311
MAYIS-HAZİRAN 2003
 
MİMARLIK'TAN

ODADAN

MİMARLIK DÜNYASINDAN

OKURLARDAN

DOSYA: SORUŞTURMA 2003
MİMARLIK GEÇMİŞİNİ DEĞERLENDİRİYOR

KENTSEL TASARIM VE KORUMA PROJESİ YARIŞMASI: ANTALYA KARAOĞLU PARKI, BELEDİYE BİNASI VE ÇEVRESİ

MİMARLIK VE KENT

KORUMA

  • YARARSIZ MİMARLIK
    Gürhan Tümer, Prof. Dr., Dokuz Eylül Üniversitesi, Mimarlık Bölümü



KÜNYE
DOSYA: SORUŞTURMA 2003
MİMARLIK GEÇMİŞİNİ DEĞERLENDİRİYOR

GENEL YAKLAŞIM

dosya editörü: Ali Cengizkan

GENEL YAKLAŞIM

Ülkemizde yıllardır özellikle edebiyat, ama bir yandan da sahne sanatları, görsel sanatlar ve plastik sanatlar alanlarında yapılmakta olan "soruşturma" nitelikli çalışmalar, bu dosya ile ilk kez mimarlık alanına taşınmış oluyor.(1) Edebiyat ile sahne sanatları, görsel ve plastik sanatlar alanlarında yapılan soruşturmaların amacı, beğeniyi toparlamak, konuyu bir noktada yoğuşturarak kolektif değerleri oluşturmak, belleği tazelemek, ve benzeri kaygıları taşıyabiliyor. Dolayısıyla, örneğin, 2002 yılı düşünüldüğünde yapılmış olabilecek olası, "Nazım Hikmet Yılı Nasıl Geçti?", "Türk Resminin Yüz Yıllık Retrospektifinden Anladıklarımız", "2002 Yılında Şiir", "2002 Konserlerinden Akılda Kalan", "Türk Öyküsünde Cinsellik: Öykü Yazarları Ne Diyor?", "Seyirci Oyladı: Geçen Yıl Türk Tiyatrosunda Öne Çıkanlar" ve benzeri başlıklı soruşturmalar, yalnızca etkinlik alanında birebir mesleki çaba gösteren kitleyi hedeflemiyor. Soruların yöneltildiği kesime göre, örneğin birinci durumda, ünlü bir şairin anılması ve emeğinin kutlanması için çok çeşitli kurumlarca gösterilen çabanın Türk şiir okurunun kolektif belleğine katkıda bulunup bulunmadığı; ikincide, yüz yıllık geçmişini değerlendirecek Türk resim sanatının resim sanatçıları, eğitmenleri ve eleştirmenleri tarafından nasıl ele alındığı; üçüncüde, Türk şiir okuruna seslenir biçimde, Türkçe şiir yazan şairlerin, ya da farklı şiir eleştirmenlerinin, bir yıllık şiir verimi (hasatı) üzerine değerlendirmelerinin ne olduğu; dördüncüde, müzik eleştirmenlerinin kaleminden, yıllık müzik etkinliklerinin nasıl değerlendirildiği; beşincide, belirli bir kesitte, yalnızca öykü yazarlarının, belli bir tema ve izlek üzerine varolan ürünler üzerine değerlendirmeleri; sonuncuda ise, bu kez Türk tiyatro seyircisinin, son yıl içinde sahneye konan oyunlar, oyuncular, sahne ve sahne arkası performansı konusunda görüşleri yeralabiliyor. Görüldüğü üzere, bütün bu değerlendirmelerin, yapıldıkları zamanla ve yeralacakları mekanla mutlaka ilgisi var; tümü de yürütüldükleri özneler ve konu ettikleri/odaklandıkları nesneler yoluyla, nesnel ve öznel değer yargıları aynı anda barındırmakta; böylelikle katılımcıların olduğu kadar, soruşturmanın olası okurlarının, dolayısıyla soruşturma hedef kitlesinin çok çeşitlenebileceği görülmekte. Ancak tüm bu soruşturmaların ortak bir paydası var ki, o da çok baskın olarak ortaya çıkmakta: Yazınsal, görsel ve plastik sanatlar ve sahne sanatları, tümü de potalarına ister yazar-okur-eleştirmen; ister resim sanatçısı-izler-kuramcı-eğitimci-eleştirmen; ister tiyatro sanatçısı-seyirci-eğitimci-kuramcı-eleştirmen alarak, üretim-tüketim-pazarlama-değerlendirme-eleştiri süreçlerinin aktörlerini tümüyle kapsamaktadırlar. Sonuç olarak bu alanlarda, etkinliğin, bütün bu aktörlerin katılımıyla oluştuğu kabulüyle hareket edilmektedir. Çağdaş edebiyat, okuru olmadan tamamlanmış sayılmaz. Çağdaş tiyatro, izler çevrenin katılımıyla gerçekleştiriliyor, uzun zamandır. Çağdaş resim ve heykel, kendisini besleyen pazar olgusunu, reddetmek için bile olsa, bilmek zorunda. Böylece soruşturmalarla ulaşılan sonuç, kullanılan yöntemin eksiği-fazlası / hatası-sevabı olsa bile, odaklanılan özel konuya ilişkin, soruşturma öncesi noktaya göre "görece nesnel çıkarsamalara" kapı aralamaktadır. (2)

Notlar

1. Mimarlık dergilerinde 1930lu yıllarda ve 1970'deki anket benzeri çalışmaları anımsıyoruz.

2. Açıkcası, bu "görece nesnel çıkarsamalar" öncesi durumda, "desteksiz atılıp tutulan", "bilindiği sanıldığı halde 'yanlış bilinçlenme' ve koşullanmalar altında yaşanılan", "değerlendirme ve eleştiri alanlarının 'kendinden menkul' değer yargılarına teslim edildiği" oluşumlar yaşanmakta ve bazen alandaki aktörlerin, kendi pozisyonlarını da bilmedikleri, bir söylemsel iktidar hüküm sürmektedir.

Bu icerik 4172 defa görüntülenmiştir.