344
KASIM-ARALIK 2008
 
MİMARLIK’tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

MİMAR PROFİLİ: Şevki Vanlı’nın Farklı Kimlikleri: Avangart? Girişimci? Eleştirmen?

MİMARLIK MÜZESİNE DOĞRU
İNGİLİZCE ÖZET / ENGLISH SUMMARY
TÜRKÇE ÖZET
YAYINLAR
MEA ARCHITECTURA MEA CULPA
Zavallı Mimar / Gürhan Tümer



KÜNYE
CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARLIĞI

TBMM Milletvekili Lojmanları’ndan Ayakta Kalan Konutların Korunması Yönünde Bir Karar

Çankaya’da 1984 yılında yapımı tamamlanan, Behruz Çinici’nin mimarı olduğu TBMM Milletvekilleri Lojmanları yıkıldı; yerine tasarlanan TOKİ konutlarının inşa çalışmaları sürüyor. 25 hektarlık bir arsa üzerine kurulu 400 konutluk yerleşiminden bugüne kalan 3 konut birimi ise kısa bir süre önce sonuçlanan mahkemenin koruma kararına rağmen yıkıldı. Mahkemeye sunulan bilirkişi raporu, Cumhuriyet dönemi mimarlık ürünlerinin “kültürel miras” olma potansiyeline yönelik kriterleri geliştirmeye çalıştığımız dergimizin “Cumhuriyet Dönemi Mimarlığı” bölümü için önemli bir metin olarak görülmekte.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, 24 Ocak 2007 tarihinde yapıların korunması ve taşınmaz kültür varlığı olarak tescili talebi ile Ankara Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Müdürlüğü’ne başvurmuştur. Koruma Kurulu 2 Mart 2007 tarih ve 2154 sayılı kararı ile yapıların gerekli kültür varlığı özelliği taşımadığı gerekçesi ile tescilini gerekli görmemiştir. TBMM Lojmanları’nın yerine bugün, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından 32 katlı 12 blokta toplam 1.832 konut uygulaması yürütülmekte, projenin 2010 yılında tamamlanacağı bildirilmektedir.

 

Behruz Çinici’nin “sanatçı hakkı”yla Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde açtığı dava 19 Temmuz 2008’de sonuçlanmıştır. Kararda yer alan “TOKİ’nin idare ofisi olarak kullanmak için yıkmadığı 3 lojmanın aslına uygun olarak korunmasına” kararı verilmiştir. Ayrıca, kararda geride kalan 3 konut biriminin girişine bir pano yerleştirilerek TBMM Lojmanları’nın yıkılmadan önceki fotoğrafı ile tarihçesine ilişkin bilgiler ve mimarının özgeçmişinin konulması da hükme bağlanmıştır.

 

Karara temel oluşturmak üzere, bilirkişilerden, bugün yıkımdan geriye kalan 3 konut biriminin sahip oldukları değerler bakımından korunmasının gerekli olup olmadığı yönündeki bir rapor hazırlamaları istenmiştir. Bilirkişilerin incelemeleri sonucu verdikleri rapor, Cumhuriyet dönemi mimarlık ürünlerinin “kültürel miras” olma potansiyeline yönelik olarak, kuram geliştirme, kriter oluşturma, yasal statü belirleme gibi konularda tartışma başlıkları açtığımız, dönem mimarlığının korunmasına yönelik kriterlerin neler olabileceği ve bu kapsamda ne tür stratejilerin geliştirilebileceğini örneklemeye çalıştığımız derginin “Cumhuriyet Dönemi Mimarlığı” bölümü için önemli görülmektedir.

 

Bilirkişi raporunda bu konut yerleşiminin taşıdığı özellikler açısından taşıdığı “kültür varlığı” değerine ilişkin şu bilgiler verilmektedir:

 

“TBMM Milletvekilli Lojmanları yerleşim planı tasarım anlayışı, mahalle kavramının çağdaş bir yorumudur. Anadolu konut mimarlığını geleneksel avlu-ev ilişkilerini vurgulamaktadır. 1980’li yılların tasarım akımlarından etkilenerek geleneksel konut mimarlığına özgün bir yorum kazandırmaktadır. Gerek plan çözümü ve cephe özellikleri gerekse taşıyıcı sistem ve yapım teknikleri ve kullanılan malzemeler bu özgünlüğü güçlendirmektedir. Konutlar 140 m2’lik üç katlı villalar olarak tasarlanmıştır. Zemin katta garaj ve konuk odası, birinci katta mutfak ve günlük odalar (salon), üst katta yatak odaları bulunmaktadır. Çatı arasında yer alan mekânın kullanımı gemici merdiveni ile sağlanmaktadır. Yapılar, geniş saçakları, pencere oranları, cumbayı çağrıştıran çıkmaları, iç mekânlarda kullanılan merdiven ve dolap detayları, geleneksel konutun çağdaş yorumunu örneklemektedir. Ayrıca, kent ucu alanlarda yapılan yeni kuşak toplu konut alanlarını erken ve özgün örneklerindendir.

 

Eser sahibi Mimar Behruz Çinici’nin elli yıla yakın meslek yaşamı boyunca benzeri ve/veya farklı ama özgün ilkelerle ve mimari dil ile tasarlanmış birçok eseri bulunmaktadır. Çoğu gündelik sıradan mimarlık pratiklerinin üzerinde bir mimari niteliğe sahip olan bu eserlerin taşıdığı özellikler Sayın Çinici’ye ulusal mimarlık ortamında ve meslektaşları arasında da tanınırlık ve saygınlık kazandırmıştır.”
 
TBMM Milletvekilli Lojmanlarının ilk devlet mahallesi olan Saraçoğlu Mahallesinden sonra ikinci devlet mahallesi olarak tasarlanmış, uygulanmış ve yirmi yıl süre ile bu işin ve amaçla kullanılmış olması dolayısıyla kandığı anlam; mimari projenin ve yapıların döneminin sosyo-politik ve sosyo-kültürel söylemini ve yaşamını mekâna yansıtması dolayısıyla kazandığı belge ve değeri fiziksel varlığından güçlüdür.”
 
Bu yerleşkenin mimarlık ve kentsel planlama literatüründeki yerine ve neden korunması gerektiğine ilişkin ise şöyle denilmektedir:
 
“1945’de yapılan ve ilk devlet mahallesi olan Saraçoğlu Mahallesi aynı geleneksel Anadolu konut mimarlığını referans alan bir örnek olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır. 1980’lerde yapılan ve ikinci devlet mahallesi olan TBMM Milletvekilli Lojman yapılarının da aynı nedenlerle ve geleneksel Anadolu konut mimarlığının özgün post modern yorumu olarak korunması gerektiğine inanılmaktadır. Kültür varlıklarının korunmasına yönelik çağdaş yaklaşımlar, kentsel mekânda anlam ve bağlam sürekliliğinin gözetilmesini başlıca ilke olarak benimsemektedir. Bu bağlamda, 40 yıl ara ile tasarlanıp yapılan, benzer güçlü mimari niteliklere ve anlama sahip iki yerleşim alanı ve yapılanın ikincisinin korunması birincinin anlamını da güçlendirmektedir.”
 
Bilirkişilerden 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nu çerçevesinde yerleşkenin kanunda belirtilen tanımlara uyup uymadığı konusunda görüşlerine başvurulduğunda, bilirkişiler kanunun 7. maddesi olan “Yapılacak tespitlerde, kültür ve tabiat varlıklarının tarih, sanat, bölge ve diğer özellikleri dikkate alınır. Devletin imkânları göz önünde tutularak, örnek durumda olan ve ait olduğu devrin özelliklerini yansıtan yeteri kadar eser, korunması gerekli kültür varlığı olarak belirlenir” maddesini gündeme getirmekte ve şöyle demektedirler:
 
“Bu ifade korunması gerekli yapılar hususunda yapılacak tespitlerde, “eski” ve “tarihsel” olmanın belli ki dışına çıkmakta ve takdiri “tarih, sanat. Bölge ve diğer özellikleri” dikkate alarak değerlendirmeyi esas kılmaktadır. […] Davacı tarafından sözü edilen ‘postmodern’ tanımın gereği gibi anlaşılamadığı görülmektedir. TBMM Milletvekili Lojmanları döneminin özelliklerini yansıtan bir belge niteliği taşımaktadır. Mimar Behruz  Çinici’nin tasarladığı konutlar 20. yüzyılın son çeyreğinde egemen olan modern sonrası akımlar birlikteliğinde, tarihî ve yerel referanslarla geçmiş dönemlerin geleneksel motiflerini barındıran bir yorumdur. Çağdaş teknoloji ile geleneksel Türk mimari öğelerinin birlikte kullanıldığı konut yerleşim alanı örneği ‘postmodern’ tasarım anlayışı ile gerçekleştirildiği dönemde mimarlık ortamında yankı bulmuştur. Tek yapı ölçeğinden çok, yerleşim alanının geleneksel mahalle dokusu yorumu ile dikkat çekmektedir.
 
Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmeliği’nin 2. Bölümü olan ‘Esas Hükümler / Tespitlerde Değerlendirme Kıstasları’ Madde 4 (f)’te belirtildiği üzere: “Tek yapılar için, taşınmazın sanat değeri, mimari, tarihî, estetik, mahalli, arkeolojik değerler kapsamı içinde; strüktürel, dekoratif, yapısal durum, malzeme, yapım teknolojisi, şekil bakımından özellik arz etmesi” konusunun gözönünde bulundurulacağı kuralı yer alır. Buradaki ifade de tarihî değerin yanısıra “sanat”, “mimari”, “estetik”, “mahalli” tanımları dava konusu yerleşim alanının ve yapılarının korunması için bir dayanak olarak görülmektedir.”
 
Sonuçta bilirkişiler, yerleşimin bütünselliğinin kaybedilmiş ve geri dönülmesi olanaksız bir süreç yaşanmış olduğunu bildirerek yıkımlardan geriye kalan 3 konutun “yerleşim alanındaki konutların tek yapı niteliklerinin belgesi” olarak korunması gerektiğini belirtmişlerdir. Konutlar, bu yazının hazırlandığı Ekim 2008’in ilk haftasında, yukarıda özetlenen süreç sonucu alınan mahkeme kararına rağmen yıkılmaya başlanmıştır. Böylelikle, nitelikli mimarlığın, bu denli gözönünde yapılar için bile kentsel rant karşısında bir dayanım gücü oluşturmadığı “tescil” edilmiştir. Alınan mahkeme kararına rağmen, 400 konuttan geriye kalan 3 yapı bile bu nitelikli yerleşimin “iz”lerini silmek ve yerine yapılan devasa bloklarda yaşayacak insanların yaşam kaliteleri için kıyas bile oluşturmamak üzere yıkılmıştır.
 
 
KAYNAKLAR
 
·         Oktay Ekinci, 2008, “İmar Vandalizmi”, Cumhuriyet, 14 Eylül 2008.
·         11. İdare Mahkemesi Başkanlığı’na Prof. Dr. Nur Çağlar, Prof. Dr. Halit Çal ve Doç. Dr. Aysu Başkaya tarafından sunulan bilirkişi raporu, 26 Mayıs 2008.
 

Bu icerik 6043 defa görüntülenmiştir.