|
413
MAYIS-HAZİRAN 2020
|
|
-
Eyüp Muhcu, Mimarlar Odası Genel Başkanı
-
Ruşen Keleş, Prof. Dr., AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi
-
Murat Çetin, Prof. Dr., Kadir Has Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
İlker Kahraman, Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı
-
Pınar Karababa, Dr. Öğr. Üyesi, Beykent Üniversitesi Sosyoloji Bölümü
-
T. Gül Köksal, Doç. Dr., Mimar, Koruma Uzmanı
-
Umut Şumnu, Dr. Öğr. Üyesi, Başkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü
-
Namık Erkal, Prof. Dr., TED Üniversitesi Mimarlık Bölümü
-
Bülent Batuman, Doç. Dr., Bilkent Üniversitesi Kentsel Tasarım ve Peyzaj Mimarlığı Bölümü Başkanı
-
Nasim Han, Mimar, DEÜ Mimarlık Bölümü Bina Bilgisi Programı Doktora Öğrencisi
Özlem Arıtan, Doç. Dr., DEÜ Mimarlık Bölümü
-
Ahmet Melih Öksüz, Prof. Dr.,, KTÜ Mimarlık Bölümü
-
Nizam Onur Sönmez, Dr. Öğr. Üyesi, İTÜ Mimarlık Bölümü
-
Mustafa Gülen, Dr. Öğr. Üyesi, Kurum: Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü
-
Mehmet Şener , Dr. Öğr. Üyesi, Kocaeli Üniversitesi Mimarlık Bölümü
Emre Kishalı, Dr. Öğr. Üyesi, Kocaeli Üniversitesi Mimarlık Bölümü
Faik Afşeören, İnşaat Mühendisi, TC Sağlık Bakanlığı, Konya İl Sağlık Müdürlüğü
-
Berkutay Coşkun, Mimar, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Yüksek Lisans Öğrencisi
KÜNYE
|
|
|
DOSYA: YENİ BİR DÖNÜŞÜM SÜRECİ: COVID-19
Giriş
Küresel olarak karşı karşıya olduğumuz COVID-19 salgını ile birlikte kendimizi ani çözüm arayışlarının içinde bulduk. Şimdi ve sonrası için acele çözümler üretmeye çalışırken, geçmişe dönüp bakmak bir paradoksun içine düşmemek adına önem taşıyor. Birkaç yüzyıl öncesine gidildiğinde yine salgın sebebiyle üretilen mimari çözümlerin tek odaklı olmak, siyasi korku rejimlerinin aracı olmak ve farkında olmadan panik iklimini mekânda sabitlemek gibi sonuçları olabileceğini geçmişte izlemek mümkün. Peki, bizim çözümümüz nasıl olacak? Herkesin aynı anda evde kalarak eşitlendiği bugünlerde, daha demokratik bir arayış içerisinde evrene duyarlı ve sürdürülebilir bir mimarlığın yollarını üretmek ve yaymak mümkün olacak mı?
Salgın sürecinde virüsün bizlere tuttuğu ayna, artık bazı şeyleri her zamanki gibi yapmamamız gerektiğine işaret ediyor. Kolektif ve somut bir çalışma yapmanın ötesinde alternatif arayışlar ise iki soru etrafında şekilleniyor: Önceden nasıl yapıyorduk, şimdi nasıl yapmalıyız? Mevcut düzeni çevrimiçi ortamlarda devam ettirmeye çalışmak yerine yeni bir eleştirel düzlemin peşine düşmenin gerekliliğine dikkat çeken T. Gül Köksal, “bireysel olandan toplumsala, örgütlenmeler üzerinden bireylere, yatay-düşey tüm ilişkilerde geçişli bir yapma haline, her gün yeniden sorgulanarak denenmesi gereken bir çabaya” ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
Dışarıda olanın oldukça hızlı bir şekilde evin içerisine hapsolmasıyla, “mesafelerin” yeniden tanımlandığı bir dönemece girdik. Salgından sonrasına yönelik tahayyülleri ve ortaya atılan düşünceleri bir araya getiren Umut Şumnu, “ben-ötesi” toplumcu bir yaklaşımla kurgulanabilecek “çıkar peşinde değil toplumun hizmetinde olan, doğayla savaş halinde olmayan, sadece kendi varoluşunu değil tüm varoluşları önemseyen ve mesafeyi değil teması çoğaltan” mimarlığın olasılıklarına işaret ediyor.
Krizlerin önceki durumda ertelenen kimi büyük değişikliklerin kabul ve yaygınlık kazanmasındaki etkisi, tarihte aniden ortaya çıkan büyük dönüşümler üzerinden okunabiliyor. COVID-19 krizinin sebebiyet verdiği kritik eşiği ve geçmişteki benzer salgın süreçlerinin izlerini odağına alan Namık Erkal, çözümleri değil çelişkileri ve paradoksu temsil edecek “çok disiplinli ve çevreci bir kavrayışla formalist olmayan yeni pratik biçimlerine” yönelmek gerektiğini ifade ediyor.
Bu icerik 3925 defa görüntülenmiştir.
|
|
|
|