421
EYLÜL-EKİM 2021
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
MİMARLIK DÜNYASINDAN

ARSLANTEPE HÖYÜĞÜ UNESCO DÜNYA MİRAS LİSTESİ'NDE

Malatya’nın Battalgazi ilçesinde yer alan Arslantepe Höyüğü, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO)’nun 44. Dünya Miras Komitesi toplantısında alınan kararla, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne eklendi. UNESCO'dan yapılan açıklamada, höyüğün Yakın Doğu olarak adlandırılan bölgede devletli toplumdan ve yazıdan önce, kendine özgü bir bürokratik sistemin ortaya çıkmasına yol açan süreçleri gösterdiği ifade ediliyor. 2014 yılında UNESCO tarafından Dünya Miras Geçici Listesi’ne alınan Arslantepe Höyüğü, geç kalkolitik dönemden demir çağına kadar geçen tarihsel sürecin buluntularını, Hititler’den Roma ve Bizans’a kadar pek çok medeniyetin izlerini de bünyesinde barındırıyor. Kazı çalışmalarıyla geç Hitit dönemine ait, girişinde aslan ve devrilmiş kral heykellerinin bulunduğu höyük, yağmur drenaj hattı gibi altyapısı bulunan kerpiçten sarayı ve 2 bini aşkın mühürle Anadolu’nun en eski şehir devletlerinden birinin yapılarını ortaya koyuyor. İtalya Roma La Sapienza Üniversitesi tarafından 1961’den bu yana kazı çalışması yapılan alanda, merkezî devlet sistemine geçişe tanıklık eden pek çok bulgu karşımıza çıkıyor. Arslantepe Höyüğü'nün bulunduğu bölge dünyada şimdiye kadar bilinen en eski kılıçları, çok sayıda metal nesne ve silahları da bünyesinde barındırıyor. UNESCO'nun açıklamasına göre, alanda yapılan çalışmalar bölgenin MÖ 6'ncı binyıldan geç Roma dönemine kadar insan yerleşimi bulunduğunu doğruluyor. Arslantepe Höyüğü'nün en belirgin dönemiyse, kerpiçten saray kompleksinin inşa edildiği geç kalkolitik dönem olarak gösteriliyor. Kerpiç saray kompleksi, gıda dağıtımında kullanılan mühürleme sistemi, dünyada bugüne kadar bulunabilmiş en eski kılıçlar devlet sisteminin burada ortaya çıktığını gösteriyor. Duvarlarında siyasi gücün tasvir edildiği renkli figürler ve işlenmiş rölyef levhalarla erken devlet sisteminin izlerini de barındıran Arslantepe'de, Mezopotamya ile benzerlik gösteren çok sayıda çanak ve çömlek de kazılardan çıkan eserler arasında yer alıyor. Bölgede bulunan 28 mezarın bin yıl öncesine ait olduğu ve bulunan dört ev kalıntısının ise 5 bin 500 yıl öncesine ait olduğu tahmin ediliyor. Kazılarla ortaya çıkarılan yağmur drenaj hattının ise dünyanın en eski hattı olduğu biliniyor.

Bu icerik 616 defa görüntülenmiştir.