|
426
TEMMUZ-AĞUSTOS 2022
|
|
-
Bülent Batuman, Doç. Dr., Bilkent Üniversitesi Kentsel Tasarım ve Peyzaj Mimarlığı Bölümü Başkanı
-
Ela Kaçel, Doç. Dr., Mimar
-
Funda Solmaz Şakar, Dr. Öğretim Üyesi, Gebze Teknik Üniversitesi
-
Burkay Pasin, Doç. Dr., Yaşar Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü
-
Ayşen Ciravoğlu , Prof. Dr., YTÜ Mimarlık Bölümü
Deniz İncedayı, Prof. Dr., MSGSÜ Mimarlık Bölümü
-
Savaş Zafer Şahin, Prof. Dr., Şehir ve Bölge Plancısı, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi
-
Mustafa Sönmez, İktisatçı, Yazar
-
Feray Koca, Doç. Dr., Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü
-
Seval Cömertler, Dr., Şehir Plancısı
-
Hilal Iavarone , Doktora Öğrencisi, İTÜ Mimari Tasarım Programı
Pelin Dursun Çebi , Doç. Dr, İTÜ Mimarlık Bölümü
-
Aleyna Aydın, Şehir Plancısı
Sibel Ecemiş Kılıç, Prof. Dr., DEÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü
Mercan Efe Güney, Doç. Dr., DEÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü
-
Sena Işıklar Bengi, Arş. Gör., Gazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü
Gizem Özkan Üstün, Arş. Gör., Gazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
Emre Demirtaş, Arş. Gör. Dr., Sakarya Üniversitesi Mimarlık Bölümü
Mehtap Özbayraktar, Doç. Dr., Kocaeli Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
Başak Tükenmez, Arş. Gör., Doktora Öğrencisi, ODTÜ Mimarlık Bölümü
KÜNYE
|
|
|
ANMA
İhsan Bilgin’i Uğurlarken
Ela Kaçel, Doç. Dr., Mimar
AURA İstanbul’un “Cumartesi Aurası” çevrimiçi konferans dizisine 25 Aralık 2021’de katılan Prof. Dr. İhsan Bilgin “Sanat Özgürleştirir mi?” konuşmasıyla mimarlığın düşünsel kaynaklarının, bilgi ve üretim alanının ancak tarih, felsefe ve sanatla ilişkili olduğu sürece var olabileceğini hatırlattı tüm katılımcılara. Her zaman yaptığı gibi ustaca olguları, olayları, durumları, kentleri, yerleri, kişileri ve eserleri bazen tanıdık bazen de beklenmedik bir biçimde ilişkilendirmiş; Portbou sahilindeki Dani Karavan imzalı Benjamin anıt mezarını ve Berlin şehir merkezindeki Eisenman tasarımı Soykırım Anıtı’nı örnek vererek yerin ve mekânın ancak bireyin hafıza ve deneyimiyle yaşayabileceğini vurgulamıştı.
Mimarlık mesleği ve eğitimine kırk yılı aşkın süredir verdiği özveri, emek ve katkıların yanında henüz hazırlayamadığı konuşmaları, yapamadığı dost sohbetleri, yazamadığı kitapları ve veremediği dersleriyle İhsan Hocamız 6 Mayıs 2022 tarihinde 69 yaşında aramızdan ayrıldı. Aydın kişiliği, derin birikimi, bulunduğu her ortamı aydınlatarak yeni ufuklara açan kendine özgü “aura”sı ile İhsan Bilgin pek çoğumuz için değerli bir hoca, dost ve meslektaş olmanın ötesinde, hayatın kılavuz kaptanı gibiydi. Öncelikle uzun yıllar öğretim üyeliği yaptığı Yıldız Teknik Üniversitesi’nde (1982-2004), daha sonra Mimari Tasarım yüksek lisans programını ve Mimarlık Fakültesi’ni kurduğu İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde (2004-2020) yetiştirdikleri kadar İTÜ, ODTÜ, DEÜ gibi farklı kurumların öğrenci ve akademisyenleri için de tek başına bir çekim noktası, bir ekoldü. 20. yüzyılın barınma kültürü ve konut tarihi, tasarımı, üretimi alanında bilimsel yayınları; RWTH Aachen’da planlama tarihi profesörü Gerhard Fehl ile yakın dostluğu, misafir öğretim üyesi olarak oradaki araştırmaları; İstanbul ve Aachen öğrencileriyle düzenlediği teknik gezi ve atölyeleri, yerinde incelenen ve deneyimlenen kent ve yerleşme tipolojileri; Londra, Amsterdam, Viyana ve Berlin’den sayısız modernist yapıyı kapsayan dia arşivi; 1990’larda YTÜ Mimarlık Fakültesi’nde hem konut ağırlıklı Mimari Proje VI’nın hem de modernizm odaklı derslerinin kuramsal zeminini oluşturuyordu.
Mimarlığın ötesinde Benjamin, Adorno, kısaca Frankfurt Okulu ve diyalektik düşünceyle İhsan Hoca sayesinde karşılaştık ve kendini konumlandırdığı disiplinler arası, çok katmanlı yolda peşine düştük. İyi ki de düştük. Geriye dönüp baktığımda farkına vardım ki bugün “urban humanities” olarak adlandırılan çok disiplinli alanı Bilgin çok daha önce, YTÜ Yapı Üretimi bilim dalında inşa etmeye başlamış. Üstelik sanat, edebiyat, felsefe ve tarih kuramlarını buna eklemiş ancak her zaman entelektüel sosyal bir ağ içinde dostlukları yaşayarak, etkileşimde olarak, sürekli yazarak ve üreterek; kendinden önceki mimar kuşağından, Maruf Önal’dan, Radi Birol’dan ve Hakkı Önel’den sürekli öğrenmeye devam ederek.
İhsan Bilgin ekolü tam kırk yıl boyunca tasarımdan tarihe, teknolojiden kuram ve eleştiriye, kent sosyolojisinden imar, iskan ve kentleşme tarihine kadar pek çok alanı kapsamış; mimarlıkta çok disiplinli yeni perspektiflerin oluşmasına katkıda bulunmuş ve kuşaklararası etkileşime imkan sağlamıştır. Kuşkusuz Bilgin akademisyen, mimar, yazar, düşünür, küratör, editör ve eleştirmen olmanın ötesinde çağdaş mimarlık dünyasındaki üretimini hayatın gündelik mecralarına taşımış; kendisini kamusal bir entelektüel olarak var etmiştir. Nitekim 2016 Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri kapsamında Mimarlığa Katkı Dalı Başarı Ödülü’ne, 2021 TSMD Mimarlık Ödülleri kapsamında ise Mimarlığa Katkı Ödülü'ne layık görülmüştür. İhsan Hocanın eğitim, tasarım kültürü ve bilgi üretimi alanındaki tüm katkıları inanıyorum ki çağdaş Türk mimarlığının son kırk yıllık mesleki ve düşünsel hafızasının birer kilit taşı olarak hatırlanmaktan öte genç kuşakları mimarlığın çok katmanlı yapısını yeniden düşünmeye, sorgulamaya ve üretmeye özendirip yüreklendirecektir. Yolun açık olsun, İhsan Hocam!
* Yazıya katkılarından dolayı sevgili Tansel Korkmaz’a teşekkür ederim.
Bu icerik 1526 defa görüntülenmiştir.
|
|
|
|