|
410
KASIM-ARALIK 2019
|
|
-
İpek Akpınar, Doç. Dr. İTÜ Mimarlık Bölümü
-
Yiğit Acar, Dr. Öğr. Gör., Bilkent Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
Tonguç Akış, Doç. Dr., İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Mimarlık Bölümü
-
Fatma İpek Ek, Dr. Öğr. Üyesi, Yaşar Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
Zeynep Eres, Doç. Dr., İTÜ Mimarlık Bölümü
Merve Arslan Çinko, Arş. Gör., İstanbul Medeniyet Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
Bahar Gökçen Kumsar, Arş. Gör., İTÜ Mimarlık Bölümü
Elif Öz Yılmaz, Arş. Gör., İTÜ Mimarlık Bölümü
-
Can Boyacıoğlu, Dr. Öğr. Üyesi, Gebze Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
F. Cânâ Bilsel, Prof. Dr., ODTÜ Mimarlık Bölümü
-
B. Selcen Coşkun, Doç. Dr., MSGSÜ Mimarlık Bölümü
-
Esin Boyacıoğlu, Prof. Dr., Gazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
Belkıs Uluoğlu, Prof. Dr., İTÜ Mimarlık Bölümü
-
Ayşe Ceren Güler, Dr. Öğretim Üyesi, Özyeğin Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
Arzu Başaran Uysal, Doç. Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü
-
Ayşen Savaş, Prof. Dr., ODTÜ Mimarlık Bölümü
-
Güldehan F. Yavaşoğlu Atay, Dr. Öğretim Üyesi, MSGSÜ Mimarlık Bölümü
-
Sinem Görücü, Yüksek Lisans Öğrencisi, University College London
KÜNYE
|
|
|
MİMARLIK'tan
Sık sık bahsetmeye başladığımız bir konu var: Müşterekler. Her geçen gün kaynakların özelleştiği günümüzde, eksikliğini duymaya başladıkça önemsemeye de başladığımız ve kamunun olanı kamuya vermeyi öngören bir kavram olarak “müşterekler”, önemli bir alternatif sunuyor. Kentsel mekânı yeniden şekillendirmemize olanak verecek bu anlayışın, kent suçlarına karşı ayakta durmamızı sağlayacak bir güç olduğunu söyleyen İpek Akpınar, bu sayının MİMARLIK Gündem’inde bu yeni toplumsal ilişkiler ağına dikkat çekiyor. Müştereklerin “katılım, işbirliği, özyönetim, üretim ve paylaşım üzerine temellenen toplumsal pratiklere” işaret ettiğini belirten metin, bu kavramların tam karşısında duran kapalı kapılar ardındaki projeleri aklımıza getiriyor. Mesela İstanbul’da “Şehir Senin, Deniz Senin” / “Tarih Senin, Gelecek Senin” ve benzeri, sözde “katılım” kokan sloganlarla yıllardır kapalı olan Galataport projesi tamamlandığında ne kadar “bizim” olacak, heyecanla beklemeye devam ediyoruz. Bu yılki 16. İstanbul Bienali ise sergi mekânlarından İstanbul Resim ve Heykel Müzesi aracılığıyla Galataport proje alanında neler olup bittiğine uzaktan bir göz atabilmemizi sağladı. Ben gibi eminim birçok kişi, Antroposen’e referans veren işleri görmek kadar, sergi mekânlarının aralarından dışarıya bakabilmek için de bienali ziyaret etti. Bu sayıda yer alan bienal değerlendirmesinde Can Boyacıoğlu, “Yedinci Kıta”da yaptığı gezintiyi bizlere aktarıyor ve “yapmanın büyüsüne kapılmadan yapmak mümkün mü?” sorusunu sorarak sergilenen eserlerle yapının bulunduğu projenin ikircikli birlikteliğini sorguluyor. Benim de aklıma bir soru düşüyor: Acaba bienal bizi temasıyla müsemma bir mekânda ağırlayarak gizliden gizliye “Bakın, sizi Yedinci Kıta’nın içine getirdik!” diyor olabilir mi?
Son aylarda birçok kişinin gezi planları arasında Eskişehir var. Eylül ayında açılan Odunpazarı Modern Müze hem müellifi hem tasarım kararlarıyla daha uzun süre ilgiyi üzerinde tutacak ve konuşulacak gibi duruyor. Bu sayıda yer alan değerlendirme, yapının tasarım kararları kadar müzenin adındaki “modern bir müze” vurgusuna da dikkat çekiyor. Proje elde etme sürecinin yine yarışma olmamış olması her ne kadar noksan olsa da şahıs inisiyatifiyle kentlerin sanat hayatlarına yapılan katkı oldukça önemli. Başka bir şahıs katkısı olan Vehbi Koç Vakfı’nın ellinci yılı dolayısıyla düzenlenen Bir Şehir Kurmak: Ankara 1923-1933 sergisi, sevgili Ali Cengizkan ve dergiye uzun yıllar emek veren N. Müge Cengizkan küratörlüğünde gerçekleşecek. 13 Kasım’da açılacak olan sergi, şimdiki Kızılay’ın “Yenişehir” olma ve yeni şehirleşme hikayesine yakından bakıyor. Serginin hayalini kurduğu / kurdurduğu “Ankara Şehir Müzesi”nin gerçek olduğu ve o yapının mimarisine dair değerlendirmelerin yazılacağı sayıları bir gün görebilmek dileğiyle…
Aslı Tuncer Madge
Bu icerik 2250 defa görüntülenmiştir.
|
|
|
|