MEA ARCHITECTURA MEA CULPA
Yazılı Camiler
Gürhan Tümer
Prof.Dr., DEÜ Mimarlık Bölümü, Yayın Komitesi Üyesi
Camilerden söz eden yazılar vardır: bilimsel makaleler, sanatsal betimlemeler, şiirler, kocaman kocaman kitaplar. Örnekse, işte Doğan Kuban’ın, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın yapıtları.
Camilerin içinde de, binanın kubbesine işlenmiş, kocaman levhalarla sütunlarına asılmış yazılar vardır hattatların yazdığı. “Allah” sözcüğünü ya da “Kelime-i Tevhid”i okursunuz oralarda.
Sonra, büyük camilerde, iki inare arasına asılmış, mahyalardaki yazılar: “Hoşgeldin Ramazan”.
Yukarıdaki örneklerde, yazı ile cami bir aradadır ama, yine de bu ikisi birbirinden ayrıdır. Kubbedeki yazıyı boyayla kapatabilirsiniz, Ramazan bittikten sonra mahyayı indirebilirsiniz. Cami yerinde kalır.
Oysa, yazıyla varedilmiş camiler için aynı şey geçerli değildir. Onların özü yazıdır. O yazı silinince cami de yok olur; çünkü, o camiler, taşla, tuğlayla, mermerle değil, harflerle oluşturulmuşlardır.
Resim altyazları:
“[…] Minarelerin ve şerefelerin sayısına bakılacak olursa, Süleymaniye Camii’ni temsil eden [bu] resimde, yazının resme verdiği imkânlar sonuna kadar kullanılmıştır. Karşılıklı Kelime-i Tevhid yazısından çıkan resimlerde, harfler yükselerek kubbeleri, minareleri, alemleri yaratmışlardır.” (Malik Aksel)
Kûfi yazıyla oluşturulmuş bir camii.
Celi yazıyla oluşturulmuş bir camii.
“Ayasofya Camii […] dört minare ve dört şerefe ile […] ‘ve hüve alâ külli şeyin kadir’, yani ‘Allah her şeye kadirdir’ yazısı ile şekillenmiş, selâtin camilerine benzetilmiştir.” (Malik Aksel)
Bu icerik 5967 defa görüntülenmiştir.