388
MART-NİSAN 2016
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
YAYIN DEĞERLENDİRME

Zeki Sayar ve Arkitekt

İpek Akpınar, Doç. Dr. İTÜ Mimarlık Fakültesi

Ali Cengizkan, Derin İnan, N. Müge Cengizkan (editör), 2015, Mimarlar Odası Anma Programı Dizisi, Mimarlar Odası Yayınları, Ankara, Türkçe, 332 sayfa, 23,5x31,5 cm.

Gabriel Garcia Marquez’in Yüzyıllık Yalnızlık romanındaki kahramanlar bellek silinmesiyle karşı karşıyadır. Yaşananları, insanları hatırlamak, varoluşlarıyla ilişkilidir; hatırlamazlarsa yok olacaklardır. Marcel Proust’un olağanüstü romanı Kayıp Zamanın İzinde, hatırlama ve unutma süreçlerini, birbiriyle örtüşen katmanlar olarak benzer şekilde betimler. Paul Connerton ve meslektaşları, toplumların nasıl anımsadıkları üzerine yazılmış How Societies Remember (Toplumlar Nasıl Hatırlar) isimliçalışmada, fiziksel elemanların aslında çok da önemli olmadığını öne sürerler: Önemli olan, duygular, onları çevreleyen ritüeller, eylemler ve toplumsal davranışlardır.(1) Bu çalışmada eksik kalan kritik bir noktayı, toplumların nasıl unuttuğu sürecini de, Adrian Forty ve Susanne Küchler’in yayına hazırladığı The Art of Forgetting (Unutma Sanatı) çalışması ele alır.(2) Forty’in de yazdığı gibi, bireysel unutuş istem dışı gerçekleşen; toplumsal unutuş ise düzenlenebilecek ve yeniden yapılandırılabilecek bir süreçtir.

Kamusal bellek ve kalıcılık-geçicilik kavramlarının tartışıldığı, tüm değerlerimizin radikal bir biçimde sistematik yok edildiği, koruma kurullarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı birer birim haline dönüştürüldüğü günümüz ortamında ‘neyi’, ‘nasıl’ hatırlayacağız? Tam da kültürel ve meslekî değerleri koruma alışkanlığımızın zedelendiği bu kritik bağlamda, 2010-2012 yılları arasında Mimarlar Odası’nın öncülüğünde gerçekleşen Zeki Sayar’ı Anma Programı ve düzenlenen sergi ve sempozyum(3) özel bir anlam taşıyor. Bu süreçte öncelikle Arkitekt dergilerinin veri tabanına yüklenmesi tamamlanıyor.(4) Sergi ve sempozyum ise Zeki Sayar ve Arkitekt üzerine zengin tartışmalar, farklı okumalar getiren bir açılım oluyor.

Arşivleri karıştırmaya meraklı her mimarlık öğrencisi için Arkitekt dergisi (1931-1981) mimarlık yayıncılığında bir kilometre taşı; kurucularından olan ve başyazıları kaleme alan Zeki Sayar (1905-2001) ise, mesleğimizin kurumsallaşmasında bayrağı taşıyan isim olarak her mimarlık öğrencisinin, araştırmacısının aşina olduğu önemli bir isim. Mesleğin örgütlenmesinde, kurumsallaşmasında ve bu süreçlerin görünürlük kazanmasında rol oynayan Zeki Sayar, meslek pratiği, meslek politikaları ve mesleğin örgütlenmesi üzerine tutkuyla yazan, tekrar tekrar mimarlık ve yapılı çevreye ilişkin konuları, sorunları ve gelişmeleri gündeme getiren çok yönlü bir dönem insanı.

Orta sınıftan bürokrat bir ailede yetişen, Güzel Sanatlar Akademisi’nde ulusalcı üsluptan modern mimariye geçiş döneminde öğrenci olan Sayar’ın en bilinen yanı, arkadaşlarıyla birlikte Mimar / Arkitekt’in kurucularından olması. 1931-1934 yılları arasında Mimar(5) adıyla yayımlanan, birkaç arkadaşın kurduğu ama tek adamın yürüttüğü 380 sayısıyla bir uzun nefesli yolculuk Arkitekt’in, meslek temsiliyeti, yayın sürekliliği ve mesleğin kurumsallaşması adına bu topraklarda öncül. Dergi(1931-1980) toplumun, yapılı çevrenin ve meslektaşımızın 50 yıllık yolculuğuna tanıklık ediyor, mesleğin kurumsallaşmasında ve temsiliyetinde mihenk taşı görevi üstleniyor. Aralarında 45 apartman tasarımının içinde olduğu toplam 61 proje gerçekleştirdiği ise meslek adamının bilinmeyen yönü. Sayar, 7 Haziran 1972’de kendisini yetiştiren kurumdan Onursal Doktora alıyor. 1974 yılından itibaren İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde Mimarlık Tarihi ve Restorasyon Kürsüsü’ne davet ediliyor. 1988 yılında Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri kapsamında Mesleğe Katkı Başarı Ödülü’ne layık görülüyor.

Ali Cengizkan, Derin İnan ve N. Müge Cengizkan’ın editörlüğünü üstlendiği Zeki Sayar ve Arkitekt, Tasarlamak, Örgütlemek ve Belgelemek kitabı, sempozyumun ve serginin verilerinden yola çıkarak bizleri ‘bir mimar ve bir dergi’ hikâyesinin çok ötelerine taşıyorlar, olağanüstü bir keşif yolculuğuna çıkartıyorlar. Meslekî bellek, kültürel bellek ve derginin temsiliyet eksenleri ve etki alanları konularına yeni bir açılım getiriyorlar. Araştırarak, belgeleyerek anımsatarak meslek insanı Zeki Sayar’ı ve mesleğimizin en uzun soluklu dergilerinden Arkitekt’i, hem bilinen hem de, bilinmedik yönleriyle derinlemesine aktarıyorlar. Katkıda bulunan yazarlar İlhan Tekeli, Bilge İmamoğlu, Derin İnan, Afife Batur, Müge Cengizkan, Ali Cengizkan, Çetin Ünalın, Gülsüm Baydar, Erdem Erten, Neşe Gürallar ve Leyla Alpagut yazılarıyla yeni kapılar aralıyorlar. Meslek insanı Zeki Sayar projeleri, infografikler, istatistikler, biyografi ve bibliografya kitabın belge değerine değer katıyor. Bu çalışma, bilinmeyen ya da gün yüzüne çıkmayan meslek pratiğinde 61 eser üreten Zeki Sayar’ın çok yönlü meslek insanı portresine bütüncül bakış atmamıza olanak sağlayan bir platform. Derginin yayın sürecindeki dönüşümlere bütüncül bakmak bir başka keşif süreci. Dönem mimarlık ortamını dergi üzerinden okumak, mesleğin kurumsallaşma sürecinin yansıtılması ve bu okumada yeni belgelerin önemi önplana çıkıyor. Zeki Sayar’ın Arkitekt yazılarında öne çıkan temaları (yabancı mimarların Türkiye’de görev alabilmesi üzerine eleştiriler, yapı malzemeleri, göç ve kentlileşme, konut, yarışmalar, kamu yönetiminin sorumluluğu) mesleğe nasıl geniş bir yelpazeden baktığının aynası.(6) Yeni belgeler üzerinden Abidin Mortaş ile yazışmaları ise kapalı kapıları aralayan önemli bir eşik sunuyor.(7)

Bu kitap çok yönlü Zeki Sayar portresinin çizilmesi açısından olağanüstü bir emek, titiz ve sabırlı bir arşiv çalışması. Ve dönemsel eşikler, mesleki ve politik duruş hikâyesinin çok daha ötesine işaret ediyor. Tarih, Walter Benjamin’in aktardığı gibi durmaksızın yeniden eşelenen, unuttuklarının bakış açısıyla içinde durmaksızın yeni bölgelerin aydınlatıldığı bir alan.(8) Bu derinlemesine çalışma da geride kalan bir tarihi ele alıyor: ‘Zeki Sayar ve Arkitekt’ yeniden fark edilirken ve konuşulabilir hale gelirken bir merkez olarak konumlandırılıyor. Hızla akıp giden yaşam içinde doğallıkla unutulan, geride kalan tarih, geri dönüşte ve yeniden anımsama sürecinde, genelde pek çok katmanından arınır, düzleştirilir, homojenleştirilir. Anlamı, bugüne ait bir bakış açısından sabitleştirilir. Oysa bu çalışmada editörlerin ve katkıda bulunan değerli araştırmacıların yaptığı tam da tersi: farklı okumalar aracılığıyla, çok sesli katmanlar önümüzde açılıyor. Bu çerçevede, yapısal çevrenin ve değerlerin, dolayısıyla yapısal, toplumsal ve kurumsal bellek ögelerinin sistematik yok edildiği dönemde en uzun soluklu meslekî bellek platformu dergi üzerinden ve tasarımcı, örgütçü ve belgeleyici Zeki Sayar üzerinden toplumsal ve mesleki belleğe olumlu katkıda bulunuyorlar.

NOTLAR

1. Connerton, Paul, 1989, How Societies Remember, Cambridge University Press, Cambridge.

2. Forty, Adrian; Küchler, Susanne (eds.), The Art of Forgetting, Oxford, 1999.

3. Anma Programı Komitesi üyeleri Zafer Akay, Afife Batur, Ali Cengizkan, N. Müge Cengizkan, A. Derin İnan, Bülend Tuna; 9-10 Aralık 2011 tarihlerinde düzenlenen sempozyumun yürütücüsü ise Ali Cengizkan’dır.

4. Tüm koleksiyona erişim için www.mo.org.tr/arkitekt

5. Arapça kökenli bir kelime olduğu nedeniyle Basın Yayın Müdürlüğü’nün talebiyle ismi Arkitekt olarak değiştirilir.

6. Bkz. bu eser içinde Afife Batur, “Arkitekt Başyazıları: Bir Dönemin Nabzını Tutmak”, ss.59-68; ve N. Müge Cengizkan, “Türkiye Mimarlığı’nın Yarım Yüzyılı: Zeki Sayar’ın Arkitekt Yazıları”, ss.69-84.

7. Bkz. bu eser içinde Ali Cengizkan, “Abidin Mortaş’tan Zeki Sayar’a Mektuplar”, ss.85-124.

8. Benjamin, Walter, 2007, Illuminations Essays and Reflections, (ed) Hannah Arendt, Shocken Books, New York.


Bu icerik 2616 defa görüntülenmiştir.