1979 yılından beri her yıl düzenli olarak verilen Pritzker Ödülü’nün bu yılki sahibi Frei Otto oldu. Hyatt Vakfı tarafından finanse edilen ödül programı, yeteneği, önsezileri ve sorumluluk bilinciyle topluma ve mimarlığa önemli katkı sağlayan, hayatta olan mimar ya da mimarları onurlandırmayı amaçlıyor. Sonuçlar açıklanmadan Frei Otto’nun vefat etmesiyle ilk defa hayatta olmayan bir mimara verilmiş olan ödül, dünyanın en prestijli mimarlık ödülü olarak kabul ediliyor.

Pritzker Ödülü’nün 40. sahibi, ayrıca Almanya’dan ödüle layık görülen ikinci mimar olan Frei Otto, 2006 RIBA Kraliyet Altın Madalyası’nın da sahibi. Pritzker jürisi ödüle layık gördükleri Otto’yu “mimar, öngörülü, ütopyacı, çevreci, hafif strüktür kullanımının öncüsü, doğal kaynakların koruyucusu ve farklı disiplinlerden uzmanların özverili çalışma arkadaşı” olarak tanımlıyor. Ödülün açıklanmasından sonra bir konuşma yapan Hyatt Vakfı başkanı ise Otto’nun ödülü almasına ilişkin şunları söyledi: “Jürimiz, Frei Otto'nun kariyeri ile farklı mimarlık kuşaklarına örnek olduğu ve bu etkinin hissedilmeye devam edeceği konusunda net bir görüşe sahipti. Onu kaybettiğimizi öğrenmek hem çok üzücü hem de ödül tarihinde daha önce hiç yaşanmamış bir durum. Onu henüz hayattayken ödüle değer gören jüriye minnettarız. Ne mutlu ki, jürinin kararını vermesinin ardından temsilcilerimiz Bay Otto'nun evine giderek kendisiyle görüşmüş ve haberi paylaşmışlardı.” Ödül haberini alan Otto ise düşüncelerini şu şekilde ifade etmişti: “Pritzker Ödülü'nü aldığım için çok mutluyum, jüriye ve Pritzker ailesine teşekkürlerimi sunuyorum. Bu ödülü kazanmak için hiçbir şey yapmadım. Mimarlık dürtüm, özellikle doğal afetlerin ve felaketlerin ardından, yoksul insanlar için yeni tip binalar tasarlamaktı. Öyleyse benim için bu ödülü kazanmaktan daha iyi ne olabilir? Geriye ne kadar zamanım kaldıysa, bugüne kadar yaptığım şeyi, yani insanlığa yardım etmeyi sürdüreceğim. Karşınızda gerçekten mutlu bir adam var.”

Bu yılki ödül töreni 15 Mayıs 2015’te 1989 Pritzker Ödülü sahibi Frank Gehry tarafından tasarlanan Miami’deki New World Center konser salonunun sahilinde gerçekleştirilecek.

Frei Otto Hakkında

1925 yılında Almanya’da doğan Frei Otto, heykeltıraş olan babası ve büyükbabası sayesinde küçük yaştan itibaren taş heykellerle çalıştı ve malzemelerin formları üzerinde çeşitli denemeler yaptı. Uçmaya ilgi duyan ve planörler tasarlayan Otto’nun bu hobisi, aerodinamik ve yapısal yüklere cevap verebilen ince membranlarla kaplanmış strüktürlerin en hafif nasıl tasarlanabileceğine dair olan merakını artırdı. Askerlik hizmeti sırasında pilotluk yapan, 1945’te savaş tutsağı olarak bir kampta tutulan ve kaptaki iki yılı boyunca sınırlı malzemeyle çeşitli yapılar tasarlayıp, inşa eden Otto, daha sonraki mesleki hayatında bu deneyimlerden yararlandı. 1952 yılında Berlin Teknik Üniversitesi’nden mimar olarak mezun olduktan sonra bütün hayatını mimarlığın duyarlı bir şekilde nasıl yapılabileceği üzerine araştırma, deneyimleme ve geliştirmeye yönelik çalışmalara adayan Frei Otto, dünyanın farklı birçok noktasından mimarın da ilham kaynağı oldu. Otto’nun hafif strüktürler üzerine olan öncü projeleri, 60 yıl önce önerilmiş olmasına rağmen, kolay adapte edilebilir, değiştirilebilir ve az miktarda kaynak kullanımı ile üretilebiliyor oluşu nedeniyle bugün de geçerliliğini koruyor. Araştırmacı, yaratıcı, yeni formların kaşifi, mühendis, yapı ustası, eğitimci, çevreci, hümanist gibi sıfatlarla tanımlanabilen Otto, aynı zamanda unutulmaz yapıların ve mekânların yaratıcısı. Otto, ilk olarak 1950’lerdeki Alman Federal Bahçe sergileri ve festivalleri için tasarladığı, fonksiyonel, dikkat çekici ve “yüzen” çatılara sahip, etkinlik sonrasında kolaylıkla sökülebilen çadır strüktürlerle tanındı. Ardından Montreal’deki 1967 Expo’su için tasarladığı, Almanya’da üretilen ve alanda kısa sürede monte edilen ağ gergi şeklindeki Alman Pavyonu büyük ilgi görmüştür. Ancak asıl ilk dikkat çeken projesi, 1972 yılındaki olimpiyatlar için Münih Olimpiyat Stadı’na tasarladığı çatıdır.