332
KASIM-ARALIK
 

İNGİLİZCE ÖZET / ENGLISH SUMMARY

TÜRKÇE ÖZET

MİMARLIK DÜNYASINDAN

MİMARLIK EĞİTİMİ: ODTÜ ve YTÜ Yaz Uygulamaları

YAYINLAR

Mimarlık’tan 332



KÜNYE
GÜNDEM

Beyrut'ta İç Savaş Sonrası Yeniden İmar ve Planlama Dönemi: 1990'dan Günümüze

Khaled Tadmori

Dr., Mimar

Trablus Belediyesi Meclis Üyesi, Tarihî Eserler ve Kültür Mirası Koruma Komitesi Başkanı Lübnan Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi

Lübnan'da barışa yönelik istikrar, 1990 yılında Suudi Arabistan'da, savaşan taraflar arasında imzalanan "Taif Antlaşması" ile sağlandı. Taif Antlaşması ve uzlaşılan politik reformlar, merkezîleştirilmiş politik otoritenin yeniden kurulmasını sağladı. Bununla beraber, on sekiz yıl süren savaştan geriye kalanlar ve toplumsal mücadele, hükümeti oldukça güçsüz bir yönetimle bıraktı.

Yaşanan savaşlardan sonra yeniden yapılanma, esas olarak başkent merkezli gerçekleşti. Mültecilerin yerleştirilmesi çabaları ve zarar gören köylerin yeniden yapılanması, ülkenin politik tutarlılığı için önemli olmakla birlikte, finansal karşılıklarla sınırlı idi. Zarar gören köylerin fiziksel olarak yeniden yapılandırılması çabaları gerçekleşemediğinden ve mültecilerin geri dönüşü nedeniyle yapıldığından, çare ihmal edildi ve çoğunlukla şehir dışının doğal güzelliğini tehdit eden, tamamıyla kaotik bir kentsel gelişim yaşandı.

Başkentteki yeniden yapılandırılma faaliyeti üç ana plan üzerindeydi. Bunların en büyüğü ve en önemlisi SOLİDERE tarafından Beyrut Tarihî Merkezi Bölgesi'nin (BMB) yeniden planlanması projesidir. Diğer ikisi ise, LİNORD tarafından kuzey sahil şeridinin iyileştirilmesi ve ELİSAR tarafından Beyrut güney bölgesinin yeniden planlanması projeleridir.

BEYRUT KUZEY SAHİL ŞERİDİNİN İYİLEŞTİRİLMESİ PROJESİ, LİNORD

LİNORD, başkentin kuzeyindeki sahil şeridin iyileştirilmesi amacıyla, 2 milyon m2lik bir alanı kapsayan bir projedir. Bu alanın %90'ı denize büyük miktarda boşaltılan atıklarla oluşmuş (Beyrut Merkez Bölgesi’nden çıkan yıkıntıların atıkları), bu yüzden sahilin doğal çevre dokusu bozulmuştur. LİNORD'un mekanizması SOLİDERE'nin Real Estate Company sistemine benzemektedir. Ricardo Bofill'in tasarladığı LİNORD projesi hâlâ başlangıç aşamasındadır.

BEYRUT GÜNEY BÖLGESİ’NİN YENİDEN İMAR VE PLANLAMA PROJESİ, ELİSAR

Başkentin güney etekleri, şehrin dokusu en fazla bozulmuş yerleridir. 1958'den beri gecekonduların yerleştiği ve on sekiz yıl süren iç savaş boyunca irticacılarla yoğun bir şekilde dolan Beyrut Güney Dahıya Bölgesi ile özel olarak ilgilenmek gerekmektedir. BMB'ninkine benzer yenilenme çabaları, özelleştirme fikrine karşı duruş anlamında benzemekle birlikte, yerli halk tarafından itirazlarla karşılandı.

ELİSAR yasal çalışma iskeleti, 1991'de Beyrut Merkez Bölgesi için hazırlanan yasadan çıkmaktadır; bu yasa, geçici kamulaştırmayı mümkün kılar; mülk sahipleri ve oturanların önceki yerleşim yerlerine yakın bölgelere geri dönmesini garanti eder.

Fakat, bu proje uygulanmaya başladıktan kısa bir süre sonra "Temmuz 2006" olarak adlandırdığımız yeni savaş patladı. 33 gün süren İsrail bombardımanından sonra, sivillerin oturduğu, yüksek katlı (7-12 kat) apartmanlarından oluşan bu bölgenin nerdeyse %50'si yerle bir oldu. Üç ay sürecek yıkıntıların kaldırılması bitene kadar, yeni imar ve planlama arayışları devam edecektir.

BEYRUT TARİHÎ MERKEZ BÖLGESİ’NİN (BMB) SAVAŞ SONRASI YENİDEN PLANLAMA PROJESİ, SOLİDERE

On sekiz yıllık Lübnan iç savaşının bilançosu yapıldığında ortaya çıkan manzara pek de iç açıcı değildir: 150.000 ölü; harabeye dönmüş tarihî merkez bölge; sayıları çok olmasa da, savaşta yıkılmış ya da savaş sonrası imar çalışmaları çerçevesinde yıkılarak bir sonraki kuşaklara asla ulaşamayacak kültür mirası kırıntıları; restore edilmeyi bekleyen Osmanlı ve Fransız dönemlerinin sarı taştan yapılmış bina iskeletleri; ülkenin % 10'unun İsrail işgaline uğraması; geri kalanının da Suriye denetimine geçmesi ve % 130'lara varan bir enflasyon.

Beyrut Merkez Bölgesi'nin (BMB) mahvolması, Lübnan vatandaşları için acı veren bir deneyim olmuşsa da, yeniden yapılanma planı, başkentlerinin geleceğinin katlanılmaz görüntüsünü onlara gösterdi. Neredeyse, tamamıyla iflas etmiş durumdaki belediye yönetimiyle, planın, sadece gizli ticari ilgileri ve politik hırsları olanların ellerine nasıl düştüğünü görmek zor değildir. Savaşın sona ermesiyle artık Beyrut'un, bir başka deyişle Lübnan'ın yeniden doğuşu için ilk adımlar atılır. İnsanları savaşın bittiğine inandırmak gerekmekte, bunun yolu da savaş öncesinde Beyrut'un geleneksel olarak idari, ticari, kültürel çekirdeğini oluşturan Merkez Bölgesi’nin yenilenmesinden geçmektedir. 1991'de yürürlüğe giren kanun, belediye yönetimine, savaştan zarar görmüş bölgelerde gayrimenkul firmaları yaratma ve şehir planını geliştirme ve uygulama, mülkleri bireylere veya ortaklıklara satma ve pazarlama yetkisi verdi. Devletin rolü, şirket kurma, faaliyetleri için fiziki sınırları çizme ve altyapı maliyetleri için firmaların bedelini ödemeleri ile sınırlı idi. Bu yeniden yapılanma operasyonlarının tam ve kontrollü özelleştirilmesini gerektiriyordu.

Tüm bu endişelerin ışığında, 1994'te Beyrut Merkez Bölgesi’nin geliştirilmesi ve yeniden yapılanması amacıyla, bölgedeki mülk sahipleriyle yatırımcıların ortaklığından oluşan Societe Fianciere veya Real Estate Company SOLİDERE adında bir Lübnan Anonim Şirketi, mülk sahipleri ve mülk yatırımcılarının zorunlu birlikteliğiyle kuruldu. SOLİDERE'in fikir babası, hisselerinin % 6,7'sinin sahibi, kendisini politikacıdan çok yurtsever ve mesen olarak tanımlayan Rafik Hariri'nin (ünlü işadamı ve 1998-2005 yılları arasında Lübnan Başbakanı) isteği, belki de Pombale'ın Lizbon, Haussmann'ın Paris için yaptıklarını, kendince Beyrut için yaparak ülkesine hizmet etmektir.

Şehrin tarihî ve coğrafi çekirdeğinde konumlanan, ülkenin ticari ve idari açılardan olduğu kadar hareketli finans piyasası açısından da en önemli yeri olan Beyrut Merkez Bölgesi (BMB) on sekiz yıl süren çatışmaların çoğunda, her yandan açılan ateşin merkezinde kaldı. Savaş son bulduğunda, şehrin bu bölgesi yıkımlarla önemli ölçüde zarar görmüş, altyapı tümüyle tahrip olmuş, birçok bölgede binalar işgal edilmiş, mülkiyet haklarında da mal sahipleriyle kiracıları etkileyen önemli bölünmeler ve engeller ortaya çıkmıştı. BMB'nin yeniden yapılanması ve geliştirilmesi yaklaşık olarak 1.8 milyon m2lik bir bölgeyi ilgilendirmekte, şehrin bir zamanlar geleneksel olarak en gözde yerleri olan cadde ve meydanlar da bu kapsama girmektedir.

Projeden etkilenen simge yapıları şöyle sıralayabiliriz: Place des Martyrs (Şehitler Meydanı–eski Hamidiye Meydanı), Parlamento Binası, Place de I'Etoile (Yıldız Meydanı), Büyük Saray (Osmanlı dönemi kışlası) ve geleneksel Beyrut Çarşısı. BMB'nin gençleştirilmesi için yapılan planlar, görünüşe bakılırsa, geliştirme ve yeniden yapılanma çalışmalarının her yönüne değinecektir.

Başka bir boşaltım alanı seçeneği olmadığından, savaş süresinde oluşan Normandy çöp boşaltım alanı da sağlık ve çevre sorunları yaratmaktaydı. Denizdeki inşaat çalışmaları, yollar ve halka açık mekânları kapsayan çağdaş altyapının tamamen yenilenmesine ek olarak, projede 608.000m2lik bir alan da denizin doldurulmasıyla elde edilecek, böylece çöp ve moloz boşaltılan yerler parklara, kültür, eğlence alanı ve işyerlerine dönüştürülecektir. Proje, bölgenin çeşitlilik gösteren işlevlere kavuşturulabilmesini sağlayacak şekilde parsellenen toplam 4.69 milyon m2yi bulan yeni mekânların üretimini ya da yeniden yapımını kapsamaktadır.

Akdeniz Lübnan dağları, ticaret ve sanat merkezlerinin kurulması, oteller, sahilde eğlence alanları, parklar, bahçeler ve yaya yollarının oluşturulmasıyla Beyrut'un ünlü sahil bulvarının ağaçlandırılmış bir yaya yoluyla uzatılması gibi öğeler projenin birer parçasıdır. İnşa edilerek üretilecek alanın yarısı, şehrin iş saatleri dışında da yaşayabilmesi amacıyla konuta ayrılır.

A) Projenin Tanımı, Amacı ve Hedefleri

Beyrut, tarihi boyunca, Merkez Bölgesi’nin stratejik ve coğrafi konumundan yararlanmıştır. Savaş öncesinde Beyrut, Ortadoğu'nun en önemli ticari, kültürel ve finans merkeziydi. Merket Bölgesi ise şehrin ticari faaliyetlerinin en önemli yeri olup çeşitli idari, kültürel ve eğlence merkezlerinin yanısıra geniş konut alanlarını da barındırmaktaydı. Yeniden inşa ve geliştirme çalışmalarının ana hatlarını yönlendiren BMB Nâzım Planı’nın ana hedefi, nâzım bölgesini Beyrut Metropoliten Alanı ile bütünleştirmek, ıslah edilmiş yaya ve taşıt ağları ve akılcı bir toplu taşıma politikasıyla bu mahallenin yöredeki diğer bölgelerle bağlantılarını kuvvetlendirmektir.

BMB'nin yeniden yapımı ve geliştirilmesi için yapılan programın dayanak ve hedefleri şunlardır:

1. Beyrut'un Lübnan'da üstlendiği ve vazgeçilmez olan finans, kültür ve eğlence merkezi işlevleri, ayrıca bölgedeki diğer yerleşim merkezlerine oranla daha avantajlı bir taşınmaz üretimini sağlaması;

2. Lübnan'ın bugünkü ekonomik kalkınmasının işyerleri, ticaret alanları ve konutlarla sonuçlanacağı beklentisi;

3. BMB'nin geleneğinde varolan üstünlüğü, merkezî konumu, limana yakınlığı, şehrin geri kalan kısmına ve havalimanına kolayca ulaşımın olması;

4. Bu yeniden yapım projesinde benimsenmiş olduğu gibi, şehrin yenilenmesindeki akılcı yaklaşımın sağladığı olanaklar. Bu tutumun belirli bir yaşam düzeyi sağlaması ve çeşitli işlevlerin zenginliğinden yararlanan çekici bir çevre oluşturması beklentisi;

5. Merkez Bölgesi’nin, Beyrut ve çevresi gözönüne alındığında, tarihî, mimari ve arkeolojik mirasının çeşitlilik ve kapsam açısından eşsiz oluşu.

Diğer hedefler:

1. Şehrin tarihî çekirdeğinin korunması, yani batıda Saray’dan (Osmanlı dönemi hükümet konağı) doğuda Şehitler Meydanı'na uzanan bölge. Bu bölgenin içerisinde ayakta kalan tüm tarihî binalar gibi Riyad al-Solh Caddesi boyunca uzanan banka binaları da koruma altına alınacaktır. Tarihî yapıların korunmasının, BMB'de üretilecek olan yeni taşınmazların da değerini artırması beklenmektedir.

2. Planlanan sahil parkından limanın ilk havuzuna uzanan dolgu alanda oluşturulacak karma kullanım bölgesi, Akdeniz, Beyrut Limanı, Junye şehri ve uzaklardaki tepelerle, dağlara bakan manzaraya egemen olacaktır. Buradaki üretim, ticari bir bölgeyle, eğlence ve alışveriş olanaklarını da kapsayacaktır.

3. Tarihî Çarşı yeri, Ayyas, Tawileh, Al-Jamil ve eski adıyla Khan Antoun Bey'e doğru uzanan bölge yeniden inşa edilecektir.

4. Konut bölgeleri Saifi, Mar Maroun ve Sokak al Blat'ın korunacaktır. Bu çevrelerde yaşam düzeyinin yükseltilmesi amacıyla, yeni gelişmelerle açık hava mekânları projeye dahil edilecektir.

5. Konut alanı Vadi Abou Jamil, kendi doğal topografik eğimi boyunca sahil şeridine kadar uzatılacaktır. Bazı geleneksel Lübnan evleri yenilenip restore edilecek; bu çevre ile Doğu Akdeniz mimarlığı pekiştirilecektir.

6. Deniz dolgusu olan bölgede bir sahil parkı oluşturulacak, çevresine ulusal kütüphane ve sanat merkezleri gibi kültürel işlevler yerleştirilecektir. Bu bölgenin, BMB'nin halka ve turistlere yönelik en önemli çekim alanlarından birisi olması planlanmaktadır.

7. Beyrut'un ünlü sahil bulvarını uzatacak olan ağaçlandırılmış gezinti yolu yapılacaktır.

8. Geleneksel BMB'yle ilintili bölgeyle denizden kazanılacak alan arasında uygun bağlantılar sağlanacak ve sonunda BMB'nin içinden geçen, denize ve dağlara egemen bir manzara sunan doğu-batı bulvarı yapılacaktır.

9. Place de I'Etoile (Yıldız Meydanı), St. Georges Katedrali ve konumlanan kazı alanında çıkarılan arkeolojik buluntular çağdaş yapılaşmayla bağdaştırılacaktır.

10. Minet Al-Hsn bölgesindeki gelişme, konut, otel ve işyerlerinin dönüşümünü sağlayacak şekilde yönlendirilecektir.

11. Sahil şeridiyle Place des Martyrs (Şehitler Meydanı - eski Hamidiye Meydanı) arasında daha başarılı bir görsel ve kentsel bağlantı kurulacaktır.

12. Yüksek katlı yapıların sayısı ve konumları, BMB girişleri, mevcut oteller bölgesi ve sermaye piyasasının bulunacağı yeni bölgeyle sınırlandırılacaktır.

13. BMB'de taşıt trafiğini en aza indirgemek amacıyla servis yolları ve kilit noktalarda yeraltı otoparkları inşa edilecektir.

B) Projenin Aşamaları

Proje iki aşamada gelişmiştir:

Birinci Aşama: Bu aşama projenin başlangıcını simgelemekte ve yeraltı otoparkları, denizdeki inşaat çalışmaları, dolgu toprağın işlenmesi, birinci ve ikinci derecedeki altyapı çalışmaları gibi önemli harcamaları gerektirmektedir. Bu aşamada, 1996 yılından önce, 650.000 m2'den fazla koruma kapsamında inşa edilecek alandaki yenileme işlerinin bitirilmiş olması gerekmektedir. Yeni yapıların üretiminde öncelikle iki önemli kentsel çekim noktasına odaklanıldı. Böylece BMB'nin yeniden canlandırılması planlandı. Bu noktalar Khan Antoun Bey'e uzanan Tarihî Çarşı bölgesi ve Place de I'Etoile (Yıldız Meydanı) ile Maarad Caddesi’ni kapsayarak Riyad Al-Sulh Meydanı’na kadar uzanan ve geleneksel bankalar bölgesinin de içinde bulunduğu tarihî kent çekirdeği idi. Bu iki önemli çekim alanına ek olarak, birinci aşamadaki yeni gelişim faaliyetleri içerisinde Hilton ve Starco bölgesindeki ve aynı zamanda Saifi ile Wadi Abou Jamil yöresindeki işlerin tamamlanması da öngörülmekteydi. Bu aşamanın sonunda, batı marinası 750 teknelik kapasiteyle hizmete girecekti.

İkinci Aşama: Denizden korunma ve dolgu toprağın işlenmesi çalışmaları ilerleyerek sonuçlandırıldığında, bu aşamanın ilk yılları, geleneksel BMB’deki geliştirme çalışmalarının tamamlanmasına ayrıldı. Bu faaliyetler, öncelikle, Place des Martyrs (Şehitler Meydanı) çevresiyle, birinci havuzun çevresindeki bölgeler ve batı marinası yakınındaki oteller bölgesini kapsayacaktır. Denizdeki inşaat çalışmalarıyla dolgu toprağın işlenmesinin tamamlanması, SOLİDERE'e denizden doldurulan alanda, planladığı üretime başlama olanağı sağlayacaktır. Bütün bunlar Beyrut'a, uluslararası nitelikteki iş merkezinin kuzeye doğru uzaması; ve aynı zamanda sahil boyunca uluslararası turizm, kültür ve konut yapıları için yeni ve çekici alanlara sahip olma fırsatı verecektir.

İnşa Edilecek Mekâna Olan Talebin Belirlenmesi

Lübnan'ın 1993'te 5 milyon dolar olan gayri safi milli hasılasının % 7-8'lik bir büyüme hızıyla gelecek on yıl içerisinde iki katına çıkması beklenmekteydi. Ülke ekonomisi barış koşullarına ayak uydurdukça, hükümetin 2000 Planı’na göre geçen on yıl içerisinde beklenen yatırım harcamaları, özel sektörde 19 milyon doları, kamu sektöründe ise 11 milyon doları buldu. 1993'te 10 milyon dolar olarak tahmin edilen banka mevduatları, Plan 2000'in tamamlanmasıyla önemli ölçüde arttı. Banka gelirlerinde yeni mevduatlardan kaynaklanacak artış, sonuçta, konut alanlarının, ticari kurum ve dükkanların kiralanmasının finansmanını sağlayacaktı. Savaş dolayısıyla meydana gelen yıkımların doğurduğu şiddetli konut açığı ve 1.5 milyon nüfuslu başkentin yılda % 2.5-3 oranında artması nedeniyle, gelecek beş yıl içerisinde 400.000 konuta gereksinim duyulması beklenmektedir.

BMB'deki yeniden yapılanmalar, diğer bölgelerle rekabet edecek bir çevre oluşturacaktır. SOLİDERE'in proje bitene kadar inşa edeceği toplam 4.69 milyon m2lik alan, ülkedeki toplam inşaat alanının sadece küçük bir bölümünü oluşturmaktadır.

Lübnan'a barışın gelmesi ve Ortadoğu'da yeni bir çağın başlaması, özellikle Lübnanlı girişimcilerle yabancıların Lüban'a geri dönüşleri, iş hayatında önemli gelişmeler sağlamaya başlamıştır. Savaştan önce Lübnan'da yaklaşık 80.000 yabancı aile yaşıyordu. 2000 yılından itibaren bu sayı 100.000'in üstüne çıkmaya başlamıştı. BMB, işyeri ve konuta gereksinim duyacak bu kişilerle, ülke dışındaki Lübnanlılara seçkin olanaklar sunacak hale gelmektedir.

Arkeoloji

Beyrut şehir merkezi binlerce yıl boyunca çok sayıda uygarlığı barındırmış ve çok sayıda arkeolojik kalıntı bu topraklarda gömülü kalmıştır. BMB'nin yeniden inşası ve geliştirilmesi çalışmalarının ilgi alanlarından birisi de, bu arkeolojik zenginlikleri gün ışığına çıkartarak onları şehir merkeziyle bağdaştırmaktır. Üç aşamaya bölünmüş olan BMB'deki arkeolojik kazılar, 1993'ün sonbaharında alan ölçümleriyle başladı. Açık alan kazılarından oluşan ikinci aşama ise Place des Martyrs (Şehitler Meydanı) ve Place de I'Etoile (Yıldız Meydanı) arasındaki bölgede 1994'ün son çeyreğinde başlatıldı.

Kurtarma kazılarından oluşan üçüncü aşama için, 1994'te SOLİDERE, DGA (Derection Generale de Antiquités) Eski Eserler Genel İdaresi ve UNESCO arasında kazıların yönetimine ilişkin bir anlaşma imzalanmıştı. Böylece şehir iki bölgeye ayrılmıştı. Bunlardan birincisinde kurtarma kazıları sürdürülmekte ve arkeologların çalışmalarına bir zaman kısıtlaması getirilmekteydi.

Place des Martyrs (Şehitler Meydanı) ile Place de I'Etoile (Yıldız Meydanı) arasındaki ve güneyde St. Georges Maronit Kilisesi’yle kuzeyde Omari Camisi arasındaki bölgedeki kazıların 24 ile 30 ay içerisinde bitirilmesi programlanmıştı. Bunun üzerine bilim adamlarıyla müteahhit arasında zamana karşı bir yarış başladı. Kazıların sonucunda değerli bulguların elde edilmesi halinde kazı bölgesi arkeolojik park alanı ilan edilecek, bazı bulgular da Milli Müze ya da parklarda sergilenecekti.

Tarihî Çarşı

Yıkılmadan önce Beyrut Tarihî Çarşısı, bütün Lübnanlılar için bir buluşma yeriydi. Bu nedenle çarşının yeniden inşasında, bu geleneksel çekiciliğin korunması gerekmekteydi. Tarihî Çarşı’nın yeniden inşası birinci aşamanın öncelikleri arasında olup altyapı ve restorasyon çalışmalarına paralel olarak gerçekleştirilecekti. Çekici ve canlı Tarihî Çarşı’nın, Merkez Bölgesi’nin yeniden canlılık kazanmasına yardımcı olacağı kesinlik kazanmıştı.

60.000 m2lik bir alanı kapsayan uluslararası mimarlık yarışmasının amaçları arasında, başarılı bir çarşının oluşturulabilmesi için gerekli fikirleri teşvik etmek de vardı. Ayrıca SOLİDERE, yarışmaya önayak olarak, yeniden inşa eylemini halkın serbest katılımına açmak, ulusal ve uluslararası mesleki katılımı da teşvik etmek istiyordu.

Şirket aynı zamanda, şehrin dünü ile bugünü arasında köprü kurabilecek Tarihî Çarşı’ya kazandırılacak yeni bir kimlik için, sosyal ve tarihsel çıkış noktalarına değinen yolları geliştirecek mimari kavramlara ilgiyi artırmayı ve onların tartışılmasını sağlamayı umuyordu. Yarışmanın diğer hedefleri arasında, önceden şehir merkeziyle tanımını bulan bir yaşam biçimini yeniden yakalayacak ve mutlu esnafın tamamının uzun saatler geçirmekten hoşlanacakları bir çarşıyı oluşturabilecek mimari kavramların geliştirilmesi de vardı.1994'te sonuçlandırılan yarışmaya 51 ülkeden 357 katılım kaydedildi. Bu da yarışmaya gösterilen uluslararası ilginin açık bir belirtisiydi. Projenin 2007 yılında tamamlanması bekleniyor.

C) Çalışma Yöntemi

BMB'nin yeniden yapımı şehircilik açısından kapsamlı bir çalışma olarak göze çarpmakta ve sahilde denizin doldurulmasıyla elde edilen 608.000 m2lik alanın da dahil olduğu toplamda yaklaşık 1.8 milyon m2lik bir toprak parçasını kapsamaktadır. Toplam alanın 86.3 hektarlık bölümü SOLİDERE'in geliştirileceği arazi parçasını oluşturmaktadır. Geriye kalan yolların, meydanların, kamu hizmet tesislerinin, parkların ve muaf tutulan parsellerin de dahil olduğu arazinin tümü devlet mülkiyetindedir. Proje için yapılan planlama çalışmaları, BMB'de oturan 40.000 kişiyle, gün boyu çalışan 100.000 kişiden oluşan nüfusun izdüşümü temel alınarak yapılmıştır. İleride oluşması beklenen piyasa koşullarının ışığında, işlevsel dağılımda değişiklikler yapılabilmesi için yeterli esneklik sağlanmıştır.

D) Sonuç

BMB'nin geliştirilmesi, yeniden imar ve yapılanmasına yönelik çalışmaların, II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa ve Japonya şehirlerinin yeniden imar edilmesinden bu yana 20. yüzyılın son on yılına damgasını vuracak bir hamle olacağı düşünülmektedir. Bunun en iyi kanıtı da 1996'da İstanbul'da düzenlenen II. Habitat zirvesinde, sözkonusu projenin en iyi yüz uygulamadan biri seçilmiş olmasıdır.

Beyrut'taki bu imar hareketinin, II. Dünya Savaşı'ndan sonra Varşova'da yapılanlarla bir benzerliği olmayacağı kesindir. Varşova, tarihî dokusu, arşivleri ve toplumsal belleğe olan duyarlılık sayesinde, savaştan sonra yeniden eski görünümünü kazanabilmişti. Oysa Beyrut'ta ve özellikle de BMB'deki tarihî doku, savaş öncesi dönemlerde tarihî yapıların bir kısmının yok edilmesi ve yerlerini kimliksiz betonarme yığınlarına bırakmasıyla, kısmen de olsa bir nitelik kaybına uğramıştı.

Bugün sürdürülen imar çalışmaları çerçevesinde, savaş öncesi belli bir ölçüde nitelik kaybına uğrayan ve hayli yıpranan Merkez Bölgesi’nin tarihî dokusuyla yeni yapı üretimine yönelik alanlar ister istemez çakışmaktadır. Bu durumun oluşumundaki en önemli etkense başkenti, şehrin bu bölgesinde alışılagelmiş, geleneksel dinamiklerin de etkisiyle, eski günlerindeki gibi ve bu kez daha çağdaş bir altyapıyla donatılmış bir finans merkezi haline getirme tutkusudur.

Konuya ödünsüz bir korumacılık anlayışıyla yaklaşılacak olursa, savaşın tahribatını fırsat bilerek, arşivlerin de desteğiyle, Merkez Bölge’nin tarihî dokusunun, savaş öncesi niteliksiz yapılaşmanın da safdışı edilerek iyileştirilmesi ve hatta restitüsyonlarla eski haline getirilmesi, yeni yapı üretiminin de bu dokunun dışında, "La Défense" örneğindeki gibi başka bir alana kaydırılması ve böylece yeni dinamiklerin kurgulanması beklenilebilir.

Ancak savaş sonrası yeni yapı üretimine yönelik alanlarda, savaş ortamında tamamen ortadan kalkmış ve şimdi de gözden çıkarılan tarihî yapı sayısının, yok olan niteliksiz yapılara oranla çok küçük miktarda olması; bölgenin geleneksel, idari, ticari ve kültürel kimliğinin oluşturduğu baskı; binlerce kişinin yaşamına mal olan savaşın Merkez Bölge’deki savaş öncesi çarpık oluşumların ortadan kalkmasına neden olması; inşa edildikleri günden beri hiçbir iyileştirme ya da restorasyona tabi tutulmamış olan tarihî yapıların ilk kez ciddi bir şekilde ele alınması ve yeni yapı üretimine yönelik arkeolojik kazılar sayesinde 5.000 yıllık uygarlık tarihine ışık tutacak bulguların ortaya çıkartılmış olması, SOLİDERE'in izlediği bu ara yolu kabul edilebilir kılmaktadır.

Şirketin tanıtım kitapçığında nazım planla ilgili açıklamalarda kullanılan "Tarihî yapıların korunmasının BMB'de üretilecek olan yeni taşınmazların da değerini artırması beklenmektedir" ibaresinin, her ne kadar yapılan koruma çalışmalarını, tamamen olmasa da bir ölçüde yeni taşınmaz üretiminin pazarlanmasına alet ederek amaçtan çok araca dönüştürdüğü sezinlense bile, bunun SOLİDERE'in kâr amaçlı doğasından kaynaklandığını gözardı etmemek gerekmektedir. SOLİDERE'in 1995'te BMB'deki imar hareketlerini tanıtan boyalı temsili paftalar, yapılacaklar hakkındaki ilk görsel malzemeyi oluşturuyorlardı. Bıraktıkları izlenimse, bölgedeki yeni yapı üretiminin, tarihî dokunun hiçbir verisiyle çakışmayan, rasyonel veya tarihçi, ama alelade bir söylemin ürünlerinden oluşacağı ve bunun da kimliksiz bir Beyrut yaratacağı doğrultusundaydı. Daha sonraki yıllara ait ve yine tanıtım amacına yönelik detaylandırılmış perspektiflerdeyse, hangi parselde neyin tasarlandığı daha da açıklık kazanmaktadır. Bu tasarımlarda, tamamen tarihsel örneklerin yanısıra, kısmen Maniyerist modern mimariyi esas alan örneklere ya da rasyonel kütlelerle, stilize elemanlarla, cephelerde dolululuk ve boşlukların tarihsel bir yaklaşımla ele alınması ve simetrinin kullanılmasıyla, nispeten az teslimiyetçi, düzeyli bir ‘tarihçi’ Postmodernizm örnekleri de gözlemlemekteyiz.

Ancak UN ESCWA (Birleşmiş Milletler Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonu) binası gibi umut verici, çağdaş ve Spreckelsen'ın Paris'teki La Grande Arche'ıyla boy ölçüşebilecek nitelikteki eserlerin dışında, tarihî dokuyla daha içili dışlı parsellerdeki ‘tarihçi’ Postmodernizmin bazı düzeyli örneklerindeki uluslararası vurgu, sözkonusu yapıların Avrupa şehirlerinden herhangi birisindeki bir parsele de rahatlıkla oturtulabileceği düşüncesini doğurmakta; şehrin geleneksel verilerinden böylesi bir kopuş, yine de bir kimlik sorunu yaratmaktadır. Oysa günümüz mimarlığına damgasını vurmuş, tarihî doku konusunda deneyimli, taklit gibi ucuzluklara başvurmadan, özellikle de Ortadoğu'ya ‘Ortadoğu kökenli uzak diyarcılık’ pazarlamadan, geçmişle geleceği, tarihî olanla çağdaşı yan yana getirebilme becerilerini kanıtlamış olan tasarımcılar devreye sokulabilse, bu kimlik bunalımının önemli ölçüde aşılması mümkün olacaktır. Ayrıca, bu yolla Beyrut giderek geleneğiyle barışık bir çağdaş mimarlık sergisine de dönüşecektir.

Lübnan'ın dirilişinin BMB'nin yeniden yapılandırılmasıyla mümkün olabileceği görüşünün bir ürünü olan SOLİDERE, doğal olarak kısıtlı bir çerçevede, yani Merkez Bölge’yle denizden kazanılan alanda faaliyet göstermektedir. Ancak Beyrut'taki kültürel miras kuşkusuz sadece Merkez Bölge’deki tarihî dokuyla sınırlı değildir. Bu bölgenin dışında kalan ve şehrin Doğu Akdeniz karakterinin ayrılmaz bir parçası olan birçok yapının varlığı bilinmektedir. Şehrin yeniden büyük bir finans merkezine dönüşümünde yaşanacak olan rant patlaması, nüfus akını ve konut açığının bileşkesi, aynı ölçekte olmasa bile, İstanbul'da 1950'lerde başlayarak 1960'larda yoğunlaşan ve günümüzde de tüm çabalara rağmen yoğun bir şekilde yaşanan sivil mimarlık örnekleri katliamının bir benzerini doğuracaktır.

Sonuçta SOLİDERE'in öngördüğü nazım plan çerçevesinde yürüttüğü çalışmalar, Beyrut için ilk çalışmaları hazırlayan Dar Al-Handasah'ın önerisine oranla çok daha yapıcı bir izlenim bırakmaktadır. Ancak Doğu Akdeniz'de yeniden güçlü bir finans merkezi olmaya hazırlanan savaş sonrası Beyrut'unun geçmişiyle barışık, çağdaş bir kimlikle gelecek yıllara uzanabilmesi, doğru bir koruma politikasının geliştirilmesi ve bölgedeki barış ortamının kalıcı olmasıyla mümkün olacaktır.

EK: Lübnan İç Güvenlik Kuvvetleri Genel Sekreterliği’nin raporuna göre "Temmuz 2006"da İsrail'in saldırılarından sonra oluşan maddi zararlar:

(Tam listesi bildiride yer almaktadır; dergi için daraltılmıştır.)

A) Hayati Noktalar: İçlerinde Uluslararası Rafik Hariri Havaalanı pistleri (Beyrut), Beyrut deniz fenerleri, eski Amşit Radyo Binası (şu an asker kışlası), Trablus Limanı, Beyrut Limanı, Jubeyl Limanı, Asi Nehri Barajı, Ayto Dağı’ndaki resmî televizyonun verici istasyonu gibi 25 stratejik nokta.

B) Benzin ve Gaz İstasyonları: Toplam 22 benzin istasyonu tamamen harap olmuştur.

C) Köprüler: Ülkenin genelinde toplam 62 köprü tamamen yıkılmıştır. TİKA’nın (TC Başbakanlık Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı) yaptığı son yerel tespitlere göre, bu köprülerin 12'si Osmanlı döneminde inşa edilmiştir.

D) Yollar: 12 Temmuz ile 23 Temmuz 2006 tarihleri arasında birçok anayol bombalamalara maruz kalmıştır.

E) Sivil Binalar: Beyrut Güney Dahiye Bölgesi’nde, Güney Lübnan'ın ve Bekaa Vadisi'nin hemen tüm köy ve beldelerinde, Sayda, Sur ve Baalbek şehirlerinde ve Kuzey Lübnan Halba köyünde toplam 32.000 konut yıkılmıştır.

* Mimarlar Odası Bursa Şubesi’nin 2006 Dünya Konut ve Mimarlık Haftası’nda yazarın “Beyrut'ta Planlamanın Geçirdiği Evreler ve Savaş Sonrası Yeniden İmar Projeleri” başlıklı sunuşunun daraltılmış metnidir.

Bu icerik 6986 defa görüntülenmiştir.