322
MART-NİSAN 2005
 
MİMARLIK'tan

UIA 2005 İSTANBUL’A DOĞRU

MİMARLIK DÜNYASINDAN

DOSYA

  • SANATHAYAT
    Ali Artun

    İletişim Yayınları SANATHAYAT Dizisi Editörü

YAYINLAR

  • Yazılı Camiler
    Gürhan Tümer

    Prof.Dr., DEÜ Mimarlık Bölümü, Yayın Komitesi Üyesi



KÜNYE
DOSYA

kent: İSTANBUL

Mücella Yapıcı

İstanbul ve Kentsel Dönüşüm Projeleri

Kentsel dönüşüm kavramının (urban transformation) kentsel literatüre girmesi ve bir planlama aracı olarak kullanılan“kentsel yenileme”, “iyileştirme”, “sağlıklılaştırma” “yeniden canlandırma” kavramlarının yerine ve /veya tümünü içerir şekilde kullanılması ile, globalleşen dünya sermayesinin kural ve çıkarlarına göre düzenlenen küresel dünya ekonomi politiğinin literatüründe “yeniden yapılandırma”, “özelleştirme”, “yönetişim” vb. gibi kavramların kullanılması aynı zamanlara denk düşmektedir. Bu süreç içinde, sermayenin küreselleşmesi ve içine düştüğü dönemsel krizlerinin çözüme bağlı olarak sermaye birikim süreçlerinin hem öznesi hem de nesnesi durumuna gelen dünya kentleri de, iletişim ve işgücü potansiyelleri, üretim ve tüketim alanlarına uzaklıkları, kimi zaman da kimlikleri ile oluşan rekabet güçlerinin belirlemesi ile küreselleşen dünya ekonomik sistemi içerisinde hiyerarşik bir sıralamaya ve de oldukça eşitsiz şartlarda gerçekleşen bir yarışmaya sokulmuştur. Dünyanın üretimden çok tüketime ve dış borçlara dayalı olarak kalkınmaya çalışan ülkelerinin azmanlaşarak büyüyen kentleri, bu yarışta yer kapabilmek ve uluslararası sermayeyi kendilerine çekebilmek için amansız bir rekabete girmiş bulunmaktadırlar. Özellikle azgelişmiş üçüncü dünya metropolleri, New York, Londra,Tokyo, Frankfurt gibi “dünya kenti” olabilmek adına her türlü imkânlarını koz olarak ileri sürerek tüketme ve kontrolsüz ve plansız bir büyümeyle karşı karşıya kalmaktadırlar. Dünya Bankası raporlarına göre, 2030 yılına kadar dünya nüfusuna katılacak olan 2 ila 3 milyar kişinin %97’sinin yaşayacağı ve varolan nüfus ve kentsel yoğunluklarının ikiye katlanacağı öngörülen bu mega kentlerin arasında -ne yazık ki- İstanbul da yer almaktadır.

Bu eşitsiz gelişmenin yarattığı sorunların en büyüğü ise, özellikle üçüncü dünya mega kentlerinde meydana çıkan yoksulluk ve yoksunluk, çevresel ve kentsel altyapı sorunlarının yarattığı katlanılması güç maliyetler ve her türlü afet olasılığına karşı hassas ve kırılgan kentsel yapılanma olmaktadır. Bütün bu kırılganlıkların farkında olan küresel dünya sermayesi bir yandan artan eşitsizliklerin yarattığı yoksulluğun, sistemlerinin devamı açısından yaratacağı riskleri azaltmak ve tüketim imkânlarını giderek yitirmekte olan yoksul ülke ekonomilerini güçlendirmek adına bir takım “pansuman” tedbirleri almaya çalışırken; bir yandan da uluslararası kredilere dayanan “mega proje”lere dayanan kalkınma önerileri ile, bu ülkelerin merkezî ve yerel yönetimlerini de borçlandırarak, kendi birikim ve maliyet sorunlarına kaynak aktarmaya devam etmektedir. Aşırı nüfus ve yoğunluk artışı, plansız ve programsız büyümeleri nedeniyle, her türlü doğal, teknolojik ve sosyal afete karşı son derece hassas durumda bulunan üçüncü dünya metropolleri ile birlikte İstanbul da, Türkiye ekonomik gelişmesinin bütün yükünü sırtlamış olarak, bu yarışta yer kapabilmek adına bütün doğal, tarihî, kültürel değerini -nasıl saptandığı belli olmayan- “misyon” öngörüleri eşliğinde dünya pazarına sürmüş ve “mega vizyon projeleri” devrini başlatmış bulunmaktadır.

Bu yazının devamında -yukarıda aktardığımız genel değerlendirmeler saklı tutularak-, mega kentsel dönüşüm projelerinin kamuoyunda en çok yansımasını bulan üç tanesini yerel yöneticilerinin açıklamaları ve genellikle de kamuoyundan edindiğimiz bilgiler ışığında özetlemeye çalışacağız.

İSTANBUL - proje 1

Zeytinburnu Kentsel Dönüşüm Projesi*

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna tarafından 1999 yılında “İstanbul 2023 Vizyon Projeleri” adı altında basın ve kamuoyuna tanıtılan mega kentsel dönüşüm projelerinin dayandırıldığı misyon, “Bilgi Çağının, Lider ve Yöneten Kenti İstanbul” olarak açıklanmıştı. Bu açıklamanın sunuşu ise, gelecek ve geleceğin kentleri hakkında bir öngörü ile başlıyordu. Bu öngörü de “ ‘Gelecek’, trendlerin eseri olacaktır. 21. yüzyılın en önemli trendi, kozmoslaşmış kentlerin varacağı küresel güçleridir. Geleceğin lider kentleri ise enerjilerini vizyonlarından alacaktır. Bugün asıl yarış kentler arasında değil, öncelikle vizyonları arasındadır.” denilerek, İstanbul’a dair mega dönüşüm projeleri aşağıdaki sıralama ve anlamlandırmalar ile kamuoyuna sunuluyordu.

• Bir Dünya Vizyonu Gerçeği olarak Avrasya Koridoru,

• Bölgesel Vizyonun Sonucu, “MİA”LAR VE KADEMELENME,

• Dev Bir Metropolün Dünyayla Bütünleşme ve Yarışma Vizyonunun Gereği, KENT OMURGALARININ YENİ ROLLERİ,

• Bir Uygarlık Atağı Vizyon Projesi, MEGA KENTSEL DÖNÜŞÜM,

• Bilgi Toplumuna Geçişin Vizyonu, PRESTİJ MERKEZLERİ VE BİLİŞİM VADİLERİ,

• Yeşilin Maviye Özlem Vizyonu, KUZEYDEN GÜNEYE YEŞİL KORİDORLAR,

• Doğanın Yeniden Kendini Üretir Kılma Vizyonu, BÜYÜK ÇEVRE PROJELERİ VE EKOLOJİK DÖNÜŞÜM.

Bu açıklamadan 3 yıl sonra, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, kendi tanımlaması ile Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde İstanbul’un öncü bir role sahip olması ve “Avrupa Gelecek Konsepti” ile bütünleşme zorunluluğu nedeniyle, 2010 yılını esas alarak -henüz varolmayan- master plan hedeflerini revize etmek ve İstanbul’u yeniden bir “dünya kenti” yapabilmek için yeni düzenlemeler gerçekleştirilmiş olduğunu bildirmişti. Avrupa Birliği’ne adaptasyon sürecinde metropol ölçeğinde, uyum sürecini hızlandırmak, bölgesel gelişim plan ve stratejilerine uyumlu olarak “kalkınma modelleri” ile birlikte “kentsel dönüşüm projeleri” yürütmek amacıyla, “Yerleşmeler ve Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü”nün (de) dönüştürülerek, “İstanbul Şehircilik Atölyesi”nin (İŞAT) kurulduğunu, 16 Nisan 2002’de kamuoyuna duyurmuştu.

Diğer “mega dönüşüm” projeleri ile birlikte, İstanbul’un depremine hazırlanması ve yerel eylem planlaması konusunda Zeytinburnu Pilot Projesi yani ZPP örnek verilmiş, “JICA: Teşhis, İDMP: Yol Haritası, YEP: Reçete ise, ZPP: Tedavidir.” denilerek bugünlerde ulusal kamuoyunu birlikte ve uluslararası gayrimenkul sektörünün ilgi odağı olan Zeytinburnu Pilot Projesi kısaca tanımlanıvermişti.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından, İstanbul Teknik, Yıldız Teknik, Boğaziçi ve Orta Doğu Teknik üniversitelerine profesyonelce hazırlatılmış, “İstanbul’un kentsel çevresinin iyileştirilmesi ve depreme güvenli hale getirilmesi” amacıyla, mevcut durumun saptanması ve afet zararlarının azaltılması konusunda yapılabileceklere dair yol haritası niteliği taşıyan, 1300 sayfalık İstanbul Deprem Master Plan çalışmasının ilk pilot uygulaması olarak lanse edilen ZPP, İDMP’nin kamuoyuna açıklanma tarihi olan 18 Ağustos 2003 tarihinden tam bir yıl önce 16 Nisan 2002’de “Zeytinburnu Kentsel Dönüşüm Projesi” adı altında kamuoyuna açıklanmış ve 7 Ocak 2003’te BİMTAŞ’a ihale edilmiş ve Mart 2003’te çalışmalara başlanmıştır. Halen tespit aşaması bitirilmiş ve bir yılda tamamlanması öngörülen Zeytinburnu Kentsel Dönüşüm Projesi’nin model tespiti ve uygulama aşaması ile ilgili proje çalışmaları sürdürülürken, bir yandan da Zeytinburnu Belediyesi tarafından, Zeytinburnu Sahil Yolu’nda, Akfen ve Yüksel İnşaat'ın oluşturduğu Aksel Turizm Yatırımları ve İşletmeleri A.Ş.'nin sahip olduğu ve Fransız Accor Hotels Group'un işletmeciliğini üstlendiği ve 11 bin 720 metrekarelik arsa üzerinde toplam 26 bin 500 metrekare inşaat alanına sahip oteller kompleksinin 2006 yılında bitirileceği bildirilmektedir. Daha ayrıntılı bilgi için www.bimtas.com.tr adresi ziyaret edilebilir.

İSTANBUL - proje 2

Küçükçekmece Kentsel Dönüşüm Projesi

İstanbul’un ikinci büyük ilçesi olan Küçükçekmece, gerek barındırdığı nüfus gerekse kapsadığı alanda farklı ve son derece çeşitli fonksiyonlara ayrılmış kentsel yapısıyla İstanbul’un metropoliten alanına dair birçok sorunu bünyesinde barındırmaktadır.

Bütün bunların ötesinde, Küçükçekmece ve çevresi, formasyonunun çok gözenekli olması nedeniyle İstanbul’un önemli bir yeraltı suyu toplama ve besleme havzası iken yılların yanlış yer şeçimi ve kentleşme politikaları nedeniyle bu önemli özelliğini yitirmiş ve taşıdığı su kirlenmiştir. Zayıf-orta zemin olarak nitelenebilecek bölge zemini, yapısı ve su tutma özelliği nedeniyle önemli zemin hareketlerinin oluşmasına neden olmuştur. Menekşe bölgesindeki Bakırköy heyelanı ve Küçükçekmece gölünün batı yakasındaki birçok heyelan böyle gelişmiştir.(1)

İstanbul için oldukça önemli biyosfer alanlarına sahip olmasına ve oldukça kırılgan yapısına karşın bölge, serbest sanayi bölgesi de dahil olmak üzere birçok yanlış ve kaçak yerleşmenin odağı haline gelmiştir. İstanbul’un doğal ve tarihi rezervleri açısından öncelikle koruma amaçlı olarak planlanmış olması gereken bölgenin kuzeyinden TEM (Transit Europan Motorway), güneyinden ise, İstanbul’un ana ulaşım omurgalarından E5 karayolu geçmektedir. İlçenin, Yeşilköy Havalimanı’na uzaklığı ortalama 2 km.dir. Ayrıca batı sınırında kuzey-güney aksında yer alan ve Prestij Hizmet Aksı ya da Basın Ekspres Yolu olarak bilinen aks bulunmaktadır. Tüm bu bağlantı aksları ile birlikte, Edirne–Sirkeci demiryolu ile olan direkt bağlantılar ve tartışmalı bir yer seçimi sonucu bölgede yer alan Olimpiyat Stadı, yerel ve merkezi idareleri, bölgeyi uluslararası sermayenin yatırım yapabileceği projeler alanına dönüştürebilme potansiyellerinin varlığı konusunda, ikna etmiş görünmektedir.

Kentsel Dönüşüm Projesi ve Etapları: Küçükçekmece Belediyesi tarafından yapılan açıklamalara göre, ”Küçükçekmece Kentsel Dönüşüm Projesi” öncelikli olarak iki ana projeyi kapsamaktadır. Bunlardan ilki ve bölgedeki dönüşüm sisteminin ateşleyicisi olarak düşünülen proje, Olimpiyat Köyü ve yakın çevresini kapsamaktadır. Projenin bu aşaması için, toplam 1576 binanın %50’sini oluşturan gecekonduların tamamının temizlenerek kapsadığı alanın bütünü için varolan gereksinimlere uluslararası standartlarda yanıt verilmesinin amaçlandığı bildirilen proje çalışmalarının başlatıldığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Toplu Konut İdaresi ile 13 Haziran 2004’te sözleşme imzalandığı ve 6 Eylül 2004’te Halkalı’da 2600 konutluk “Sosyal Konut” ihalesinin yapıldığı açıklanmıştır. Yakında Başbakan tarafından temeli atılacak olan konutların 12 ay içinde tamamlanacağı ve İstanbul için referans oluşturacağı bildirilmektedir. Üretilecek olan konutların ederlerinin 150 bin USD olacağı ve gecekondu sahiplerine bu konutların maliyetine yani 30 bin USD’a satılacağı bildirilmektedir. Son derece farklı ve düşük gelir düzeyine sahip bölge halkının bu projeye katılabilmesi için uzun vadeli ödeme süreçlerinin uygulanacağı; ayrıca, her hane halkından bir kişinin ekonomik olarak haneye gelir getirici konuma getirilmesi için KOSGEB ile çalışmalar yapıldığı bildirilmektedir. İkinci Ana Dönüşüm Projesi ise, Küçükçekmece merkezinde gerçekleştirilecek olan ve esas olarak merkezdeki yüksek yoğunluluk ve katlı yapıların yenilenmesi ve yetersiz teknik altyapının yarattığı sorunların deprem olgusu da dikkate alınarak giderilmesi ve bölgenin doğal afetlere karşı hazırlanması projesi olarak sunulmaktadır.

Küçükçekmece Belediyesi’nin projeler portföyünde, Halkalı çöplüğünün bölge parkı olarak tüm İstanbul’a hizmet edecek şekilde 2006 yılında bitirilmesi ve Küçükçekmece gölü ile Marmara Denizi arasında kalan ve bir doğal sit alanı olan iç-dış kumsal alanının “Uluslararası Su Sporları ve Turizm alanı” olarak projelendirilmesi çalışmaları da bulunmaktadır. Bu projenin çalışmalarının başlatıldığı ve bu amaçla ulusal ve uluslararası ilişkilerin kurulduğu, ve projenin uluslararası ölçekte hizmete sunulma çalışmalarının başlatıldığı bildirilmektedir.

İSTANBUL - proje 3

Haydarpaşa Kentsel Dönüşüm Projesi**

2000 yılının Eylül ayında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından, Anadolu yakasının en önemli merkezlerinden biri olan Kadıköy İskele Meydanı ve yakın çevresine yeni bir kimlik oluşturmak, proje alanın da kaybolan tarihi ve kültürel değerleri ön plana çıkarmak ve planlama çalışmalarına veri teşkil edecek “kentsel dönüşüm” fikir projeleri elde etmek amacıyla “Kadıköy Meydanı Haydarpaşa ve Yakın Çevresi Kentsel Tasarım Proje Yarışması” açılmış ve bu yarışmaya yaklaşık 60 proje katılmıştı. 4 Haziran 2001 tarihinde sonuçlanan bu yarışma kitapçığı raflarımızda tozlanırken, basına Kadıköy ve Haydarpaşa sahil şeridinin Manhattan örneği esas alınarak bir “Dünya Ticaret Merkezi”ne dönüştürüleceği haberleri yansıdı. Sahil şeridine yüksek gelir grubuna hizmet edecek bir limana bağlı olarak yine aynı grubun hizmetine sunulacak oteller ve alışveriş merkezleri ile 11 Eylül’de yıkılan “ Dünya Ticaret Merkezi ” ikiz kulelerinin bir benzerinin inşa edileceğini ve bu konuda gerekli uluslararası temasların tamamlanarak gerekli iç veya dış kaynağın “yap-işlet-devret” modeli ile sağlanacağını, ilgililerin basına yaptığı açıklamalardan öğrendik. Bütün katılımcılık, şeffaflık söylemleri arasında konunun dolayımsız ilgilisi olan bir meslek Odası’nın üyeleri olarak bizler, 2700 yıllık tarihi ve uygarlık birikimi ile dünya mirası olan kentimizin tarihi, kültürel ve doğal değerlerini tüketilmek üzere dünya pazarına sunacak olan bu gibi projeler hakkında basın dolayısı ile bilgilenirken; bu konuda 5 milyar dolarlık kaynak gerektiren projeyi hayata geçirilebilmek için her türlü hukuksal prosedürü yok sayan bir kanun maddesinin kabul edildiğini de yine bir basın organından, “Resmî Gazete”den öğrenmiş bulunuyoruz. Hepimize kolay gelsin.

1. İBB Zemin ve Deprem Araştırmaları Md., Halkalı Grubu Raporu.

* Zeytinburnu Kentsel Dönüşüm Projesi modelleme çalışmaları hakkındaki kapsamlı açıklamalar, bu çalışmaları yürüten Prof.Dr. Murat Balamir’in dergimizdeki yazısında yer

almaktadır.

** Sözkonusu kanun maddesi ve konu ile ilgili kapsamlı açıklama Mehmet Bozkurt’un

dergimizdeki yazısında yer almaktadır.

Bu icerik 1954 defa görüntülenmiştir.