CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARLIĞI
Modernleşme ve Cumhuriyetin Kamusal Mekân Modelleri
Özlem Arıtan Yrd. Doç. Dr., DEÜ Mimarlık Bölümü
Genç Cumhuriyetin devlet eliyle yürütülen modernleşme projesi, Türkiye’nin hemen her kentinde, kamusal mekânda karşılığını buluyordu. Yazar, özellikle 1923 ile 1950 arası geliştirilen kamusal mekân modellerini, rasyonel / seküler / kolektif / devlet merkezli modernleşme anlayışı çerçevesinde, kentsel / kırsal ve mimari ölçekte değerlendiriyor.
Yeni bir ulus devletin doğmasına kaynaklık eden cumhuriyet rejimi ile ülkemiz sınırları içinde modernleşme projesinin doğrudan devlet eliyle uygulamaya sokulduğu bilinen bir gerçektir. Üstelik etkin biçimde işletilmesi hedeflenen modernleşme projesi kamusal mekânın da baştan aşağı dönüş/türül/düğü yeni bir devlet düzeninin ortaya konmasını gerekli kılar. Bu bağlamda özellikle erken Cumhuriyet döneminde (1923-50 arası) çok sayıda öncü kamusal mekân modeli geliştirilir. Sözkonusu modeller,
rasyonel, seküler, kolektif ve
devlet merkezli bir modernleşme anlayışını yaşama geçirir. Zaten neden-sonuç ilişkileri üzerinde şekillenen, bilim merkezli ve rasyonel modernleşme yaklaşımının Cumhuriyet modernleşmesinin taşıyıcısı kamusal mekânları etkilememesi olanaksızdır. Sekülerleşme genel bir modernleşme alameti olsa bile, özellikle kadınların kamusal yaşama katılımının o dönemde çok gerilerde kaldığı ülkemizde daha da önemli hale gelir. Öte yandan kolektivizm, resmî söylemde yüzünün Batıya dönük olduğu vurgulanan Cumhuriyet mimarlığının daha az bilinen bir yönüne, özü itibariyle eşitlik ve dayanışma ilkelerini baz alan sosyalist ideolojiye referans veren doğasına işaret eder. Devlet merkezli yapı da, sosyalizmin uygulamadaki örneklerinden etkiler alır; ancak bu etkilerin ötesinde, Batıda modernleşmenin gelişimini üstlenmiş bulunan burjuva ve işçi sınıflarının henüz tam anlamıyla oluşmadığı, ancak radikal devrimlerin gerçekleştirilmek istendiği Cumhuriyet Türkiye’sinde benimsenen devletçi, elitist ve toplumsal sorumluluk duygusu kuvvetli yönetim anlayışından kaynak bulur.
İşte Cumhuriyet modernleşmesinin öncü kamusal mekân modellerinde varolduğu vurgulanan bu değerler, buradaki yazının da temel çerçevesini oluşturacaktır. Başka bir deyişle, Osmanlı’dan modernleşme sürecine ilişkin ciddi bazı çabaları devralmasına karşın bu çabaları sistemli bir hale getiren ve etkinleştiren asıl güç olan Cumhuriyete özgü bu değerler, yazının konusunu oluşturan kentsel/kırsal ve mimari kamusal mekân modellerini irdelemede kullanılacak temel kriterler olacaktır. Rasyonel, seküler, kolektif, devlet merkezli olma şeklinde somutlaştırılan ve modellerin tamamını yönlendiren bu kriterler, yine de her örnek özelinde üstlendiği rolün ağırlığına, önemine göre sıralanacaktır ve irdelemeler öncelik sırasında öne çıkan kriterler üzerinden gerçekleştirilecektir. Yazı aracılığıyla Cumhuriyetin modernleşme projesini dolaşıma sokan, yaygınlaştıran kamusal mekân anlayışına ilişkin genel, tanımlayıcı ve özgün bir profil ortaya çıkarılacağı düşünülmektedir.
1. KENTSEL/ KIRSAL ÖLÇEKTE GELİŞTİRİLEN MODELLER
Cumhuriyetin modernleştirici kamusal mekân anlayışının deşifrasyonu bağlamında öncelikle kentsel ve kırsal ölçekte geliştirilen modellemelere bakmak gerekir. Burada irdelenecek modellerin, kentin ve köyün, kırsal alanın kalkındırılmasına ilişkin büyük ölçekli planlama, ulaşım ve peyzaj çalışmaları olacağı belirtilmelidir.
Modernist Kent Planlama ve Yeni Dizgeler - rasyonel, devlet merkezli
Cumhuriyetin kentsel ölçekte ürettiği en temel yapılanma, özellikle rasyonel ve devlet merkezli olma niteliklerini etkin biçimde taşıdığı gözlenen modernist kent planlama pratiğidir. Aslında Osmanlı’dan liman kentlerinde gelişen sınırlı bir dönüşüm ve planlama birikimi devralan Cumhuriyet (1), modernist kent planlamayı 1930’lu yıllarda hızla yaşama geçirir. Yaşama geçirilen, görece çok merkezli, fonksiyonları mahalle ölçeğinde alanlayan, organik, sürprizli, geleneksel örüntü biçimini büyük ölçüde tasfiye eden ve büyük, tekil merkezler oluşturan, fonksiyonel alanlama mantığını benimseyen, sürprize yer bırakmayan, her noktası benzer özellikler taşıyan, bu anlamda homojen bir parselasyon düzenine dayalı, parsellerin tekrarı nedeniyle genellenebilir, dik açılı geometrilere oturtulan yeni rasyonel modernist kent planlama pratiğidir.
Üstelik sadece uygulama düzeyinde gelişim göstermeyen, kavramsal düzeyde de “belirli koşullar belirli sonuçları verir” kabulünden yola çıkarak kentleri, bilimsel veriler eşliğinde planlanabilir ve hatta planlanması gereken alanlar olarak değerlendirmeye başlayan yaklaşımı etkinleştiren modernist planlama, birçok kente hızla giriş yapsa da en keskin örnekleme alanını başkent Ankara’da yaratır. Ankara’nın yeni imar çalışmaları bağlamında ilk plan 1924-25 tarihlerinde Carl Christopher Lörcher tarafından geliştirilir, 1930’ların başlarında ise ilk planın izlerini, kararlarını etkin biçimde kullanan Alman Herman Jansen tarafından yeni bir planlama çalışması gerçekleştirilir. (2) Sınırları devlet tarafından çizilen bir ortamda yürürlüğe sokulan Ankara planında, dik açıyla kesişen büyük, uzun caddeler, bu caddeler arasında gevşek dokulu konut alanları ve akslar boyunca ardarda uzanan kamu yapıları konumlandırılır. (3) Bu çerçevede Atatürk Bulvarı, onun açıldığı Kızılay, Ulus meydanları ve bölgede sıralanan bakanlıklar, Meclis, genel müdürlük binaları, Cumhuriyetin modernist planlamada sıklıkla kullandığı yeni bir kentsel dizgeyi, “bulvar-meydan-devlet yapıları dizgesi”ni gerçekleyen ilk uygulama örneği olur. Batı mimarlığında çeşitli şekillerde yaşama geçirilen bu dizgenin Cumhuriyet Türkiye’sindeki uygulamaları özellikle devlet merkezli yapıyı, kimi kez Batılı örneklerden çok daha etkin bir biçimde yansıtır; devlet erkini somutlayan tüm yönetim, kültür ve eğitim yapıları dizge içinde yer alan meydanın çevresinde ve yine dizgenin bir parçası olan ana bulvar üzerinde yerleştirilir. (4) Bu arada, devletin sadece somut varlığıyla kendini göstermediği, bizzat ortaya çıkan yeni erk alanını (planlama erki) sahiplenmiş olmasının da onu kentsel ölçekte görünür kıldığı belirtilmelidir. Sonuç itibariyle, Ankara’ya özgü rasyonel, devlet merkezli imar çalışmaları ve bulvar-meydan-devlet yapıları dizgesi, kısa zamanda ülkenin birçok kenti için model oluşturur. (Resim 1, 2)
Ulaşımın Örgütlediği Kamusallık ve Demiryolları, İstasyon Caddeleri, İstasyon Binaları -
kolektif, rasyonel
Cumhuriyet modernleşmesinin temel kriterlerini bünyesinde barındıran, ancak bunlardan özellikle kolektif ve rasyonel yaşam pratiklerine ciddi atıflarda bulunan demiryolları ve onlara özgü örüntüler (istasyon caddeleri ve yapıları) de kentsel ölçekte etkin bir kamusal modelleme alanı oluşturur. 1930’ların Cumhuriyet Türkiye’sinde başat bir öneme sahip bulunan demiryolları, gayrimüslim ve yabancı sermaye ağırlıklı sanayi, ticaret etkinliklerini ulusal ve bağımsız kılma yolunda benimsenen akılcı ulaşım politikalarının ve ülkeyi “demirağlarla örme” hedefinin sembolü olur. Bu bağlamda bölgeleri olası en kısa yollardan ve dönemin en hızlı teknolojisiyle birbirine bağlayan, sanayi mekânlarına hammadde, liman kentlerine ihraç edilecek tarım ürünlerini taşıyan demiryolları kısa zamanda rasyonel ve erişilebilir bir yaşam kurmanın asal mekanizması haline gelir. Öte yandan, demiryolları aracılığıyla geliştirilen toplu yolcu taşımacılığının ve demiryollarının uzantısı istasyon binalarının da Cumhuriyet yönetiminin geliştirmek istediği kolektif yaşama ciddi katkılarda bulunduğu söylenmelidir. Sözü edilen istasyon binaları, kolektif kullanımı esas alan ve yeni gündelik pratikler yaratan (işe trenle gitme, tren saatine yetişme, toplanma, bekleme, bekleme sırasında yeni insani ilişkiler geliştirme, vb.) bir kamusallığı ülke genelinde yaygınlaştırır. İstasyon binalarının üzerinde yer aldığı “istasyon caddeleri” ise, kent içinde merkezî konumdadır. Bulvar-meydan-devlet yapıları dizgesi içinde meydana bağlanan istasyon caddeleri (ana ya da ikincil bulvar), hem yeni modern kent yaşamını rasyonalize eder, hem de kentlilerin sosyalleşmek için “piyasa yaptığı” etkin kolektif mekânlar haline gelir. (Resim 3, 4, 5)
Seküler Kamusallığın Yeni Alanı Parklar - seküler, kolektif
Büyük küçük pek çok kentte açılan kent içi parklar da, kadınlı erkekli paylaşımın olduğu, eşitlikçi, başka bir deyişle seküler ve kolektif özellikler gösteren bir başka öncü kentsel modelleme örneğidir. (5) “Kentsel yeşil” kavramına yeni yorumlar getiren parklar, sınırları belirlenmiş bir düzen içinde de olsa kadınların kent yaşamına katılımını, kentsel rekreasyon alanlarını kullanımını, bu anlamda seküler mekânsallığı baz alır. Üstelik kadınlı erkekli kullanımın benimsenmesi kolektif yaşamın da güçlenmesini sağlar. Kolektif, seküler, esnek bir açık alan kullanımı öneren, kimi zaman sosyal, kültürel, ticari bazı faaliyetlere ilişkin kapalı hacimleri de bünyesinde barındıran parkların oluşturulması aşamasında, modernleşmenin merkez ülkelerindeki öncül örneklerin araştırıldığı belirtilmelidir. Özellikle Sovyetler Birliği’nde gerçekleştirilen uygulamalar, İzmir Kültürpark’ı biçim ve içerik bağlamında yakından etkiler. Dönemin İzmir Belediye Başkanı Dr. Behçet Uz ve ekibi, Moskova Kültürparkı’nda incelemelerde bulunur, anlaşmalar yapar ve Moskova Belediye Başkanı Bulganin tarafından görevlendirilen mimarların tasarımı çerçevesinde İzmir Kültürpark ve Enternasyonel Fuarı 1936 yılında hizmete sokulur. (6) Sovyetlerle kurulan bu işbirliği, eşitlikçi, kolektif sosyalist düzenin dolaylı bir yansıması olarak da yorumlanabilir. Bir diğer önemli park, Ankara’da kurulan Gençlik Parkı ise, Jansen Planı’nın ana hatlarına sadık kalınarak, Bakanlık Mühendisi Theo Leveau’nun projesi üzerinden inşa edilir. (7) Başkentte ve İzmir’de ortaya konan bu örnekler, süreç içinde ülkenin birçok kentinde farklı düzeylerde yinelenir. (Resim 6, 7, 8, 9, 10)
Köy Planlamaları ve “İdeal Cumhuriyet Köyü” - kolektif, rasyonel, devlet merkezli
Cumhuriyet’in kentsel ölçekte geliştirdiği modellemelerin ardından, köye ilişkin planlama çalışmalarına yoğunlaşmak gerekir. Bu planlama çalışmaları da, sırasıyla, kolektivizm, rasyonalizm ve devletçilik kavramlarına dönük vurgular yapıyor görünür. 1940’lı yıllarda geliştirilen köy planlamaları kolektif mekân kullanımını alabildiğine önemser, rasyonel bir köy yaşamı önerir ve devletin “tarımı sanayileştirme” politikalarını yaşama geçirme yolunda yönetim erki tarafından belirlenmiş oldukça ayrıntılı mekânsal yapılanmalar geliştirir.
Sözü edilen çalışmaların en önemlilerinden biri, “İdeal Cumhuriyet Köyü” planıdır. Trakya Bölge Valisi’nin hazırlattığı ve Atatürk’ün yakın çevresi içinde yer alan biliminsanlarından Prof. Dr. Afet İnan’ın uzun yıllar sonra 1973’te Cumhuriyetin 50. yılı kutlamaları çerçevesinde pilot köylerde uygulanması için yeniden gündeme getirdiği “İdeal Cumhuriyet Köyü” Planı kırk üç ana birimden oluşur. Okul, halk odası, köy konağı, okuma odası, konferans salonu, otel, köy gazinosu, tarımbaşı, hayvan sağlık korucusu, el işleri müzesi, cami, revir, kooperatif, köy dükkanları, damızlık ahır, mandra, fenni ağıl, taş/tuğla ocakları ve pazaryeri gibi üniteleri kapsayan bu birimler, köy evleriyle birlikte, merkezî bir meydana çıkan ışınsal yolların arasında kalan alanlarda konumlandırılır. (8) Biçimlenişi itibariyle İdeal Cumhuriyet Köyü, 19. yüzyılın sonlarında İngiltere’de geliştirilen, kentleri nüfusları sınırlandırılan ve yeşil doku içine gömülen dairesel diyagramlar içinde örgütleyen “Bahçe Şehir” önerileri ile ciddi benzerlikler taşır. Avrupa çapında yaygınlaş/tırıl/an Bahçe Şehir uygulamaları ile ilgili bilgi almak için Osmanlı Devleti de İngiltere’deki Bahçe Şehir Vakfı’na başvuruda bulunur. Ancak 1910’lardan başlayarak ardarda girilen savaşlar Osmanlı’nın başvuruyu sonuçlandırmasını engeller. Yine de Cumhuriyet döneminde İdeal Cumhuriyet Köyü Planı’nın yaratılmasının, ülkenin mimari kadrolarının rasyonel mimarlığın Batılı uygulamalarını takip etmesinden olduğu kadar vurgulanan sınırlı Bahçe Şehir tecrübesinden de kaynaklanmış olabileceği düşünülebilir. İçerdiği birimlere bakıldığında alabildiğine dayanışmacı, kolektif bir yaşam modeli önerdiği görülen İdeal Köy düzeni, en ince ayrıntısına kadar devletin belirlediği format çerçevesinde biçimlendirilir. Bu plan bazı köylerde uygulanma şansı bulur. (Resim 11, 12)
2. MİMARİ MODELLER
Erken Cumhuriyet döneminde devletin ülke çapında yaygınlaştırdığı öncü kamusal modellerin ikinci ayağını mimari modeller oluşturur. İrdelenecek mimari modeller yapı, yapı grubu ve yerleşke ölçeğinde üretilen kamusal mekân çalışmaları olacaktır.
Yeni Bir Kültürel Mekân Modeli ve Halkevleri - kolektif, devlet merkezli, seküler, rasyonel
Aslında mimari modellemeler kentsel ve kırsal modellerden daha da etkin biçimde Cumhuriyet modernleşmesine özgü kriterlerin tamamını yansıtır; çünkü mimari modeller doğrudan insan ihtiyaçlarının devreye girdiği, bu nedenle yaşanan kamusal dönüşümlerin birebir tecrübe edildiği alanlardır. Ancak yine de edinilen farklı tecrübeler gereği, her mimari modelde modernleşme kriterlerinin önem sıralaması başkadır. Bu bağlamda öncelikle kültürel bir mimari modelleme örneği olan halkevlerinin, sırasıyla, kolektif, devlet merkezli, seküler ve rasyonel yaklaşımlara referans verdiği söylenebilir.
Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinden başlayarak modernleşme sürecini eleştiren, İslam’la entegre Türkçülüğü savunan, Cumhuriyet sonrası dönemde de Türkçü/ulusçu vurguların inşasında görev alan Türk Ocakları, 1930’larda devletin etkin biçimde benimsediği seküler ulusçuluk açısından fazla “İslami” bulunarak tasfiye edilir. (9) Yerlerine seküler ulusçuluğu ve Cumhuriyetin benimsediği diğer ilkeleri baz alan halkevleri kurulur. Çeşitli ülkelerdeki uygulamalar incelenir, özellikle Sovyetler’in ideolojik ve kültürel etkinliklerinin gerçekleştirildiği komünal merkezler, halkevleri için ilginç örnekler olur. Sosyalist Sovyetler’le böylesi bir ortak paydayı paylaşması, başka bir deyişle, her yaştan, cinsten, sınıftan insana yaygın bir kültürel eğitim vermeyi amaçlaması nedeniyle kolektif bir kamusal mekân örneği ortaya koyduğu saptanabilen halkevleri, siyasal irade tarafından İslami anlayıştan arındırılmış ve etkinlik kapsamı belirlenmiş modeller olarak devlet merkezli yapıyı da fazlasıyla yansıtıyor görünür. (10) Seküler ulusçuluğu baz alan, tüm mekânlarını kadınlı erkekli karma kullanıma açan ve kısa süre içinde ülke çapında çoğalan halkevleri, “meydan-bulvar-devlet yapıları dizgesi” içinde, meydana hakim noktalarda konumlandırılır. Kütüphane, sinema/konferans salonu, gazino, spor salonu, parti binası, misafirhane gibi temel birimlerden oluşan ve kültürel eğitim olgusunu rasyonalize ettiği söylenebilen halkevleri, üslup anlamında da Türk Ocakları’nın kubbe ve kemeri sıklıkla kullanan İslami vurgularının tersine, bu elemanlara sınırlı ölçüde yer veren, rasyonel, sade bir mimari anlayışı benimser. (11) (Resim 13)
Kolektif Eğitim Modeli ve Köy Enstitüleri - kolektif, devlet merkezli, rasyonel, seküler
Cumhuriyetin geliştirdiği kamusal mekân modelleri içinde mimari ölçekte kendini gösteren bir diğer örnek de köy enstitüleridir. Köyler için gerekli yetişmiş insan kaynağını elde etmeyi ve bu yolla köy kalkınmasının gerçekleştirilmesini amaçlayan köy enstitüleri (12), bu amaçların da ortaya koyduğu üzere kolektif, devletçi, rasyonel ve seküler olma durumunu örnekler.
1936’da Eskişehir Çifteler’de açılan eğitmen kursu ile kurumsallığı fiilen başlayan, 1940’ların başında resmî bir kimlik kazanan, ülke çapında sayısı yirmileri bulan, gerileyiş süreci 1946’lara, başka bir deyişle, iktidardaki tek parti CHP’nin Cumhuriyetin ilk muhalefet partisi DP’ye bazı ödünler (!) vermeye başladığı döneme denk gelen ve kapanışı 1950 sonrası DP iktidarı döneminde gerçekleşen (13) köy enstitüleri, örnek eğitmenler yetiştirmeye yönelir. Öngörülen, kolektif yolla iş başaran, aydınlanmacı, ulusal kalkınmayı köyden başlatan ve devletin içeriğini belirlediği kalkınma çizgisine sadık insanların yaratılmasıdır. Bu çerçevede köy enstitülerinin de dönemin sosyalist fikirlerinden ve Sovyetler Birliği’nden etkiler taşıdığı vurgulanabilir. Mekânsal düzlemde enstitüler, hemen hemen tümü öğrenciler tarafından kolektif yolla inşa edilen yatakhane, öğretmenevleri, yemekhane, yönetim odası, derslikler, kütüphane, laboratuar, atölye, tiyatro/toplantı salonu, çamaşırhane, revir, fırın, kooperatif, ahır/ağıl/kümes, balıkhane, su deposu, havuz, elektrik santrali, bahçeler, tarım alanları, spor tesisleri ve açıkhava tiyatrosu gibi birimleri barındırır. (14)
Enstitülerde, kültür, tarım ve sanat/teknik başlıkları altında üç ana grup ders yer alır. (15) Tarım ve sanat derslerinin tümü doğrudan uygulama ağırlıklıdır, bu bir bakıma, etkinlik alanı köy enstitülerinden tümüyle ayrışan, ancak kuram ve uygulama birlikteliğini kurma anlamında onlarla ciddi ölçüde benzeşen Batılı bir eğitim kurumunu, Bauhaus sanat ve mimarlık okulunu akla getirir. Ama böylesi bir benzerlik dışında tamamen Türkiye gerçeklerine özgü bir uygulama örneği sunan köy enstitüleri, içerdiği mekânsal çeşitlilik ile rasyonalize edilmek istenen köy yaşamına hizmet eder. Okullarda kız ve erkek öğrencilerin birarada eğitim alıyor olması da sekülerleşme olgusuna işaret eder, üstelik sözü edilen seküler yapı dönemin bazı muhafazakar kesimlerini rahatsız eder ve bu rahatsızlık enstitülerin kapatılması sürecinde de etkili olur. (Resim 14, 15, 16, 17)
Sanayi Merkezli Kamusallık ve KİT Yerleşkeleri - rasyonel, kolektif, devlet merkezli, seküler
Cumhuriyet’in modernleşme ideolojisini gerçekleştiren mimari modellerden biri de Kamu İktisadi Teşekkülleri (KİT) olarak adlandırılan sanayi kuruluşlarına ait yerleşkelerdir. Bu yerleşkeler öncelikle rasyonel ve kolektif bir örgütlenme ortaya koyar ve yine devletçi ve seküler bir yapı sergiler. Yerleşkelerin gelişim süreci bağlamında özellikle, cumhuriyetin 1930’lu yıllarda I. Beş Yıllık Sanayi Planı’nı yürürlüğe soktuğu belirtilmelidir. Bu plan aracılığıyla ülkenin dört bir yanında çok sayıda KİT Yerleşkesi açılır. İlk yerleşkelerin kuruluş aşamasında İngiltere, Almanya gibi devletlerden ve özellikle Sovyetler Birliği’nden ciddi yardımlar alınır. Şeker, tekstil, demir-çelik, kömür gibi sektörlerde uzmanlaşan, kısa süre içinde yaygınlaşan, üretim, sosyalleşme ve ikamet mekânlarını aynı anda içeren KİT Yerleşkeleri sanayi merkezli kamusallığı örgütler. (16)
Girdi çıktı süreci üzerinde yükselen, fabrikayı ve destek birimlerini dönemin teknolojisiyle donatan sanayi mekânsallığı, geniş araziler üstünde işlevsel bir düzen içinde örgütlenen yerleşke planları, üretimin daha etkin biçimde sürmesine katkıda bulunan sosyalleşme ve ikamet mekânlarının varlığı ve yerleşke yapılarının biçimlenişinde sade, akılcı, modernist bir dil benimsenmesi, KİT Sanayi Yerleşkeleri’nin
rasyonel olma nosyonunu kuvvetli bir biçimde gerçeklediğini gösterir. (17) Öte yandan, fabrikalarda etkin bir kolektif çalışma yaşamının başat kılınması, sosyal mekânlarla toplu halde kültürel etkinliklerden yararlanmaya, eğlenmeye dönük yeni kalıpların öğrenilmesi, yüzme havuzları, tenis kortları gibi tesislerle halkın gündemine yeni, dışa açık spor dallarının sokulması ve konut alanlarının bahçelerinde toplu rekreatif faaliyetlerin gerçekleştirilmesi, Sanayi Yerleşkeleri’nin
kolektif yapısına vurgu yapar. Kadınlarla erkeklerin fabrikalarda yan yana çalışması ve sosyal mekânlardan birlikte yararlanması
sekülerleşmenin; mülkiyetin devlete ait olması, tüm mekânların kullanım biçimlerinin yerleşke yönetimleri tarafından belirlenmesi ve üstlenilen toplumsal sorumluluk gereği içinde yer alınan kentlere ciddi katkılarda bulunulması da
devletçi organizasyonun yerleşkeler üzerinde yarattığı etkileri örnekler. (
Resim 18, 19, 20, 21, 22)
Tarım/ Hayvancılık Merkezli Kamusallık ve Devlet Çiftlikleri - rasyonel, kolektif, devlet merkezli, seküler Cumhuriyetin kamusal mekân modelleri bağlamında mimari ölçekte irdelenecek son örnek Devlet Çiftlikleri’dir. Yeni Cumhuriyet tarım ve hayvancılık alanlarının modernleştirilmesi kapsamında da projeler üretir. Bu bağlamda köy planlamaları ve köy enstitüleri gibi çalışmaların dışında, tarım/hayvancılık üretimini baz alan çeşitli Devlet Çiftlikleri geliştirir. Sonradan özerk bir yapı kazanan Gazi (Atatürk) Orman Çiftliği’nin de aralarında bulunduğu tarım merkezli yerleşkelerin ve Osmanlı’dan devreden Bursa Karacabey Yerleşkesi’ni de kapsayan hayvancılık merkezli yerleşkelerin (Haralar) tamamı, KİT Sanayi Yerleşkeleri’ne benzer biçimde sırasıyla rasyonel, kolektif, devlet merkezli ve seküler kamusal mekânsallığı örgütler. (18)
Devlet Çiftlikleri’nde Sanayi Yerleşkeleri’ndeki gibi üretim, sosyalleşme ve ikamet mekânlarının bir arada bulunması, modernleşme pratiklerinin etkin biçimde
rasyonalize edilmesini sağlar. Ülkenin bitkisel/hayvansal üretimini zenginleştirme, köylüyü üretim konusunda eğitme hedefleri, görece sanayileşmiş teknikleri kullanan, rasyonel tarım/hayvancılık mekânlarıyla gerçeklenir. Ayrıca, çiftliklerin kırsala özgü tek katlı, genellikle kırma çatılı yapıları, sade, rasyonel bir estetik dil konuşur. Çiftliklerde benimsenen
kolektif yapı da toplu kullanımları destekleyen mekânsal çeşitlilik ile somutlanır. Cumhuriyet döneminde kolektivizmi besleyen bir başka önemli oluşum da yoksul, topraksız köylülere devlet topraklarını dağıtmayı hedefleyen Toprak Reformu’dur. Cumhuriyet Halk Partisi’nin tek parti iktidarı döneminde ortaya koyduğu Toprak Reformu, 1950’lerin başlarına kadar sürdürülür, ancak siyasal çekişmeler yüzünden tamamlanamaz. (19) Öte yandan, Çiftlik Yerleşkeleri’nin kuruluşunda, Sovyetler Birliği ve Orta Avrupa ülkeleriyle bilgi ve destek alma bağlamında çeşitli ilişkiler geliştirilmiş olması da, sosyalist, kolektivist Sovyet yaklaşımının çiftlik mekânları üzerinde bazı etkiler yaratmış olabileceğini gösterir.
Bu arada mülkiyeti tümüyle devlete ait olan çiftliklerin tamamında çok fonksiyonlu bir düzenin benimsenmiş olması, devletin üretime, sosyalleşmeye, eğitime, eğlenceye ya da ikamete ilişkin tüm mekânsal pratikleri kontrol etme yetkisine sahip olmasına yol açar. Ayrıca
devlet, Sanayi Yerleşkeleri’nde olduğu gibi sunduğu mekânsal olanaklarla, toplumsal sorumluluk misyonunu da gerçekler. Devlet Çiftlikleri’nin
sekülerleşme kavramını da büyük ölçüde yaşama geçirdiği belirtilmelidir. Yerleşkelerin üretim mekânlarında kadın çalışan sayısı çok az olsa da, özellikle sosyal birimlerde ve konut alanlarında kadınlı erkekli toplu kullanıma odaklanan, dönemi için yeni bir mekânsal anlayış benimsenir. Sosyal birimlerde yeni yaşam pratikleri (Batılı formatlar içinde sinema, tiyatro izleme, yemekleri kimi zaman birlikte yeme, balolar düzenleme, vb.) kadın ve erkeğin ortak kullanımı üzerinde şekillendirilir; konut alanlarında da küçük aileyi baz alan, bahçeli, müstakil ev düzeniyle geleneksel konut mekânsallığı tasfiye edilir, dış mekânlarda kadınlı erkekli paylaşım ortamı güçlendirilir. (20) (
Resim 23, 24, 25)
SONUÇLAR Sonuç itibariyle tüm bu saptamalar, Cumhuriyetin modernleşme projesini gerçekleyen kamusal mekân anlayışına ilişkin genel profili büyük ölçüde netleştirir. Yapılan irdelemeler, erken Cumhuriyet döneminde gerçekten de
rasyonel, seküler, kolektif ve devlet merkezli bir modernleşme anlayışının kentsel/kırsal ve mimari ölçekli kamusal mekân modellerinde hızla yaşama geçirildiğini gösterir. Yine de modellerin her biri temel modernleşme değerlerinden bazılarını daha da yoğun bir biçimde içselleştirmiş görünür.
Bu bağlamda özellikle rasyonel, seküler ve kolektif olma kriterleri kentsel modellerde başka bir deyişle imar çalışmaları, parklar ve istasyon caddelerinde ağırlık oranları ve sıralama değişse de oldukça etkin bir biçimde yansıtılır. Devletçi yaklaşım ise modernist imar çalışmaları ve meydan-bulvar-devlet yapıları dizgesi dışında büyük ölçekli, kontrol edilmesi zor diğer kentsel modellerde en belirleyici modernleşme kavramı olarak nitelenemez. Sözkonusu modellerden parklarda kadını evinden dışarı çıkaran ve kadınlı erkekli toplu kentsel kullanımları baz alan sekülerleşme ve kolektivizm, demiryolları ve istasyon caddelerinde ise paylaşımcı, esnek yeni toplu ulaşım pratikleri geliştiren kolektivizm değerleri asıl tanımlayıcı değerlerdir. Kolektivizmin kırsal modellerde de temel yönlendirici olduğu belirtilmelidir.
Öte yandan, mimari modellerde Cumhuriyet modernleşmesi değerlerinin tamamının kentsel/kırsal modellere oranla daha aktif rol üstlendiği gözlenir. Devlet, Halkevleri, Köy Enstitüleri binalarında ve Sanayi ve Tarım Yerleşkeleri’nde yapı programını/kullanımını belirlemede, doğrudan mülkiyet sahipliğinde ve halka kamusal mekân hizmeti sunulmasında öne çıkan asal güçtür. Rasyonel yaklaşım ise örneklerin tümünde başattır. Batı ya da Sovyet kaynaklı, rasyonel, mantıksal, işlevsel, sade, ortogonal geometrili modernist mekân anlayışı mimari modellerde tam anlamıyla egemendir. Aslında böylesi bir egemenlik, rasyonalizm kavramının, modernleşme anlayışına referans veren en belirleyici izlek olarak adlandırılabileceğini gösterir. Yukarıda sunulan açılımların da ortaya koyduğu üzere mimari modeller sekülerleşme ve kolektivizm kavramlarını da etkin biçimde benimser. Sovyetler’den izler taşıdığı saptanan Halkevleri, Köy Enstitüleri, KİT Sanayi Yerleşkeleri, Devlet Çiftlikleri gibi mimari örgütlenmelerin özellikle kolektif yönü kuvvetli, paylaşımcı üretim, eğitim, sosyalleşme, ikamet ve rekreasyon mekânları önerdiği gözlenir.
Bu arada
rasyonaliteyi asallaştıran, devlet odaklı yaklaşımı ele avuca sığmaz kentsel örneklerde görece az yansıtan, tüm değerleri mimari örneklerde netlikle okutan Cumhuriyetin kamusal mekân modellerinin ve onların temsil ettiği modernleşme eğilimlerinin günümüz mekânsallığını da etkilediği belirtilmelidir. Bu kapsamda günümüz Türk Mimarlığı’nda da seküler ve kolektif bir örgütlenmeye hala gereksinim duyulduğu, devletin taşıdığı mekânsal sorumluluğun önemini koruduğu ancak devlet kontrolünün gevşetilmesinin zorunlu hale geldiği ve toplumsal inisiyatifin güçlendirilmesinin aciliyet kazandığı saptanabilir. Başka bir deyişle, Cumhuriyetin modernleşme projesi yarattığı açılımlar ve gerilimlerle bir bütün olarak bugün de etkinliğini sürdürür ve sözü edilen etkinliğin izini sürmek bugünü anlama yönünde de ciddi katkılar sunar.
RASYONEL
SEKÜLER
KOLEKTİF
DEVLET MERKEZLİ
KENTSEL/ KIRSAL MODELLER
Modernist Kent Planlama ve Yeni Dizgeler
x
x
Ulaşımın Örgütlediği Kamusallık ve Demiryolları, İstasyon Caddeleri, İstasyon Binaları
x
x
Seküler Kamusallığın Yeni Alanı Parklar
x
x
Köy Planlamaları ve “İdeal Cumhuriyet Köyü”
x
x
MİMARİ MODELLER
Yeni Bir Kültürel Mekân Modeli ve Halkevleri
x
x
x
x
Kolektif Eğitim Modeli ve Köy Enstitüleri
x
x
x
x
Sanayi Merkezli Kamusallık ve KİT Yerleşkeleri
x
x
x
x
Tarım/ Hayvancılık Merkezli Kamusallık ve Devlet Çiftlikleri
x
x
x
x
NOTLAR
1. Tekeli, 1998, s.3
2. Cengizkan, 2004
3. Altaban, 1998, s.45
4. Arıtan, 2004
5. Tanyeli, 1998, ss.101-2
6. Sakar, 2007, s.69, Sancar Maruflu Arşivi Belgesi
7. Uludağ, 1998, s.71
8. İnan, 1978, s.60
9. Keyder, 1990, ss.83-87
10. Bilgin, 1998. s.261; Köker, 1989, s.108
11. Yeşilkaya, 1999, s.189
12. Keskin, 1998, s.8
13. Keyder, 1990, s.103-4
14. Keskin, 1998, s.13
15. Binbaşıoğlu, 1993, ss.43-8
16. İlkin ve Tekeli, 1982, s.159
17. Arıtan, 2004, ss.336-413
18. Pekel, 1999
19. Keyder, 1990, ss.103-4
20. Arıtan, 2008, ss.86-90
KAYNAKLAR
Altaban, Özcan, 1998, “Cumhuriyet’in Kent Planlama Politikaları ve Ankara Deneyimi”, 75 Yılda Değişen Kent ve Mimarlık, ed. Yıldız Sey, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, ss.41-64.
Arıtan, Özlem, 2004, Kapitalist/Sosyalist modernleşme Modellerinin Erken Cumhuriyet Dönemi Mimarlığının Biçimlenişine Etkileri - Sümerbank KİT Yerleşkeleri Üzerinden Yeni Bir Anlamlandırma Denemesi, yayımlanmamış doktora tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İzmir.
Arıtan, Özlem, 2008, “Cumhuriyet Mimarlığı’nın İdeolojik Çerçevesi ve Tarım Yerleşkeleri”, Erk ve Mimarlık- 20. Uluslararası Yapı ve Yaşam Kongresi, ed. Dr. Murat Taş, Mimarlar Odası Bursa Şubesi Yayınları, Bursa, ss.86-90.
Bilgin, İhsan, 1998, “Modernleşmenin Toplumsal Hareketliliğin Yörüngesinde Cumhuriyetin İmarı”, 75 Yılda Değişen Kent ve Mimarlık, ed. Yıldız Sey, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, ss.255-72.
Binbaşıoğlu, Cavit, 1993, Çağdaş Eğitim ve Köy Enstitüleri- Tarihsel Bir Çerçeve, Dikili Belediyesi Kültür Yayınları, no:4, İzmir.
Cengizkan, Ali, 2004, Ankara’nın İlk Planı- 1924-25 Lörcher Planı, Ankara Enstitüsü Vakfı ve Arkadaş Yayınevi, Ankara.
İlkin, Selim ve İlhan Tekeli, 1982, Uygulamaya Geçerken Türkiye’de Devletçiliğin Oluşumu, ODTÜ Yayınları, Türkiye Belgesel İktisat Tarihi Serisi, no:3, Ankara.
İnan, Afet, 1978, Cumhuriyetin 50. Yılı için Köylerimiz, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara.
Keskin, Yıldız, 1998, “Cumhuriyet’in 75. Yıldönümünde Devrim Mimarisi Olarak Köy Enstitüleri’ne ‘Resmi Geçit’ ”, Mimarlık, no:284, ss.8-15.
Keyder, Çağlar, 1990, Türkiye’de Devlet ve Sınıflar, çev. Sabri Tekay, İletişim Yayınları, İstanbul.
Köker, Levent, 1990, Modernleşme, Kemalizm ve Demokrasi, İletişim Yayınları, İstanbul.
Pekel, Erdoğan, 1999, “Tigem-Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü”. http://www.cu.edu.tr/fakulteler/zf/zb/bilgi/tigem1.asp (Mayıs 2008)
Sakar, L. Ece, yay.haz. 2007, Atatürk’ün İzmiri- Bir Kentin Yeniden Doğuşu-Behçet Uz, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul.
Tanyeli, Uğur, ed. 1998, Üç Kuşak Cumhuriyet, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul.
Tekeli, İlhan, 1998, “Atatürk Türkiyesinde Kentsel Gelişme ve Kent Planlaması”, Arredamento Mimarlık, no:10, ss.61-63.
Uludağ, Zeynep, 1998, “Cumhuriyet Döneminde Rekreasyon ve Gençlik Parkı Örneği”, 75 Yılda Değişen Kent ve Mimarlık, ed. Yıldız Sey, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, ss.65-74.
Yeşilkaya, Neşe, 1999, Halkevleri: İdeoloji ve Mimarlık, İletişim Yayınları, İstanbul.
RESİMLER
1. Cumhuriyet’in imar çalışmalarından bir örnek: Bakanlıklar bölgesi, Ankara
(Evren Burçak, 1998, 20’li Yılların Bozkır Kasabası: Ankara, Milliyet Yayınları, İstanbul.)
2. Anadolu’nun çeşitli şehirlerinden imar çalışması örnekleri
(Tekeli, İlhan, 1998, “Türkiye’de Cumhuriyet Dönemi’nde Kentsel Gelişme ve Kent Planlaması”, 75 Yılda Değişen Kent ve Mimarlık, ed. Yıldız Sey, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, ss.6-9)
3. “Ülkeyi saran demirağlar”-demiryolları dizgelerinden biri
(Bozdoğan, Sibel, 2002. Modernizm ve Ulusun İnşası, Metis Yayınları, İstanbul.)
4. Ankara Garı ve yerleşim ve zemin kat planı
(Evren Burçak, 1998, 20’li Yılların Bozkır Kasabası: Ankara, Milliyet Yayınları, İstanbul.)
(Aslanoğlu, İnci, 2001, Erken Cumhuriyet Dönemi Mimarlığı, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Yayınları, Ankara, ss.228-9.)
5. Üç farklı şehrin tipleşen istasyon binası
(Bozdoğan, Sibel, 2002. Modernizm ve Ulusun İnşası, Metis Yayınları, İstanbul, s.399)
6. İzmir Kültürpark Yerleşim Planı
(Bozdoğan, Sibel, 2002. Modernizm ve Ulusun İnşası, Metis Yayınları, İstanbul, s.162)
7. İzmir Kültürpark’ın pavyon binaları
(Bozdoğan, Sibel, 2002. Modernizm ve Ulusun İnşası, Metis Yayınları, İstanbul, s.160)
8. Ankara Gençlik Parkı Yerleşim Planı
(Uludağ, Zeynep, 1998, “Cumhuriyet Dönemi’nde Rekreasyon ve Gençlik Parkı Örneği”, 75 Yılda Değişen Kent ve Mimarlık, ed. Yıldız Sey, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, s.69)
9. Ankara Çubuk Barajı Gazinosu
(Uludağ, Zeynep, 1998, “Cumhuriyet Dönemi’nde Rekreasyon ve Gençlik Parkı Örneği”, 75 Yılda Değişen Kent ve Mimarlık, ed. Yıldız Sey, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, s.67)
10. Anadolu’nun diğer şehirlerinden park örnekleri: Samsun, Mersin, Isparta
(Bozdoğan, Sibel, 2002. Modernizm ve Ulusun İnşası, Metis Yayınları, İstanbul, s.94)
(Isparta Valiliği, 2002, Isparta 1880-1980)
11. Kazım Dirik’e hazırlattırılan “İdeal Cumhuriyet Köyü” Planı
(Afet İnan Arşivi)
12. Bir başka köy planlaması örneği
(Bozdoğan, Sibel, 2002. Modernizm ve Ulusun İnşası, Metis Yayınları, İstanbul, s.116)
13. Bursa Halkevi Binası
(Aslanoğlu, 2001, s.198)
14. Köy enstitülerinin ülke genelindeki dağılımı
(Dündar, Can, 2008, Köy Enstitüleri, İmge Kitabevi Yayınları, İstanbul, s.30)
15. Enstitülü öğrencilerin kendi okullarını inşa edişleri
(Fırtına, Bahattin, 2005, Köy Enstitüleri’nde Ustaöğreticilik, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Yayınları, İzmir, s.36)
16. Hasanoğlan Köy Enstitüsü Açık Hava Tiyatrosu’nun inşası
(Dündar, Can, 2008, Köy Enstitüleri, İmge Kitabevi Yayınları, İstanbul, s.71)
17. Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nün genel görünümü
(Dündar, Can, 2008, Köy Enstitüleri, İmge Kitabevi Yayınları, İstanbul, s.64)
18. Karabük Demir Çelik İşletmeleri, bir KİT Yerleşkesi
(Toprak, Zafer,1988, Sümerbank, Creative Yayıncılık, İstanbul, s.69)
19. Nazilli Sümerbank Sanayi Yerleşkesi ana girişi
(Özlem Arıtan Arşivi)
20. Nazilli Sanayi Yerleşkesi Fabrikası’ndan bir görünüm
(Özlem Arıtan Arşivi)
21. Bursa Merinos Sümerbank Sanayi Yerleşkesi İdare Binası
(Özlem Arıtan Arşivi)
22. Bursa Merinos Sanayi Yerleşkesi Sinema ve Memur Yemekhanesi
(Özlem Arıtan Arşivi)
23. Bursa Karacabey Harası ana girişi
(Özlem Arıtan Arşivi)
24. Bursa Karacabey Tavlası’ndan (at ahırı) bir görünüm
(Özlem Arıtan Arşivi)
25. Bursa Karacabey Harası’ndan Bir Konut
(Özlem Arıtan Arşivi)
Bu icerik 14784 defa görüntülenmiştir.