Mimarlar: ALİŞAN ÇIRAKOĞLU, ILGIN AVCI

“Yerleşkeyi oluşturan doğrusal blokların karma bir kullanım ile sadece yatay düzlemde değil, düşeyde de biraraya getirilerek üç boyutlu bir alternatif / yenilikçi bir yerleşke şeması önermesi; yerleşkenin doğrusal merkezini oluşturan ve blokları enine keserek birleştiren köprü-yapının, "köprü" kavramı çağrışımıyla arazinin doğal verilerinden su ögesini ana tasarım ve peyzaj kararı olarak ön plana taşıması nedeniyle...”

Kampus yaşantısının sadece araştırma ve eğitimden ibaret olmadığı düşüncesiyle kurulan fiziksel çevrenin, burayı kullanacak topluluğa sahiplenme ve aidiyet duygusu yaşatacak niteliklere kavuşması en önemli hedeflerden biri olmuştur. Kampusun aynı zamanda Kayserililerin kullanımına açık bir kent parkı, peyzaj ve yeşil alan düzenlemeleri ile olduğu kadar, kentsel karakteri güçlü ve içinde kültürel, yeme-içme ve ticari fonksiyonları da barındıran karma kullanımlı bir çekim merkezi olması öngörülmüştür. Medeniyetlerin önemli kısmının su kenarlarında yeşermeye başladığı olgusu ile, yeni kurulan bir üniversitenin fiziksel kurgusunda da suyun oldukça büyük bir yer kaplamasının kurum kimliğinin oluşumunda önemli bir yer tutacağı öngörülmüştür. Su öğesinin önemli bir unsur olarak yer bulduğu yerleşkede kurumuş dere yatağının ıslah edilerek canlandırılması ve arazi içinde bir gölet oluşturulması planlanmıştır. Yerleşkenin yönetsel, sosyal ve kültürel işlevleri, her iki ucunda bir odak noktası bulunan doğrusal bir hat üzerine konumlandırılmıştır. Bu odak noktaları arazinin iki tepe noktasını birbirine bağladığından, aralarında kalan mesafe boyunca alçalıp tekrar yükselen bir alan oluşturulmuştur. Hattın sürekliliğini sağlamak amacıyla suyun üzerinden geçirilen köprü, sadece suyun üzerinden geçen bölümü ile değil, hat boyunca platformlar üzerine dizilen yapıları ile de yerleşkeye kentsel karakter kazandıracak temel unsur olarak önerilmiştir.