313
EYLÜL-EKİM 2003
 
MİMARLIK'TAN

ODADAN

MİMARLIK DÜNYASINDAN

SORUŞTURMA 2003

DOSYA: ULUSLARARASI SÜREÇLERDE TÜRKİYE MİMARLIĞI

MİMARİ PROJE YARIŞMASI
TÜRKİYE NOTERLER BİRLİĞİ MERKEZ BİNASI VE KÜLTÜREL VE SOSYAL TESİSLERİ

  • Eski New York'lar
    Gürhan Tümer

    Prof. Dr., Dokuz Eylül Üniversitesi,

    Mimarlık Bölümü

YİTİRDİKLERİMİZ



KÜNYE
MEDYADA MİMARLIK

Medyasını Arayan Mimar, Mimarını Arayan Medya - 2

Ahmet Turhan Altıner Y. Mimar, Yayın Komitesi Başkanı

Mimarlığın medyadaki yerine ilişkin Ahmet Turhan Altıner’in gazeteciler arasında yaptığı küçük anketin ilk bölümünü, 311. sayımızda yayınlamıştık. “Sorun, mimarların kendilerini anlatamamasında” diyenler, çoğunlukta idi. Medyada görev yapan mimar- karikatüristler ise, mimarlığın, medyanın tekelleşmesi ve konuları popülarize etme eğiliminden kendini soyutlayamadığı ve bu nedenle, içsel sorunlarını sağlıklı bir biçimde bu platforma aktarmasının güç olduğundan söz ediyorlar. Durumun onların “gözünden” nasıl göründüğünü, Behiç Ak, Salih Memecan, Tan Oral’ın yazıları ve çizileriyle sunuyoruz.

“Mimarlığımızın medyadaki yeri üzerine küçük bir anket yapıyorum. Meslektaşlarıma kısa bir soru soruyorum. İstedikleri uzunlukta yanıtlayabilirler. Bir cümle veya çok cümle olabilir. İstedikleri gibi de yanıtlayabilirler. Atış serbest!” demiştim ve bunu internet aracılığıyla 100 gazeteciye postalamıştım. Bana yanıt veren 12 gazetecinin 9’unun yazdıklarını dergimizin 311. sayısında yayınlamıştım. Kısaca hatırlatayım: 9 arkadaştan 7’si, “Mimarlar kendilerini anlatmaktan aciz” diyordu. Kabahat mimardaydı. 3 gazeteci, “Medyada ne yer alıyor ki mimarlık alsın” demişti. “Kabahat medyada” diyen sadece 2 gazeteciydi.

Geçen sayıda yayımlamadığım 3 yanıtın sahibi mimar karikatürcülerdi. Behiç Ak, Salih Memecan ve Tan Oral’ın yanıtlarını da bu sayıda gönderdikleri gibi veriyorum. Onlardan ayrıca birer de karikatür istedim. Yapıp gönderdiler. Onlara sevgiyle ve kahkahayla teşekkür ediyorum. Medyasını arayan biz mimarların hali hakikaten karikatürlük değil mi? Karar sizin…

Soru: Mimarlık medyada niçin yer almıyor?

Behiç Ak

Cumhuriyet Gazetesi

“ Mimarlar proje peşinde koşan bir esnaf. O yüzden mimarlar ve şehirciler eğer mesleklerini icra ediyorlarsa bu konularda hiç konuşmuyorlar, sadece iş bekliyorlar. Ekmeklerinin ellerinden alınmasına neden olacak zararlı fikirlerden kendilerini koruyorlar. Sadece kaybedecek bir şeyleri olmayan bizler, yani mimarlık yapmayan mimarlar, sağa sola yazı gönderiyoruz.”

Salih Memecan

Sabah Gazetesi

“ 1. Toplum olarak mimarlığı yaşantımızın önemli bir parçası olarak görmediğimiz için bu toplumun medyası da ciddiye alınmayan bir konu üzerine sayfalarında yer ayırmıyor. Toplumun yaşam kalitesi, estetik ve mimari üzerindeki hassasiyeti arttıkça basında mimarlık daha çok yer bulacaktır.

2. Mimarlık üzerine popüler yazı yazan kalifiye yazarların olmaması ve bu konuda gazete yönetimine yeterli öneri yapılmaması önemli bir neden. İlgi çekecek konularda güzel ve bilgiyle donatılmış yazı önerilerini, medya yöneticileri, bu yazılar mimarlıkla ilgili diye reddedemez. Yani Demirel'in deyimiyle, mimarlıkla ilgili popüler yazı yazanlar vardı da yayınlanmadı mı?

3. Basının yerel olmaması bir başka neden. İnsanlar çevrelerinde gördükleri ve yaşadıkları şeylerle ilgili haber ve yorumları daha çok merak ettikleri için medya yerelleştikce mimarlık medyada daha çok yer bulacaktır..

Tan Oral

Cumhuriyet Gazetesi

Güncel basın, sayısız özel alan ve olayın içinden bir seçme yaparak, seçileni ayıklayarak, gerekeni vurgulayarak, zamanlamasına karar vererek, olayın takibini, arka planını, yankılarını, etkilerini, yorumlarını, muhtemel gelişimini ve tartışmalarını medyaya taşımalıdır. Konu mimarlık ise eğer, bütün bunların sağlıklı olması için uzmanlık gerekecektir. Uzman olan mimardır. İhtiyaç duyulan ise gazetecidir. O zaman gazetecilik yapan mimar gereklidir. Bu durumda da meslekten bir uzman eksilmiş olacaktır. Öte yandan mesleki deformasyon sonucu, medyada mimarlık öneminin ötesinde yer almaya başlayacak ve olayın gerçekle ilkişkisindeki denge bozulacaktır. Bu da beklenen ilgi ve etkiyi yok edecektir. Eğer konu muhabirlerin telaşına ve cehaletine bırakılırsa, bu kez onlar, haber imal edecekler, eski arşiv malzemesi ile yetinecekler, olayın özü yerine magazin yanını öne çıkaracaklar vb.

Olması gerekene gelince:

a. Gazetecilik açısından ideali: Görev bölümü yapmış gazeteci (uzman değil) olayları ve ilgilileri izler, onların görüşlerini ve karşı görüşleri yansıtır. Asıl amaç bilgilendirmektir.

b. Mimarlık açısından ideali: Mimarlık ile ilgili düşünce, proje ve uygulamaların meslektaşlar arasında tartışılıyor olması. Medya işte bu tartışmalar ışığında, konulara saydamlık kazandırırken kamuyu da bilgilendirmiş olur. Yaratacağı gerçek etki ile sağlıklı kararlara yol açarken yanlışların önünü tıkar.

c. Engellere gelince: Medyadaki tekelleşmenın tüm olumsuzlukları. İnşaat sektörüne ve arsa spekülasyonuna el atmış bir basın sanayinin yayın organındaki çıkar çatışması haberi çarpıtacaktır. Haberin, dolayısıyla bilginin değer skalası bozulacaktır.

Günümüzde mimar ya işsiz, ya üst gelir gruplarına konut yapıyor, ya büyük şirketlerde büyük bina planlamasında, ya da başka işlerde çalışıyor. Oysa dağ taş, bina, konut dolu! Kendi evini kendi yapanlarla dolu! Üstelik bunlar kültürel donanımdan yoksunlar. Öte yandan mimarlar arasında mesleki tartışma, eleştiri yok gibi. Sorunlu bir yapı konusu ortaya çıktı mı, her zaman ya belediyeler, ya müteahhitler, ya da yöneticiler eleştirilir. Mimarlar bugün eleştiri dışıdırlar ve isimsizdirler. Sokaktaki adam mimar olarak iki kişiyi tanıyor: Biri Mimar Sinan, diğeri Ahmet Vefik Alp! Bu koşullarda mimarlığın medyada istendiği gibi yer alması imkansız gibi. Ancak insan hayatına ve kamu yaşamına doğrudan müdahalede bulunan bir mesleğin temsilcisi olan mimarlar, bu ağır sorumluluğun gereği olarak kendi aralarında eleştiri ve tartışma ortamını gerçekleştirebilirlerse, medya da bunu aktarmada hevesli ve yeterli olacaktır.

Bu icerik 6281 defa görüntülenmiştir.