|
|
 |
-
Derleyen: N. Müge Cengizkan
-
Robert Marans
Prof. Dr., Michigan Üniversitesi, Ann Arbor, Michigan USA
-
Handan Dülger Türkoğlu
Prof. Dr., İTÜ Mimarlık Bölümü
Fulin Bölen
Prof. Dr., İTÜ Mimarlık Bölümü
Perver Korça Baran
Dr., North Carolina State Üniversitesi
Robert W. Marans
-
Derya Oktay
Prof. Dr., Doğu Akdeniz Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Kentsel Araştırma ve Geliştirme Merkezi Başkanı
-
Sanjoy Mazumdar
Dr., Kaliforniya Üniversitesi, Planlama, Politika ve Tasarım Bölümü.
-
Tuğçe Selin Tağmat
Y. Mimar, Mimarlar Odası Uluslararası İlişkiler Koordinatörü
-
İsmail Erten
Mimar, Manfred Osman Korfmann Kütüphanesi Proje ve Uygulama Gönüllü Danışmanı
-
Gürhan Tümer
Prof. Dr., DEÜ Mimarlık Bölümü
-
Enis Kotran
Prof. Dr., ODTÜ Mimarlık Bölümü Emekli Öğretim Üyesi
-
Gürhan Tümer
Prof. Dr., DEÜ Mimarlık Bölümü
KÜNYE
|
|
 |
FORUM
Türkiye Mimarlık Politikaları Üzerine MYK Üyelerine Kısa Notlar ve Ön Değerlendirme…
İsmail Erten
Türkiye Mimarlık Politikası (TMP) çalışmaları için tebrik etmek istedim ve iki mesele üzerinde durmak istedim. Birincisi, bunalmıştık son 15 yılın “mimarlık yasası” tartışmalarından... Nurdoğan ağabeyi saygıyla anıyorum, Salih Zeki Pekin’in de kulaklarını çınlatıyorum ama, gerçekten her kongrede ve bakiyesindeki olağanüstülerinde yasa tartışmaktan yorulmuştuk. Bu yasa konusu, çok içimize kapatmıştı bizi, hatta kısırlaşmıştık. Birbirimizle küsüp, dargın kalmıştık yıllarca, taraf olduk, bayrak tuttuk çoğu defa. Galiba TMP, bir sıyrılışın, geçmiş iç birikimleri de yelkenine alarak hızlanmanın, daha geniş ufuklarda gezinmenin, geniş bakmanın vesilesi olacak. Hani bir de, uluslararası mimarlık kongresi söylemlerini tükettik galiba, bölgesel toplantılarda, tartışmalarda artık tekrara doğru yöneldik. İşte bunlarında üzerine sıçratacak gibi geliyor bana. TMP’yi çok abartıp, ondan çok şey beklemiyorumdur inşallah…
İkincisi, -eleştirel olacak ama- kamu yönetimi, bütün TMP ilkelerine sirayet etmiş. Bütün dünyanın, dünya yönetim felsefelerinin etkinliğini en aza indirmek için maksimum çaba sarf ettikleri “kamu yönetimleri”, neden bu kadar baş tacı ediliyor ki, neden her ilke, her sonuç, her iş ondan beklenir hale dönüşüyor ki. Biliyoruz ki, siyasi iktidarlar, yerel yönetimler, hükümetler, meclisler ve devletler, yani sizin deyişinizle “kamu yönetimleri”, 300 yıl kadar önce kurgulanan temsili-parlamenter yönetim anlayışında tarif edilenler kadar saf ve pürü pak değiller. Tam aksine, toplum önünde en güvensiz organlar. Dolayısıyla kontrol edilmesi gereken birincil şaibelilerden olan kamu yönetimi, TMP ilkeleriyle üstlendikleri bu üst misyona hiç de layık değiller diye düşünüyorum. Tamam onlarsız olmaz veya henüz olmaz -çünkü yeni yönetim araçlar bulunamadı insanlık tarafından- ama böylesi de biraz olduğun yerde saymak anlamı taşıyor galiba. Yoksa, yükselen ulusçuluk, milliyetçilik anlayışları bizim zihnimizin bir taraflarına sızmış mıdır?
Bu icerik 4036 defa görüntülenmiştir.
|
 |
|
|