398
KASIM-ARALIK 2017
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

  • Komşum Bienal
    Sevince Bayrak, Yrd. Doç. Dr., MEF Üniversitesi Mimarlık Bölümü, SO? Mimarlık ve Fikriyat

  • Kent Belleğinin Canlandırılması: Samsun Kent Müzesi
    Fatih Us, Yrd. Doç. Dr, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Mimarlık Bölümü
    Hayal Meriç, Yrd. Doç. Dr, İstanbul Arel Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü
    Giorgi Tsanatskenishvili, Doç.Dr.,Gürcistan Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü

YAYINLAR



KÜNYE
TEMA[S]

An(ımsa)ma Mekânı: Bologna Soykırım Anıtı

Cem Dedekargınoğlu, Mimar

İtalya’nın kuzeyinde, verimli Emilia-Romagna topraklarının ortasında yer alan Bologna kentinin tarihini, aynı zamanda mücadeleler ve acılar tarihi olarak okumak yerinde olacaktır. Veba salgınları ve savaşlar nedeniyle yıkıldı, terk edildi, tekrar tekrar imar edildi, inişli çıkışlı kaderi Bologna’yı modern çağda da yalnız bırakmadı. Temmuz 1943’de müttefik güçlerin bombardımanıyla tarihî merkezinin önemli bir kısmı tahrip oldu. Savaş sonrası İtalya Komünist Partisi’nin kalesi olmasından ötürü hedef haline geldi, 1977-1980 arası yaşanan terör döneminin odak noktası oldu. Kentlisiyle, üniversitelisiyle meydanlarda, sokaklarda sesini yükseltmesinin bedelini, 2 Ağustos 1980’da, manidar bir tesadüf olarak, yine tren garında patlayan bir bomba sonucu 85 kişinin ölümü ile ödedi.

Tren Garı’nın olduğu bölge içerisinde, tarihî kent merkezi ile kuzey mahalleleri birbirine bağlayan Via Giacomo Matteotti üzerinde yer alan anıt, çevresine ve bağlamına yaklaşımıyla kentin katmanlarıyla farklı bir ilişki önermekte. Anıt güneyinde demiryolu hattı, Tren Garı ve ardında yer alan tarihî kent merkezi ile, kuzeyinde 1960’larda bir işçi sınıfı yerleşimi olarak yeniden imar edilmiş Bolognina Mahallesi ile hem katı bir şekilde tariflenmiş; hem de eski ile yeni arasındaki bir geçiş bölgesinin en görünür noktasındaki bir köşe parselinde yer almasından ötürü bu tariflemelere simgesel değeri yüksek bir yorumlama getirmiş durumda.

Uluslararası bir yarışma sonucu, Roma merkezli SET Architects ekibi tarafından tasarlanarak 2016 yılında yapımı tamamlanan anıt, batısında yer alan hızlı tren istasyonunun bittiği noktada, alanın köşegen çizgisinden geçen doğal taş kaplamalı iki parça duvardan ve parçaların ortasında yer alan, 10 metre yüksekliğindeki karşılıklı iki adet corten-çelik strüktürden oluşmaktadır. Bu elemanlarla alanın net bir şekilde ikiye ayrılmış olması, meydana ve tren yoluna bakan kısımları arasında kaçınılmaz bir mekânsal farklılığın oluşmasına ve ortada yer alan strüktürün odak noktası olmasına neden olmuştur.

Strüktürün iki parçasının arasında, ancak bir kişinin geçebileceği derecede daralarak uzayan bir yol, kesme taşlarla ve yerden aydınlatma ile belirgin kılınmış; böylece kullanıcıların bu iz üzerinden ilerlerken, iki yandaki yatay ve dikey yerleştirilmiş çelik şeritlerin tariflediği boşluklar üzerinden, toplama kamplarındaki benzer düzende yerleştirilmiş hücrelerde katledilmiş Yahudilerle bir özdeşlik kurması amaçlanmış. Bu dar yoldan çıkıldıktan sonra, yine paslı demir çitlerin arasından görünen Bologna Tren Garı ise, başka bir dönemin, aslında bize çok yakın gelebilecek acılarını görebilmemize olanak sağlamış.

Anıt, ölçek üzerinden kurduğu ilişkiyle hem batısındaki Tren Garı’ndan gelen yayalara hem de daha büyük ölçekte, kuleli-revaklı Bologna silüetine paslı bir dikdörtgen prizma olarak eklemlenmesi ile şimdiden kentsel hafızada özgün bir yer edinmiş durumda. Eski ile yeni, hızlı ile yavaş arasında bir geçiş bölgesinde bulunması, görünürlüğünü ve işlevselliğini önemli ölçüde desteklemekte. Belki de bunun için, Yahudi toplumu, bir an(ımsa)ma anıtı için özellikle burayı seçti. An(ımsa)mak... Belki de şu anda en çok ihtiyacını duyduğumuz şey.

Bu icerik 2358 defa görüntülenmiştir.