377
MAYIS-HAZİRAN 2014
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

DOSYA: 2014 ULUSAL MİMARLIK ÖDÜLLERİ

YAYINLAR



KÜNYE
DOSYA: 2014 ULUSAL MİMARLIK ÖDÜLLERİ

XIV. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri: NİCELİK VE NİTELİK

Ferhat Hacıalibeyoğlu, Seçici Kurul Üyesi

Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri, 1988 yılından bugüne dek Türkiye’de mimarlık mesleğine dair üretimlerin sergiler, ödüller ve yayınlar aracılığı ile gündeme getirildiği yerleşik kurumsal bir oluşumdur. Bu oluşumda sergiler, güncel mimarlık ortamına dair üretimlerin çeşitli mecralarda izlenmesine; ödüllendirmeler, düşünce ve uygulama alanındaki nitelikli çalışmaların teşvik edilmesine ve meslek alanına katkılarından dolayı kişi ya da kurumların onurlandırılmasına; yayınlar ise tüm bu çalışmaların birer dönem kesiti halinde belgelenerek, paylaşılmasına ve yaygınlaşmasına olanak sağlamaktadır.

Sergileme, ödüllendirme ve belgeleme çalışmalarından oluşan bu kurumsal girişimde, saygınlığı ve teşvik edici özellikleriyle bir başarı ölçütü olarak ödüllendirme mekanizması önplana çıkıyor olsa da, ödüllendirmeden çok, Türkiye mimarlık ortamındaki günceli temsil eden üretimlerin görünürlüğünün artırılması ve meslek ortamında bir dönem kesiti olarak paylaşılması fikrinin öncelikli olduğu düşüncesindeyim. Her ne kadar değerlendirme çalışmalarında doğal olarak ‘seçme’ gayreti ve içgüdüsü hareket etmiş olsam(k) da ödüller, Seçici Kurulun değerlendirme ölçütlerine, iç tutarlılıklarına ya da tutarsızlıklarına bağlı bir uzlaşı ortamının sonucu olarak algılanmalıdır. Dolayısıyla meslek ortamına dair bir ‘dönem kesiti’ olarak tanımlayabileceğimiz programın bütünü, katılım düzeyi ve tipolojik olarak üretim çeşitliliği gözetilerek düşünüldüğünde, mimarlık ortamını temsil eden değeri öne çıkarılarak, ödüller ya da ödül adaylarından daha çok değerlendirilmeyi hak etmektedir.

Bu noktada güncel mimarlık ortamına dair üretimlerin genele dair bir izlenim oluşturabilecek kadarının katılımıyla gerçekleşen program, nicelik ve nitelik olarak iki farklı açıdan değerlendirilebilir. Katılıma nicelik üzerinden bakıldığında, meslek alanında programa duyulan ilgiyi, meslektaşlarımızca programa atfedilen değeri ve önemi her dönem gözlenen katılım düzeyi üzerinden kavramak mümkündür. Bu algı, yerleşik ve kurumsal yapısıyla programın, meslek alanında kabul gören saygınlığının ve başarısının bir göstergesidir. Diğer taraftan, programa katılım çerçevesinde Türkiye mimarlık ortamına dair üretimlerin düzeyi, mekânsal üretimdeki tipolojik ve işlevsel çeşitlilik, mimari dil ve malzeme kullanımlarına yönelik arayışlar, özgün, yenilikçi ve düşünsel arka planı güçlü yaklaşımlar ise programın niteliğini belirleyen temel ölçütlerdir.

Son dönemde meslek alanı dışından, otoritenin baskısı sonucu vasat beğeni kalıplarına sığdırılarak biçimsel öykünmeler üzerinden inşa edilen ve çoğunluğunu kamu yapılarının oluşturduğu mimari karakterden yoksun yapılaşma eğilimi gözetildiğinde, Ulusal Sergi ve Ödül programının ‘gösterilebilir’ bir nitelik düzeyinde olduğunu söylemek mümkündür. Bu anlamda programın bütünü için toplumun mimarlık algısını yeniden tesis edebilmek gibi bir misyon atfedilemese de, temsil ettiği ‘kesit’ ile bir mimarlık görgüsü inşa edebilme ışıltısının varlığından bahsedebilir. Dolayısıyla, sergileme ve yaygınlaştırma faaliyetlerinin öneminin ve meslek alanı dışında kamuoyunun ilgisine sunulması gerekliliğinin bir kez daha altını çizmekte fayda var.

Serginin bütününe bakıldığında, bir üretme alanı olarak yarışmalar pratiğinin, ortaya koyduğu üretimler ve sağladığı olanaklar ile programa ve güncel mimarlık ortamına hem nicelik hem de nitelik anlamında katkıları gözden kaçmamaktadır. Bu nedenle yarışma meselesini ve barındırdığı değerleri biraz açmakta fayda var. Yarışmalar, çoğulcu üretme pratiğini ve ekip yapısını tesis etmesi, genç kuşağın görünürlüğünü ve üretebilirliğini artırması, üretim çeşitliliğine olanak sağlaması, yeni ve düşünsel arka planı güçlü fikirleri ortaya çıkarması gibi birçok özelliği ile kavranabilir. Burada, başta genç kuşak için olmak üzere üretebilirlik / görünürlük meselesinin, meslek alanında yeni isimlerin anılması ve nitelikli üretim yapan kesimde çeşitliliğinin artması bakımından önemli olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle yarışma yoluyla meslek ortamına sunulmuş üretimlerin sergideki varlığını ve sergiye katkısını değerli bulmaktayım. Fakat bu var olma hali ağırlıkla Proje Dalı’nda gözlenirken, Yapı Dalı’ndaki azlık dikkat çekicidir. Sürekli olarak inşa etme faaliyetlerinin ağırlıklı olduğu ortamda, yarışma pratiğinin projelerle ortaya koyduğu niteliğin yapıya dönüşerek, yapı stokuna ve mimarlığın kamuoyundaki algısına olumlu katkı sağlayabileceği bir ölçüt olarak gözetildiğinde, Yapı Dalı’ndaki katılımın artabilmesi şüphesiz meslek alanı için önemli bir kazanım olacaktır.

Son olarak, yakın zamanda katalog çalışmasının yanı sıra güncel paylaşım ve izleme olanaklarından / mecralarından yararlanılarak, dijital ortamda da serginin ve sergiye dair arkaplanın erişilebilir hale getirilecek olması, Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri programına ilişkin değinmeye çalıştığım, görünürlük ve meslek alanının temsili meselelerini destekleyecek önemli bir gelişmedir.

Bu icerik 1506 defa görüntülenmiştir.