391
EYLÜL-EKİM 2016
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

  • Tını
    Esra Sakınç, Dr., Mimar

  • Divalar Gitmez
    Şengül Öymen Gür, Prof. Dr., Beykent Üniversitesi, Mimarlık Bölümü

YAYINLAR



KÜNYE

MİMARLIK'tan

Yine, hayatımızın normal akışının hızlandığı günleri yaşıyoruz. Uzun zamandır “normal”in ne olduğu zaten tartışılır bir kavramken, şimdi yeni adı kondu: OHAL. Bu yeni durum ve yaşananlar ise kentleri kamusal alanları farklı bir gözle algılamamıza ve farklı anlamlar yüklememize neden oldu. Örneğin, birer sembol, kentsel hafızamızın parçası olan mekân isimleri bir anda karar mercileri tarafından değiştirildi. Kızılay Meydanı, Boğaziçi Köprüsü, Esenler Otogarı gibi mekânların isimlerinin değiştirilmesi, aslında kent kültürü ve sürekliliğinin değiştirilmesi anlamına geliyor. Demokrasi adına demokratik olmayan yollarla yapılan bu değişiklik, toplumun gündelik diline ve belleğine ne derece işleyecek zaman gösterecek… Bu sayının MİMARLIK Gündem’i ise 15 Temmuz sonrası yaşananları sorgulayarak, demokrasi ve mekân ilişkisini ele alıyor. Nasıl ve ne için üretildiği sorusu nedeniyle mekân üretimini demokrasi kavramıyla ilişkilendiren Akın Atauz, demokratik işleyişin de mekânların kullanımı ve yeni ihtiyaçlara uygun yenilenmesi gibi konularda etkili olduğunu, dolayısıyla etkileşimin iki yönlü olduğunu belirtiyor.

Bu sayının kapağına, darbe girişiminin siyasi erkler yerine hedef aldığı yapıların en önemlisi olan, Holzmeister tasarımı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni taşıdık. Meclisin onarımını üstlenecek olan firmayla yapılan protokol, uzun zamandır dile getirilen Behruz Çinici’nin Halkla İlişkiler Binası’nın yıkılıp yerine yeni bir yapı yapılmasını da içeriyor. ‘İhtiyaç’ odaklı olduğu söylenen bu yıkım kararına rağmen, ortak akılla adımların atılması ve yıkmadan dönüştürme gücüne sahip mimarlık mesleğinden yararlanılması gerekli. Yıkılması sık sık gündeme gelen, başka bir tehdit altındaki yapı ise Ankara Atatürk Kültür Merkezi. Yapının şu anki atıl bırakılmış halini ele alan İnci Basa, “açık aklın / tekil aklın mekânı” kavramları üzerinden kamusal alanlardaki kentlinin isteği ile yönetimlerin üstünlüğü dengesini sorguluyor. Aynı alana bakıp farklı resimler gören iki tarafın arasında kalıp yalnızlığa terk edilmiş AKM’ye yapılacak müdahaleleri takip edeceğiz.

Güzel haber mi? Temmuz ayında İstanbul’da düzenlenen UNESCO Dünya Miras Komitesi toplantısı sonucunda Ani Arkeolojik Harabeleri, Dünya Miras Listesi’ne kabul edilen 16. kültürel varlığımız oldu. Türkiye ile Ermenistan sınırında, “sınır”ın sadece bir “illüzyon”, kültürün ise sınır tanımaz bir karışım olduğunu gösteren Ani’nin Liste’ye alınmasının, bölgede tarih odaklı bir işbirliğine yol açmasını umut ediyoruz.

Aslı Tuncer Madge

Bu icerik 2113 defa görüntülenmiştir.