411
OCAK-ŞUBAT 2020
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
MİMARLIK GÜNDEM

Boğaziçi’ni “Kanal”laştıracak Olan Yasa Taslağı Üzerine!

Esin Köymen, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı

“Boğaziçi alanında yerleşme ve yapılaşmanın planlanması, koordinasyonu, imar uygulamalarının yapılması ve denetlenmesi için kurulmuş olan, Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Boğaziçi İmar Müdürlüğü, Büyükşehir Belediye Başkanı'nın üyesi olduğu Boğaziçi İmar İdare Heyeti ile Boğaziçi İmar Yüksek Koordinasyon Kurulu ortadan kaldırılıyor.” “Hazırlanan yasa taslağı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Boğaziçi Kanunu'ndaki yetkileri, Cumhurbaşkanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na devrediliyor. Bu durum yerel yönetimlerin yetki alanlarına yapılacak müdahale nedeniyle bir çeşit kayyım uygulaması olarak anlaşılmaktadır.” “Mayıs 2018 tarihinde 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 16. madde ile Boğaziçi Sit Alanının bazı kısımları imar affı kapsamına alınmıştı. Bu düzenlemeyle de bölgede yapılaşmanın hızla artacağı, kamuya ait alanların özelleştirileceği, orman alanları da dahil olmak üzere mülkiyetlerde hızla el değiştirmeler olacağını tahmin etmek zor değil.”

 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nda büyük çaplı değişiklikler öneren 28 maddelik yasa taslağı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile birlikte, Sarıyer, Beşiktaş, Beykoz ve Üsküdar olmak üzere 4 ilçe belediyesini de yakından ilgilendiriyor. Mevcut yasada Boğaziçi alanı; ön görünüm, geri görünüm ve etkilenme bölgesi olarak belirlenmiş iken taslak metine eklenen siluet geçiş sahaları ile bu alanın genişletildiğini görüyoruz. Öte yandan, Boğaziçi alanında yerleşme ve yapılaşmanın planlanması, koordinasyonu, imar uygulamalarının yapılması ve denetlenmesi için kurulmuş olan, Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Boğaziçi İmar Müdürlüğü, Büyükşehir Belediye Başkanı'nın üyesi olduğu Boğaziçi İmar İdare Heyeti ile Boğaziçi İmar Yüksek Koordinasyon Kurulu ortadan kaldırılıyor. Bu kurumların yerine, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı, merkezi İstanbul’da olan, kamu tüzel kişiliğine haiz özel bütçeli Boğaziçi Başkanlığı ve kanunda belirtilen konularda karar almak üzere, Avrupa ve Anadolu yakasında iki ayrı Boğaziçi Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Düzenleme Kurulları öneriliyor. Boğaziçi Başkanlığı’nın başkan ve yardımcıları ile Boğaziçi Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Düzenleme Kurullarının üyeleri Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor olacak.

Hazırlanan yasa taslağı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Boğaziçi Kanunu'ndaki yetkileri, Cumhurbaşkanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na devrediliyor. Bu durum yerel yönetimlerin yetki alanlarına yapılacak müdahale nedeniyle bir çeşit kayyım uygulaması olarak anlaşılmaktadır.

Boğaziçi Başkanlığı’nın görevleri arasında, Boğaziçi kıyı, sahil şeridi ve öngörünüm bölgelerinde imar planları hazırlamak, siluet geçiş sahalarına ilişkin ilgili belediyelerce ve ilgililerince hazırlanan plan tekliflerine ilişkin kurul kararı alarak onaylanmak üzere Bakanlığa sunmak geliyor. Yetki sınırları içinde ise; parselasyon planları yapma, ilgili belediyelerce hazırlanan plan tekliflerini onaylama, ifraz tevhid işlemleri, siluet kararları alma, kamulaştırma, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni verme, kiralama, kaçak yapılarla ilgili cezai işlem yapma, yıkma, para cezaları verme ve tahsil etme gibi pek çok konu sıralanıyor.

Boğaziçi Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Düzenleme Kurulları; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından teklif edilip Cumhurbaşkanlığı tarafından atanacak olan toplam 11 üyeden oluşacak. Kurulun aldığı kararlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın onayından sonra yürürlüğe girecek.

Boğaziçi Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Düzenleme Kurullarının görevleri arasında; imar planlarını ve imar planı değişikliklerini görüşerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunmak, tespit ve teklif edilen yapıların yıkımı, bilimsel araştırma raporları, siluet modellemeleri, korunması gerekli kültür varlıklarının tescili, özelliğini kaybetmiş yapıların tescilinin düşürülmesi konularında görüşme yaparak karar alınması sayılıyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Boğaziçi alanına ilişkin görevleri arasında ise; kıyı, sahil şeridi ve öngörünüm bölgelerine ait planları ve plan değişikliklerini yaparak Cumhurbaşkanlığı’na sunmak, parselasyon planları yapmak ya da yaptırmak; Boğaziçi alanı ve siluet geçiş sahalarını belirleyerek onaylanmak üzere Cumhurbaşkanlığı’na sunmak; Boğaziçi kıyı, sahil şeridi, ve öngörünüm alanına ait Boğaziçi Başkanlığı’nca hazırlanan imar uygulama programlarını incelemek ve onaylamak; kıyı, sahil şeridi ve öngörünüm bölgelerinde park, çocuk parkı, rekreasyon alanı, yürüyüş ve bisiklet yolları, açık otopark ya da yeraltı otoparkı yapmak gibi pek çok imar faaliyetleri sıralanıyor.

Teklif edilen düzenlemeler, 18.11.1983 tarihli Boğaziçi Kanunu’nda köklü değişiklikler yaparken bölge ile ilgili tüm kararların doğrudan Cumhurbaşkanlığı’na bağlanmasına yol açacaktır. Siluet geçiş sahaları ile genişletilen ve doğrudan Cumhurbaşkanlığı’na bağlanan Boğaziçi alanında, bu genişleme nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ve ilçe belediyelerinin de yetki alanları kısıtlanacaktır. İstanbul Boğaziçi Alanı Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 14 Aralık 1974 tarih, 8172 sayılı kararı ile doğal sit alanı olarak ilan edilmiş, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu 22.11.1983 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Boğaziçi İmar Müdürlüğü ise yasanın 6. maddesi ile 11.01.1984 tarihinde kurulmuştur. Kanunun amacı; Boğaziçi alanının kültürel ve tarihî değerlerini ve doğal güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak ve geliştirmek ve bu alandaki nüfus yoğunluğunu artıracak yapılanmayı sınırlamak için uygulanacak imar mevzuatını belirlemek ve düzenlemektir. Yeni yasa taslağının amacı ise, yetkileri tek elde toplarken alanın korunmasından ziyade yeni yapılaşmalara yol açacak düzenlemeler içermek.

Mayıs 2018 tarihinde 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 16. madde ile Boğaziçi sit alanının bazı kısımları imar affı kapsamına alınmıştı. Bu düzenlemeyle de bölgede yapılaşmanın hızla artacağı, kamuya ait alanların özelleştirileceği, orman alanları da dahil olmak üzere mülkiyetlerde hızla el değiştirmeler olacağını tahmin etmek zor değil.

Bugünlerde, tanker kazalarının azaltılması ve kanal geçişlerinden elde edilecek gelirler üzerinden aklanmaya çalışılan; tüm ekolojik, kültürel, doğal eşikleri yok edecek olan Kanal İstanbul projesinin mucitlerinin yapacağı düzenlemenin, doğal bir su yolu olan Boğaziçi’nin korunmasına yönelik olması olası görünmüyor.

Yıllardır kentlerimizi ve kırsal alanlarımızı gayrimenkul firmalarının talepleriyle şekillendiren iktidarın bu politikalarını, seçimle alamadığı yerel yönetimlerde kayyım atamaları ya da yetki gasplarıyla sürdürmeye çalıştığını görüyoruz. Özgün doğal ve kültürel değerleri barındırması nedeniyle sit alanı olan ve korunmasına yönelik olarak hakkında çıkartılmış bir yasası da bulunan Boğaziçi’nin, yapılan düzenleme ile kent topraklarını gelir getirici bir meta olarak gören bu anlayıştan nasibini alacağı aşikardır. Özellikle İBB’ye bağlı olan Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nün ortadan kaldırılmasıyla bu müdürlüğün gelirleri de artık Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na aktarılmış olacak. Bu yasa taslağının Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne getirilmesi durumunda, milletvekillerinin bu taslağa karşı tavır geliştirmesi ve bu düzenlemenin çıkmaması için kamuoyu duyarlılığı geliştirilmesi ortak sorumluluğumuzdur.

Bu icerik 2437 defa görüntülenmiştir.