç yerleşimlerde görülür veya yeni yapılardır. Birden çok katlı dış sofalı konutlarda zemin kat çoğunlukla ahır, samanlık, depo, mağaza vb. olarak kullanılır. Ana yaşam mekânları üst kattadır. Geleneksel konutlarda ana yaşam mekânları her biri sofadan giriş alan oda veya odalardan oluşur. Bu odalar günümüzde inşa edilen konutlardaki gibi fonksiyonlarına göre isimlendirilir. Kullanılan geleneksel konutların tamamına yakınında ıslak mekânların bu konutlar ile farklı şekillerde ilişkilendirildiği görülür. Günümüz konutlarında ise fonksiyonel ayırım daha nettir.

İncelenen konutlarda içinde yer aldıkları bölge koşulları ve yazıda özetlendiği üzere bu koşulların yönlendirdiği yaşam biçimleri ile şekillenen kat adetleri ve plan kurguları ile sınırlı da olsa farklılıklar taşıyıcı sistem tercihi ve buna bağlı yapı malzemesi seçimlerine yansır.

Dağ, ova ve kıyı köyleri şeklindeki genel sınıflamada, yüksek rakım köylerinde “U” şeklinde planlanmış taşıyıcı yığma duvarlarda hâkim yapı malzemesinin kayrak ağırlıklı moloz örgü taş; ova köylerinde benzeri sistem yanında sıkça kullanılan yığma pişmiş tuğla ve ahşap çatkılı kerpiç tuğla; daha kapalı plan tipinin görüldüğü kıyı köylerinde ise moloz taş örgüler yanında azımsanmayacak oranda kesme taş kullanılmıştır. Ana taşıyıcı durumundaki bu duvarları özellikle sofa kısımlarında ahşap çerçeve ve kaplamalar, bölme duvarlarında ise çoğunlukla içte ve dışta bağdadi sıvalı kerpiç veya tuğla dolgulu hımış sistem izler. Tüm döşemeler ahşaptır.

Ekonomik ve sosyal yapıya bağlı farklılıklar olsa da, İzmir’in kırsal yerleşimlerinin tamamında geleneksel konut örnekleri günümüzde görülebilmektedir. Tüm konutlar dikkate alındığında, İzmir bölgesi kırsal konutlar, fiziksel ve mekânsal özellikler, üretim biçimleri ve konut yaşamına dair alışkanlıklar açısından önemli bir çeşitliliğe sahiptir. Ancak, özellikle göçün yoğun olduğu köylerde olduğu kadar ekonomisi iyi olan köylerde de bu stok hızla değişmekte veya yitirilmektedir. Makale, bu bağlamda İzmir kırsal konut stokunu farklı yönleriyle genel çerçevede ortaya koymuştur. İzmir genelinde geleneksel ve günümüz kırsal konutlarına dair müteakip çalışmaların, daha kapsamlı incelemeler yanında günümüzde zengin bir mimari miras durumundaki bu yapı stokunun basit müdahaleler ile tekrar kullanılması ve korunması için yerinde ve detaylı olarak araştırılmasına yönelmesi gerekir.

NOTLAR

1. Makalenin ve kitapların ana verisini oluşturan çalışma üç aşamada gerçekleştirilmiştir. Üç etabın koordinatörlüğünü Prof. Dr. Murat Günaydın üstlenmiştir. İlk aşamada, Öğr. Gör. Dr. Zeynep Durmuş Arsan, Mimar Necdet Şenoğlu ve Mimar Ahmet Arda; ikinci aşamada, Mimar Necdet Şenoğlu ve Mimar Mehmet Ali Yalçın; üçüncü aşamada, Mimar Necdet Şenoğlu, Mimar Mehmet Ali Yalçın, İnşaat Müh. Selim Ardalı, Elektrik Müh. Namık Onmuş, Makine Müh. Metin Çetin Güres, yazar kadrosuna ek olarak proje ekibinde yer almıştır. Bkz. Tunçoku, Avar, İnceköse ve Akış, 2012.

2. Geleneksel konutlara yapılan eklerin ve kısmen yeni yapıların üretiminde blok tuğla malzemenin yığma teknik ile kullanılmakta, kimi örneklerde ise beton hatıl dahi kullanılmamaktadır.

3. Küçükerman, 2007.

4. Kuban, 1995.

5. İç sofada en yoğun rastlanılan yapı elemanları merdiven ve yüklüktür. Geleneksel 2 katlı konutlarda üst kat bağlantısı iç sofadaki merdiven aracılığı ile sağlanır. Bazı konutların iç sofalarında, odalardaki yüklüklere benzer yüklük bulunur. İç sofanın üst katta cumba şeklinde açık alana uzandığı örnekler de vardır.

6. Günümüzde geleneksel konutların bir bölümünde, var olan helâlar tesisat sorunları çözülerek halen kullanılmaktadır. Banyo ise ayrı bir mekân ya da helâ ile birlikte müşterek mekân olarak konuta eklemlenmekte ya da var olan bazı mekânlar banyo, helâ ya da ikisinin ortak olduğu ıslak mekâna dönüştürülmektedir.

7. Jeolojik çeşitlilik Bergama’nın Aşağıcuma, Yukarıbey, Kıranlı ve Demircidere köylerinde olduğu gibi granit; Ödemiş’in Kemer ve Hacıhasan, Tire’nin Kürdüllü, Çukurköy ve Akyurt köylerinde olduğu gibi kayrak; Bergama’nın Hamzalısüleymaniye, Kınık’ın Örtülü ve Çeşme’nin Ildırı köylerinde olduğu gibi andezit ve Urla’nın Uzunkuyu ve Nohutalan köylerinde olduğu gibi kireç taşı ile inşa edilmiş yapılarda açıkça görülür. Tire-Kızılcahavlu, Ödemiş-Yolüstü, Bergama-Sağancı, Kiraz-Karaburç köylerinde tuğla örgü yığma sistem yapıların olduğu, Kınık’ın Kocaömerli ve Sucahlı köyleri ise çoğunlukla ahşap çatkılı kerpiç tuğla duvar sistemin kullanıldığı köylerdir.

8. İncelenen konutların oda tavanlarında saz malzemenin çatı kirişlerine tespit edildiği yalın saz tavanlar olduğu gibi, bunların sıvanarak bağdadi sisteme dönüştüğü çok sayıda örnek vardır. Ancak, konut oda tavanlarının büyük kısmını çatı kirişlerine tespit edilmiş latalara çakılan tavan kaplama tahtaları ile kapandığı düz tavanlar oluşturur. Kaplama tahtaları yerine son zamanlarda kontrplak–duralit benzeri levhaların, hatta naylon tespit edildiği çok sayıda örnek vardır.

KAYNAKLAR

Kuban, D. 1995, The Turkish Hayat House, Eren, İstanbul.

Küçükerman, Ö. 2007, Kendi Mekânının Arayışı İçinde Türk Evi / Turkish House: In Search of Spatial Identity, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu, İstanbul.

Tunçoku, S. S., A. A. Avar, Ü. İnceköse ve T. Akış, 2012, İzmir Kırsal Alan Yerleşim ve Mimarlık Envanteri, Çınar Matbaacılık, İzmir.

Bu icerik 9104 defa görüntülenmiştir.