326
KASIM-ARALIK 2005
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
GÜNDEM

Daha Kaliteli Bir Yaşam Çevresi için Mimarlık Politikası:

Süreçler, Aktörler, Tartışmalar ve Türkiye

Tuğçe Selin Tağmat

Mimarlık ve Eğitim Kurultayı III, Mimarlık Politikası Çalışma Grubu Raportörü

Mimarlar Odası, ülkemize özgü bir mimarlık politikasının oluşturulmasının daha nitelikli bir yapılı çevreye ulaşılması konusunda önemli bir adım olduğu fikrinden hareketle, böyle bir politika metni üretilmesi için inisiyatif başlattı. Amaç, geniş katılımlı toplantılarla, bu konudaki geçmiş deneyimleri yeniden hatırlamak, güncel konuların böyle bir metne nasıl yansıtılabileceğini tartışmak ve bunları yaparken de uluslararası bağlamdaki gelişmeleri de göz önünde tutarak, hem ülkemize özgü konuları dikkate alacak, hem de uluslararası ortamda kabul görecek bir metnin üretilmesini sağlamak. Oda, konuyla ilgili tartışmalara altlık sağlamak üzere çıkardığı yayınların ardından, geniş katılımlı toplantılardan ilkini 1 Ekim 2005’te Mimarlık Haftası programı kapsamında gerçekleştirdi. Mimarlık Politikası konusu, Kasım ayında yapılacak Danışma Kurulu’na ve Aralık ayındaki Mimarlık ve Eğitim Kurultayı’na da taşınacak.

Ulusal mimarlık politikaları, en genel tanımıyla, mimarlık ürünleri ve yapılı çevrenin niteliğinin kamu yararına olduğu düşüncesinden hareketle, mimarlık uygulamalarında standartları yukarıya çekme hedefini hükümet politikalarına entegre etme amacı taşıyan politika metinleridir. Mimarlık ve yapı kültürü konusunda, dünyanın farklı bölgelerinde geliştirilen politikalara göz attığımızda, bu konuda yapılan tartışma ve üretimlerin 90’lı yıllarda yoğunlaştığını görüyoruz. Dünya ülkeleri arasında, en çok Avrupalıların bu konuyu gündemlerine aldıklarından bahsedebiliriz. Bunun için en önemli motivasyon, 2001 yılında Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen “Kentsel ve Kırsal Çevrede Mimari Kaliteye İlişkin Karar”ın üye ülkeleri kendi kamusal yapılaşma politikalarını oluşturmak konusunda teşvik etmesidir.

Genel olarak değerlendirdiğimizde, politikalara hakim olan güncel konular arasında yüksek kalite, yüksek standartlar, sürdürülebilir kalkınma, mimari mirasın korunarak gelecek kuşaklara aktarılması ve mimarlıkta yenilikçi yaklaşımların özendirilmesi gibi başlıkları sayabiliriz. Bu kavramlar aslında İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki süreçte, ekonomik kalkınma ile çevrenin niteliği arasındaki bağın ön plana çıkması ve sürdürülebilir kentsel gelişmeye ilişkin çok sayıda uluslarüstü programın oluşturulmasının birer sonucu olarak mimarlık alanında da tartışılmaya başlanmıştır. Mimarlık politikalarının uluslararası ekonomik ve politik bağlam içindeki yerini bu şekilde tanımlayabiliriz.

Politik ve ekonomik bağlam bir kenarda tutularak, yine aynı yıllardaki kentsel gelişme sorunlarını mimari bir perspektiften değerlendirdiğimizde ise, mimarlık politikalarının üç temel soruna karşılık geldiğinden bahsedebiliriz: Bunlardan ilki yapılı çevrenin durumundan duyulan memnuniyetsizlik ve kötüye gidişin yeni politikalarla giderilmesi ihtiyacı; ikincisi mimarın sanatçı ve yaratıcı olarak inşaat sürecinin bütün sorumluluğunu aldığı geleneksel rolün dönüşmesiyle oluşan yeni tanım gereksinimi; üçüncüsü de yapılı çevrenin mimarlıktan planlamaya bütüncül bir biçimde ele alınarak, bütünleşmiş bir yapı kültürü anlayışı oluşturmanın gerekliliğidir. Bu bakış açısıyla bir durum değerlendirmesi yapmak gerekirse, Türkiye için bir politika geliştirmenin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.

İşte Mimarlar Odası tarafından başlatılan, bir dizi geniş katılımlı toplantı sonucunda bir politika metni üretilmesini amaçlayan inisiyatif böyle bir temel üzerinde kurgulanıyor. Bu toplantılardan ilki 1 Ekim 2005 tarihinde Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yıldız Sarayı Dışkarakol Binası’nda gerçekleştirildi. Bu toplantıların amacı, konuyla ilgili geçmiş deneyimleri yeniden hatırlamak, güncel konuların böyle bir metne nasıl yansıtılabileceğini tartışmak ve bunları yaparken de uluslararası bağlamdaki gelişmeleri de göz önünde tutarak, hem ülkemize özgü konunları dikkate alacak, hem de uluslararası ortamda kabul görecek bir metnin üretilmesini sağlamaktır.

Yani aslında herşeyi bir kenara bırakarak sıfırdan başlamaktan ziyade, Türkiye için üretilecek bir mimarlık politikası metninin temel bileşenlerini, geçmiş deneyimlerde aramak mümkündür. Bunlar arasında, çeşitli anayasal ve yasal düzenlemeler, bunların gerekçeleri, kalkınma planları ve benzeri kapsamlı programların mimarlık ve kentle ilgili bölümleri sayılabilir. Böylece ülkemizin kendine özgü koşulları içerisinde sağlıklı bir değerlendirme yapmak olanaklı olacaktır.

Tabii ki bu çalışmayı uluslararası ortamdaki gelişmelerden bağımsız düşünmek anlamlı değildir. Bu gelişmeleri takip etmenin en iyi yolu da farklı ülkelerde bu konuda yaşanan süreçleri, tartışmaları ve sonuçta ortaya çıkan ürünleri izlemektir. Bu amaçla Oda, toplantı ve değerlendirmelere başlamadan önce bir araştırma ve belgeleme çalışması yaparak, dünyada mimarlık politikası deneyimlerini bir kitap olarak derleyerek kamuoyuna sundu. Ulusal Mimarlık Politikaları başlıklı bu kitap, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İskoçya, İtalya ve Malezya’nın mimarlık politikalarına ilişkin çalışmalarını ve Ayrıca Avrupa Konseyi’nin yukarıda bahsettiğimiz karar metnini içeriyor. Ayrıca bu derlemenin yanısıra, Avrupa Mimarlar Konseyi’nin “Mimarlık & Yaşam Kalitesi” başlıklı 2004 yılı politika kitabı da konuyla ilgili önemli kaynaklardan biri.

Bu yayınlar, politikanın oluşumu ve uygulanmasıyla ilgili alternatifleri sergilemekte, üzerinde tartışılabilecek bir altlık sağlamaktadır. Diğer ülkelerin mimarlık politikalarına bakarken, onları içerik açısından doğrudan kullanılabilecek birer model olmaktan daha çok, yöntem, süreç ve format açısından birer örnek olarak değerlendirmek daha uygun olacaktır. Bu metinlere kısa bir bakış, mimarlıkta niteliği yükseltme inisiyatifinin pek çok farklı şekilde ele alınabileceğini gösteriyor. Örneğin, bazı politikaların bir devlet kurumunun kurulmasıyla yürütülmesi öngörülürken (Almanya’da Mimarlık ve Yapı Kültürü İnisiyatifi, Fransa’da Kamu Yapılarında Kalite İçin Bakanlıklararası Kurul, Avrupa’da Mimarlık Politikaları Forumu), bazı politikalar bir dizi nitelikli projeyle ülkenin mimarlık kültürünü yükseltmeyi amaçlıyor (Hollanda’da bir dizi büyük ölçekli projenin gerçekleştirilmesini öngören eylem planı). Burada yer alan bazı metinler, resmî bir politika oluşturma öncesinde ülkenin mimarlık ortamının profilini çizme amacını taşıyor (Almanya’da yapı kültürünün mevcut durumu üzerine rapor), öte yandan bu metinlerden bazıları resmî politika olarak yasalaştırılıyor (Fransa’nın Mimarlık Yasası, İtalya’nın Mimari Kalite Yasası). Bazı metinlerde de, mimarlık politikası kapsamındaki etkinlikler ve hedeflerin gerçekleştirilmesinin belirli bir takvime bağlandığını ve hem özel hem de kamusal aktörlerin sorumluluklarının bu takvim içinde net bir şekilde tanımlandığını görüyoruz (İrlanda’nın 2002-2005 Eylem Planı).

Tüm bu ülkelerin mimarlık ve yapı kültürlerinin farklı düzeylerde olduğunu ve farklı coğrafyaları, iklimleri ve sosyal-kültürel altyapıları nedeniyle de kentleşme sorunlarının farklılaştığını söyleyebiliriz. Bu noktada önemli olan da, kendi ülkemizin sorun ve ihtiyaçlarını tekrar gözden geçirerek, kendimize özgü bir mimarlık politikasının nasıl bir formülasyonla oluşturulabileceğinin belirlenmesidir.

Bu yolda ilerlerken dikkate alınması gereken bir başka konu da meslek kuruluşlarının ve kamu otoritelerinin bu süreçte alacağı rollerdir. Dünya örneklerine baktığımızda, mimarlık politikası üretme süreçlerinin çoğunun meslek kuruluşları tarafından, konuyla ilgili tüm çevrelerle iletişim ve işbirliği haline yürütüldüğünü ve bunun sonrasında devlet kurumlarıyla resmi politika haline dönüştürülebilecek şekilde çalışmalar yapıldığını görmekteyiz.

Unutmamalıyız ki, mimarlık ve yapı kültürü hem mimarların hem de kamu çıkarlarıyla ilgili bir durumdur. Tam da bu noktada, mimarlık mesleği ile mimarlık ve yapı kültürü arasında ayrılmaz bir bağ olduğunu vurgulamak gerekir. Bu anlamda Mimarlar Odası’nın, kurumsal varlığı ve temsil ettiği topluluğun katkılarıyla, hem mesleğe hem de mimarlık ve yapı kültürüne ilişkin bilgi birikimi ve deneyimi bu çalışmalar için çok büyük önem taşımaktadır. Bu ortak paydada niteliğin yükselmesi için tüm mimarlık ortamından fikir katkısı bekliyor ve bu sürecin ülkemiz mimarlığı için önemli bir adım olarak nitelendirilebilecek sonuçlar geliştirebilmesini umuyoruz.

ULUSAL MİMARLIK POLİTİKALARI

Yay. Haz. Tuğçe Selin Tağmat, Eylül 2005, Mimarlar Odası yayınları, Ankara; 174 sayfa.

Avrupa Mimarlar Konseyi Politika Kitabı 2004:

MİMARLIK & YAŞAM KALİTESİ

Yay. Haz. Tuğçe Selin Tağmat, Çev. Aydan Erim, Eylül 2005, Mimarlar Odası Yayınları, Ankara; İngilizce-Türkçe; 64 sayfa.

Bu icerik 5204 defa görüntülenmiştir.