Mimarlık tarihinin, özellikle geç Antik ve Bizans dönemlerinin Türkiye ve dünyadaki sayılı uzmanlarından olan Prof. Dr. Metin Ahunbay, Robert Kolej, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Almanya Freiburg Üniversitesi olmak üzere her düzeyde güçlü bir eğitim altyapısı, zengin bilgi birikimi, İstanbul ve Anadolu’da gerçekleştirdiği çok sayıdaki alan çalışması ile araştırma deneyimini titiz bir bilimsel yaklaşımla harmanlamış gerçek bir bilim insanı; kendini mesleğine adamış, işini yaşam biçimi haline getirmiş saygın bir akademisyen; engin bilgisini öğrencilerine büyük bir istek ve özveriyle aktarmış, onlara mimarlık tarihini tanıtmış, bizim için sevilen, ayrıcalıklı bir hoca; nam-ı diğer “atom karınca” en verimli ve üretken olduğu dönemde aramızdan ayrıldı. Bu zamansız ve beklenmedik kayıp kendisini yakından tanıyanların içinde yeri doldurulamaz derin bir boşluk oluşturdu. Geçmişte kurulmuş yakınlıkların, hiyerarşi gözetmeden sürdürülmüş samimiyetin peşinden onu sonsuzluğa uğurlamaya gelen, yolu bir yerlerde onunla kesişmiş çok sayıdaki seveninin resmî olmaktan uzak içtenliği unutulmaz bir hüzünlü anı olarak kalacak belleklerde.

Genelgeçer başlıklarla anlatılması olanaksız olan Metin Bey’i bu denli özel / sıradışı yapan ayrıntılardaki varlığıdır. Onunla hiçbir şey yüzeysel ve gelişi güzel olamaz, yaptığını elinin ucuyla tutanlarla hiç işi olmamıştır. Bilimsel merak ve kuşku, analitik düşünce, sağlam bir muhakeme gücü, güçlü bir hafıza, eleştirel bakış ve tabii her zaman ve her koşulda mükemmele ulaşma hedefi, birlikte çalıştığı kişileri zaman zaman zorlamış olsa da iyi niyeti ve yüksek standartları her zaman takdir görmüştür.

Tartışan, sorgulayan, soru soran, sorarken düşünmeye sevk eden, düşündürürken öğreten, fark ettirmeden yol gösteren, olaylara en geniş perspektiften bakan, genel kabulleri bir kez daha gözden geçirmeden onaylamayan Ahunbay’ı tanıyıp da, bilimsel gerçeği arayış yolculuğunda zaman ve mekândan kopuk kayboluş süreçlerine tanık olmamış kimse yoktur sanırım. Bu yolculuk ister mimari bir detaya, isterse günlük yaşamın en sıradan konusuna ilişkin olsun, süreç hiç değişmez.

Kendi ile ilgili konularda ise biraz çekingen, öne çıkmayı, merkezde olmayı çok sevmeyen, sahip olduğu geniş bilgiye rağmen son derece mütevazı, bir o kadar da alçakgönüllü bir kişilikti. Onunla çalışmak, çalışırken pek çok şey paylaşmak, ayrıntıları farkına varmak, çok boyutlu, derinlemesine sohbetlerde bir bilim insanının içindeki muzip, keyifli, çok yönlü ve çok renkli bir kişiliğe tanıklık etmek bizi hep mutlu etti. Çok erken yaşlarda tanıma şansına sahip olduğum Metin Bey’in yıllar öncesinden elinde su hortumu, kazı ekibinin arkasından koşarkenki çocuksu görüntüsü belleğimden silinmeyecek hoş bir anıdır.

Metin Ahunbay’la yapılan her konuşmada “öğrenilmesi gereken daha pek çok şey” olduğunun ağırlığını yeniden duyumsayan bizler, onu tanımış, öğrencisi olmuş, bilgisinden yararlanmaya, konulara yaklaşım yönteminden, disiplininden, dostluğundan kendi ilgi ve kapasitemiz ölçüsünde bir şeyler öğrenmeye çalışmış olmanın gururu içinde kendisini, bilge duruşunu çok özleyecek ve bize sorması olası sorulara vereceğimiz yanıtlar için daima hazır olmaya çalışacağız.