311
MAYIS-HAZİRAN 2003
 
MİMARLIK'TAN

ODADAN

MİMARLIK DÜNYASINDAN

OKURLARDAN

DOSYA: SORUŞTURMA 2003
MİMARLIK GEÇMİŞİNİ DEĞERLENDİRİYOR

KENTSEL TASARIM VE KORUMA PROJESİ YARIŞMASI: ANTALYA KARAOĞLU PARKI, BELEDİYE BİNASI VE ÇEVRESİ

MİMARLIK VE KENT

KORUMA

  • YARARSIZ MİMARLIK
    Gürhan Tümer, Prof. Dr., Dokuz Eylül Üniversitesi, Mimarlık Bölümü



KÜNYE
OKURLARDAN

Duygunun Katı Hali

Zuhal Ekinci

Dokuz Eylül Üniversitesi, Mimarlık Bölümü,

3. sınıf Öğrencisi

İnsanın varoluşundan beri en çok ihtiyaç duyduğu şey nedir? Korunmak, karnını doyurmak, barınmak ya da sevilmek mi? Evet, bunlar ilk akla gelen cevaplar. Ama atladığımız bir şey var: İnsanın bu temel birkaç basamağı çıktıktan sonra yüz yıllar boyu taşıdığı kendini ifade edebilme ihtiyacı.

Peki bu hangi yollarla gerçekleşebilirdi? En basitinden kişi, içinde bulunduğu ruh halini, yani duygularını “üzgünüm, kızgınım ya da mutluyum” gibi tek bir sözcükle bile ifade edebilir. Evet, ilk ve belki de farkında olmadan onlara başvururuz. Koca bir şehrin en çok işleyen sokağı gibidir sözcükler: En kolay ve en hızlı orada bulursun aradığını. Dökülürken dudaklarının arasından seçtiklerin, zaman siler izlerini.

Aslında duygunun gaz halidir kaybolan.

Bazen de aradığımızı bulamayız aynı sokakta. Ne söyleyecek bir söz vardır dilin ucunda, ne de yapacak başka bir şey. İşte o zaman, duygu denizin şahlanıp ince ince sızar gözlerinden.

Gözyaşı diye sildiğin yanaklarından, duygunun sıvı halidir hiç kuşkusuz.

Bir şekilde bir süreliğine ifade bulmuştu duygu. Daha da birçok yolu vardı. Homo sapiens’in insan doğasına özgü son özelliği edinmesiyle, yani yirmi otuz bin yıl önce sanatın ortaya çıkmasıyla yeni yeni yollar bulunmuştu ve her yolun sonunda farklı bir şekil alıyordu duygu.

Yıllar boyu yüründü bu yollarda. Hepsinin sonunda çeşit çeşit eserlerle anlattı derdini insan. Kimi zaman kendini, kimi zaman güzelliği aradı. Peki ya, hepsinden bir parça belki, ama bütünü bambaşka, güzelliğin ve ifadenin ötesindeyse aradığın?

İşte o zaman kendini, taş duvarların, ahşap kapıların, betonarmenin, çeliğin, camın ve ölçülerin içinde buluveriyorsun. Belki biraz zor, biraz karmaşık duygularını tüm bunlar arasından aramak ya da var edebilmek. Başardığını düşün bir kere. Dokunabildiğini, hissedebildiğini, yaşayabildiğini ve bir şiir gibi kaldığını aklında. Yani bir Ronchamp, bir Tac Mahal, bir Ayasofya ya da bambaşka bir şey olup katılaştığını tüm duygularının.

Mimarlıktı adı duygunun en görkemli ifadesinin ve su gibi üç hali vardı duygunun: Gaz, sıvı ve katı. Ne uçup gidiyor, ne de siliniyor. İşte orada, dimdik karşımda duruyor tüm duygularımın katı hali: İnsanlı ve insansız, postmodern ve demodern tüm binalarım...

Bu icerik 1383 defa görüntülenmiştir.
Ronchamp ?apeli (Le Corbusier)
Casa Battlo (A. Gaudi)