* Mimarlar Odası’nın Konur Sokak 4 numaradaki adresinde düzenlediği ve Sait Kozacıoğlu’nun cenazesinin önünde yapılan anma töreninde Yavuz Önen’in yaptığı konuşma.
 
Değerli dostlar,
 
Sizlere beynimizden yüreğimizden ve gücümüzden kopup giden içimizden biri hakkında konuşmak gereksiz. Sizlere bakıyorum, yaşam serüveni bizimkine benzer bir dostumuzu bizden birini kaybettiğimizi görüyorum. Ancak onu kaybetmiş olmanın derin acısını paylaşmakta olduğumuz şu anda birşeyler söylemek istiyorum. Sait, Türkiye’nin ‘68 kuşağının devrim ve sosyalizm kavgasının ön saflarında yer aldı. Kelimenin tüm anlamlarıyla kavga adamıydı, kavgasında tavizsizdi. Kararlıydı, coşkuluydu. O bu özelliğini hep korudu. 12 Eylül 1980 faşist darbesi öncesinde yurtdışındaydı, geri dönmedi. On binlerce devrimci gibi, uzun yıllar yurtdışında yaşamak zorunda kaldı. En zor koşullarda, cezaevinde, sürgünde direncini yitirmedi. Saf değiştirmedi. Ancak devrim coşkusu sloganlarla sınırlı kalmadı. Bilinçli bir devrimciydi. Coşkusunu bilimle yoğurdu, yaşamını toplumcu bilimle teçhiz etti. Toplumsal mücadelesinde meslek ortamı önemli bir yer tuttu. Mimarlık mühendislik eylemini Marksist analiz süzgecinden geçirdi. Üretim süreçlerinde meslek sahiplerinin konumlarına ışık tuttu. Ali Artun’la birlikte Mimarlar Odası’nda yaptıkları Mühendisler-Mimarlar Araştırması bu çabaların önemli bir ürünü. Sait aramızdan biri ama iz bırakanlarımızdan biri. Onun yerini doldurmak zor.
 
Değerli dostumuzu, sevgili arkadaşımızı uğurlarken, biraz önce sohbet sırasında Faruk Malhan dostumuzun dile getirdiği bir gerçeği sizlerle paylaşmak istiyorum: “Bu ülke değerlerini hoyratça harcadı. Sait bilgi birikimiyle yetenekleri ve zekasıyla bu ülkeye verebileceklerinin çok azını verebildi. Çok hayıflanıyorum. Onu ve onun arkadaşlarını ülkesine gereğince hizmet etmekten alıkoyonlar utansınlar.” Yerinde bir değerlendirme.
Mimarlar Odası’nda, TMMOB’de görev yaptığımız dönemlerde hep birlikte olduk. Yurtdışında bulunduğu dönemde de görüştük. Aramızdan ayrılmasıyla eksildiğimi onu çok arayacağımı hissediyorum biliyorum. Onu unutmayacağız. Hepimizin başı sağolsun.