327
OCAK-ŞUBAT 2006
 
MİMARLIK'tan

İNGİLİZCE ÖZET / ENGLISH SUMMARY

MİMARLIK DÜNYASINDAN

DOSYA: Kentleri “Paylaşmak”?



KÜNYE
DOSYA: Kentleri “Paylaşmak”?

Kentleri “Paylaşmak”?

Editörler: N. MÜGE CENGİZKAN, BÜLEND TUNA

Bugünlerde tartışma gündemimizin ana konusu İstanbul projeleri, ancak sorun, tüm Türkiye kentlerinde yeni projelere açılmak istenen kent parçalarıyla ilgili.

Bir önceki sayımızın dosya konusu olan ve UIA’nın Dünya Mimarlık Günü teması olarak belirlediği “Kentleri Paylaşmak”, tam da tartışılmasını umduğumuz biçimde gündemimizde. Kentlerin tüm kentlilere ait olan, herkesin ortaklaşa kullandığı / kullanabildiğini düşündüğümüz alanları, farklı bir “paylaşım” / “pay etme” / “paylaştırma” anlayışıyla yeniden yapılandırılıyor.

Önce tüm Türkiye’de toplam 550 adedi bulan demiryolu binaları ve çevrelerindeki arazilerin farklı kullanımlara açılması gündeme geldi. Daha sonra limanlarımız, kıyılarımız, kamuya ait olan ve şimdiye kadar iyi kullanılmadığından yakındığımız alanlar, kimi zaman ayrıcalıklı bir kesimin kullanınıma sunulmak üzere, yeniden yapılandırılıyor. Bunlar yapılırken, çoğunlukla kamuya kapalı bir süreç izlendiği gözleniyor. Oysa bu mal varlıkları, devlete değil kamuya ait olduğu halde, kamusal kaynakların kullanımı, kamusal hak ve çıkarları gözeten plan kararlarının öncelikleri, planlama hukuku ve etiğinden doğan kamu hakları gözardı ediliyor. Önümüzdeki gün ve yıllarda, bu süreçlerle ilgili adalet mekanizmasının işletilmesi, kamu hukukunun çıkarlarının teslim edilmesi gündemimize gelecek gibi gözüküyor.

Bu noktada, sorularımızın yönlendirici olma riskini de göze alarak, bazı konuları gündeme getirmek amacıyla bir forum gerçekleştirdik. Forum şu sorular çerçevesinde şekillendi:

KENTSEL POLİTİKA

* Merkezî yönetim eliyle Ankara üzerinden oldukça kapalı ortamlarda geliştirilen projelerin karşılaştığı çeşitli ‘imar’ zorluklarının da yine aynı kanallar tarafından, yerine göre hukuk zorlanarak, aşılmaya çalışıldığını görüyoruz. Yakın geçmişte Turizme Yönelik Planlama kapsamında yapılan benzeri uygulamaları, sakıncalarıyla birlikte yaşamıştık. Sorunu bu kapsamda, ‘şeffaflık eksikliği’, ‘kamusal çıkarlar’ ve ‘kamu hukuku’ açısından değerlendirir misiniz?

* Şimdiye kadar İstanbul Nazım İmar Planı kapsamında yapılan çalışmaların, kentin mevcut dönüşüm hızına yetişememesi, plan hükümlerinin bizzat planı yürütmek ve denetlemekle görevli kurumlarca delinmesi ve uygulanamaz hale getirilmesi, adalet duygusunu zedelemekte ve adeta, kanunsuzluk ödüllendirilmektedir. Şimdi planlamayla yeni bir ekibin görevlendirildiğini, ancak onun çalışmalarıyla eş zamanlı biçimde başka planlama yaklaşımlarını da, emrivaki yapar biçimde, basından öğreniyoruz. Yol gösterici, kural koyucu ve geleceği belirleyici bir planlama yerine, neredeyse parsel düzeyinde önerilen değişikliklerin rasgele istiflendiği bir derleme planlama anlayışıyla karşılaşıyoruz. İstanbul için hâlâ, gerçek ve geçerli bir planlama nasıl mümkün olabilir?

KENTSEL PLANLAMA

* Kent içinde, farklı kullanım şartları altında yeterince değerlendirilmemiş, düşük yoğunluklu, potansiyel kullanım alanları olarak geliştirilebilecek yerlerin hemen hepsi, rant değerindeki artış gerekçe gösterilerek, adeta ‘pazarlanmaya’ başlandı. Bu alanlar için düşünülen projelerin, kentin ve kentlinin yaşam kalitesini yükseltmeye yönelik projeler olup olmadıkları nasıl anlaşılabilir?

* Tek öncelik olarak turizme yönelik yapılanan alanların ve belirli bir gelir seviyesinin üzerindeki kesimlerin kullanabileceği seçkin yapılanma alanlarının, kent yaşamına getireceği olumlu ve olumsuz yönler neler olacaktır?

KENTSEL SAĞLIKLILAŞTIRMA

* İstanbul’un plansız yapılaşmış, güvenliksiz ve sağlıksız kent dokularının kentsel dönüşüm kapsamında yenilenmesi ve İstanbul’un depreme hazırlanması doğrultusunda yapılanları nasıl değerlendiriyorsunuz?

* Kentin yaşam kalitesinin temel göstergelerinden birisi olan yeşil alan miktarının, İstanbul başta olmak üzere kentlerimizde oldukça düşük seviyelerde olduğunu biliyoruz. Cevahir İş Merkezi’ne dönüştürülen alanla, Dubai Towers’a verilmesi düşünülen eski otobüs garajı gibi yerler, kamulaştırma bedelleri ödenmeden yeşil alana dönüştürülebilecek iken, son derece yoğun bir yapılaşmaya açılıyor. AB standartlarına uyum açısından, kentlerimizdeki yeşil alan miktarının artırılması durumunda ne tür alanların kamulaştırılması nasıl gündeme gelecektir?

Bu icerik 1386 defa görüntülenmiştir.