376
MART-NİSAN 2014
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
MİMARLIK KURAMI

Mimarlık’ta Postmodern Kuram ve Uygulama*

Sabiha Göloğlu, Araş. Gör., Koç Üniversitesi, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü

Dünyada kabul gören mimarlık akımlarının Türkiye’de karşılık bulması hep belli bir zaman almışken, postmodernizmin uluslararası mimarlık pratiğiyle eşzamanlı olarak Türkiye’de gözlemlenebilmesindeki en önemli etmenlerden birinin bu alandaki yayınlar olduğunu savlıyor yazar. 1980’lerde Mimarlık dergisinin yayın politikası üzerinden, derginin Türkiye’deki postmodern mimarlık üretimini etkilediği ve yansıttığı noktaları değerlendiriyor.

Modern mimarlık hareketinin 1960 sonlarında başlayan eleştirilerini takiben 1970 ve 1980’lerde ortaya çıkan çoğulcu mimari eğilimler postmodernizm adı altında anılmaktadır. Postmodernizm genelde “anti-modern” bir üslup gibi algılansa da aslında “sadık bir itirazdır” ve bunun muhatabı modern mimarlık değil de rasyonalist ve uluslararası üsluptur.(1) Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de, mimari medya uluslararası üslubun sorgulanması ve postmodern mimarlığın yayılmasında önemli bir rol oynamıştır.

Mimarlık medyası, müze ve üniversite gibi, mimarlığı temsil eden üç kurumdan biridir ve mimarlık ile bu “temsilciler” arasında karşılıklı bir ilişki bulunur.(2) “Temsilciler” mimarlık gündemini yansıtmakla kalmaz, aynı zamanda mimarlığı şekillendirirler. O zaman, bu üç kurumdan herhangi birinin incelenmesi belirli bir dönemdeki mimarlık kuram ve uygulamalarının kavranmasına yardımcı olabilir. Örneğin Architectural Design dergisi, 1980 Venedik Bienali “Presence of the Past” sergisi ve école des beaux-arts’ın incelenmesi ile postmodern mimarlığa dair çıkarımlar yapılabilir. (Resim 1)

Aynı şekilde, Türkiye’de postmodern mimarlığın kavranmasına Mimarlık dergisi katkıda bulunabilir. Çünkü Mimarlık da yukarıda adı geçen “temsilciler” gibi mevcut mimari yaklaşımları yansıtmakla kalmamış ayrıca onları yönlendirmiştir.(3) Mimarlar Odası’nın yayın organı olarak, 1963’ten başlayarak tutarlı ve uzun yayın hayatı ile geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmış ve Türkiye’de başka bir mimarlık dergisinde görülmeyen bir yoğunlukla postmodern kuram ile uygulamayı ele almıştır.

MİMARLIK’IN İÇERİĞİ

Postmodernizm Türkiye’de ve diğer ülkelerde daha uzun yıllar etkili olmuşken, bu yazıda 1980’ler dönemine odaklanmanın birkaç nedeni bulunmaktadır: 1980 ve 1990’da Mimarlık dergisi yazı işleri müdürleri ve yayın komitelerinin dönemsel olarak değişiyor olması nedeniyle güncellenen yayın ilkeleri; bu dönemde ülkede yaşanan önemli politik ve ekonomik dönüşümler ve tabii dünyada postmodernizmin bir akım olarak bu dönemde yaygınlaşmış olmasıdır.

1980’ler boyunca Mimarlık’ta kuram ve uygulama açısından dengeli olmayan bir içerik dağılımı sözkonusudur. 1980 ve 1986 yılları arasında, önce Haldun Ertekin ve sonra kısa bir süre Nazak Kavukçu’nun yazı işleri müdürlüğünde kuram ağırlıklı bir içerik görülmektedir. Kurama dayalı bu yaklaşım derginin “Mimarlık’tan” kısmında şöyle açıklanmaktadır:

Mimarlık Dergisi, mimarlık pratiği ve eğitimi içindeki kişilere, (genel olarak okurlarına) gerek kendi alanlarına, gerekse de bu alanın diğer toplumsal faaliyet alanları ve oluşumlarla olan ilişkisine ve bu alanlardaki sorunlara dair kalıcı, belli bir teorik seviyeye sahip, sözkonusu sorunlar karşısında kısa ve uzun vadeli çıkış noktalarının, alternatiflerin de tartışıldığı bir birikim sağlamayı amaçlamaktadır. İşlevi; uzun vadeli, yönlendirici, bilgilendirici olabilmektir. Bu amaçlar doğrultusunda yurtiçi ve yurtdışındaki tartışmalar, elden geldiğince yakından izlenmekte, geleceğe yönelik perspektifler oluşturabilme kaygısıyla aktarılmakta ve değerlendirilmektedir.(4)

Öte yandan 1986 ve 1990 yılları arasında Merih Karaaslan’ın yazı işleri müdürlüğünde daha uygulamaya yönelik bir içerik oluşturulmuştur. Dönemin Mimarlar Odası Genel Başkanı Engin Omacan, derginin geçmiş kuramsal yaklaşımından şöyle bahsetmektedir:

Mimarlık dergisinin son yıllarda geniş mimar kitlesine yabancılaşmasında en büyük etken, kuşkusuz içeriğiyle ilgilidir. Dergi, dili ve ele aldığı konular açısından, ülkemizdeki mimarlık eyleminin gerçek sorunlarından uzaklaşmış, batıda esen soyut “düşünce akımları”nın peşine takılmış, yapılan çevirilerle bu “düşünce akımları”nın ülkemizdeki sözcülüğünü üslenmiş, alabildiğine ülke gerçeklerinden kopuk, Mimarlar Odası’ndan, dolayısıyla ülke mimarlarından bağımsız öznel bir yazın dergisi biçimine bürünmüştür.(5)

Alıntıdan da anlaşılacağı gibi, 1980’lerin ikinci yarısında Mimarlık’ın ilk yarıdaki kuramsal yaklaşımı Türkiye’deki mimari üretimi yansıtmadığı gerekçesiyle eleştirilmiş ve yerine uygulama odaklı bir içerik oluşturulmuştur. Yayın politikasındaki bu değişiklik dergi kapaklarına da yansımıştır. Soyut kapak tasarımları yerlerini proje fotoğraflarına bırakmıştır. (Resim 2, 3) Postmodern kurama olmasa da postmodern uygulamaya duyulan ilgi dönemin ikinci yarısında da devam etmiştir. 1980’ler boyunca bazı konular diğerlerinden daha sık veya artan bir duyarlıkla işlenmiştir.(6) Bu konular arasında mimarlık tarihi ile eğitimi, İslam mimarlığı, restorasyon ile koruma, geleneksel mimari, tasarım sürecine katılım ve mimarlık eleştirisi vardır. (Resim 4)

Mimarlık tarihi ile eğitimi ve bunların nasıl iyileştirilebileceği belirli karşılaştırmalar üzerinden anlatılmıştır: Beaux-Arts ile Bauhaus okulları, klasik ile modern, “Batılı” ile “Batılı olmayan”, anıtsal mimari ile bütün yapılı çevre, bitmiş mimarlık ürünü ile mimari süreç ve mekânsal kurgu ile süsleme sanatı gibi.(7) Bu çerçevede, Mimar Sinan ve klasik Osmanlı mimarisinin belirli kalıplardan kurtarılıp daha farklı nasıl işlenebileceği sık sık gündeme gelmiştir.(8) 1980’de verilmeye başlanan Ağa Han Mimarlık Ödülleri’nin etkisiyle “İslam mimarlığı” kavramı bu dönemde sık sık irdelenmiştir. Mimarlık’ta basılan ödüllü projeler ve jüri raporları tartışmalara zemin hazırlamıştır. Bu tartışmalar genel olarak postmodern tartışmaları ile paralel kimlik ve bağlam gibi kavramlar üzerinden yürümüştür. 1983 Ağa Han Mimarlık Ödülleri jürisinde yer alan Charles Moore ile James Stirling ve 1986 jürisindeki Hans Hollein, Fumihiko Maki ile Robert Venturi gibi, isimleri postmodernizm ile birlikte anılan mimarların bulunması “İslam mimarlığı” kavramının sorgulandığı ortamı göstermektedir.

Geleneksel sanatlar, yerel mimarlık ve restorasyon ile koruma gibi konular Mimarlık’ın gündeminden hiç düşmemekle beraber 1980’lerde farklı bir duyarlılıkla ele alınmıştır. Bu dönemde Cengiz Bektaş’ın hazırladığı “Halkın Elinden Dilinden”, “Şirinköy ya da Köyde Apartman” ve “Tirilye” yazı dizileri yerel mimarlığın sözlü tarih, geleneksel sanatlar, inşaat malzemeleri ve yapım teknikleri gibi farklı yönleriyle belgelenmesi açısından önemlidir. Bunların dışında, Antalya Kaleiçi ve Muğla Kentsel Sit Alanları Planlamaları ve Koruma Çalışmaları olumlu yönleriyle Mimarlık’ta öne çıkan örneklerdir.

Kentleşme de her daim Mimarlık’ın gündeminde olmasına rağmen modern mimarlık hareketinin şehirler üzerindeki etkileri bu dönemde olduğu kadar gündeme gelmemiştir. Modern mimarlığın genel eleştirisinin yapıldığı makaleler dışında, Roland Barthes ile Françoise Choay’dan göstergebilim (semiyoloji) ve Spiro Kostof ile Manfredo Tafuri’den de kentlerin modern söylem üzerinden tahribatı ile ilgili çeviriler dergide yer almıştır.(9)

MİMARLIK’DA POSTMODERN KURAM

Türkiye’de mimarlık dergileri 1980’lerin sonunda çoğalıncaya kadar parmakla sayılacak kadardır. O zamana kadar ülkenin en uzun soluklu mimarlık dergisi Arkitekt olmuş ancak o da 1980’de yayına veda etmiştir.(10) Sadece Mimarlık ve Yapı 1980’ler boyunca yayına devam edebilmiştir. (Resim 5) Bu dönemde Yapı modernist ve uygulama odaklı çizgisini sürdürürken Mimarlık postmodern kuram ve uygulamalara sık sık yer vermiştir. Böylece Mimarlık, Türkiye’deki mimarların postmodern mimarlık ile ilgili başvurabilecekleri en kolay ulaşılır kaynak haline gelmiştir.(11) Mimarlık daha çok 1980’lerin ilk yarısında, yabancı dergi ve kitaplardan çağdaş mimarlık tartışmalarını gündeme taşımıştır. Charles Jencks, Michael Graves, Leon Krier, Robert Stern ve James Stirling gibi mimarların katkıda bulundukları Architectural Design’dan çok sayıda makale Mimarlık’ta çeviriler halinde yayımlanmıştır. Ernst Gombrich’in “Hegel ve Sanat Tarihi” ve Peter Eisenman ile Rob Krier’in “Benim İdeolojim Seninkinden İyidir”i bu çevirilere örnek gösterilebilir.(12)

“Modern Mimarlığın Ötesi” yazı dizisinde çoğulcu mimari eğilimler ele alınmıştır. Sibel Dostoğlu (Bozdoğan) dizinin giriş yazısında postmodern mimarlığın ana hatlarını Aldo Rossi, Paolo Portoghesi, Charles Moore, Ricardo Bofill ve Robert Venturi’nin yapılarından örneklerle anlatmaktadır.(13) Aynı yazı dizisinde yer alan bazı çevirileri Mimarlık yazarlarının makaleleri izlemiştir. Örneğin Leon Krier’nin “Avrupa Kentinin Yeniden İnşası”nı Haldun Dostoğlu’nun “Çağımızın Klasikçisi: Leon Krier”, Paolo Portoghesi’nin “Modern Mimarlığın Sonu”nu ise Cüneyt Budak’ın “Tarih, Portoghesi ve Modern Mimarlığın Ötesi” izlemiş ve pekiştirmiştir.(14) “Mimarlık ve Ütopya” adlı başka bir yazı dizisinde ise Manfredo Tafuri’nin aynı adlı kitabından bölümler Haldun Ertekin tarafından özetlenmiştir. Mimarlık tarihi açısından önemli bu yayın Mimarlık’taki kitap tanıtımlarından farklı olarak detaylı bir biçimde incelenmiştir.(15) Bunun dışında Italo Calvino’nun Görünmez Kentler, Tom Wolfe’un Bauhaus’dan Bizim Eve ve Charles Jencks’in Post-Modern Mimarlığın Dili gibi kitap tanıtımlarının dönemin çoğulcu eğilimlerini yansıttığı söylenebilir.

MİMARLIK’DA POSTMODERN UYGULAMA

Mimarlık uygulamaları dergide bazı makalelerdeki yüzeysel değinmeler dışında proje ile mimar tanıtımları ve yarışmalar şeklinde ele alınmaktadır. Bunlardan yarışmalar sıklıkla Mimarlık’ın gündeminde yer alırken, proje tanıtımları 1980’lerin ilk yarısında oldukça seyrelmiş, ikinci yarısında ise artmıştır.(16) 1983 ve 1986 yılları arasında Mimarlık’a ilave olarak çıkartılan Proje-Uygulama ekleri derginin aynı yıllarda tekil proje tanıtımlarına fazla yer vermese de uygulamaya verdiği önemi göstermektedir.

1980’lerde yerel yönetimlerin güçlenmesi ile yarışma sayılarında artış olmuş ve Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın katı kurallarının yumuşaması ile projelere eskisine oranla çeşitlilik ve serbestlik gelmiştir.(17) Bu dönemde 100’e yakın yarışmanın yarısı bakanlık tarafından açılmış, diğer yarısında da belediyeler işveren olarak önemli rol oynamıştır.(18) Mimarlık’ta üzerinde durulan yarışmaların arasında Filiz ile Coşkun Erkal’ın Atatürk Kültür Merkezi (1981), Nesrin Yatman, Vedat İşbilir ile Affan Yatman’ın Ankara Kızılay Rant Tesisleri (1981), İlhami Özköse ile Yakup Hazan’ın Antalya Belediyesi Otobüs Terminali Tesisleri (1986) ve Hulusi Gönül, Öner Tokcan ile İlder Tokcan’ın Expo '92 Dünya Sergisi Türkiye Pavyonu (1989) vardır.

Mimarlık’ta yayımlanan proje ve mimar tanıtımları yerli ve yabancı olarak ayrılabilir. Yabancı tanıtımlara Le Corbusier’nin Firminy Kilisesi, Norman Foster’ın Şanghay Bankası Merkez Binası, Kisho Kurokawa’nın Nagoya Modern Sanat Galerisi, James Stirling’in Stuttgart Yeni Şehir Galerisi ile IBA Konut Projeleri ve Zaha Hadid, Itsuko Hasegawa ile Kenzo Tange örnek verilebilir. Türkiye’den proje ve mimar tanıtımları ise genelde “Proje-Uygulama” ile “Bir Mimar” bölümleri ya da her sayıda değişen dosyalar kapsamında incelenmektedir. Mimarlık’ta yayımlanan dosyalar hem çeşitli projeler içermekte hem de ilgili makalelerle desteklenmektedir. 80 Sonrası Ankara’da Kamu Eliyle Mimarlık, İzmir Dün Bugün, Türk Mimarlarının Yurtdışı Çalışmaları, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Uygulamaları ile Turizm ve Kıyı Planlaması gibi dosya konuları dergi kapaklarından da takip edilebilmektedir.

“Proje-Uygulama” bölümünde genelde tek bir yapının künye bilgileri, tasarım ilkeleri ve inşa sürecine değinilmektedir. Örneğin, Sezar Aygen ile Oktay Vural’ın Türkiye Emlak Kredi Bankası (1983-87), Şevki Vanlı’nın Mimarlık Atölyesi (1986) ve Ali Esad Göksel’in Halı Oteli (1987-88) derginin bu bölümünde detaylı biçimde incelenmiştir. “Bir Mimar” bölümünde Engin Akman, Alpay Aşkun, Cengiz Bektaş, Aydın Boysan, Sedat Gürel ve Güngör Kaftancı gibi mimarlar özgeçmişleri ve mesleki çalışmalarını içeren kendilerinin veya başka mimarların yazdığı metinlerle tanıtılmıştır. Bahsi geçen tanıtımlar ve yarışmalar dışında sayıca az da olsa yayımlanan mimarlık eleştirileri derginin uygulamaya verdiği önemi kanıtlar. Mimarlık eleştirisinin gerekliliği üzerinde 1980’lerde durulmaya başlanmış ve bu amaçla bir sütun ayrılmıştır. Ne yazık ki bu dönemde sütunun devamlılığını sağlayacak kadar eleştiri yazısı yayımlanamamıştır.(19) Mimarlık eleştirisine artan bu ilgi postmodernizmin mimarlık ortamına kattığı şüphecilik ve görecelik ile ilişkilidir.

TÜRKİYE’DE POSTMODERN UYGULAMALAR VE UYGULAMALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Türkiye 80’lerin kültürel bağlamını derinden etkileyen iki önemli kırılma noktası yaşadı: 1980 askeri darbesi ve ekonominin serbest pazar ilkelerine göre yeniden örgütlenmesi ile küresel ekonomiye entegre olma kararı. İlki büyük bir şiddetle bütün kamusal alanı baskı ve yasaklamalar temelinde yeniden inşa ederken, ikincisi ekonomik alanı yapısal zeminini tam da sağlam bir şekilde oluşturmadan liberalleştirdi.(20)

Tansel Korkmaz’ın da belirttiği gibi 12 Eylül ve sonrasındaki değişiklikler Türkiye’nin politik, ekonomik ve kültürel dengelerini önemli ölçüde sarsmıştır. Siyasi baskı ve ekonomik özgürlüklerin birlikte varolduğu bu ortam popüler kültür ve tüketim toplumunun yaygınlaşması için altyapı hazırlamıştır. Mimarlık’a bakılacak olursa, 1980 yılında sadece bir sayısı basılabilmiş ve 1970’ler boyunca dergide gözlenen politik tutum ve sosyal içerik ortadan kalkmıştır.

Türkiye’de mimariye gelince, bazı yapı tipleri yaygınlaşmış, “prestij mimarisi” önem kazanmış, yapı malzemesi ve teknolojileri çeşitlenmiştir. Alışveriş merkezleri, lüks konutlar, genel müdürlük binaları ve tatil köylerinin sayısı büyük şehirler ve sahillerde artış göstermiştir. Örnek vermek gerekirse, Behruz Çinici’nin Naciye Sultan Sitesi (1983), Turgut Cansever’in Ağa Han Ödüllü Demir Tatil Köyü (1987), Sevinç ve Şandor Hadi’nin “Proje Dalı” ve “Yapı Dalı” olmak üzere iki kez Ulusal Mimarlık Ödülü alan Milli Reasürans Binası (1985-92) (Resim 6), Hayati Tabanlıoğlu’nun Türkiye’de ilk olan Galleria Alışveriş Merkezi (1988) ve Ragıp Buluç’un Ankara’nın simgesi haline gelen Atakule Alışveriş Merkezi (1989).

Bu dönemde mimarların dini, endüstriyel, konut ve ticari gibi yapı tiplerine yaklaşımları farklı biçimlerde olmuştur. Camiler, turizm yapıları ve konutlar tarihsel, geleneksel ve yerel referansların en sık görüldüğü yapılar haline gelmiştir.(21) Çeşitli referansların mimariyi şekillendirdiği turizm yapılarına Tuncay Çavdar ile Sema Giritlioğlu’nun Pamfilya Tatil Köyü (1984-87), Şefik Birkiye’nin Klassis Oteli (1984-89), Cengiz Eren’in Phasel-Tour Tatil Köyü (1985-88), Emre, Neşet ile Şanziment Arolat’ın Kervansaray Termal Oteli (1988) ve Merih Karaaslan ile Nuran Ünsal’ın Ulusal Mimarlık Ödüllü Peritower Oteli (1989-96) (Resim 7) örnek verilebilir.(22) Ayrıca çoğulcu yaklaşımların tasarımda etkili olduğu diğer yapılar arasında Erbil Coşkuner ve Sedef Tunçağ’ın Ulusal Mimarlık Ödüllü İzmir Austro Türk Tütün İşleme ve Depo Binaları (1987) (Resim 8), Haydar Karabey’in Ulusal Mimarlık Ödüllü İstanbul Reklamevi (Resim 9), Emre, Neşet ile Şanziment Arolat’ın Vakıfbank Ege Bölge Müdürlük Binası (1989) ve Merih Karaaslan’ın Batıkent Andaş Çarşısı (1990) sayılabilir. Bunların dışında özellikle endüstriyel tesisler ve ofis yapılarında modernist çizginin devam ettirildiği gözlenir. Güngör Kaftancı, Vedat Zeki Tokyay, Necdet Yorgancıoğlu ve Ali Köstepen’in Ulusal Mimarlık Ödüllü İzmir Çimento Fabrikası Genel Müdürlük Binası (1985) (Resim 10), Nevzat Sayın’ın Ulusal Mimarlık Ödüllü Gön Deri Ürünleri Fabrikası (1989-92), Doğan Tekeli ve Sami Sisa’nın Lüleburgaz Eczacıbaşı İlaç Fabrikası (1989) ve Aydın Boysan’ın Hürriyet Güneşli Tesisleri (1990) program ve strüktürün referanslar önüne geçmediği bazı yapılardır. Bu dönemde yukarıda adı geçen yapılar ve daha niceleri, proje ile mimar tanıtımları ve yarışma sonuçları ile jüri raporları aracılığıyla Mimarlık’da yer almıştır. Ayrıca bu, mimarlık üretiminin değerlendirilmesi ve gelişmesi için gerek dergide gerek dergi dışında Mimarlar Odası’nın katkılarıyla bir tartışma ortamı oluşturulmuştur. Mesela, modern mimarlık üzerine Marmara Adası ve Ayvalık tartışmalarında, sunumlar ve forumlar aracılığıyla çağdaş mimarlık üretimini belirleyen modern mimarlık hareketinin eleştirileri ve bunların Türkiye’deki yansımaları irdelenmiştir.(23) 1988 yılı itibariyle iki yılda bir düzenlenmeye başlanan Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri de bu ortama katkıda bulunmuştur. Türkiye’deki mimarlık üretiminin ilk defa böyle kapsamlı bir şekilde biraraya geldiği bu etkinlikte, özellikle ödül alan projeler üzerine yapılan yorumlar Mimarlık’ta yayımlanmıştır.(24)

Mimarlık’ta yer alan “İslam Mimarlığı” soruşturması ve “Son On Yılda Mimarlığımız” forumu mimarların güncel konular hakkındaki görüşlerini derginin geniş okuyucu kitlesiyle paylaşmasına olanak sağlamıştır. Önceden belirlenen sorulara mimarların cevap verdiği soruşturma ve forum birkaç sayı boyunca devam etmiştir.(25) Soruşturma, Ağa Han Mimarlık Ödülleri’ni takiben alevlenen “İslam mimarlığı” tartışmalarının hem Mimarlık’taki yansıması hem de derginin mimarlık gündemini yönlendirebildiğinin işaretidir. Forum, soruşturma ve bahsedilen Marmara Adası ve Ayvalık tartışmaları dönem mimarlığının eşzamanlı değerlendirilebildiği bir dönemin göstergeleridir.

SONUÇ

Türkiye’de postmodernizm diğer uluslararası mimari akımlardan farklı olarak ilk defa etkili olduğu dönemde de tartışılabilmiştir. Cumhuriyet dönemi mimarlık tarihinin “ulusal” ve “uluslararası” olarak sınıflandırılması ve ard arda sıralanması gösteriyor ki değişen mimari eğilimler çabucak sahiplenilmiş ancak eleştirilerinin olgunlaşması daha uzun sürmüştür. İşte 1980’leri önceki dönemlerden ayıran, uluslararası mimari bir akımın Türkiye’de kabulü ile değerlendirmesinin eşzamanlı oluşudur.(26) Türkiye’de mimari kimlik arayışları, çoğu zaman “Doğu” ile “Batı” ve geleneksel ile modern gibi ikililerin hangisinin ne kadar uygulanacağı kararı ile ilgili olmuştur. (Resim 11) Ülke mimarisinin bu ikililerin sentezi olması beklenmiş, en çok takdir gören yapılar da yine bu ikililerin başarıyla biraraya getirildikleri örnekler olmuştur. Bu durumu Hans Hansen’in şu sözleri çok iyi özetlemektedir: “Her iyi mimarlık millidir ... [ve] her milli mimari fenadır.”(27) 1980’lerde de durum böyle devam etmekle beraber geleneksel ile modern daha açıkça tartışılmaya başlanmış ve postmodernizmin de etkisiyle tartışmalar daha kuramsal bir zemine oturtulmuştur.

Mimarlık 1980’lerin ilk yarısında başka bir derginin ticari nedenlerle üstlenemeyeceği bir yayın ilkesi benimsemiş, postmodern tartışmalarının önemli mimar, yapı, yayın ve kuramları hakkında yayın yapmış ve okuyucularına güncel mimari yaklaşımları aktarmıştır.(28) 1980’lerin ikinci yarısında, derginin kuram ağırlıklı yaklaşımı daha uygulama odaklı olacak şekilde değiştirilmiştir. Mimarlık, bu iki dönemde de, Mimarlar Odası’nın desteği ve okuyucuların katılımıyla çağdaş kuram ile uygulama ve Türkiye’deki yansımaları ile ilgili serbest bir değerlendirme ortamı hazırlamıştır. Özetlemek gerekirse, 1980’lerdeki farklı yazı işleri müdürleri ve yayın komiteleri gözönünde bulundurulduğunda, Mimarlık kuram ve uygulama arasında dengeli bir içerik oluşturmamıştır. Ancak tam da bu nedenle, Türkiye’deki mimari üretimi yansıttığı kadar şekillendirmiştir de. Dönemin dinamikleri ve geçmiş mimari deneyimlerin de etkisiyle, dergi iletişim gücünü kullanarak postmodern kuram ve uygulamaya yön vermiştir.

NOTLAR

* Bu yazı ODTÜ Mimarlık Tarihi Bölümünde Doç. Dr. Elvan Altan Ergut danışmanlığında 2011’de tamamladığım “Mimarlık Dergisinin Analizi: 1980’lerde Türkiye’de Mimarlık Üzerine Bir Çalışma başlıklı yüksek lisans tezi ve “Society of Architectural Historians”, Avustralya ve Yeni Zelanda (SAHANZ) 2013 konferansında sunduğum “Analyzing the Mimarlık Journal: Post-Modern Theory and Practice in Turkeybaşlıklı çalışma üzerinden kurgulanmıştır.

1. Charles Jencks 1977 yılında yayınlanan Post-Modern Mimarlığın Dili isimlikitabında, uluslararası üslubun eleştirisinin vücut bulduğu yapıları aynı başlık altında toplamış ve Pruitt-Igoe konut projesinin yıkımını Modern Mimarlık Hareketinin sonu olarak göstermiştir. Jencks daha geç yayınlarında, modern ve post-modern mimarlık kategorilerini daha geçirgen ve tümleşik ele almıştır. Jencks, Charles, 2011, “What Then is Post-Modernism?”, The Post-Modern Reader, (der.) Charles Jencks, Academy Editions, Londra, s.16.

2. Philippe Barriere’nin Fransız mimarlık dergisi L'Architecture d'Aujourd'hui’de yazdığı gibi: “Mimarlığı temsil eden üç kurum vardır: basın, müze ve üniversite. Aralarında istemsiz bir işbirliği bulunan bu ‘temsilciler’ sayesinde, düşünsel akımlar görünür kılınabilir veya özgün uygulamalar ileri sürülebilir.” İngilizce olan esas metin yazar tarafından çevrilmiştir. Barriere, Philippe, 1990, “From Deconstruction to Reconstruction”, L'Architecture d'Aujourd'hui, sayı:271, s.111.

3. Ali Artun’a göre Mimarlık fiziksel sınırlarının dışında “elli yıllık bir müze”dir. Derginin mimarlığı temsil eden başka bir kurum olan müzeye benzetilmesi “temsilciler” arası geçirgenliğe işaret etmektedir. Artun, Ali, 2013, “Mimarlık Dergisinin Elli Yıllık Birikimi”, Mimarlık, sayı:369, s. 14.

4. 1983, “Mimarlık’tan”, Mimarlık, sayı:196, s.2.

5. Omacan, Engin, 1987, “Somut, Nesnel, Ulusal Bir ‘Mimarlık’”, Mimarlık, sayı: 222, s.13.

6. Bu konular ve yıllara göre dağılımları, Mimarlık Dizin 1-325 esas alınarak grafik haline getirilmiştir. 2006, Mimarlık Dizin 1-325, (yay. haz.) Sehernaz Güvenbaş, N. Müge Cengizkan, Tuğçe Selin Tağmat, Mimarlar Odası Genel Merkezi, Ankara.

7. Bu konulardaki iki kapsamlı makale için bakınız. Dostoğlu, Sibel, 1981, “Tarih, Mimarlık Tarihi ve Bazı Kavramlar”, Mimarlık, sayı: 165, ss.7-10. Balamir, Aydan, 1985, “Mimarlık Söyleminin Değişimi ve Eğitim Programları”, Mimarlık, sayı: 218, ss.9-15.

8. Sinan Haftası kapsamında Mimarlık’ın168 ve 179. sayılarında çeşitli makaleler yer almıştır.

9. Barthes, Roland, 1982, “Göstergebilim ve Şehircilik”, Mimarlık, (çev.) İhsan Bilgin, Korhan Gümüş, sayı: 185/186, ss.15-19. Choay, Françoise, 1982, “Şehircilik ve Göstergebilim”, Mimarlık, (çev.) Kenan Şahin, sayı:185/186, ss.9-14. Kostof, Spiro, 1983, “Majesteleri Kazma: Yıkımın Estetiği”, Mimarlık, (çev.) Deniz Altan, Burak Boysan, sayı:196, ss.3-12. Manfredo, Tafuri, 1983, “Radikal Mimarlık ve Kent”, Mimarlık, (çev.) Mehmet Adam, sayı:197/198, ss.26-31.

10. Mimari yayınlar 1980’lerin ikinci yarısında Dizayn Konstrüksiyon, Arredamento Mimarlık ve Tasarım ile artıncaya kadar kısıtlı sayıdadır. Bu döneme kadar Türkiye’de yayınlanan diğer mimarlık dergileri arasında Yapı (1941-43), Eser (1943), Mimarlık (1944-53), Mimarlık ve Sanat (1961-64), Çevre (1979-80) ve Mimar (1980-84) vardır.

11. Yerli dergiler dışında, mimarlık alanındaki güncel yaklaşımlar yabancı dergilerden de takip edilmiştir. Mimarlarla yapılan röportajlar, kütüphane katalogları ve yerli dergilerde verilen abonman ilanlarına göre Architectural Design, L’Architecture d’Aujourd’hui, Architectural Review, Bauen und Wohnen, Baumeister, Casabella, Deutsche Bauzeitschrift, Detail, Domus, Japan Architect ve Wettbewerbe Aktuell’i bu dönemde takip edilen bazı süreli yayınlar arasında sayabiliriz.

12. Gombrich, Ernst, 1981, “Hegeland Art History”, Architectural Design, sayı:6/7, ss.3-9 ve 1983, “Hegel ve Sanat Tarihi”, Mimarlık, (çev.) Gülsüm Nalbantoğlu, sayı:193, ss.22-27. Eisenman, Peter, Krier, Leon, 1989, “My Ideology is Better Than Yours”, Architectural Design, sayı: 9/10, ss.6-18 ve 1990, “Eisenman Krier’ye Karşı: Benim İdeolojim Seninkinden İyidir”, Mimarlık, (çev.) Zeynep Aktüre, sayı: 243, ss.89-93.

13. Dostoğlu, Sibel, 1984, “Sunuş: Modern Mimarlığın Ötesi”, Mimarlık, sayı: 204, ss.17-21

14. Krier, Leon, 1984, “Avrupa Kentinin Yeniden İnşası”, Mimarlık, (çev.) Haldun Dostoğlu, sayı: 204, ss.28-29 ve Dostoğlu, Haldun, 1984, “Çağımızın Klasikçisi: Leon Krier”, Mimarlık, sayı: 204, ss.30-35. Portoghesi, Paolo, “Modern Mimarlığın Ötesi: Modern Mimarlığın Sonu”, Mimarlık, (çev.) İhsan Bilgin, sayı: 209/210, ss.7-10 ve Budak, Cüneyt, “Tarih, Portoghesi ve Modern Mimarlığın Ötesi”, Mimarlık, sayı: 209/210, ss.11-14.

15. Bu kitap “Mimarlık tarihinin bilinen kavranış çerçevesi içinde kalınmış da olsa, konunun ele alınışında, belli bir özgünlüğü olan, Marksist bir eleştiri çerçevesinin uygulanmış olmasından dolayı” özet-çeviri şeklinde aktarılmıştır. Ertekin, Haldun, 1980, “Mimarlık ve Ütopya: Kapitalist Gelişme ve Tasarım”, Mimarlık, sayı:162, s.6.

16. 1980’lerin ilk yarısında “Bina Tanıtma” bölümünde az sayıda yapı incelenmiştir. ODTÜ Mimarlık Fakültesi, Ankara Sergievi Binası ve Atatürk Kültür Merkezi bunlara örnektir.

17. Karaaslan, Merih, 1987, “Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ve Mimarlığımız”, Mimarlık, sayı:224, s.32.

18. Yarışmalarla ilgili daha detaylı bilgi için bakınız: 2004, Yarışmalar Dizini 1930-2004, Mimarlar Odası Genel Merkezi ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Ankara, ss.157-203. Çimen, Bayar, 1993, “Yarışmalar Demokratik Kararlar İçerirler ve Yarışmalar Yapılmalıdır”, Mimarlık, sayı: 251, s.29. Özbay, Hasan, 1993, “Yarışmalar Sahip Olduğumuz Tek Sağlıklı Kurumdur”, Mimarlık, sayı: 251, s.25.

19. Dönemin sayılı mimarlık eleştirileri arasında şunlar vardır. Kortan, Enis, 1982, “Eleştiri: Atatürk Kültür Merkezi”, Mimarlık, sayı:181, s.26. Karaaslan, Merih, 1989,“Piramit Kurgusu ve AKM”, Mimarlık, sayı:235, ss.80-81. Güzer, Abdi, 1989, “TBMM Lojmanları: Fevkalade + Fevkalade = Alelade”, Mimarlık, sayı:234, ss.42-43.

20. Korkmaz, Tansel, 2007, “80’ler ve 90’lar: Vitrinde Yaşamak”, 2000’lerde Türkiye’de Mimarlık: Söylem ve Uygulamalar, (der.) Tansel Korkmaz, Mimarlar Odası, Ankara, s.3.

21. Aydan Balamir bu dönem mimarlığını “post-modern serbestlik” olarak değerlendirmekte ve mimarların “modernizmin ahlaki kurallarından kopuşu”nun aslında Türkiye bağlamında beklenen bir olay olduğunu belirtmektedir. Balamir, Aydan, 2003, “Mimarlık ve Kimlik Temrinleri II: Türkiye’de Modern Yapı Kültürünün Bir Profili”, Mimarlık, sayı:314, ss.18-23.

22. Türkiye sahillerindeki tatil köyleri hakkında daha detaylı bilgi için bakınız: Özbay, Hasan, 1988, “Turizm Kıyılar ve Mimarlık,” Mimarlık, sayı:231, ss.42-56.

23. 1-4 Eylül 1984 tarihlerinde Marmara Adası ve 8-10 Şubat 1985 tarihlerinde Ayvalık’ta gerçekleşen toplantılar çeşitli başlıklarla Mimarlık’ın 209/210 ve 215/216. sayılarında yer almıştır.

24. Karaaslan’a göre jüri üyeleri 1988 ödülleri “Değerlendirme kriterlerinde ve seçiminde modernist bir yaklaşım” izlemiş ve bu yaklaşımları fazla eleştirilmeden kabul görmüştür. Karaaslan, Merih, 1988, “I. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri Üzerine”, Mimarlık, sayı: 230, s.29. Diğer görüşler için bakınız. 1988, “Mimarlarla Mimarlık Sergisi Üzerine”, Mimarlık, sayı: 230, ss.48-50.

25. “İslam Mimarlığı” soruşturması Mimarlık’ın 1981 yılı 165- 169 ve 172. sayılarında, “Son On Yılda Mimarlığımız” forumu ise 1989 yılı 233-236. sayılarında yer almıştır.

26. Kazmaoğlu ve Tanyeli’ne göre 1980’lerde akademik ve meslek çevrelerinde post-modernizm ile ilgili sağlıklı bir tartışma ortamı vardır. “Post-Modernizm Türkiye’de kendine izleyiciler bulmuştur; ama, tek doğru yolun onlarınki olduğunu düşünen pek yok[tur].” Kazmaoğlu, Mine ve Tanyeli, Uğur, 1986, “1980’li Yılların Mimarlık Dünyasına Bir Bakış”, Mimarlık, sayı:221, s.42.

27. Alman mimar Hans Hansen’in Danimarka mimarisi üzerine yaptığı bu yorum Bruno Taut’un kitabından alınmıştır. Taut, Bruno, 1938, Mimari Bilgisi, Güzel Sanatlar Akademisi İstanbul, s.333.

28. İhsan Bilgin Mimarlık dergisi adına yaptığı bir sunuşta, dergide yer alan çağdaş kuram ve uygulamaların “mesleki ortama bir hareket getirmesi açısından bir fırsat” gibi görüldüğünü, ancak bütün bunların “eleştirel bir süzgeçten geçirilmeden aynen benimsenmesi” gibi bir tehlikenin farkındalığından bahsetmiştir. Bilgin, İhsan, 1985, “Modern Mimarlık Hareketinin Mimarlık Yayınlarında Ele Alınışı ve Yayınların Uygulamaya Etkisi”, Mimarlık, (der.) Afife Batur, sayı:215/216,ss.36-37.

Bu icerik 40884 defa görüntülenmiştir.