KIRDAN / KENTTEN
			Kepsut: “Topak Ev”den Günümüze 
			Bedriye Asımgil, Doç. Dr., Balıkesir Üniversitesi Mimarlık Bölümü
			
			
			
			
			
			Antik çağın Mysia  bölgesinde yer alan Kepsut’un ne zaman kurulduğu bilinmemektedir. Selçuklular  döneminde kervan yolu üzerindeki kalıntılar, yörenin konaklama amaçlı  kullanıldığını göstermektedir. Osmanlı döneminde Bursa sancağına, 1867’de de  Balıkesir sancağına bağlanmış, 1953’te ilçe olmuştur. Karesi Bey ve  beraberindeki Türkmen nüfus, bölgeye ilk yerleştiklerinde, mevcut Bizans konutlarıyla  birlikte, yanlarında taşıdıkları topak ev-yurtlarını kullanmışlardır. “Topak ev”  çadırlar, Türkmen nüfus tarafından, kalıcı yerleşik düzene geçene kadar  kullanılmaya devam etmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun bölgede var oluş  sürecinden geriye, farklı katmanlara ve dönemlere evsahipliği yapmış, birçok  kültürden insanı barındıran zengin bir kültür mozaiğine sahip bir ilçedir. 
Akdeniz iklimi ile iç batı  Anadolu karasal iklim bölgelerinin geçişme alanı olan Kepsut, merkezdeki Kepsut  Ovası dışında engebeli, yükseltinin sık değiştiği, dağlık alanların da önemli  bir oran teşkil ettiği kırık arazi yapısına sahiptir. Yöresel kültür ve etnik  yapı, ilçe köylerindeki arazi yapısı gibi hızlı bir değişkenlik gösterir. Ova  kısmında manav dediğimiz yerli Türkler ve Bulgaristan göçmeni Türkler yoğundur.  İlçenin kuzeyindeki dağlık Yörük köylerinde, Orta Asya karakterini taşıyan  karışmamış, çekik gözlülük oranı yüksek bir insan yapısı göze çarpar. Buradaki  yirmiye yakın Karakeçili köyü, dışa kapalı bir aşiret ve kültür bölgesi  oluşturmuştur.
İlk kez 12. yüzyılın  sonlarında Türk yerleşimi ile tanışan, sonrasında Karesi Beyliği, Osmanlı İmparatorluğu  ve Türkiye Cumhuriyeti dönemlerinin etkileriyle harmanlanan Kepsut sivil  mimarisinin erken örneklerinden, savaşlar, yangın ve depremler nedeniyle ancak  19. yüzyıl sonunda inşa edilenlere rastlanabilmektedir. Camiiatik, Camiicedid,  İhsaniye mahalleleri, afetlere korunaklı yerleşim alanı olarak seçilmiş, yarı kâgir  konut mimarisi ile inşa edilmiştir.
Bölgenin kültürel yaşam ve  kırsal geçim yolları (tarım, hayvancılık, el sanatları ve turizm) yöresel  dokuya da yansımış ve zengin bir mimari tipoloji oluşturmuştur. Tarih boyunca  yapım öncesinde tasarlama yapmadan ve yapısal geleneklere referans veren  çeşitlilikte üretilen, ancak kültürel geleneğin ihtiyaçlarının sonucunda ortaya  çıkan konut biçimleri, kırsal konut ve yerleşim dokusunun mimari dilini  oluşturur. Öncelikle tek mekânlı tipten başlayan barınma ihtiyacı, sosyal ve  fiziksel gereksinimlere bağlı olarak şekillenmiştir. Zenginler ve toplumun  ileri gelenleri, büyük konaklarda, Kepsut ilçe halkı ise, mütevazı evlerde  oturmaktadırlar. Fakat maddi duruma göre oda sayısı, süsleme gibi hususlar  değişse de, mimari anlayış aynı kalmıştır. Evlerin iç ve dış cephelerinde  sadelik göze çarpmaktadır. İç ve orta sofalı mekân örgütlemesine sahip evlerin  esas yaşam alanı üst katlardır. Sofa, plan elemanı olarak evin merkezinde,  odaların kesişim noktasında yer almaktadır. Buradan bir merdiven vasıtası ile  ikinci kata çıkmayı sağlayan sofa, ev halkının birleşim noktası, ortak kullanım  alanıdır. Coğrafyada var olan yerel malzemenin sade ve doğal kullanımı ile  oluşturulan yapı estetiği, yapım kalitesi, mimari detaylardaki incelik, Kepsut’ta  üst düzeyde bir mimari anlayışın varlığını göstermektedir.
			
			
			Bu icerik 6317 defa görüntülenmiştir.