325
EYLÜL-EKİM 2005
 
MİMARLIK'tan

Öğrenci Yarışması: Aşırı

Topluma Yansıyanlar

Gelecek Kongrelere Doğru…

uia2005istanbul

  • İzlenimler

    Zuhal Ulusoy

    Yrd.Doç.Dr., Bilkent Üniversitesi, Peyzaj Mimarisi ve Kentsel Tasarım Bölümü



KÜNYE
Neler Tartışıldı / Sergilendi / Sunuldu? Temalar ile Bir Kesit …

TÜRKİYE KENTLERİ ÜZERİNE

Türkiye kentleri, ve özellikle İstanbul, üzerine ana konuşmacıların yorumları, basında en çok yer bulan konuların başında geliyordu. Her ne kadar yakından tanımayanlar için yüzeysel yorumların ötesine geçemediyse de, kent bilinci ve kalitesi üzerine sarfedilen sözler manşetlere taşındı. Türkiye kentlerinin yanısıra, daha özel kent parçaları, Kongre’de türlü biçimlerde temsil edildi. Mimarlar Odası Şubeleri ve birkaç Temsilciliğin, içinde bulundukları kent ve barındırdığı özgün mimarlık ürünlerine yer verdikleri birçok sergi yer aldı. Poster sunumundan atölye çalışmasına çeşitli etkinlikler ile, kente özgü değer ve sorunlar tanıtıldı.

SERGİ / YAYIN / BİLDİRGE

UIA 2005 İstanbul’a Doğru Türkiye Kongreleri

Kongre’nin ana teması olan “Kentler ve Mimarlık” konusunda Türkiye gerçeklerine bağlı değerlendirmelerin yurt düzeyinde de gündeme getirilmesi amacıyla 7 kentte (Trabzon, İzmir, Diyarbakır/Mardin, Adana/Antakya, Kocaeli, Ankara) gerçekleştirilen Türkiye Kongreleri ana oturumları yapıldı. Her kongre sonrasında, tartışılan tema çerçevesindeki saptamalar bir bildirgeyle kamuoyu ile paylaşıldı. Kongrelerde yapılan saptama ve öneriler, gidilen kentle ilk tanışanlara ‘yerinde’ değerlendirme fırsatı verdi. Türkiye Kongreleri’nin sergisi ve kitabı, kongrelerdeki saptama ve önerileri biraraya getirdi. Tüm tartışmalar ışığında, ‘Türkiye Kongreleri Bildirgesi’ UIA 2005 İstanbul Kongresi’nde ortama sunuldu.

SERGİ

Aydın Doğan Ödülleri 2005 Sergisi

Dokuz yıldan beri çok çeşitli konularda verilmekte olan Aydın Doğan Ödülleri, 2005 yılında “Kent Mimarisi, Kent Dokusu” konusunda verildi. Ülkemizde çok sayıda başarılı yapı olmasına rağmen, genelde doku sorununun ihmal edildiği, kent dokusunu kurma, koruma ve geliştirme bilincinin yurt düzeyinde oluşması gerektiği tespitiyle hazırlanan ödül programında, İzmir Konak Meydanı Düzenlemesi ve Kastamonu Tarihi Kent Dokusu İyileştirme Projeleri ödül almıştı. Kongre’de ödüle başvuran 25 çalışmanın tümü, Deneme Bilim Merkezi’nin girişinde yer alan tünlerde sergilendi.

YAYIN

Le Corbusier Gözüyle Türk Mimarlık ve Şehirciliği

Enis Kortan, Temmuz 2005, Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Boyut Yayınevi, İstanbul.

Le Corbusier, “Le voyage D’orient” (Doğuya Gezi) adlı eserinde 1909 yılında çıkmış olduğu gezide yapmış olduğu eskizleri yayınlayarak önemli bir belge bırakmıştır. Bugün Le Corbusier üzerine yapılan inceleme çalışmaları bu dönemdeki etkilerin izlerini son eserlerine kadar takip edip ortaya çıkartmaktadır. Bizim açımızdan ilginç olan ise bu gezinin önemli bölümünün o günkü Osmanlı İmparatorluğu topraklarında geçmiş olmasıdır. Kitapta, Corbusier’nin hem mimarlık anlayışı ve eserlerinden bahsedilmekte hem de Türkiye topraklarında yaptığı eskizlerden, buradan edindiği izlenim ve etkiler ortaya çıkartılmaya çalışılmaktadır. Kapsamlı ve detaylı bir çalışmanın ürünü olan eser, Corbusier’nin Türk mimarlığından nasıl etkilendiğini ortaya koymaktadır.

ADANA - SERGİ

Adana'da Cumhuriyet Dönemi Mimari Mirasımız: Adana Modern

İpek Durukan

Yrd. Doç. Dr., Mersin Üniversitesi Mimarlık Bölümü

19. yüzyıl sonlarından 20. yüzyıl ortalarına kadar yaşanan, büyük ölçüde bölgenin uluslararası tarıma açılması, tarımda makineleşme ve sanayileşme ile ortaya çıkan ekonomik değişimlerin sonuçlarının fiziksel çevreye yansıdığı, 1930’ların sonlarından 1970’lere dek uzanan dönem Adana’nın kentsel ve mimari gelişiminde önemli bir evredir. Bu dönemde kent Jansen tarafından hazırlanmış olan imar planı çerçevesinde gelişmiş ve büyük bir bölümünü konutların oluşturduğu, nitelikli modern mimarlık ürünleri ortaya çıkmıştır. Bu sergi, Adana'nın söz konusu Erken Cumhuriyet Dönemi’ndeki yapılanma sürecinin ürünleri olan, dönemin uluslararası planlama ve mimarlık akımlarını yansıtan ve pek çoğu özgün niteliklerini koruyarak günümüze ulaşan modern mimarlık ürünü yapılarının bir seçkisidir. Adana kentinin Türkiye modern mimarlık ortamına katkısı, işlevlerine göre gruplanan yapıların toplam 12 posterden oluşan bir kurgu içinde sunuşuyla vurgulanmak istenmiştir. Mimarlar Odası Adana Şubesi tarafından hazırlanan bu çalışmaya, Çukurova Üniversitesi’nden Dr. Onur Erman, Dr. Figen Karaman, Dr. Duygu Saban, Dr. İpek Durukan ve Dr. Gözde Ramazanoğlu’nun katkısı olmuş, fotoğrafların bir kısmı Murat Kaplan, Murat Özdemir ve Gökçe Yağan tarafından sağlanmıştır

ANTALYA - SERGİ / YAYIN

Antalya’da Turizm Mimarlığının Dününü, Bugününü ve Yarınını Tartışıyoruz: Kültürlerin Alaşımı

Turizm mimarlığını özellikle Antalya ve yakın çevresindeki örnekler yoluyla tartışmaya açmak üzere hazırlanan kitap ve sergi, Kongre’de ilgilisi ile buluştu. Antalya Antik kentler ve kent merkezi mimarlık haritası ve cd’si ile birlikte sunulan kitap, turizm-çevre ilişkileri, Türkiye’de turizm politikaları, turizm ve turizm yapıları, Antalya’da turizm mimarlığı konularını tartışarak, konuyu kentteki turizm mimarlığı örnekleri üzerinden anlatıyor.

(Kitabın künyesi: Haz. Osman Aydın, Mine Kaya, Sedef Altun, Nilgül Yılmaz, Hüseyin yaşar, İsmail Volkan, Mustafa Yalım, Temmuz 2005, Mimarlar Odası Antalya Şubesi Yayını, Antalya; 46 sayfa.)

İSTANBUL - BİLDİRGE

İSTANBUL YENİDEN!

İstanbul Kentlisine ve Yerel Yönetim Birimlerine Bir Açık Çağrı

Deniz İncedayı

Doç.Dr., MSGSÜ Mimarlık Bölümü

İstanbul 2005 Kongresi programında yer alan bir sunuş, farklı alanlardan kişilerin oluşturduğu bir ekip çalışmasının ürünüydü ve bir İstanbul kentlisine ve yöneticilerine bir çağrı niteliği taşımaktaydı. Tasarlanan çalışma, kentin özel bir mekanında kentli’ye, sahip olduğu değerleri hatırlatma düşüncesiyle bir uyarı niteliği taşımaktaydı. Kentsel sorunları, sadece mesleki (mimari/kentsel tasarım) açıdan değil de, kentli’nin yaşam perspektifinden de bakarak değerlendirmeye davet eden ve tasarım düşüncesine çok aktörlü bakmayı öngören projenin, özellikle yerel yönetimlere ve kent planlama otoritelerine bir öneri oluşturması hedeflenmekteydi. Deniz İncedayı’nın, akademik bir oturumda (2.12 no.lu oturum) tartışmaya açtığı konu, farklı formatlarla da desteklenmişti. Çağrının yaygınlaşabilmesi, daha çok kişiyle paylaşılabilmesi amacıyla; İTÜ Taşkışla Binası’nda düzenlenen küçük sergide; kentlinin kentin kıyılarını ve su ile ilişkisini algılamasına yönelen, farklı görsel malzeme ve metinlerden oluşan bir içerik yer almaktaydı. Çok sayıda katılımcının ve kentlinin dikkatini ve ilgisini çekmek amacıyla, Tan Oral’ın mesajı aktaran karikatürleri, Gürel Yontan’ın çizimleri, Ersen Gürsel’in fotoğrafları ve KA-BUM Canlandırma Stüdyosu’nun katkılarıyla özel bir iletişim dili yaratmak, böylelikle olabildiğince yaygın bir izleyici kitlesine ulaşmak hedeflenmişti.

Çalışmanın ana mesajı, kentsel mekanın “yeniden üretilme” sürecine bir bakış açısı getirebilmekti. Proje alanı; tarihi yarımada tarafında Marmara denizinin Sarayburnu'ndan kıvrılarak Sirkeci, Eminönü, Yağkapanı İskelesi boyunca Haliç’e ulaştığı kıyı ile Galata tarafında Boğaz sularının Salıpazarı, Tophane, Karaköy, Perşembe Pazarı’nı izleyerek Haliç’e bağlandığı kıyılardır. (Resim 1: çalışma alanını gösteren harita) Çalışmada; tarihi, kültürel ve coğrafi nitelikleriyle, Türkiye’nin en önemli kültür kenti olan, uygarlıklar coğrafyasının önemli izlerinin sahibi İstanbul’un liman alanına; bir “kamusal kültür alanı” niteliği kazandırılması, ticari hizmetlerle desteklenmesi, kent için vazgeçilmez olan limanın, bir kentsel alan olarak yeniden projelendirilmesi, sadece İstanbul’un değil, dünyanın ilgisini çekecek bir “kültür projesi” olarak sunulmaktaydı. Dünyada eşi olmayan kültür varlıklarını ve doğal peyzajı, İstanbul’a ve İstanbullulara yeniden kazandırmak, Beyoğlu, Taksim, Sirkeci, Eminönü gibi önemli kentsel merkezleri denizle buluşturmak ve Haliç kıyılarını, Boğaziçi ve Marmara kıyılarına bağlayarak; bir yandan üç ayrı doku ve kültürün etkileşimini sağlamak, öte yandan da kentin “su”larını bir proje ve düşünce sistemi içinde değerlendirebilmek, önerinin temel çabası olarak görülmekteydi. Tasarım ekibi, kentliye ve yönetimine, kentlerinin bu önemli mekansal hazinesini “fark ettirme” sürecinde “kentsel tasarım”ı bir araç olarak sunma, ve kentlilere sahip oldukları mekanı “farklı görme” fırsatını vermeyi amaçlıyordu; ve kentsel değerlerin belirli bir amaç doğrultusunda anımsatılmasını ve yaşama katılmasını ısrarla vurguluyordu.

Son yıllarda dünyada kentsel iyileştirme projeleri giderek önem kazanıyor. Gelişen teknoloji, yeni kullanma biçimleri, sanayi politikaları, konut alanındaki değişimler vb. gibi deneyimler, kentsel planlamanın yaşamla ilişkisini her geçen gün daha fazla ortaya çıkartıyor. Bu noktada, kentlinin kentini tanıyabilmesi, kenti için düş kurabilmesi ve talep edebilmesi için mimarlığın toplumsal desteğinin önemli bir araç olacağı söylenebilir. Bu nedenle de kentlinin plancıyla, uygulamacıyla, yöneticiyle, sivil toplumla paylaşılacağı platformların önemi tekrar anımsanabilir. Proje bu bağlamda, sivil diyaloğu, yönetim birimlerinin desteğini, iletişim alanında bir yönetim planını ve kurumsal denetimi farklı biçimlerdeki aktarımlarıyla önermektedir.

ÇALIŞMA EKİBİ: Ersen Gürsel (ekip başkanı), Sema Erder, Çelen Birkan, Deniz İncedayı, Seher Sezer, Haluk Erar, Güven Birkan, Tan Oral, Gürel Yontan, Gökhan Erkek ve Gürkan Özenen.

İSTANBUL - YAYIN

Architectural Guide to İstanbul

(İstanbul Mimarlık Rehberi)

Ed. Afife Batur, Koord. Göze Üner, 2005, Chamber of Architects of Turkey, İstanbul Metropolitan Chapter Publications, İstanbul.

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin kongre kapsamında yürüttüğü en önemli çalışmalardan birisi İstanbul Mimarlık Rehberi oldu. Rehber, günümüzde gezilip görülebilecek kadar ayakta duran, tarihî, estetik ve mimari açıdan nitelikli, İstanbul’un metropoliten alanındaki anıtsal ve sivil mimarlık yapıtları ve açık alan anıtları arasından seçilmiş 950 kadar yapıt hakkında bilgi içeriyor. Yapı metinleri, yapıtın tarihini, mimarını, yaptıranını ve geçirdiği onarımları-yıkımları içeriyor, mimari özelliklerini özetliyor.

Bu bilgiler, dönem ve bölge uzmanlarının yazdığı bölgeyi tanıtıcı metinler, gridlere göre bölümleme ile 1:10.000 gerçek ölçekli kent planları ve üzerlerinde işaretli yapılar, yapıların siyah-beyaz, belgesel nitelikli ve güncel fotoğrafları, çizimleri ve yapılarla ilgili kısa metinlerden oluşmaktadır. Yapı metinleri, yapıtın tarihini, mimarını, yaptıranını ve geçirdiği onarımları-yıkımları içermekle beraber, mimari özelliklerini de özetlemektedir.

Rehberde, yapılar hakkında tek tek bilgi veren metinlere geçilmeden önce, İstanbul’un kentsel gelişimi, İstanbul’daki koruma alanları, yol dokusu ve ulaşım ağı ile ilgili genel bilgileri içeren ve kentin daha iyi kavranmasını sağlayacak, konuların uzmanlarınca kaleme alınmış metinler ve haritalar yer alıyor. Bu bölümdeki İstanbul’un koruma alanlarının haritası, parçalar halindeki mevcut haritaların ilk defa İstanbul Mimarlık Rehberi için bir araya getirilmesiyle oluşturuldu. Architectural Guide to İstanbul, bölgelere göre üç ve döneme göre bir kitap, toplamda dört kitap ve bir haritadan oluşuyor: Historic Peninsula (Tarihi Yarımada), Galata (Galata), Bosphorus and the Prince’s Islands (Boğaziçi ve Adalar), Modern and Contemporary (Modern Mimarlık), Historic Peninsula & Bosphorus Map (Tarihî Yarımada ve Boğaziçi Haritası).

İSTANBUL – ETKİNLİK / FORUM

UIA’da “Renkli” Günler

Ayşegül Kuruç

Araş. Gör., MSGSÜ Mimarlık Bölümü

UIA 2005 İstanbul’da Lütfi Kırdar’da Marshall sponsorluğunda gerçekleştirilen “İstanbul’un 1001 Rengi” adlı etkinlik kapsamında, Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nun karşı kaldırımına yerleştirilen bir konteynerin etrafında yaklaşık 1000 kişi hafta boyunca eline kağıt, kalem ve boya alarak hayalindeki İstanbul’u boyama fırsatı elde etti. “Hayallerdeki İstanbul Boyamaları” çoğunlukla, içinde yaşanamayacak denli cümbüşlü, baş döndürücü kompozisyonlardı. Katılımcılar hayallerini boyaya ve kağıda döktüler. İçlerinden kimileri de varolana, kentin gelecekteki görünümü ile ilgili korkularını katarak, olmaması gerekeni boyadılar. Yol boyunca, ufak, renkli boya kapakları ile kaplanan kaldırımda sıra sıra oturup, boyadılar ve beş gün boyunca kenti etkisi altına alan kongrenin en özgür ve önyargısız parçası oldular.

Etkinlik kapsamında kongrenin son günü olan 7 Temmuz’da, programda Marshall’ın düzenlediği yan etkinlik olarak görünen, Gökhan Erel (Marshall Satış ve Pazarlama Müdürü), Ayşegül Kuruç (MSGSÜ) ve İstanbul Turizm Platform’u Başkanı Tülin Ersöz’ün de katıldığı “Colors” başlıklı panelde mimarlık dünyasında düşünceleri ve yapıları ile yer etmiş Michael Sorkin, Charles Correa, Vassilis Sgoutas renk ve mimarlık üzerine konuştular. Üç mimarın, renk üzerine dile getirdikleri düşünceler mimarlığa ve yaşantıya bakışlarının, deneyimlerinin bir yansımasıydı.

Rengin fiziki, toplumsal ve kültürel etkilerinden bahseden Michael Sorkin, bu bileşenin belli bir durumdan bağımsızlığı, sınırlayıcı ve değişken özelliği ile bir tür “ihanet” olarak algılanabilecek uygulanabilir özelliği üzerine konuştu. Sorkin, sinemada siyah-beyaz filmlerin sonradan renklendirilmesine değinerek modernizmin beyaz kent-beyaz adam ilişkisini demokrasinin etkisi açısından sorguladı. Gölgenin bir zenginlik olduğunu belirterek İstanbul’da gecenin renginin korunması gerektiğini belirtti.

Konuşmasında rengi “mimarın kendisine ait bir katman” olarak niteleyen Charles Correa ise, rengin yerel yerleşimlerden (Hindu dininde kutsallıkla doğrudan ilişkisi) ve kültürel etkileşimdeki rolünden (Doğu-Batı ilişkisinde olduğu gibi) söz etti. Renk ve ışıkla birlikte gölgenin de ele alınması gerektiğini savunan Correa, İstanbul’u sosyal ve kültürel anlamda çok renkli bir kent olarak tanımlayarak bu “çok renkliliğin” korunması gereğine işaret etti.

Mimarlığın renk kullanımındaki sorumluluğuna dikkati çeken Vassilis Sgoutas, rengin bir tür ulusal terör haline gelme problemine değindi. Mimarları, rengin uygulanmasındaki kıstaslar üzerinde düşünmeye çağıran Sgoutas, rengin statik olmayan kullanımının İstanbul’un renkliliğine katkıda bulunacağını belirtti.

Üç mimarın renge farklı yaklaşımları, kültürel zenginliği koruma düşüncesinde buluşmuştur. İstanbul’daki yapıların “renklendirilmesi” yönündeki girişim ve çabalar, kent yaşantısında varolan renkliliğin ortaya çıkmasını engellememeli, yaşantıdan ayrı düşünülecek projeler olarak ortaya konmamalıdır. Renk, UIA süresince kentteki reklam panolarında asılı kalan, göz alıcı “Coloristanbul” afişlerinde ve seçilmiş alanlarda kalmamalı, kentin yaşantısında kendini gösterebilmelidir.

İSTANBUL - SERGİ

“48 m2’de İstanbul” ve “İstanbul’da Mimarlık”

Sami Yılmaztürk

İstanbul Büyükkent Şubesi Sayman Üyesi

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, tarih boyunca mimarlık eylemini ve İstanbul kentini tüm boyutları ile tanıtmaya yönelik sergiler hazırladı. Kongre katılımcısı mimarların bulundukları kenti tanımalarına da olanak vermesi nedeniyle oldukça ilgi çekti.

Çağlar boyunca doğal güzellikleri ve coğrafi konumunun vermiş olduğu üstünlük nedeni ile insanların ilgisini çeken İstanbul yaklaşık 1 milyon yıl önce Afrika’dan ayrılan ilk insana 800.000 yıl önce mekân olmuş. Avcı toplayıcı özelliğe sahip bu ilk insan Avrupa’ya geçmeden önce İstanbul ve çevresinde uzun süre yaşamış ve günümüzden 300.000 yıl önce Küçükçekmece Gölü’nün kuzeyinde yer alan Yarımburgaz Mağaraları’nda uzun süre yaşamış. Avcı toplayıcı yaşamdan yerleşik yaşam kültürüne geçiş olarak nitelendirilen Neolitik yaşam kültürü Anadolu’da MÖ 10.000 yıllarda gerçekleşirken, doğasının vericiliği nedeni ile İstanbul ve çevresinde ise bu kültür, günümüzden 7.500 yıl önce Fikirtepe de gerçekleşir. Buradan Trakya’ya tüm Avrupa’ya yayılır.

İstanbul’da kentleşme tarihi ise MÖ 8. yüzyıla dayanır. MÖ. 8 yüzyılda Khalkhedon / Kadıköy yerleşmesinden kısa bir süre sonra Yunanistan’ın Megara kentinden Trak Byzas Komutasında gelen Megaralılar’a Anadolu kenti Milet’ten gelen Miletlilerin katıldığı ve bugünkü Tarihî Yarımada’da bilinen ilk kentin çekirdeğini oluşturdukları bilinmektedir. Kurucusundan dolayı Byzantion adını almış olan kent 2.700 yıllık tarihinde dünyaya hükmeden 3 imparatorluğa başkentlik yapmıştır. Tarihsel geçmişi ile dünya kenti konumuna gelen İstanbul’un kentleşme tarihi kuruluştan itibaren: Byzantion (MÖ 7 yüzyıl-MS.324) - Konstantinopolis (324–395) - Bizans İmparatorluğu (395–1453) - Osmanlı İmparatorluğu (1453–1923) - Cumhuriyet dönemi İstanbul’u

şeklinde günümüze kadar getirilebilir.

Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda ayrılan 48 m2’de, Yarımburgaz Mağarası ile başlayan “Dal Örgü Ev” ile devam eden, Avrupa kültürünün de temelini de oluşturan mekân arayışı ve İstanbul’un tarih boyunca kentleşme tarihi kısaca anlatılmaktadır. Sergide ayrıca Haçlıların yıkımından az önceki, 1200 yılındaki hali ile İstanbul Tarihî Yarımadası’nın maketi sergilenmektedir.

“İstanbul ve Mimarlık” Sergisi

300.000 yıl önce Yarımburgaz Mağaraları’nda başlayan insanın İstanbul’da yaşam macerası 2.700 önce ketleşme ile ikinci evreye girer. 2.700 yıl boyunca Lamartine’in değişiyle “Tanrı ve insan, doğa ve sanat bu eşsiz manzarayı yaratmak için işbirliği yapmışlardır.” Son 50 yılda ise 2.700 yılda yaratılan eşsiz manzarayı yıkmak için işbirliği yapmaktadırlar. Taşkışla’da açılan sergide 2.700 yılda yaratılan eşsiz manzara ve günümüzde ise bu geçmişi reddeden çarpık yapılaşmanın yanında, bu mirası geleceğe taşıyan modern mimarlık örnekleri de bulunmaktadır. Kentin gülen yüzü yanında yok eden yüzü farklı bir bakışla izleyicilere sunulmaktadır. Sergi içinde sergi:

* Yarımburgaz’dan günümüze mekân serüveni ve mimari mirasımız: Tarihte İstanbul

* Son 50 yılda gerçekleşen ranta dayalı çarpık kentleşme politikalarının sonucu oluşan: Kent Suçları

* Çarpık yapılaşmanın yanında yine İstanbul’un modern yüzü: İstanbul’da Mimarlık

olmak üzere 3 ayrı tema 3 sergi olarak “İstanbul ve Mimarlık” sergisi genel başlığı altında izleyicilere sunulmuştur.

İZMİR - SERGİ

İzmir Mimarlığı

Deniz Güner

Mimarlar Odası İzmir Şubesi

1922 Yangını ile büyük hasar gören İzmir kentinde, yaklaşık 80 yıl içinde gerçekleştirilmiş mimari ve kentsel projelerden oluşan sergi, İzmir mimarlığının modern karakterini 14 panoluk bir seçki ile gözler önüne sermeyi hedefliyordu. İTÜ Taşkışla binasının zemin kat koridorunda yer alan sergi, yapıların günümüze ait büyük boy fotoğraflarını, yapıldıkları dönemdeki durumlarını gösteren fotoğrafları, teknik çizimleri, yapıların modern ve özgün karakterlerini betimleyen İngilizce ve Türkçe metinler ile yapı ve mimarlara ait künye bilgilerini içeriyordu. Kongre için özel hazırlanan ve panoların tıpkı basımlarından oluşan 16 sayfalık kitapçık ile İzmir Mimarlığı Sergisi’nin kalıcı olması hedeflendi.

İZMİR - YAYIN

İzmir Mimarlık Rehberi 2005 / İzmir Architectural Guide 2005

Ed. Deniz Güner, Yazarlar: Hümeyra Akkurt, Özen Eyüce, Deniz Güner, Emel Kayın, Deniz Özkut, Eser Öztaşçı Gültekin, Yasemin Sayar, 2005, Mimarlar Odası İzmir Şubesi Yayını, İzmir; 222 sayfa.

İzmir’in MÖ 4. yüzyıldan günümüze kadar kentsel tarihini, bu tarihin dönemlerine tanıklık etmiş yapılar yoluyla aktarmayı hedefleyen rehber, kentin sahip olduğu 5000 yıllık mimari ve kültürel mirası yansıtan ve günümüze ulaşabilmiş yapı ve yerleşmelere ait fotoğraf, çizim ve bilgileri içeriyor. Türkçe ve İngilizce olmak üzere iki ayrı basımı yapılan İzmir Mimarlık Rehberi 2005, İzmir’deki mimarlık birikimi üzerine bugüne kadar yapılmış en kapsamlı çalışma niteliği taşımaktadır.

Bu icerik 5266 defa görüntülenmiştir.