377
MAYIS-HAZİRAN 2014
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

DOSYA: 2014 ULUSAL MİMARLIK ÖDÜLLERİ

YAYINLAR



KÜNYE
DOSYA: 2014 ULUSAL MİMARLIK ÖDÜLLERİ

14. Ulusal Mimarlık Sergisi Hakkında Kimi Gözlemler ve Yorumlar

Haydar Karabey, Seçici Kurul Başkanı

Başlarken galiba her dönem Ulusal Mimarlık Sergileri’nin mimarlar için bir yarışma alanı olmadığını, kapsadığı dönem içinde mimarlık dünyamızda gerçekleşen düşünce, davranış ve ürünlerin kesitini belgeleyen bir sergi olduğunu bir kez daha vurgulamak gerek. Bu açıdan bakıldığında hepimizde, her dönem, bir öncekini aşan biçimde yoğun, yaygın ve nitelikli bir katılım beklentisi oluşması doğaldır. Bu beklentinin bu sergide bir kez daha karşılığını bulduğunu gözlemlemek ise sevindiricidir.

Bu bağlamda 2014 yılındaki bu 14. Sergiye yönelik yoğun katılımı tanımlanmış olan kurallar bağlamında düzene koyan çok deneyimli ve çalışkan bir Raportörlüğün varlığı Seçici Kurulun işlerini kolaylaştırmıştır. Burada uyumlu, kültürlü, adil, etik ve kararlı bir Seçici Kurul çalışması yapıldığını vurgulamam ve tüm ekip arkadaşlarıma da teşekkür etmem gerekir.

Değerlendirme sürecinde günümüz mimarlık ortamında zaman zaman aşırıya da kaçan bilgi, düşünce ve görsel akışına, malzeme çeşitliliğine ve teknolojik olanaklara karşın mimari dilde bir durulaşma arayışını saptamak sevindirici oldu. Tasarım ve malzeme kullanımı bağlamında sürdürülebilirlik arayışıyla da ilişkilendirilebilecek bu durum, Seçici Kurul tarafından bir dönem kazanımı olarak değerlendirildi.

Dönem kesitinde göze çarpan bir diğer kazanım ise katılımın çeşitliliğindeki artıştır. Ülkedeki işveren profilindeki çeşitlenmeye de bağlı olarak, mekânsal üretim alanında tipolojik ve işlevsel çeşitliliğin de kısmen arttığı görülmektedir. Düşünme ve uygulama alanlarında gözlenen bu niceliğin gelecek dönemlerde farklı sektörlerde de mimari niteliği olumlu yönde etkileyeceği umulur.

Değerlendirmeye katılan çalışmaların büyük çoğunluğunun birer ekip çalışmasının ürünü olması, genç nesil arasında çoğulcu üretme pratiğinin yerleşik hale dönüşmeye başlaması olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir.

Ayrıca Türkiye’deki yarışmalar pratiğinin ekip ortamını teşvik eden yapısı ve ortaya koyduğu ürünlerdeki düzeyi ile sergiye nitelik ve değer kattığı görülmüştür. Ancak, Seçici Kurul, daha önce yarışmalara katılmış projeler için (ödüllü olsun olmasın) ayrı bir kategori oluşturulabileceğini düşünmektedir.

Bu arada, ülke düzeyinde çılgınca sürdürülen inşaat faaliyetlerine konu olan yapılaşmaların neredeyse hiçbirinin bu sergi sürecinde yer al(a)maması ise (Kendi tercihleri nedeniyle? Müellifsiz yapılaşmalar olmaları nedeniyle? Mimari niteliği hiçbir biçimde gözetmemeleri nedeniyle?) dikkat çekicidir.

Gelecekte bu inşaat furyasının aktörlerinin de nicelikten çok niteliğe değer vermeleri ile mimarlık dünyamızdaki bu ikili yapının kültürel alana yansımayan kesiminin de gerekli nitelik atılımını yaparak kendini “sergilemeye değer” bulması çok önemli bir kazanım olabilir.

Son olarak, mimarlık dünyamızın “büyük” ekiplerinin kimilerinin sergilerde biraz fazlaca yer almaya çalıştığını; kimilerinin ise hiç katılmadığı konusunu (elbette kendimce ve spekülatif olarak) irdeleyince, Ulusal Mimarlık Sergileri’nde “yarışma dışı katılım” diye bir kategorinin artık yaygın olarak kullanılması gerektiğini düşünüyorum.

Bu icerik 1458 defa görüntülenmiştir.