370
MART-NİSAN 2013
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

  • Erk ve Hakikat Algısı
    Güven Arif Sargın, Prof. Dr., ODTÜ Mimarlık Bölümü, Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu Üyesi

  • Mimarlık’la Kaçamaklar
    Güven Birkan, Mimarlık dergisi, ’76 yılı Yayın Yönetmeni; Nisan’77 - Aralık’78 Dergi Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü; Ocak’81-Haziran’81 Yayın ve Teknik Yönetmen

  • Ankara Gazi Mahallesi
    Elif Selena Ayhan, Yarı Zamanlı Öğr. Gör., Başkent Ü., İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü

  • Antropotektür
    Vintilă Mihăilescu, Prof. Dr., Bükreş Üniversitesi, Antropoloji Bölümü

  • İzmir Kırsal Alan Konutları
    Tonguç Akış, Öğr. Gör. Dr., İYTE Mimarlık Bölümü
    Ülkü İnceköse, Öğr. Gör. Dr., İYTE Mimarlık Bölümü
    Selim Sarp Tunçoku, Doç. Dr., İYTE Mimarlık Bölümü
    Adile Arslan Avar, Doç. Dr., İYTE Mimarlık Bölümü

YAYINLAR



KÜNYE
ÇEVRE DUYARLI MİMARLIK

İşitsel Peyzaj Kavramı ve Kentsel Akustik Konfora Katkısı

Aslı Özçevik, Araş. Gör., YTÜ Mimarlık Bölümü
Zerhan Yüksel Can, Prof. Dr., YTÜ Mimarlık Bölümü

“İşitsel peyzaj” (soundscape) yeni bir kavram; İngilizce “landscape” (peyzaj) kavramının işitsel karşılığı. Yazarlar, İstanbul’un kentsel mekânlarında, örneğin deniz sesinin “arka-plan sesi”, vapur düdüğünün “ön-plan sesi”, ezan sesinin ise “sembol ses” olduğu bir işitsel algılamanın, kentsel akustik konfora etkilerini değerlendiriyorlar.

Teknolojik ve endüstriyel gelişmelerin çevresel değerler üzerindeki olumsuz etkisi çevrenin doğal yapısını bozmakta veya değiştirmektedir. Gürültü, doğal yapıyı bozan ve çevre sorunları yaratan etkenlerin en yaygınlarındandır. Çevre için tasarım kapsamında ele alınan “gürültü ile savaşım”, kentlerde akustik konforun sağlanması ve geleneksel / doğal yapının korunması amacını gütmektedir.

Günümüzde kentsel akustik konfor değerlendirmesi ve yönetimi sadece gürültü odaklı yaklaşım üzerinden yapılmaktadır. Bu süreçte yaygın olarak kullanılan ve yasal düzenlemelere esas oluşturan gürültü ölçütü, eşdeğer sürekli ses düzeyidir. Ancak çeşitli çalışmalar bu kavramın tek başına ses ortamını tanımlamakta, çevresel gürültü rahatsızlığını ve akustik çevre kalitesini değerlendirmede yetersiz olduğunu göstermektedir.

Soundscape” kavramı, işitsel ortamın olumlu ya da olumsuz yargılardan bağımsız olarak saptanması şeklinde tanımlanmakta ve son yıllarda kentsel akustik konfor üzerine yapılan çok sayıda çalışmaya konu olmaktadır. Peki, günümüz dünyasının gündeminde olan ve “gürültü ile savaşım” konusuna farklı bir bakış açısı sunan bu soundscape kavramı nedir? Konuyla ilgili dünyada ve Türkiye’deki çalışmalar nelerdir?

Konu ile ilgili temel bilgilerin verildiği, ulusal ve uluslararası alandaki araştırmaların derlendiği bu makale, ülkemizde bu alanda yapılan çalışmalar arasında yer alan ve soundscape kavramı ile kentsel akustik konforun irdelenmesinde yeni bir yaklaşım önerisi ortaya koyan bir doktora çalışmasından derlenmiştir. (1)

Soundscape Kavramı

Soundscape” kavramı, birden fazla ses kaynağı ve çevresel etkileşim sonucunda oluşan işitsel ortamın (olumlu ya da olumsuz yargılardan bağımsız olarak) tanımlanabilmesi için Kanadalı ünlü bir besteci olan R. M. Schafer tarafından, 1960’larda konuyla ilgili yürüttüğü öncü araştırmalar doğrultusunda önerilmiştir. (2) Schafer “soundscape” kavramını, Our Sonic Environment and The Soundscape - The Tuning of the World adlı kitabında şu şekilde tanımlamıştır: (3)

“Üzerinde çalışılan herhangi bir akustik alan soundscape’tir. Müzikal bir kompozisyon, bir radyo programı ya da akustik bir ortamdan birer soundscape olarak bahsedebiliriz. Mevcut bir peyzajın karakteristik özellikleri üzerinde çalışabildiğimiz gibi, bir akustik çevreyi de bir çalışma alanı olarak tanımlayabiliriz...”

Soundscape Kavramının Türkçe Açıklaması

Soundscape” kavramı, İngilizce “landscape” (peyzaj) kavramının işitsel karşılığıdır. Bu bağlamda ilgili kelimeler için yapılan sözlük araştırması verileri doğrultusunda, ilgili uzmanlarla birlikte yapılan görüşmeler üzerine kavramının Türkçe karşılığı olarak “işitsel peyzaj” teriminin kullanılması uygun bulunmuş ve bu alanda çalışan bilim insanları tarafından da kabul görmüştür. (4) İşitsel peyzaj teriminin Türkçe açıklaması:

  • Görsel peyzajın işitsel karşılığı,
  • Bir ortamın akustik boyutları,
  • Birden fazla ses kaynağı, etki ortamı ve alıcı arasında fiziksel, fizyolojik, sosyolojik ve

psikolojik etkileşim sonucunda oluşan ve olumlu ya da olumsuz yargılardan bağımsız olarak tanımlanan işitsel ortam, şeklinde yapılmaktadır. (5)

İşitsel Peyzaj Yaklaşımı

Schafer, işitsel peyzaj yaklaşımının ne olduğunu yukarıda değinilen kitabında şu şekilde açıklamıştır: “İnsan dikkatli dinlemediği zaman gürültü kirliliği oluşur. Gürültüler, bizim gözardı etmeyi öğrendiğimiz seslerdir. Günümüzde gürültü kirliliğine karşı gürültü ile savaşım yolu ile direnilmektedir. Bu olumsuz bir yaklaşımdır. Çevresel akustiği olumlu bir çalışma programı çerçevesinde ele almanın yolunu bulmamız gerekmektedir. Hangi sesleri korumak, özendirmek, çoğaltmak istiyoruz? Bunu bilirsek, sıkıcı ya da zararlı sesler yeterince dikkat çekecek ve biz bu sesleri ortadan kaldırmak zorunda olmamızın nedenini öğreneceğiz…"(6)

İşitsel peyzaj yaklaşımı, bir alanın / ortamın akustik boyutlarını çalışmak için geliştirilmiştir. Bu yaklaşım üzerine geliştirilen çalışmalarda sadece nicel belirlemeler sağlayan geleneksel akustik ölçmelere ilave olarak, nitel veri oluşturmak amacıyla ses kayıtları ile sağlanan bir belgeleme yöntemi kullanılmaktadır. Bu belgelemede önemli olan işitsel algılama, yani insanın sesi nasıl duyduğudur. Kayıtlar üzerinden elde edilen veriler, işitsel peyzaj gösterimi olan zaman, frekans ve genlik ya da şiddete ilişkin akustik imaj formunda verilir. Bu bakımdan, işitsel peyzaj analiz verileri kentsel tasarım stratejisi belirlemede kullanılabilir.

Algılama ve İşitsel Peyzaj Bileşenleri

Kültürlerde algısal eğilimleri tespit etmede, işitsel algılama psikolojisi ikincil önem taşır. Bu olgu, insanın çevreyi algılamasında görsel algılamanın % 90 gibi bir oranla en büyük alanı kapsamasının doğal sonucudur. Bu nedenle, işitsel algılamanın tanımlanmasında görsel algılamada kullanılan terimlerden yararlanılması, konunun irdelenmesinde çeşitli kolaylıklar getirir.

Schafer (7), bu yaklaşımı gözönünde bulundurarak, görsel algıdaki figür-zemin eşleştirmesinden yararlanılabileceğinden bahsetmiştir. Figür ve zemin arasındaki ayrımı ortaya koyan Gestalt psikolojisine göre, figür ilgi odağıdır, zemin ise zaman ve ortam ya da şartlar ve çevredir. Daha sonra bu terimlere, gözlemin yapıldığı ve mekânı tanımlayan alan eklenmiştir. Alan terimi, figür ya da zemin olarak neyin algılandığının, çoğunlukla alan sayesinde belirlendiğini söyleyen ve kişilerin alanla ilişkili olduklarını açıklayan olaybilimci psikologlar tarafından ortaya konmuştur.

Bu üç terim arasındaki genel ilişkiye bakarak; Schafer’a göre, işitsel algılama üç kategoride gerçekleşmektedir: “Arka-plan sesleri” (keynotes), “ön-plan sesleri” (signals) ve “sembol sesler” (soundmarks). Schafer bu terimleri aynı zamanda işitsel peyzaj bileşenleri olarak tanımlamıştır. Burada figürü sinyal ya da soundmark, zemini ortam sesleri yani keynote sesler, alanı ise seslerin oluştuğu mekân yani işitsel peyzaj olarak tanımlamak mümkündür.

Arka-plan sesleri, alan peyzajında coğrafi ve iklimsel özellikler ile oluşan temel sestir; örneğin, deniz toplumu için deniz sesi ya da modern bir şehirde motor sesi. Ön-plan sesleri, şaşırtıcı ya da ani etki uyandıran geçici süre ile oluşan ön sestir; örneğin, tren ya da gemi düdüğü gibi. Sembol sesler, alan kimliğini tanımlayabilen seslerdir; örneğin, turistik çekim sağlayan ya da özel bir akustik oluşturan bir saat kulesinin sesi ya da ezan sesi gibi.

 

GÖRSEL ALGI

İŞİTSEL ALGI

ZEMİN-Arka Plan Görüntü

deniz-yapılar-dağlar

 

ARKA PLAN SESLERİ

deniz/dalga sesi

FİGÜR-Ön Plan Görüntü

liman-tekneler-kilise-fener

 

ÖN PLAN SESLERİ

tekne-insan-kilise çanı sesleri

FİGÜR-Sembol Görüntü

liman-kilise-fener

 

SEMBOL SESLER

deniz/dalga-tekne-kilise çanı sesleri

 

 

 

ZEMİN-Arka Plan Görüntü

dağlar-ağaçlar-göl

 

ARKA PLAN SESLERİ

rüzgâr sesi

FİGÜR-Ön Plan Görüntü

bulutlar-göl-yapılar

 

ÖN PLAN SESLERİ

kuş-insan-Ezan sesleri

FİGÜR-Sembol Görüntü

dağlar-göl-cami

 

SEMBOL SESLER

rüzgâr-kuş-Ezan sesleri

İşitsel Peyzaj Tasarımı

“Dünyanın işitsel peyzajı, bizim kontrol edemediğimiz bilinmeyen/sınırsız bir derleme/oluşum/kompozisyon mudur? Ya da biz ona biçim ve güzellik vermek için sorumluluğu olan bestecisi/düzenleyicisi ve yorumcusu muyuz?” (8)

İşitsel peyzaj çalışmalarının özü, bilim, toplum ve sanat arasında ara zemin olmaktır. Akustik ve psikoakustikten, sesin fiziksel özellikleri ve insan beyni tarafından sesin açıklanma biçimleri / yolları hakkında bilgi edinilmelidir. Toplumdan, insanların sesler karşısında nasıl davrandıkları ve seslerin insan davranışlarını nasıl etkilediği ve değiştirdiği bilgisi edinilmelidir. Sanattan, özellikle de müzikten ise, insanın diğer hayatlar, hayal gücü ve ruhsal yansıma için ideal işitsel peyzajı nasıl oluşturacağı öğrenilmelidir.

Ses tasarımından daha kapsamlı ve geniş bir konu olan işitsel peyzaj tasarımı, ses ortamın sosyal, psikolojik ve estetik kalitesi ya da işitsel peyzajı geliştirmek için ilkeler / kurallar ortaya çıkarmak ve teknikler geliştirmek amacıyla ortaya çıkmıştır. İşitsel peyzaj tasarımının ilkeleri olarak:

  • Bazı / belirli seslerin ortadan kaldırılması ya da sınırlanması (gürültü azaltımı),
  • Yeni seslerin ortam içerisinde ayırt edici şekilde fark edilir olmadan yer almasının sağlanması,
  • Sembol seslere önem verilmesi ve bu seslerin korunması,
  • Herşeyden önce çekicilik yaratmak amacıyla seslerin yerleşimlerinin iyi planlanması,
  • Gelecek için ses ortamların simüle edilmesi, sayılabilir.

Schafer bu tasarımda insanın rolünü şöyle açıklamıştır: “İşitsel peyzaj tasarımı ile anlatılmak istenen, devasa bir müzikal kompozisyon olarak etrafımızda durmadan gelişen ve değişen dünyanın işitsel peyzajıdır. Bizler eş zamanlı dinleyici, yorumcu ve besteciyiz. Hangi sesleri korumak, özendirmek ve arttırmak istiyoruz önce bunu belirlemeliyiz. Bunu öğrendiğimizde sıkıcı ya da zararlı sesler yeterince dikkat çekici olacak ve bu sesleri neden ortadan kaldırmak zorunda olduğumuzu öğreneceğiz. Sadece ses ortamın toplam değer artışı bile, bize işitsel peyzajın orkestral düzenlenmesi için kaynak ve olanaklar sunabilir. İşitsel peyzaj tasarımı, sadece akustik mühendisinin değil, tüm profesyonel ve amatörler ile iyi kulağı olan herkes gibi pek çok insanın uzmanlığı ve bilgisine gereksinim duyar.” (9)

İşitsel Peyzaj Üzerine Yapılan Uluslararası Çalışmalar

Schafer’ın besteci kimliği ile “gürültü ile savaşım” konusuna pozitif bir bakış açısı getirmesi ve bu doğrultuda akustik çevrenin analizine dikkat çekmesi, konunun farklı uzmanlıklar tarafından farklı yaklaşımlarla ele alınmasını ve bu yönde çalışmaların (araştırma ve uygulamaların) devam ettirilmesini teşvik edici olmuştur. Bu bağlamda, 1977 yılından bu yana işitsel peyzaj üzerine kurgulanan ve kimi salt estetik kaygı esaslı ya da korumacı, kimileri de akustik konfora yönelik yorumlar içeren pek çok ulusal ve uluslararası çalışma yapılmış ve yapılmaktadır. Bu çalışmalar arasından başlıca örnekler aşağıda belirtilmiştir:

World Soundscape Project (WSP) (10), konuyla ilgili günümüze kadar yapılmış en kapsamlı çalışmadır. Proje Kanadalı besteci R. Murray Schafer öncülüğünde 1960 sonları başlayıp 1970 başlarında tamamlanmıştır. Projenin temel amacı, akustik çevre ve teknolojinin bu çevre üzerindeki etkilerini araştırmaktır. Proje, işitsel çevrenin tüm yönleriyle özellikle toplumun ses farkındalığını ortaya çıkarma, çevresel ses toplama ve sesin değişen karakterini belirleme, gürültü kirliliğine alternatif bir bakış olarak işitsel peyzaj tasarımının genel yaklaşımını ve uygulamasını tanıtma ile ilgilidir.

Kanda Soundscape Project (11), Japonya’da 1985’te Keiko Torigoe öncülüğünde Tokyo’nun şehir merkezinde yer alan Kanda bölgesinde alan çalışmaları ile başlatılan bir projedir. Proje, Japonya’da akustik ekoloji üzerine yapılmış ilk alan çalışmasıdır. Projenin uzantısında, iki işitsel peyzaj tasarımı ve bunların uygulaması (Rentaro Taki Hatıra / Anıt Evi’nin Bahçe Tasarımı ve Hirano Eko-Müzesi Projesi – İşitsel Peyzaj Müzesi) yapılmıştır.

100 Finnish Soundscape (12), Finlandiya’nın farklı coğrafi sınırları içerisindeki işitsel peyzaj oluşumlarını toplama, kayıtlama, koruma ve araştırma süreçlerini içeren üç yıllık (2004-2006) bir araştırma projesidir. Projenin öncelikli amacı, sadece materyal toplamak değil, aynı zamanda kişilerin işitsel peyzajın anlamı üzerine farkındalıklarını arttırmaktır. Ulusal düzeyde para ödüllü bir yarışma ile başlatılan proje, Finlandiya’nın farklı coğrafi sınırlarından tanımlama ve gözlem değerlendirmelerini toplama ile ilgilidir.

European Silence Project (SILENCE) (13), Avrupa Komisyonu tarafından 6. Çerçeve Programı kapsamında desteklenen, genel olarak kentsel alanlardaki yüzey taşıma gürültüsünün geliştirilmiş kontrolü için birleşik bir yöntem ve teknoloji oluşturmayı amaçlayan 3 yıllık (2005-2007) bir araştırma projesidir.

The Positive Soundscape Project (PSP) (14), EPSRC (Engineering and Physical Sciences Research Council) tarafından desteklenen ve işitsel peyzaj algısının çok disiplinli olarak araştırılmasını hedefleyen 4 yıllık bir projedir (2006-2009). Projenin amacı, pozitif işitsel peyzaj yaklaşımının işe yararlığını onaylamak, negatif gürültü odaklı yaklaşımdan uzaklaşmak ve pozitif işitsel peyzajın planlama ile etkin birlikteliğinin sağlanabilirliği anlayışı ile kullanılacak araçları/ yolları tespit etmek; akustik çevre, verilen tepkiler ve ortamda yaşayan kişilerin davranışsal özellikleri arasındaki ilişkiyi değerlendirmek olarak belirlenmiştir.

Soundscape of European Cities and Landscapes (15), Avrupa Birliği COST Action Programı kapsamında İngiltere’den ünlü akustik uzmanı Jian Kang öncülüğünde 2008 yılında başlatılan 4 yıllık bir projedir. Projenin amacı, işitsel peyzaj araştırmaları için destekleyici/ temel bilim sağlamak ve uluslararası ve interdisipliner çabaların düzenlenmesi vasıtasıyla bugünkü sanatın durumunun önemli ölçüde ötesinde bir alan oluşturmak ve kendi ses ortamımızın değerini arttırmayı/ korumayı amaçlayan geçerli mevzuat/ kanun, politika ve uygulamalar içinde işitsel peyzajı ilerletmektir.

1998’den bu yana, bilimsel ve akademik çalışmaların derlendiği dergi, konferans ve kongrelerde işitsel peyzaj ile ilgili artan sayıdaki özel sayı ve oturumlar, konuya ilişkin bilimsel katkı sağlama ve siyasi gereksinimler belirleme üzerine uygun platformu oluşturmaktadır. Bu yayınlar üzerine yapılan kapsamlı literatür incelemesine göre çalışmalarda ortak olarak insanların bulundukları ses ortam içerisindeki memnuniyet durumlarının dikkate alınması ve akustik konfor için gerekli belirleme, analiz, değerlendirme, uygulama ve müdahalelerin buna göre yapılması önerilmektedir.

Ülkemizdeki Durum

Ülkemizde, "işitsel peyzaj kavramının kentsel akustik konforun değerlendirilmesinde, korunmasında ve iyileştirilmesinde kullanılabilmesi için bir yaklaşım önerisi geliştirmek” amacıyla kapsamlı bir doktora çalışması yapılmış ve beraberinde yürütülen çok sayıda çalışma ile tamamlanmıştır. (16) Bu çalışma ülkemizde bir ilk olması nedeniyle önem taşımakta ve ortaya koyduğu yaklaşım önerisi ile uluslararası ve/ya da ulusal eylem planları ve kent kullanıcısı arasında etkileşimli döngü oluşturma yönünden yenilikçi bir bakış açısı sunmaktadır.

Çalışma ile ortaya konan yaklaşım önerisi, İstanbul’daki dört kentsel alan üzerinden geliştirilmiş ve ayrıca belirlenen dört kentsel alan da eklenerek sınanmıştır. Geliştirilen yaklaşım önerisi, alan seçimi ve alanların ses ortam analizi ile başlayıp, ilgili ses ortamlar için alanlarda belirlenen rotalar üzerinden gerekli düzey ölçmeleri ve ses kayıtlarının yapımı ve kayıtların laboratuvar ortamında bu çalışma ile belirlenen yöntem üzerinden analizi ve elde edilen verilerin / sonuçların yorumlanması şeklinde tamamlanan adımları içermektedir.

Buna göre önerinin geliştirilmesinde kullanılan alanlar, Beşiktaş ve Ortaköy İskele Meydanları, Bağdat Caddesi, Barbaros Bulvarı’dır. Önerinin sınanmasında ise, Yıldız ve Bebek Parkları, Meclis-i Mebusan Caddesi ve Fındıklı Parkı, Serencebey Parkı belirlenmiştir. (Tablo 1)

Bu çalışma ile elde edilen ve çalışmanın yapılma amacını doğrulayan çarpıcı sonuçlar şöyledir:

  • Tüm alanlar arası ses ortam değerlendirmesinde yapılan genel yorumlamaya göre,
    • Ortaköy İskele Meydanı ile Yıldız Parkı’ndaki ses ortamları birbirine yakın ve diğer alanlardan oldukça farklı ve olumlu yönde / memnun edici şekilde yorumlanmıştır.
    • Diğer alanlardaki ses ortamlar ise olumsuz yönde değerlendirilmiş ve memnun edici bulunmamıştır.

  • İlgili alanlarda yapılan ses düzey ölçme sonuçlarına göre (Çizelge 1),

    • Nicel olarak en düşük ses düzeyine sahip Yıldız Parkı’nın, nitel olarak fark edilir bir biçimde en olumlu/ memnun edici şekilde yorumlanması beklenmiştir. Ancak kendisinden 24 dBA daha yüksek düzeyde ses ortama sahip Ortaköy İskele Meydanı ile nitel olarak oldukça yakın değerlendirilmiştir.
    • Diğer alanlarda ise birbirine yakın değerlerdeki ses düzeylerine rağmen, ses ortam değerlendirmede oldukça büyük farklılıklar olduğu görülmüştür.

 

ALANLAR

LAeq

Beşiktaş İskele Meydanı

70,9

Ortaköy İskele Meydanı

70,8

Bağdat Caddesi

72,7

Barbaros Bulvarı

74,3

Yıldız Parkı

54,8

Bebek Parkı

70,5

Meclis-i Mebusan Caddesi ve Fındıklı Parkı

69,9

Serencebey Parkı

67,6

Çizelge 1. Çalışma ve sınama alanlarında yapılan ses düzey ölçmeleri

Böylelikle, alanların ses ortam değerlendirmesindeki “düzeyden bağımsızlık” durumu ve ses ortamda tanımlanan sembol seslerin memnunluk verici değerlendirilmesi halinde ses ortamın da genel olarak memnunluk verici biçiminde değerlendirildiği (ya da bunun tam tersi olduğu) bu çalışma ile net olarak ortaya konmuştur. Bu bulgu kentsel akustik konforun yalnızca düzeye bağlı değerlendirmelerle yapılamayacağını göstermektedir. Bir başka deyişle, akustik konforu gürültü ile savaşıma indirgemek doğru bir yaklaşım değildir.

Gürültü olarak tanımlanan bütün içerisinde var olan ve mekânı / bölgeyi / kenti / toplumu / kültürü temsil eden seslerin korunması gereklidir, aksi halde alan kimliğinin kaybolması, akustik mirasın yok olması gibi önemli sorunlar ortaya çıkar. Bu sorunlara karşı ses ortam ile ilgili önerilen düzenleme ve önlemler arasında:

  • Memnunluk verici sembol seslerin ses ortamdaki algılanabilirliklerinin iyileştirilmesi amacıyla memnunluk verici olmayan sembol seslerin; olanaklı ise ses ortamdaki varlıklarının ortadan kaldırılması, değilse düzeyinin düşürülmesi,
  • Memnunluk verici sesler ve/ya da sembol sesler aracılığıyla maskelenmesi,
  • Yerini tutacak başka sesler ve/ya da sembol seslerin kullanılması ile akustik parfüm etkisinin yaratılması vb. sayılabilir.

SONUÇ

“Kentsel akustik konfor” kavramı, gürültünün bir çevre kirletici olduğunun farkedilmeye başlandığı 1970’li yıllarda yaşam kalitesi belirleyicileri arasında yerini almıştır. Gürültü, her geçen gün artan etkisi ve çeşitliliği ile kentsel yaşam kalitesini bozan ve mücadele edilmesi gereken bir çevre kirliliği unsurudur. Gürültüye olumlu ya da olumsuz yargılardan bağımsız bir bakış açısı kazandıran “işitsel peyzaj” kavramı, ses ile oluşturulan çevre olarak tanımlanır. Çeşitli alanlarda “işitsel peyzaj” kavramı kullanılarak yapılagelen çalışmalar, kentsel akustik konforun iyileştirilmesinde, akustik mirasın ve kentsel alanların akustik kimliğinin korunmasında yenilikçi yaklaşımlar geliştirilmesine önemli katkılar sağlamaktadır.

Konunun ülkemiz gündemine taşınması ve “işitsel peyzaj kavramının kentsel akustik konforun değerlendirilmesinde, korunmasında ve iyileştirilmesinde kullanılabilmesi için bir yaklaşım önerisi geliştirmek” amacıyla kapsamlı bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışma ile işitsel peyzaj kalitesinin, sembol sesin algılanabilirliği üzerinden nesnel olarak değerlendirilebilirliği ortaya konmuş ve sembol ses ile ses ortam memnuniyeti arasında doğrudan bir ilişki olduğu belgelenmiştir.

Çalışma, ses ortamın düzeye bağlı olarak değerlendirilmesinin yetersizliğini ve sağlıklı bir değerlendirme için sembol seslerin ses ortam içerisindeki durumlarının dikkate alınması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Kentsel akustik konfor ile ilgili yapılacak belirleme, değerlendirme ve müdahaleler için işitsel peyzaj kavramı kullanılarak hazırlanan bu çalışma, ortaya koyduğu kavramsal model ve yaklaşım önerisi aracılığıyla gelecekte yapılacak çalışmalara yol açıcı nitelik taşımaktadır. Sonraki hedef elbette ki bu bilimsel bulguların uygulama alanında yerini almasıdır.


NOTLAR

1. Özçevik, 2012.

2. Schafer, 1969; Schafer, 1977.

3. Schafer, 1977.

4. Çevre ve Orman Bakanlığı çalışmaları ve Dökmeci, Kang, 2011.

5. Özçevik, 2012.

6. Schafer, 1977.

7. Schafer, 1977.

8. Schafer, 1977.

9. Schafer, 1977.

10. URL1.

11. Hiramatsu, 2006; Nishimura, Hiramatsu, 2009.

12. Kytö, Uimonen ve Jarviluoma, 2007.

13. URL2.

14. URL3.

15. Kang, 2008.

16. Özçevik, Yüksel Can, De Gregorio ve Maffei, 2007; Brambilla, De Gregorio, Maffei, Yüksel Can ve Özçevik, 2007; Özçevik, Yüksel Can, 2008; Özçevik, Yüksel Can ve Can, 2009; Özçevik ve Yüksel Can, 2010; Özçevik ve Yüksel Can 2012-1; Özçevik ve Yüksel Can, 2012-2; Özçevik ve Yüksel Can, 2012-3.


KAYNAKLAR

Brambilla, G., L. de Gregorio, L. Maffei, Z. Yüksel Can ve A. Özçevik, 2007, “Comparison of the Soundscape in Two Historical Cities: İstanbul and Naples”, Internoise 2007, İstanbul.

Dökmeci, P.N. ve J. Kang, J. 2011, “İç Mekânlarda İşitsel Peyzaj Analizi ve Tasarım Ölçütleri”, 9. Ulusal Akustik Kongresi, Ankara.

Hiramatsu, K. 2006, “A Review of Soundscape Studies in Japan”, Acta Acustica United with Acustica, cilt:92, sayı:6.

Kang, J. 2008, Soundscape of European Cities and Landscapes - Memorandum of Understanding for the implementation of a European Concerted Research Action Designated as COST Action TD0804.

Kytö, M., H. Uimonen ve H. Jarviluoma, 2007, “Soundscape and Emplaced Pasts – Analyzing One Hundred Finnish Soundscapes”, Internoise 2007, İstanbul.

Nishimura, A. ve K. Hiramatsu, 2009, “The Significance of Participation and Initiative of Local Residents in Soundscape Design”, Internoise 2009, Ottawa, Kanada.

Özçevik, A., Z. Yüksel Can, L. de Gregorio ve L. Maffei, 2007, “A Study on The Adaptation of Soundscape to Covered Spaces”, Internoise 2007, İstanbul.

Özçevik, A. ve Z. Yüksel Can, 2008, “A Study on The Adaptation of Soundscape to Covered Spaces: Part 2”, Acoustics 2008, Paris.

Özçevik, A., Z. Yüksel Can ve C. Can, 2009, “A Study on The Soundscapes of Two Wharf Squares in İstanbul”, Euronoise 2009, Edinburgh, İskoçya.

Özçevik, A. ve Z. Yüksel Can, 2010, “Subjective Assessments of The Noisy Urban Areas”, Internoise 2010, Lizbon, Portekiz; 2012-1, “A Field Study on the Subjective Evaluation of Soundscape”, Acoustics 2012, Nantes, Fransa; 2012-2, “A Laboratory Study on the Evaluation of Soundscape”, Acoustics 2012, Nantes, Fransa; 2012-3, “A Comparative Analysis Between Field and Laboratory Studies on Soundscape”, Euronoise 2012, Prag, Çek Cumhuriyeti.

Özçevik, A. 2012, “ ‘İşitsel Peyzaj – Soundscape’ Kavramı ile Kentsel Akustik Konforun İrdelenmesinde Yeni Bir Yaklaşım”, Yayımlanmamış Doktora Tezi, YTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.

Schafer, M. 1969, “The New Soundscape”, Universal Edition, Viyana.

Schafer, M. 1977, Our Sonic Environment and The Soundscape: The Tuning of The World, Destiny Books, Rochester, Vermont.

URL 1. The World Soundscape Project, www.sfu.ca/~truax/wsp.html [Erişim tarihi:13 Mart 2009]

URL 2. Silence e-learning, www.silence-ip.org [Erişim tarihi: 20 Mart 2009]

URL 3. Positive Soundscapes, a Re-evaluation of Environmental Sound

www.positivesoundscapes.org [Erişim tarihi: 21 Mart 2009]

* Fotoğraflar: Aslı Özçevik

 

Bu icerik 12636 defa görüntülenmiştir.