391
EYLÜL-EKİM 2016
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

  • Tını
    Esra Sakınç, Dr., Mimar

  • Divalar Gitmez
    Şengül Öymen Gür, Prof. Dr., Beykent Üniversitesi, Mimarlık Bölümü

YAYINLAR



KÜNYE
ETKİNLİK

Divalar Gitmez

Şengül Öymen Gür, Prof. Dr., Beykent Üniversitesi, Mimarlık Bölümü

Son zamanların en önemli mimarlarından, 2004 Pritzker Mimarlık Ödülü ve 2015 RIBA Altın Madalyası sahibi Zaha Hadid’in kaybı, yaratılarının üzerine olan yazını hareketlendirdi. Zaha Hadid Architects isimli ofisiyle yaptığı çalışmaların görülebileceği sergi, 2016 Venedik Mimarlık Bienali’nin paralel etkinlikleri arasında yer alıyor ve Cavalli-Franchetti Sarayı’nda ziyarete açık. Yazar, Hadid’in öğretilerinin ve geride bıraktıklarının açtığı çığır üzerinde duruyor.

Mimarlık camiasında olup da adını duymayan kalmayan bir kişilik Hadid. Ama genel okur için yine de kısaca tanıtmakta yarar olabilir. Zaha Hadid 2004 yılında Pritzker Mimarlık Ödülü’ne layık görüldü. Araştırmaları ve projeleri dolayısıyla Hadid, Forbes’in “Dünyanın en güçlü kadınları” listesine girdi. Japon Sanat Kuruluşu onu “Praemium Imperiale” ile onurlandırıldı. 2010 ve 2011 yılında Zaha Hadid’in tasarımları RIBA’nın Stirling Ödülü ile ödüllendirildi. UNESCO onu “Barış Sanatçısı” ilan etti. Fransa Hükümeti’nden “Commandeur de l’Ordre des Arts et des Lettres” ödülünü aldı ve Time dergisi onu “Dünyanın en etkili 100 insanı” arasında saydı. Kraliçe Elizabeth II tarafından “Dame Commander” olarak ilan edildi.

Hadid, Zaha Hadid Architects (ZHA)’i 1979 yılında kurdu ama ilk binası olan Vitra Yangın İstasyonu’nu ancak 1993-1994 yılında gerçekleştirdi. Aslında Peak (1) (zirve) ile yaptığı zirveden sonra Berlin’de IBA (1986) yarışmasına sunduğu yapısının inşaatına da tam o yıllarda başlandı.(2) Dessauer Straße 34-40, Stresemann Straße 93/95 ve 105-109 Bernburg Straße’nin kesiştiği noktada (Berlin-Kreuzberg) yer alan DEGEWO’ya ait bu bina, Hadid’in Dekonstrüksiyoncu erken dönemini yansıtır. (Resim 2) AA (1987’ye kadar), Columbia, Harvard, Yale ve Viyana Uygulamalı Sanatlar Üniversitesi’nde dersler de veren Hadid’in, Patrik Schumacher’le birlikte tasarladığı ve küratörlüğünü Woody Yao’nun yaptığı sergide bu binaya pek fazla yer verilmemiştir. Çünkü o mesajını başka bir duruştan vermek istiyordu.

Venedik’teki sergisi tam da bir divaya yakışır bir biçimde çok güzel bir saray olan Palazzo Cavalli-Franchetti (1565)’da Fondazione Berengo sponsorluğunda 27 Mayıs 2016 tarihinde Hadid’in ölümünden kısa bir süre sonra açıldı. (Resim 3)

Sarayın birinci katında, on bir bölümden meydana gelen serginin birinci bölümünde Zaha Hadid’in kentsel kule biçimine parametrisizm gözlüğünden alternatifler sunduğu görkemli bir kaide bulunuyor. (Resim 4) Bu kaidenin üstüne seçkin bir zevkle yerleştirilmiş çok sayıda gökdelen maketi ziyaretçileri şaşkına çevirmeye yetiyor. İnsan beyninin kullanamadığı sayısız nöron var tabii ama bu spot o kadar doyurucu bir kompozisyon serimliyor ki gözleriniz doyuyor ve mimarların ‘araştırmadan’ anladıklarına saygı duyuyorsunuz. Etütlerin paydaş araştırma gruplarıyla pekiştirildiğini gösteren sergide çok farklı malzeme ve teknikle yapılmış modeller görmek olanaklı. (Resim 5) 3D software ile sağlanan bir estetik anlayış olan parametrisizm mimarın çağdaş duyarlılığı yansıtabilmesine olanak sağlamakta ve biçimler asla küçük parçalara bölünmeden, tutarlı ve tıpkı doğada olduğu gibi pürüzsüz ama karmaşık bir bütün oluşturmakta. Hadid’in Rus Avangartlarına çok gençken ilgi duyduğunu biliyoruz. Örneğin, Rem Koolhaas ile birlikteyken Rusya’ya gidip Leonidov’un oğlunun evinde kalıp I. Leonidov’un litograflarını incelemiştir.(3) Bu hayranlık nerdeyse onun yaşamının derin esin kaynağı olmuş gibi görünüyor.

İkinci bölmede Malevich’in Tektoniği (1976-1977) konulu çalışmaları (Resim 6), Architectural Association’da yaptığı Thames Nehri’ni köprü-otel ile geçen 4.yıl projesi, siyasi nedenlerle gerçekleşemeyen Peak Club, Hong-Kong (1982-83); Hafenstrasse, Hamburg (1989); Cardiff Bay Operası (1994-95) gibi yine gerçekleşmemiş diğer projelerine yer verilmiş.

Sergi mekânının üçüncü bölmesinde ise yapımı sürmekte olan eserleri ve hatta 22 Eylül’de başlaması planlanan, 95 yıllık eski ve köhne itfaiye binasının bir liman genel müdürlüğüne dönüşüm projesi olan Antwerp House ve Kasım ayında bitmesi beklenen Riyad’daki Kral Abdullah Petrol Çalışmaları ve Araştırmaları Merkezi (KAPSARC) gibi projeler vardı. (Resim 7)

Dördüncü bölümde Zaha Hadid’in en çok onur duyduğu projeler sunuluyordu: İlk işi olan, Weil am Rhein, Almanya’da bulunan Vitra İtfaiye Binası (1993-1994); Hadid’in Pritzker

almasına yol açan Cincinnatti, Ohio’da bulunan Rosenthal Çağdaş Sanatlar Müzesi, 2003 (Center For Contemporary Arts) ve Roma’daki MAXXI Çağdaş Sanatlar Müzesi, 2009 (National Museum of 21st Century Arts).

Hadid’e Pritzker ödülü kazandıran, Cincinnatti, Ohio’da gerçekleştirilen Rosenthal Çağdaş Sanatlar Merkezi (Lois & Richard Rosenthal Center for Contemporary Art) sözkonusu sergide en çok üzerinde durulmuş iki yapıdan birisiydi. Mimarın belli ki büyük gurur duyduğu bu yapının gerçekleştirilmesinden sonra yapılan sergi maketlerinde Hadid’in doyumsuz ihtirası açıkça okunuyordu. Maket şeffaf cepheler, limon sarısı ve aslından farklılaşmış kütle irdelemeleri ve canlı tan renkleri tonlarında şeffaf maketlerle sürüp gidiyordu. Bu sunu mimaride süreklilik kavramının adeta ürün düzeyindeki bir yorumuydu. Mimari tasarım yaratıcısının zihninde asla bitmeyen bir süreçti.

Diğer çok vurgulanan yapı ise Roma’daki MAXXI Ulusal 21. Yüzyıl Sanatları Müzesi, MAXXI Sanatlar ve MAXXI mimarlık olmak üzere iki kompleksten meydana geliyordu. Binanın ana teması görsel sanatların teşhir edilmesi için bir merkez oluşturmaktı. Mekânı kat eden duvarlar ve kesişmeleri MAXXI’nin iç ve dış mekânlarını meydana getiriyordu. Bu sistem binanın ikincisi en karmaşığı olan her üç katında aynen böyle işlemekteydi. İkinci katta binaları ve galerileri birbirine bağlayan çeşitli köprüler mevcuttu. Ziyaretçi yalıtılmış ve kompakt bir binaya girmek yerine bir dizi sürekli mekânın kendini içeri buyur ettiği organik bir bütüne adım atıyordu.(4) (Resim 8)

Serginin dördüncü bölmesinde CODE ve diğer “sistem paydaşları” arasında iletişim yoluyla geliştirilmiş, bitmiş veya sürmekte olan ortak çalışmalar sergilenmekteydi. Bu, “‘projelerden bağımsız olarak üretilen ortak çalışmalar’ fikri Zaha Hadid Mimarlık’ın DNA’sında vardı” diyor, sergi broşürü. Ortaklar ise kalabalık bir gruptan oluşuyordu: Block Research Group ETH, Zurich, StratasysInc., ODIUCO Formworks Robotics, Autodesk, ITKE Stuttgart, Institute for Experimental Architecture, Andy Lomas ve Architectural Association (AA) Design Research Laboratuary.

Altıncı bölüm tamamen CODE projeleri ve prototiplerine ayrılmıştı. Birçok çarpıcı proje burada sergileniyordu: Londra Bilim Müzesi Matematik ve Sayısal işlemler Galerisi ve bir de nerede yapılacağı henüz belli olmayan ve yapımın erken dönemlerinde olduğu anlaşılan bir proje. Prototiplerinden itibaren adım adım geliştirilmiş bu projelerin bir kısmı CODE’un (Zaha Hadid Sayısal İşlemler ve Tasarım Grubu), bir kısmı Block Research Group’un katkılarıyla ortaya çıkmıştı. (Resim 9-13)

Yedi no.lu bölmede Hadid’in sürmekte olan işleri sergileniyordu. Bir müze, araştırma merkezi, lisansüstü okul, Kamboçya başkenti Phnom Penh için bir arşiv ve araştırma kitaplığı, Salerno Maritime Terminali, Miami, Bağdat, Melburn ve Bratislava’da iş kuleleri, 2017’de bitmesi beklenen New York (520 Batı ve 28. Caddenin köşesinde) High Line konut kulesi ve benzeri. Zaha Hadid’in havaalanları uzmanı ADPI ile planladığı Daxing, Beijing’deki müthiş terminal, hizmete açıldığında yılda 45 milyon yolcuya hizmet verecek. Fas’ın başkenti Rabat için tasarladığı büyük tiyatro anında 2500 kişinin üstünde insana hizmet verecek.(5) (Resim 14-16)

Sekizinci bölmede Zaha Hadid’in bitmiş çalışmaları maketler halinde sunulmaktaydı. Maketler büyük bir ustalıkla çeşitli malzemelerden imal edilmişti. (Resim 17, 18) Dokuzuncu bölmede ZHA’nın bitirilmiş işlerini anlatan bir video gösterisi, Onuncu bölmede Alan Yentob’un ilk kez 2013 yılında yayınlanmış olan Hadid ile yapılmış bir görüşmesi ve BBC’nin yayınladığı “Rus Devrimci: Kazimir Malevich üzerine Zaha Hadid” konulu bir sunu vardı. On birinci son bölmede biçimler, malzemeler ve en son üretim teknikleri üzerine bir yandan konuşup diğer yandan ürettiği objelerle ilgili bir video gösterisi sunulmaktaydı.

YORUMLAR: KAVRAMLARIN İZİNDE

Estetik, teknoloji ve malzeme gibi kavramlar bir tarzı tanımlarlar ve burada yaşanan değişiklikler çoğu zaman yeni bir tarzı müjdelerler.(6) Bu nedenle yorumlarımı bu bakış düzeylerinin hemen tümünü kapsayan yenilikçi asal kavramlar düzeyinde yapacağım.(7)

Hiper-süreklilik + Hiper-bağlantılılık

Kökleri Deleuze’a kadar sürülebilecek olan bu kavramlar Parametrisizm’den etkilenen ve onu araçsal olarak kullanmayı hedefleyen mimarların gözde kavramlarıdır.(8) Genellikle bunu bir projedeki temel işlevin sürekliliğine ve dinamizmine bağlarlar: “Akan çatı çizgisi kolondan arındırılmış mekânda bir ölçek ve yönlenme duygusu yaratır. Tüm yolcuların akışı en merkezî mekânda toplanır ve çok işlevli bir karşılaşma alanı yaratır.”, “Radyal vaziyet planı çözümü uçakların ve yolcuların çeşitli ve değişken olan trafik akışlarını uyumlandırılabilirlik ve sürdürülebilirlik temaları açısından kolaylaştırır.” (9)

Aynı temalar Zaha Hadid tarafından MAXXI tanıtılırken de kullanılmıştır. Müzenin bulunduğu alandaki sokakları müze içine almak için Hadid çevre ile bağlantılarını “kentsel halı” olarak değerlendirmiş ve bu halıların içe akışı sağladığını beyan etmiştir. Ona göre “müze bir kap değildir; akışların ve yaya izlerinin üst üste bindiği ve bağlandığı dinamik ve interaktif bir sanat yerleşkesidir”(10) Gerçekten de mekânların sürekliliği, bunu engelleyen duvarlar ve bölücüler olmaması binayı hareket türleri ve değişik sergiler için çok elverişli bir hale getirmektedir. Atriyuma girilince projenin ana elemanları fark edilir: eğri beton duvarlar, asılan siyah bir merdiven, doğal ışık alan açık bir tavan. Bu elemanlarla Zaha Hadid çok sayıda perspektiften bakılınca algılanan, parçalı geometrilerden oluşan, modern yaşamın kaotik akışkanlığını barındıran yeni bir akıcılık anlayışına sahip bir mekânsal nitelik aramıştır.

Kentsellik

Burada aynı anda 1960’lardan beri vurgulanan ve araştırılan insan ve toplum gereksinmelerinin tasarım yanıtlarından bir tanesi olan esneklik, barındırma (accomodated flexibility) ve değişkenlik (variability) gibi, bir zamanlar çok işlenmiş ve tasarımlarda pek de sağlanamamış niteliklerin kullanıcı grupları / halk düzeyinde yordandığını ve savunulduğunu da görmekteyiz. Örneğin, MAXXI’de olduğu gibi, birçok noktadan binayı algılama ve binaya bağlanma imkânına sahip olma, bir anlamda kentsel sürekliliği anlatırken, diğer bir anlamda değişik nüfusların binayı kolayca kullanma özgürlüğünü arttıran bir esneklik anlayışıdır. Bu konunu ciddi araştırmalarda ve tezlerde ele alınmasını umuyorum. Tüketim toplumlarının teşvik ettiği bir kısım ürünün maliyetinin aşırı yüksekliği acaba bu açıdan savunulabilir mi?

Yenilik (Parametrisizm)

Mimari yeniliklerin her zaman olduğu gibi önemli ortak paydası teknolojik gelişmeler, malzeme üretim teknolojilerinin çeşitlenmesiyle artan malzeme seçenekleri yanı sıra, modern mimari dönemde hiç rastlanmayan bir biçimde tasarım yöntem ve tekniklerinde yaşanan büyük devrimdir. Sistem analistleri ve programcıların önderliğinde ortaya çıkan parametrik ve algoritmik tasarım ve sunum ortamı bütünüyle 21. yüzyıla özgü muazzam bir yeniliktir.

Fakat her iki yaklaşımda da alternatif iyileştirmeleri sağlayanlar sistem tasarımcıları olup onları anlayanlar da programcılardır. Gerçek yaşamda, karmaşık bir dizi olan bu kendinden menkul kapalı formlar, ancak gerçekleştirildikten sonra çevresel veriler ve toplumsal verilere karşı sınanabilmektedir. Burada önemli olan üretilen formların kapalı olması değil, insanlığa karşı neyi kapattığıdır. Asıl sorgulanması gereken budur.

Proje konusunu insandan ve yerel / kültürel ayrıntılardan soyutlayan, veri bankalarındaki bilgileri sistem tasarımcısı ve programcı sayesinde rastgele harmanlayan, tüm farkları homojen bir örüntüde yok eden bu tasarımların güneş alma, manzara, havalandırma, mahremiyet, dolaşım ve mimarlığın diğer esaslı, ölçülebilir parametrelerini, özellikle büyük kentsel ölçeklerde karşılaması ne denli olanaklıdır? Örneğin, “jenerik-kapalı devre kent” anlayışı bir sistem tasarımı ütopyasından başka bir şey değil de nedir? Kent de mimarlık da tıpkı yaşayan organizmalar gibi sürekli değişim ve dönüşüm yaşayan açık sistemlerdir. Biçimsel süreklilikleriyle insanı şaşkınlığa düşüren bu çözümlerde gelecek zamanların ortaya çıkarabileceği değişim ve dönüşüm olgusu nasıl çözüme kavuşturulacaktır? Doğaya yaptığı göndermelerle gözü okşayan bu tasarımlar kırılan bir dalın yerine yeni bir tomurcuk çıkarabilirler mi? Gerçekten bir rizom üretebilirler mi? Bunlar ciddi sorulardır.

Bauhaus İdealinin Gerçekleşmesi Mi Yoksa Otonominin Yitirilmesi Mi?

Aslında tüm tasarım disiplinlerinin üretim alanlarıyla işbirliği içinde çalışmaları ve böylece nesneyi hem yararlı hem de güzel kılmaları bir Bauhaus idealidir. Bugünkü parametrisizm bu şiarı tam anlamıyla gerçekleştirmiştir. Zaha Hadid Architects tasarım aşamasında Block Research Group ETH, Zurich; StratasysInc., ODIUCO Formworks Robotics, Autodesk, ITKE Stuttgart, Institute for Experimental Architecture, Andy Lomas ve Architectural Association (AA) Design Research Laboratuary gibi paydaşlarla form üretme ve çeşitlendirme konusunda ciddi çalışmalar yapmıştır ve bu işbirliğinin Diva’nın ölümünden sonra da devam edeceği anlaşılmaktadır. Bu tavır 21. yüzyıl mimarlığının geçmişten en büyük farkı olarak öne çıkmakta ve mimaride yepyeni bir döneme girildiğini tebliğ etmektedir.

Bitmemişlik

Yapıtlarından değil ama sergisinden anlaşılmaktadır ki Zaha Hadid’de tasarlama bir ihtirasa dönüşmüştür. Hiçbir tasarım onun zihninde gerçekte bitmemiştir. (Resim 19) Sergi, tasarım süreci içinde ve sonrasında yapılan ve yine yeniden yapılan allotroplarla ve çok çeşitli tekniklerle, ahşap, cam, metal, karton, plastik ve alçı gibi zengin malzeme çeşitleriyle yapılan arazi, zemin, plan ve kesit maketleriyle doludur. Tasarım bitmez, bitmiş gibi görünür ve belki gerçekleşir ama Diva’nın sürekli araştıran beynini durdurmak zordur. Araştırma sürer gider…

SONUÇ

Anladım ve bildiririm ki Diva olmak ne yetenek, ne zekâ, ne de bilgi işidir. Hepsiyle ilişkili olmakla birlikte Diva olmak esasen kişinin yaptığı işe duyduğu sevgi ve saygıyla ilgilidir.

Teşekkür: Birçok fotoğraf için eşim M. Murat Gür’e teşekkürü borç bilirim.

KAYNAKLAR

Dietsch, Deborah K., 1987, “Beyond the peak: Three projects by Zaha Hadid, Architect”, Architectural Record, sayı:7.

Hensel, Michael U. (ed.), 2012, Design Innovation for the Built Environment, Routledge, Londra.

Hensel, Michael U., 2013, AD Primer: Performance-Oriented Architecture, AD Wiley, Londra.

Hensel, Michael U.; Turko, Jeffrey P., 2015, Grounds and Envelopes, Routledge, Londra.

Hensel, Michael U.; Nilsson, Fredrik (ed.), 2016, The Changing Shape of Practice, Routledge, Londra.

Hitchcock, H. R., 1951, “The International Style Twenty Years Later”, Architectural Record, sayı: Ağustos 1951, ss.89-97.

Johnson, Philip; Wigley, Mark,1988, Deconstructivist Architecture, The Museum of Modern Art, New York.

Papadakis, Andreas; Cooke, Catherine, Benjamin, Andrew E., 1989, Deconstruction: Omnibus Volume, Academy Editions.

Schumacher, Patrik, 2008, Parametricism as Style-Parametricist Manifesto, Londra.

Spuybroek, Lars, 2008, The Architecture of Continuity, V2_ Publishing, Rotterdam.

URL1. “The Peak Leisure Club”, www.zaha-hadid.com/architecture/the-peak-leisure-club/

URL2. “Wohnhof Block 2”, f-iba.de/wohnhof-block-2/ [Erişim: 01.08.2016]

URL3. “MAXXI Museum-Zaha Hadid Architects”, www.arcspace.com/features/zaha-hadid-architects/maxxi-museum/ [Erişim: 01.08.2016]

URL4. “Designing for Flexibility and Function”, www.sasaki.com/blog/view/744/ [Erişim: 01.08.2016]

URL5. “MAXXI Museum / Zaha Hadid Architects”, www.archdaily.com/43822/maxxi-museum-zaha-hadid-architects [Erişim: 01.08.2016]

URL6. “Beijing New Airport Terminal Building”, www.zaha-hadid.com/architecture/beijing-new-airport-terminal-building [Erişim: 01.08.2016]


NOTLAR

1. URL1.

2. URL2. ve Dietsch, 1987.

3. Johnson; Wigley, 1988. Papadakis; Cooke; Benjamin, 1989.

4. URL3-5.

5. URL4.

6. Hitchcock, 1951.

7. Hensel, 2012. Hensel 2013. Hensel; Nilsson, 2016. URL6.

8. Venedik’te sunulan Schumacher, 2008. Spuybroek, 2008, Hensel; Turko, 2015. URL4.

9. URL6.

10. URL5.

 

 

Bu icerik 3943 defa görüntülenmiştir.