334
MART-NİSAN 2007
 

İNGİLİZCE ÖZET / ENGLISH SUMMARY

TÜRKÇE ÖZET

GELECEK SAYILAR

MİMARLIK DÜNYASINDAN

DOSYA: KENTLER VE MEYDANLARI

  • Çevre, Kent, Mimarlık
    Jale Erzen

    Prof.Dr., ODTÜ Mimarlık Bölümü

    SANART Estetik ve Görsel Kültür Derneği Başkanı

MİMARLIK’tan 334



KÜNYE
DOSYA: KENTLER VE MEYDANLARI

KENTLER VE MEYDANLARI

Dosya Editörü

NESLİHAN TÜRKÜN DOSTOĞLU

Uludağ Üniversitesi, Mimarlık Bölümü

Bir mekânı okumak, o mekânın sadece mimari veya kentsel açılardan değil, tüm sosyal, ekonomik ve politik bağlamları ile birarada ele alınmasını gerektirir. İnsanların kullandığı ilk kamusal mekânlardan biri olan meydanlar, tarihsel süreçte üstlendikleri farklı işlevlerle kentsel yaşamın önemli bir parçası olmuştur. Meydanlar kentsel dokuda odak noktalar tanımlar ve toplanma işlevini içerir. Bu nedenle, meydanlar kentte sürekli yaşayan nüfusun ve kenti geçici bir süre için ziyaret eden kişilerin birbirleriyle ve paylaştıkları kent ile ilişki kurmasını sağlar. Tüm kent halkına eşit kullanım olanağı sunan bu alanlar, çeşitli etkinlikler için ortak bir platform oluşturur.

Meydanların tanımlanabilmesi için kentsel dokunun üst ölçekte okunması gerekir. Kentlerin fiziksel yapısı pozitif öğeler olarak tanımlanan binalar ile negatif öğeler olarak nitelendirilen dış mekânlardan oluşmaktadır. Binalar tarafından sınırlandırılan dış mekânlar, bir başka deyişle kentsel dokunun negatif öğeleri, kentsel mekân olarak adlandırılmakta, bu genel tanımlama içinde sert veya yumuşak olarak iki farklı nitelikten söz edilmektedir. Meydanlar ve sokaklar sert olarak tanımlanan ve genelde sosyal aktiviteler için toplanma amacını içeren, parklar ve bahçeler ise yumuşak olarak adlandırılan ve daha çok doğal dokunun egemen olduğu, rekreasyon amaçlı kullanılan kentsel mekânlara örnek olarak verilebilir.

Çeşitli ülkelerde ‘piazza’, ‘square’ ve ‘plaza’ gibi farklı isimlerle tanımlanan meydanlar ilk olarak konutların bir açık alan etrafında gruplanmasıyla oluşmuştur. Çevresi binalarla sınırlandırılmış bu alanlar, kent içinde tavanı gökyüzü olan odalar olarak da tanımlanmaktadır. Kent dokusu içinde meydanlar, insanlara sürekli ve yönlendirilmiş bir hareket düzeninden çok, durma ve toplanma olanağı veren, hareketliliği zorlamayan, insanların birbirleriyle ilişki kurma potansiyelini içeren mekânlardır. Genelde hareketin yönlendirildiği, sadece gelip geçilen dinamik mekânlar olarak şekillenen sokaklar, bu anlamda meydanlardan farklılaşmaktadır; ancak çağdaş kentsel tasarım yaklaşımlarında sokakların da sosyal işlevlerine önem verilmekte ve sokaklar da meydanlar gibi “gidilmek istenen yer” haline dönüşmektedir. Bu kapsamda incelendiğinde meydanların kentsel yaşamda önemli bir yeri olduğu, kullanıcıların beklentilerini fiziksel, sosyal ve ekonomik açılardan nitelikli bir biçimde karşıladığı sürece kentsel yaşam kalitesine de katkıda bulunacağı açıktır.

Bu sayıda, kent yaşamı içinde önemli bir yere sahip olan meydanlar konusu ele alınmıştır. Dosyada, Gürhan Tümer “İnsanlar; Kentler ve Meydanlar” başlıklı makalesinde meydanların tarih içindeki gelişimini inceleyerek konunun farklı boyutlarına değinmekte; Derya Oktay meydanları, kentsel kimlik ve canlılık bağlamında, kuramsal bir çerçeveye dayanarak ve dünya kentlerindeki örnekler üzerinden irdelemekte ve Kıbrıs’taki Namık Kemal Meydanı ile ilgili bir değerlendirme yapmakta; Neşe Yeşilkaya 19. yüzyılın ikinci yarısında Türkiye’nin modernleşme sürecinde İstanbul’da gelişen kamu yaşamına paralel olarak Beyazıt Meydanı’nı ve kentsel mekâna yönelik tasarım izlerini irdelemektedir. Dosyada ayrıca, Rengin Zengel İzmir’de Konak Meydanı’nın dönüşümünü analitik bir yaklaşımla ele almakta, Ece Şahin ise Bursa’da Orhangazi Meydanı’nı, kullanıcı beklentilerini belirlemeye yönelik olarak, çeşitli boyutlarıyla incelemektedir.

Bu icerik 3960 defa görüntülenmiştir.