400
MART-NİSAN 2018
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

  • Derginin Mutfağından
    Aslı Tuncer Madge, Mimar, Eylül 2013’ten beri Yayın Sekreteri ve Yayın Komitesi üyesi

YAYINLAR



KÜNYE
MİMARLIK YAYINCILIĞI: NEREDEN NEREYE

Mimarlık’ın Öncülü Bir Dergi: Mimarlık 1944-1953

Arif Şentek, Mimar, Mimarlık dergisi Mayıs’73 - Haziran’75 Yazı İşleri Müdürü ve Temmuz’00 - Haziran’02 Dergi Sahibi

 

Örgütler bazen doğrudan, bazen dolaylı yollardan yayın yaparlar, bazen de örgüt dışında sürdürülen yayınlardan, medyadan yararlanırlar. Ama sonuçta söz konusu yayınlar, bir şekilde örgütün, üye topluluğunun görüşlerini, politikasını, “fikriyatını” yansıtmaktadır. Geçtiğimiz yüzyılda, Meşrutiyet döneminden başlayarak Cumhuriyet sonrası mimarlık meslek örgütlenmesi ile bağlantılı olarak yapılan yayınların gelişimi de bu doğrultularda olmuştur. Meslek ortamında kendi özgün yayın politikasıyla uzun soluklu bir dergi olan Arkitekt’in yanı sıra örgütle ilişkili süreli yayınlar ayrı bir gelişim çizgisi oluşturmaktadır.

1944 yılından 1953 yılına kadar yayımlanan Mimarlık dergisi üzerinde genellikle fazla durulmamış, dergi pek hatırlanmamıştır. Elinizdeki Mimarlık’ın “öncül”ü diyebileceğimiz dergi, güç koşullarda 10 yıl boyunca dura kalka 39 sayı yayımlanmıştır. Sonrasında, 1963’te “yeni” Mimarlık’ın ilk sayısı çıkana kadar geçen 10 yıllık bir boşluk vardır.

“Eski” Mimarlık, Türk Yüksek Mimarlar Birliği’nin yayın organıdır, aynen “yeni” Mimarlık’ın Mimarlar Odası tarafından yayımlanması gibi Birlik tarafından yayımlanmıştır. (Resim 1) Dolayısıyla dergi üzerinden yapılacak “okumalar”, dönemin mimarlık birikimine ulaşmamızı sağlarken, aynı zamanda bize Birlik tarihine, mimarların örgütlenme sürecinin belirli bir dönemine ilişkin ipuçları da veriyor.

1927’de çalışmalarına başlayan Birlik, TMMOB’nin 1954’te kuruluşuna kadar, mimarların tek meslek örgütüdür. Esasen Birliğin başlıca amacı yasalara dayalı bir meslek örgütünün kurulmasıdır. Mimarlar Odası’nın kuruluşu ile bu amaç gerçekleşmiş, üyelerini ve gücünü Oda’ya aktaran Birlik daha sonra Oda’nın yanı sıra, meslektaş dayanışmasına yönelik ve kültürel etkinlik ağırlıklı programlarla Ankara’da varlığını sürdürmüştür. Bu örgütsel miras bugün Mimarlar Derneği 1927 ile korunmakta, yaşatılmaktadır.

Aslında “eski” Mimarlık’ın da bir öncülü var. 1941-1943 yıllarında Birliğin İstanbul Şubesi yönetiminde görev üstlenen mimarların katılımıyla düzenli olarak yayımlanan Yapı dergisi, doğrudan örgüt tarafından çıkarılmasa da mimarların örgütlü bir bölümünün düşüncesini yansıtıyor. Yapı dergisi daha eleştirel yaklaşımlarıyla ve şiir, sanat çalışmalarına, popüler yazılara yer vermesiyle dikkat çekiyor. Ağır savaş koşullarında aksatılmadan yayımlanan Yapı’nın şanslı bir yanı, bir tez çalışmasında incelenmiş, hatırlanmış olması.(1) Darısı “eski” Mimarlık’ın başına diyelim.

1944 yılında Mimarlık’ın yayına başlaması, biraz da dönemin ünlü Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in yönlendirmesiyle olmuş. Birlik yöneticileri kendisini ziyaret ettiğinde Bakan, “Bir yayın organınız var mı?” diye sormuş, olmadığı yanıtını alınca da “Organı olmayanın yorganı da olmaz” diye kafiyeli bir yorum yapmış.(2)  Anlaşılan bu söz uyarıcı olmuş, altı ay sonra Mimarlık’ın ilk sayısı yayımlanmış.

Dergi, Birliğe paralel olarak dönemin CHP iktidarı ile uyumlu bir yayın sürdürmüş, mali açıdan meslektaşların yanı sıra bir ölçüde iktidarın desteğini almış. (Resim 2) Mimar sayısının yüzlerle ifade edildiği o yıllarda meslektaşların özverili katkılarıyla yayınını sürdüren derginin birinci yılını tamamladığı sayısında şöyle bir teşekkür yazısı yer almaktadır: “Kazandığımız bu başarıyı C.H. Partisi ile Maarif Bakanlığının değerli himaye ve yardımlarına ve bu teşebbüsü türlü emek ve bağışlarıyla destekleyen arkadaşlarımıza borçlu bulunmaktayız.”(3)

Birlik CHP iktidarının son günlerine kadar hükümetle olan iyi ilişkilerini 1950 sonrası Demokrat Parti iktidarı döneminde sürdürmüş. Bu tavır dergiye de yansımaktadır. İlginçtir, siyaset tarihimizde çok önemli çalkantıların yaşandığı bir dönemde Birlik ve dolayısıyla dergi, güncel politik gelişmelerin dışında kalmayı tercih etmiş. Bu, meslek gündemindeki, örneğin yasal ve idari olanakların geliştirilmesi, TMMOB yasasının çıkarılması gibi sorunları hükümetlerle iyi ilişkiler içinde, görüşmeler yoluyla çözmeyi amaçlayan bir örgüt yönetimi ve yayını için doğal olmalı.

Bir süreli yayının, içinde bulunduğu toplumun düşünsel gelişim sürecinden, farklı doğrultularda da olsa etkilenmemesi olanaksız. “Eski” Mimarlık’ta yoğun bir “ulusalcı” söylem göze çarpıyor. Zaman zaman “şovenist” denilecek düzeye varan bu tutum, kuşkusuz

dönemin “ikinci milli mimari” akımıyla da bağlantılı olarak değerlendirilmeli. Zaten derginin ilk sayısında bir anket başlatılarak “Bir milli mimari davamız olduğunu kabul ediyor musunuz?” diye soruluyor ve milli mimari nasıl olmalıdır, bu konuda alınması gereken önlemler nelerdir sorularına yanıt isteniyor. İlk birkaç sayıda yer alan yanıtlardan çok kısa bazı alıntıları aktaralım:

“Bir millî mimarı dâvamız mevcut olmadığını iddia edecek değil bir meslekdaş, aydın bir vatandaşın bile bulunduğuna kani değilim. Çünkü, bütün tarihimiz boyunca […] Türkün büyük yapıcılığını ve ince zevkini anlatan ve cihan mimarlık tarihinde de yer almış olan eski eserlerimizi”(4) (Adil Denktaş)

“Faydalı ve mümkün gördüğüm tedbirler [kapsamında] binalarda kullanılabilecek tezyini ve güzel sanatların millî duygu ve zevklere göre istihale [biçim değişikliği] ve inkişafının [gelişiminin] temiini”(5) (Mithat Yenen)

“Dünya medeniyet tarihinde büyük bir mevcudiyet göstermiş bir Türk milleti ve bu milletin dünya mimarî tarihinde yer almış millî karakterde mimarî şaheserleri vardır. Ne yazık ki bu milletin son iki yüz yıllık mimarisi yabancı tesirlerle meydana gelmiştir. Artık her yönden kendini bulmaya çalışan Türk milletinin mimaride de kendine dönmesi lâzımdır.”(6) (Kemali Söylemezoğlu)

Dergide, özellikle 1950 öncesi sayılarda, ulusal mimarlığı geliştirecek kaynağı yerelde, ülkemizde var olan mimarlık mirasında arayan bir temel yaklaşımı görüyoruz. Derginin kapaklarında ve ilk sayfalarında “başsayfa” başlığı altında verilen görsellerin neredeyse tamamı Osmanlı ve Selçuklu dönemi yapılarından veya geleneksel yerel mimari örneklerinden seçilmiş. (Resim 3) Yapılan restorasyon uygulamalarına dergide geniş yer veriliyor, hatta Vakıflar Genel Müdürlüğü eliyle yürütülen restorasyon çalışmaları, “Tamirleri ikmal edilen kıymetli abidelerimiz serisinden” başlığı altında birkaç sayı süren bir dizi olarak verilmiş.

Dergi, geçmişe yönelik “ulusalcı” yaklaşımını bazı yazı ve haberlerde Mimar Sinan üzerinden geliştiriyor. Özellikle ilk yıllarda Mimar Sinan’ın yaşamı ve yapıları sürekli olarak işleniyor. 1944/3 sayısının başında tam sayfa olarak bir Mimar Sinan portresi veriliyor. Derginin çeşitli sayılarında örneğin şöyle başlıklar görüyoruz: “Sinan İhtifali”, “Büyük Türk Mimarı Sinan”, “Koca Mimar Sinan’ın Eserleri”, “Mimar Koca Sinan ve Sanatı” (Resim 4)

Dergide, yabancı mimarların Türkiye’de mesleği uygulamalarına karşı sert tepkilerin dile getirildiği yazı ve haberler yer alıyor. Örneğin, Kemali Söylemezoğlu’nun “Ne şunu ne bunu kastediyoruz; İstediğimiz kendi memleketimizde kendimizin mimarlık etmesidir”(7) başlıklı mektubu ve Mukbil Gökdoğan’ın “Bırakın da Türk toprağına Türk yapıcısı temel atsın!”(8) başlıklı yazısı dönemin ağırlıklı söylemini yansıtıyor.

Yabancılara karşı gösterilen tepkiler mesleği uygulama ile sınırlı kalmıyor. Örneğin, uluslararası üne sahip iki bilim adamının ülkemiz mimari mirası konusundaki çalışmalarına da sert eleştiriler getiriliyor. Bu konuda özellikle Sedat Çetintaş’ın yazılarındaki ağır polemik havası dikkat çekiyor. Çetintaş’ın, İstanbul Üniversitesi Türk ve İslam Sanatı kürsüsünü kuran Ernst Diez’i eleştiren “Gaflet mi, Kasıt mı?”(9), “Bu nasıl ilim kitabı?”(10), “‘Türk sanatı’ kitabının çeşitli hataları”(11) başlıklı yazıları bu yaklaşımı gösteren örnekler.

Sedat Çetintaş’ın hedefindeki ikinci bilim adamı, Anadolu’da Türk Anıtları kitabıyla bilinen dünyaca tanınmış A. Gabriel oluyor. Cumhuriyet’te birinci sayfadan verilen eleştirisini sonradan kendisi de ağır bulmuş olacak ki, “Sanat tarihimiz üzerinde geçmiş bir olayın zarurî tasfiyesi”(12) başlıklı yazısıyla ayrıntılı bir açıklama yapma gereğini duyuyor.

Mimarlık eğitimi konusunda inceleme veya eleştirilerden çok, eğitim kurumlarıyla ve öğrencilerle ilişkiler kurmayı amaçlayan bir yayın yaklaşımı var derginin. Birliğin öğrenciler arasında düzenlediği yarışmalar, öğrencilerin son sınıf projeleri, yeni mezunlara ilişkin bilgiler yer alıyor derginin hemen hemen her sayısında.

Yarışmalar dergide yer alan ağırlıklı konulardan biri. Derginin yayımlandığı 10 yıl boyunca yapılan yarışmalara genişçe yer verilmiş. Proje-uygulama çalışmalarından örneklere de derginin her sayısında veriliyor. Yarışmaların ve mimari uygulamaların ülke içinde dağılımına baktığınızda, Ankara ve bir ölçüde İzmir önplana çıkıyor ve Anadolu’nun her köşesine yayılan bir dağılım görüyorsunuz. İstanbul sanki biraz geri planda kalıyor gibi. Derginin bütün Anadolu’yu kapsayan bu yaklaşımı dönemin öncelikli eğilimlerini yansıtıyor diyebiliriz. Kasaba imar planları da bu kapsamda dergide genişçe yer alıyor.

1948’de Bayındırlık Bakanlığı tarafından Birliğin ve mimarların geniş katılımıyla düzenlenen Birinci Milli Yapı Kongresi derginin ele aldığı başlıca konulardan biri olmuş. Derginin 1945/1 sayısında yayımlanan “Bir yapı kongresi toplanmalıdır” başlıklı başyazısından başlayarak son sayılarına kadar kongreyi aktaran ve kongrede alınan kararların yaşama geçirilmesini sorgulayan yazılara rastlıyoruz.

Konut sorununa çözüm önerileri, dış ülkelerden bu konuda örnekler ise ele alınan başlıca konular arasında yer alıyor. Kat mülkiyetinin yasallaşmasıyla apartmanlaşmaya giden sürecin izlerini de dergide bulabilirsiniz. Batı dünyasında uygulanan yeni malzemelere, yeni tekniklere, bu arada yerel malzeme ve uygulamalara ilişkin özgün yazı ve çeviriler çeşitli sayılarda yayımlanmış. Bu yazılardan 1950 sonrası mimarlık ve yapı üretim ortamını etkileyen gelişmelerin izlerini sürebiliyorsunuz. (Resim 5)

Her ne kadar başlangıçta yerellikten kaynaklanan bir ulusal mimari hedefiyle yola çıkılmış olsa da derginin ilerleyen sayılarında dış kaynaklı etkilenmeler yoğunluk kazanıyor. İlk sayılarda özellikle savaş sonrası koşullara ilişkin İngiltere ağırlıklı Avrupa ülkeleri ve bir ölçüde ABD kaynaklı proje, uygulama ve çeviri yazılar yer alıyor dergide. Hatta “Rusya’da İmar Faaliyeti”(13) konulu Ulus’ta yayımlanmış bir yazı alıntılanmış. Ankara’da açılan İngiltere ve Amerika mimarlık, yapı, şehircilik sergilerinin, bu ülkelerinin kültür merkezlerinin gönderdiği kitap ve dergilerin ilgiyle izlendiğini görüyoruz. 1950’lere doğru dış kaynak yoğunluğu ağırlıklı bir biçimde ABD’ye kayıyor. Ziya Nebioğlu’nun Roosevelt dönemini anlattığı “Yurdunu İmar Eden Adam”(14) başlıklı yazısı bu etkilenmelere ilişkin ilginç bir örnek.

Dergiyi, savaş ve savaş sonrası yılların maddi güçlüklerini yenerek çıkaran meslektaşlarımıza teşekkür borçluyuz. Onların özverili çabaları olmasaydı, ülkemiz mimarlığının söz konusu dönemine ilişkin bilgi ve belgelere ulaşmamız kolay olmayacaktı. Derginin 39 sayılık koleksiyonunu Oda kitaplıklarında, Mimarlar Derneği 1927’nin kitaplığında bulabilirsiniz. Derginin dijital kopyalarına internet üzerinden ulaşabiliyorsunuz.(15) (Resim 6) Ayrıca dergide yer alan yazı ve haberlerin sıralandığı, içeriklerine ilişkin anahtar kelimelerin verildiği bir dizin de hazırlanmış. Umarız, bu dergilere erişim daha kolaylaştırılır ve dönem üzerine çalışan araştırmacılar, ilgilenen okurlar bu birikimden daha fazla yararlanırlar.

NOTLAR

1. Şener, Mehmet, 2006,  Reviewing The Periodical Yapı (1941-1943): A Study On Architectural Practice And Ideology  In Turkey During The Second World War, yayımlanmamış yüksek lisans tezi, ODTÜ SBF, Ankara.

2. Ünalın, Çetin, 2002, Türk Mimarlar Cemiyetinden Mimarlar Derneği 1927’ye, Mimarlar Derneği 1927, Ankara, s.182.

3. Mimarlık, sayı:1944/6, s.13.

4. Mimarlık, sayı:1944/2, s.3.

5. Mimarlık, sayı: 1944/2,s.3.

6. Mimarlık, sayı: 1944/3, s.11.

7. Mimarlık, sayı: 1947/5-6, s.16.

8. Mimarlık, sayı: 1949/1, s.1.

9. Mimarlık, sayı: 1948/1, s.8.

10. Mimarlık, sayı: 1948/1, s.8.

11. Mimarlık, sayı: 1948/2, s.20.

12. Mimarlık, sayı: 1948/1, s.15.

13. Mimarlık, sayı: 1944/5, s.8.

14. Mimarlık, sayı: 1949/5-6, s.50.

15. “Mimarlar Derneği 1927 - issuu”, https://issuu.com/mimarlardernegi1927 [Erişim: 01.01.2018]

Bu icerik 2999 defa görüntülenmiştir.