CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARLIĞI
Beyazperdeden Kente Yayılan Işık: Diyarbakır Dilan Sineması
Didem Şahin , Yüksek Mimar, Diyarbakır Sur Belediyesi
Fatma Meral Halifeoğlu, Doç. Dr., Dicle Üniversitesi Mimarlık Bölümü
Bir dönemler kentteki en önemli buluşma ve etkinlik alanı olan sinemalar hem mekânsal özellikleri hem de sosyal hayattaki yerleri nedeniyle kentsel belleğin bir parçası. Diyarbakır’da sinema kültürünün gelişimini ele alan yazarlar, özgün mimarisi nedeniyle ayrışan Dilan Sineması’na odaklanarak şu an atıl olan yapının kent hayatına tekrar katılmasının önemini vurguluyor.
SİNEMANIN TARİHİ VE CUMHURİYET DÖNEMİNDE DİYARBAKIR’DA SİNEMA KÜLTÜRÜ
Sinema izleyici ile buluşmaya başladığı andan itibaren toplulukları bir araya getiren bir unsur haline gelmiştir. Bu sayede yedinci sanatın bu yönünü kazanca çevirmek isteyen girişimciler daha istikrarlı gelir elde edebilmek ve yan ögelerden de kazanç sağlayabilmek adına sinema filmlerini yerleşik mekânlara taşıdılar. Sinema filmleri ile izleyici bir çatı altında buluşunca, sinema salonlarının var olduğu yerler kentlerin yeni sosyal etkinlik alanlarına dönüştü.
Kentlilik kavramı sinema ile daha bir anlam kazanırken kentli ve kentsoylu biri olma isteği sinemanın daha yaygın hale gelmesine katkı sağladı. Bunun nedeni, günlük hayatta iş dalları ve gelir seviyeleri belli normlar içerisinde tanımlanabilirken yarı tüketici kitle için sinema filmleri dertlerden kısa süreli bir kaçış anlamına gelmekteydi.
20. yüzyılın başından itibaren tüm dünyaya büyük bir dalga ile yayılmaya başlayan sinema, Osmanlı döneminden itibaren yurdumuz topraklarında faaliyetlerini göstermeye başlamıştı. İstanbul’dan tüm Anadolu kentlerine ve taşraya kadar uzanan sinema serüveninin Şark illerine ulaşması da Cumhuriyet öncesine dayanmaktadır. Bu illerimizde de diğer Anadolu kentlerimizde olduğu gibi gayrimüslim tüccarlar sinema filmlerinin gösteriminde ticari alanda öncülük yapmıştır.[1]
Binlerce yıllık uygarlık tarihi içinde gerek Anadolu’da, gerekse Orta Doğu'da en önemli yerleşim merkezlerinden biri olan Diyarbakır’ın sinema ile buluşması 1920’li yılların başına gelmektedir. Deva Hamamı karşısında yer alan Rum Kilisesi’ndeki sessiz film gösterimleriyle kentte sinema yaşamı başlamıştır.[2] 1925’te eski Borsa Hanı’nın arkasında Süryani Katolik Kilisesi’nde de ilk gösterimlerin yapıldığı anlaşılmaktadır.[3]
Diyarbakır’da film gösterimleri, Cumhuriyet’ten önce başlamış olmakla beraber, profesyonel sinemacılık Cumhuriyetin ilanından sonra halkın kültürel seviyesini yükseltmek için kurulan Halkevinde gelişmiştir.[4] Bu yapıyla birlikte birçok kurum, vakıf, dernek ve benzeri yapılar da dönemin siyasi ve ekonomik koşulları çerçevesinde inşa edilmiştir. 19 Şubat 1932’de aralarında Diyarbakır’ın da bulunduğu 14 ilde Halkevi açılmıştır.[5] Daha önce çeşitli sebeplerle başka binalarda hizmet veren Halkevi, 1936 yılında Dağ Kapı’daki Halkevi için inşa edilen modern binasına taşınmıştır. Halkevinin açılmasıyla sinema gösterimleri de Sur içindeki kiliselerden Sur dışına taşınmıştır. 1951 yılında ise bazı gerekçelerle Türkiye’deki bütün Halkevleri kapatılmış ve Diyarbakır Halkevi de Sağlık Bakanlığı’na bağlanmıştır.[6] (Resim 1)
DİYARBAKIR’DA SİNEMA YAPILARININ TARİHSEL GELİŞİMİ
Sinema kültürü ve işletmeciliğinin geliştiği Diyarbakır’da farklı isim ve boyutlarda 21 adet sinema yapısı inşa edilmiştir. (Resim 2) Zamanla önemli bir kısmını kaybettiğimiz bu yapılar, halkın sosyal ve kültürel yapısına önemli değerler katarken kent ekonomisinde de canlılık yaratmıştır.[7]
Halkevi kapatılmış olsa da, Diyarbakır’da sinema salonları gelişimine devam etmiş, açılanlar zaman içindeki seyrine devam ederken yeni sinema salonları da bu seyre dahil olmuştur. Türk sinemasının en parlak çağı sayılan 1950-1970 arasında Diyarbakır’daki sinemalar altın çağını yaşamıştır.[8] Dilan Sineması dışında, Halkevi’nin Yenişehir Sineması ismiyle uzun süre kullanımı devam etmiştir. 1950’li yıllara kadar Dilan Ailesi’nin işletmeciliğini üstlendiği yapı, 1988[9] yılında yıkılmıştır. (Resim 3) Günümüzde binanın bulunduğu yerde çok katlı sağlık ve iş merkezleri yer almaktadır. Yenişehir Sineması’nın ardından Esin Sineması, açılan ikinci sinema olarak gösterilebilir. Öyle ki birçok uzmana göre özgün mimari değerleri ile yerleşik sinema konusunda özel bir örnek olarak gösterildiğinden, kentte ilk sinema salonu olarak da belirtilmektedir. 1960 yılına kadar bulunduğu yerde sürekli el değiştiren ama sinema olarak faaliyetini sürdüren yapı, sırasıyla Sümer, Melek ve Atlas Sineması adlarını almıştır.[10]
Yıldız Sineması ise Elazığ Caddesi üzerinde bugünkü Galeria İş Merkezi’nin arkasında yer alan bir araziye kurulmuş yazlık bir sinemaydı. Sade ve samimi bir aile sineması olan Yıldız, 1980’li yıllara kadar faaliyetini sürdürmüştür. Günümüzde bu sinema alanı aynı isimle bir çay bahçesi olarak kullanılmaktadır. 1956 yılında açılan Nilgün Sineması ise görkemli yapıtlara ve kalabalık izleyici kitlesine hitap ederken televizyonun yayılması ile gücünü kaybetmiş, 1970’li yıllarda düğün salonuna dönüştürülmüştür.[11]
Diyarbakır halkına sinemayı sevdirmesi açısından önemli hizmetleri olan Emek Sineması 1970’li yıllarda faaliyete başlamıştır. Hem yazlık hem de kışlık salona sahip olan sinemanın geniş bir salonu bulunmaktaydı. İçindeki kadife koltuklar sayesinde de Diyarbakır’daki en konforlu sinema olarak anılmaktaydı. Emek Sineması, 1970’lerden itibaren televizyonun ön plana çıktığı ve sinemaların yavaş yavaş kapandığı 1990’ların sonuna kadar ayakta kalmayı başarsa da 2000 yılında kapanmıştır. Yapının zemin katı günümüzde otopark olarak kullanılırken üst katları kapalı olup kullanılmamaktadır.
Saray Sineması, Suriçi’nde Çiftehan Sokak’ta Borsa Hanı’nın karşısındaki dört katlı Mehmet Han Pasajı’nın son katında bulunan yazlık bir sinemaydı. Diyarbakır’ın yazlık sinemalarından biri olan yapı, 1970’li yıllarda ekonomik sebepler yüzünden kapanmıştır.[12] Raif Asena adlı bir işletmecinin sahipliğini üstlendiği Raman / Lale Sineması ise yazlık bir düzenlemeydi. Dönemin en popüler yerli ve yabancı yapım gösterimlerinin gerçekleştiği sinema, zaman içerisinde yeterli ilgiyi bulamaması ve işletmecilerin zarar etmesi nedeniyle kapanmak zorunda kalmıştır.[13] Suriçi’ndeki sinemalardan olan Ar Sineması, Akıncılar Sokak’taki Ar Pasajı’nda bulunmaktaydı. Yazlık ve kışlık bölümleri olan sinema, bugün pasaj olarak kullanılmaktadır. Orduevi Sineması günümüzde mevcut olup, Elazığ Caddesi’ndedir. Yanında özel bir hastahane, karşısında ise Tatlıcılar Oteli olarak inşaa edilen, daha sonra Subay Orduevi olarak kulanılan, bu günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın “Dağkapı Meydanı Kentsel Yenileme Projesi” kapsamında yıkımı devam eden Diyarbakır’ın ilk on üç katlı binası bulunmaktadır. Subay Orduevi, askeri personele hizmet vermek için yapılmasına rağmen, bir dönem az ücret karşılığında sivil vatandaşların da film izleyebilmelerine imkan tanınmaktaydı.[14] Dicle / Güler Sineması, 1950’li yılların başında Mardin Kapı semtinde kurulmuş bir sinemadır. Dönemin en çok talep gören tasarımlarından olan yazlık ve kışlık sinemayı bir arada sunulan yapı günümüze ulaşamamıştır. Konumları belirlenemeyen diğer sinemalar ise; Yanık Köşk Sineması[15], Yeşilsaha Sineması, Kent Sineması, Şafak Sineması, Mehtap Sineması, Başaran Sineması, Elmas Sineması, Seçil Sineması ve Bağlar Dilan Sineması’dır.[16]
DİLAN SİNEMASI’NIN MİMARİ VE YAPISAL ÖZELLİKLERİ İLE GÜNÜMÜZDEKİ DURUMU
Dilan Sineması, kentin sur dışına açıldığı ilk yerleşim alanı olan Yenişehir bölgesinde, Ali Emir Caddesi’nin sınırladığı alanda, Şeyh Sait Meydanı’nın kuzeybatısındadır. Hemen karşısındaki Emirgan Parkı’yla bir bütün olarak önemli bir kamusal alan yaratan yapı, kentin simgesel yapılarından biri olan Gökdelen (Subay Orduevi) ile Dağkapı Meydanı’nın surlara bakan silüetini oluşturmaktadır. (Resim 4) Kentte ilk yapılan ve halen varlığını sürdüren Öğretmen Evi’nin güneyindeki yapı, Cumhuriyetin ilanından sonra yapılan ilk imar planına göre düzenlenen alanda yer almaktadır.
Cumhuriyetin ilanından sonra yaşanan kalkınma politikaları gereğince halka kültür-sanat alanında bilinç kazandırmak ve bunu artırmak amaçlı kurulan Diyarbakır Halkevi binasında film gösterimleri yapılmaktaydı. Bu alanda bürokratik yöneticiler yerine bu işe kendisini doğrudan ve gönülden verebilecek işletmecilere ihtiyaç olduğundan Cezair, Cemil ve Nejat Dilan kardeşler bu görevi üstlenerek yapının adını Yenişehir Sineması olarak belirlemiştir. Yaklaşık 20 yıl boyunca bazı yazlık ve kışlık sinemaların da işletmeciliklerinden kazanılan bilgi ve birikim, Dilan Kardeşlerin önüne bu alanda yeni hedefler koyabilme imkanı sağlamıştır.[17] Yaklaşık 20 yılın ardından özel idare mülkiyetinde olan Yenişehir Sineması’ndaki işletmecilik haklarından çekilen Dilan Kardeşler, Diyarbakır Surlarının dışında Dağ Kapı Meydanı’na bakan merkezî bir konumda Dilan Sineması inşasına başlar.
Dilan Sinemesı, kentteki diğer birçok yapı[18] gibi modernizm etkilerini dış cephe, iç mekân düzeni ve strüktür sisteminde yansıtmaktadır. (Resim 5) Çok katlı betonarme sisteme sahip, sinema salonu çelik makasla geçilmiş yapının[19] inşaatı 1949 yılında başlayıp, 1950’li yılların ortasında bitmiş ve Diyarbakır’da Sur dışında inşa edilen ilk sinema yapısı olarak hizmete açılmıştır. Açıldığı gün 1500 kişilik oturma kapasitesi ve 20’den fazla çalışanı ile ulusal basında yayımlanan gazetelere göre Ortadoğu ve Balkanların en büyük sineması olarak tanıtılmıştır.[20] (Resim 6)
Dilan Sineması’nın tasarımını İtalya’dan Türkiye’ye dönüş yapan Ermeni mimar Harutyan Sarafyan üstlenmiştir. Yıllarca yaşadığı ve çalıştığı İtalya’daki mimari çalışmalardan etkilenen Sarafyan oradaki opera binalarının mimarisinden ilham alarak yapıyı tasarlamıştır.[21] (Resim 7) Ancak uygulamada bazı değişiklikler yapılmıştır. Dilan Sineması’nın inşaatı beş yıl süren bir çalışmanın ardından tamamlanmıştır. (Resim 8) Dış görünümüyle tıpkı bir opera binasını andıran Dilan Sineması, 2300 metrekare alana inşa edilmiştir. Ayrıca sinemanın inşaatında Karadeniz’den getirtilen taş ve tuğla ustaları ile Kayseri’den getirtilen sıvacı ve boyacılar görev almıştır.[22]
Şu an Dilan Sineması olarak adlandırılan yapı, bodrum (otopark) ve giriş (zemin) katıyla birlikte üç kattan ve Dilan ile Site olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Biri yazlık olmak üzere birçok salonda hizmet veren Dilan Sineması’nın yazlık sinema bölümü 1970’li yılların başında iptal edilerek Site Sineması inşa edilmiştir. 800 kişilik, deri koltuklu, balkon bölümü olan yeni bir sinema[23] olarak sosyal yaşama dâhil edilen Site Sineması, 1980’li yıllarda ekonomik sebeplerden ötürü bölünerek cep salonlarına dönüştürülmüş ve bugünkü Salon 4, 5, 6, 7 numaralı salonlar oluşturulmuştur.
Sokak kotundan sekiz basamaklı iki ayrı merdivenle ulaşılan Dilan Sineması’nın zemin katında, merdivenlerden biri idari birimlere geçişi sağlarken diğeri izleyicileri gişe bölümü ve ana fuayeye yönlendirmektedir. (Resim 9) Site Sineması girişi de bu alanda bulunmaktadır. Bu merdivenler arasında kalan bölümde, dairesel kesitli sütunlarıyla revağı andıran yarı kapalı bir bekleme salonu bulunmaktadır. (Resim 10) Bu salon günümüzde bölünerek on iki farklı ticari işletmelere kiraya verilmiştir. Zemin katta ana sinema salonunun düşeyde bölünmesiyle oluşturulan 1 ve 2 numaralı Dilan Sineması salonları ile 3 numaralı Site Sineması salonu ve çeşitli ticari birimlere kiralanan Site Sineması’na ait bölümler bulunmaktadır. Dilan Sineması’nda ana fuayenin bulunduğu alandan döner bir merdivenle 1. kata ulaşılmaktadır. Bu katta ana fuaye üstüne gelen galeri boşluğu, makina daireleri, depolar ve 2. kata geçişi sağlayan diğer merdivenler bulunmaktadır. 3. katta ise Site Sineması’nın 5, 6 ve 7 numaralı sinema salonları, Dilan Sineması’nın 500 kişilik büyük balkonunun kapatılmasıyla oluşturulan 1 numaralı sinema salonu, bekleme salonu ve ana sinema salonunun bölünmesiyle ortaya çıkan ama herhangi bir işlevi kalmayan kapatılmış ikinci loca katı bulunmaktadır. Ayrıca bu katta Dilan Ailesi’ne ait bir konut yer almaktadır.
Sinema salonu dışında betonarme bir üst örtüye sahip yapının bekleme alanlarının dışa açılan pencereleri dörtgen formludur. (Resim 11) Günümüzde ticari işletmelerin kepenk, ışıklı tabela, reklam panosu ve klima üniteleri gibi elemanlarından dolayı cephede hissedilemeyen sütunlar yapı boyunca devam etmektedir. İç kısımlarda bulunan ticari işletmeler ise daha çok mekânsal boyutta müdahalede bulunmuşlar. Yapının birçok yerinde sonradan eklenen ıslak hacimlerden kaynaklı nemlenme ve diğer bozulmalar meydana gelmiştir.
Cephede üç kat boyunca yükselen dörtgen pencerelere paralel devam eden dikey silmeler, yapının ovallik duygusunu güçlendirmektedir. Site Sineması’nın Dilan Sineması cephesiyle bütünsellik sağlaması için, kullanılan benzer dörtgen pencereler arasına da dikey silmeler yerleştirilmiştir. (Resim 12)
Doğu-batı doğrultusunda uzanan kavisli dış cephesi ile Dilan Sineması’nın salonu 1500 kişilik bir oturma kapasitesine ve 36 adet locaya sahiptir. Büyük bir alt salonun hemen karşısında opera genişliğinde bir de sahnesi bulunmaktadır. Bir dönemler 18 metrelik perdesi ile Türkiye’deki en büyük perdeye sahipti. Tüm bunlara ek olarak 1500 kişilik ses düzeni ile yine Türkiye’de döneminin çok ötesinde bir film izleme keyfi yaşatmaktaydı. İstanbul Beyoğlu'ndaki Pera Palas gibi Diyarbakır'ın Pera’sı olarak tanımlanan sinemanın içerisinde dükkanlara, küçük restoranlara ve bir otele de yer verilirken, çevresinde ise dükkanlar ve gece kulüpleri bulunmaktaydı.[24]
Yapı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 15.12.2010’da Diyarbakır’da Cumhuriyet dönemi sinema mimarisinin ilk örneklerinden biri olarak özgün mimari niteliklere sahip olması nedeniyle “korunması gerekli kültür varlığı” olarak tescillenmiştir. (Resim 13) Ne yazık ki, Dilan Sineması’nın sahibi Nejat Dilan yapının tescil kararının iptali için 2014 yılında mahkemeye başvurmuştur. Mahkeme Kültür Bakanlığı’nın lehine karar alarak yapının tescil kararını iptal etmemiştir. Nejat Dilan yerel mahkemenin bu kararına itiraz ederek davayı Danıştay’a taşımıştır. Kendisi 2015 yılında vefat edince mirasçıları davayı devam ettirmişse de süreç henüz sonuçlanmamıştır.[25]
DİLAN SİNEMASI’NIN KENTİN SOSYO KÜLTÜREL YAŞAMINA KATKISI
Yazlık sinemalar dönemin gözde mekânlarından sayılmaktaydı. Hem yazlık hem kışlık sinemanın bir arada yer aldığı Dilan Sineması ise, kalitesi, konforu, modern tasarımı ve ciddi işletmecilik anlayışıyla o yıllarda Diyarbakır’daki sosyal hayata çok önemli katkılar sunmuştu. (Resim 14) Ailelerin bir araya geldiği nezih bir kent mekânı halini alan sinemada izleyicilerin kılık kıyafetinden davranışlarına kadar profillerini olumlu yönde değiştirebilecek çok sayıda etken bulunmaktaydı. (Resim 15) Bunun yanında kadınlara özel film günleri düzenleyen sinema, özellikle kırsal kesimden gelen kadınların topluma adapte olma sürelerini hızlandırmıştır. Bir süre sonra Dilan'ın sahiplerini endişeye düşüren, olay çıkartabilecek izleyici profili yerini daha olgun, çevresine saygılı ve duyarlı izleyiciye bırakmıştı. İşletme de bu saygın kitleyi daha çok çekebilmek ve olası taşkınlıkların önüne geçebilmek için bir takım önlemleri ihmal etmemişti. Eli fenerli yer göstericiler alkollü gelen ve taşkınlık çıkartma eğiliminde olan müşterileri uyarıyordu. Bu uygunsuz davranışları sürdürmeye devam ettiklerinde ise sinema dışına çıkartıyorlardı.[26]
1950’li yılların sonlarında Dilan Sineması’nın bulunduğu alanda konumlanan Emirgan Parkı ve çevresindeki eğlence yerleri Diyarbakır'ın kültürel ve toplumsal yaşam kalitesinin en üst seviyelere çıktığı yerler olarak göze çarpmaktaydı. Devlet Senfoni Orkestrası dahil birçok sanatçı bu yeni cazibe merkezinde sahne almak istemekteydi. Diyarbakır'ı ziyaret eden yerli ve yabancı turistler için kentin tarihî dokusu kadar Dilan Sineması ile şöhret yakalayan Emirgan Parkı ve çevresi de büyük ilgi görmekteydi.[27] Diyarbakır sinemaları içinde en uzun süre varlığını sürdüren ve kent belleğinde önemli yer edinen Dilan Sineması’nın Diyarbakır sinema kültüründe önemli bir rolü bulunmaktadır. Dilan Sineması’ndan sonra toplumun sinemaya olan ilgisi en yüksek seviyeye çıkmıştır. 1957 yılında çıkartılan 1300 adet kombine bilet 10-15 gün içinde satılmıştır.[28]
Kurulduğu tarihten itibaren Diyarbakır’daki eğlence ve sosyalleşme anlayışını değiştiren Dilan Sineması mekânsal ve işlevsel açıdan ilk büyük değişimini 1974 yılında geçirmiştir. Televizyonun etkisiyle kapanmak zorunda kalan yazlık sinemaların yaşadığı olumsuz etkiden Dilan Sineması’nın yazlık bölümü de etkilenmiştir.[29] Ayrıca orta alanda bulunan ve karşılıklı duvarlarda locaları bulunan ana sinema salonu balkon bölümünden ayrılarak, düğün salonu olarak işletilmeye başlanmıştır. (Resim 16)
1999 yılında işletmecisinin ekonomik sıkıntılarından dolayı satılığa çıkarılsa da alıcı çıkmaması nedeniyle sinema ticari faaliyetlerine devam etmiştir. 2000’li yılların başında düğün salonu da yatay ve dikey doğrultuda bölünerek dört hacim oluşturulmuştur. Zemin katta kalan bölüm ve birinci loca katı iki adet cep sinemasına dönüşürken (Salon 2 ve Salon 3), üst kattaki balkon bölümü salon olarak (Salon 1) kullanılmaya devam edilmiş, ikinci loca katı bölümü ise kapatılmış ancak herhangi bir fonksiyon yüklenmemiştir.
iki bölüme ayrılarak iki ayrı cep sineması haline getirilmiştir.[30]
Tüm bu düzenleme çalışmalarına rağmen sinema artık sadece mekânsal özelliğin kusursuz bir şekle bürünmesi ile yürütülebilecek işlevsel bir konu olmaktan çıkmaya başlamıştır. Televizyon ile başlayan bir suni kültür, önce sinemanın haber verme, popüler anlamda eğlendirme gücünü elinden almış, sonra ev sinema sistemleri geliştikçe artık sinema salonları başlı başına bir güç olmaktan ziyade tamamlayıcı bir unsur haline gelmek zorunda kalmıştır. Özne olmaktan çıkıp kullanılan bir nesne haline gelince bazı odakların da güdümünde ilerlemeye mecbur bırakılan sinema salonu işletmecilerinin yaşadığı sıkıntıları Dilan Sineması işletmecileri de yakından hissetmeye başlamıştır.[31]
2005 yılında bir filmden ötürü bir sinema şirketi ile Dilan Sineması arasında ciddi bir anlaşmazlık meydana gelmiştir. Daralmış piyasada ortaya çıkan bir anlaşmazlık domino etkisi gibi bir başkasıyla da farklı bir husumeti gündeme getirebiliyordu. Bu sebepten hem yerli hem de yabancı tüm filmlerin gösterimleri için Dilan Sineması artık ciddi bir dar boğaza düşmüştür. Nihayetinde kuruluşundan itibaren varlık nedeni sinema olan bir kurumun içinde bulunduğu bu sıkıcı durum onu radikal kararları almanın arifesine itmiştir.[32] Başlarda haftada iki gün ve kapalı gişe gösterim gerçekleştiren Dilan Sineması, dağıtımcılardan gelen kalitesiz filmler ve düzenin iyice kendileri açısından içinden çıkılamaz hale gelmesinden dolayı, 2010 yılının başında faaliyetlerini tamamen durdurmaya karar vermiştir. Kapanana kadar son birkaç yılında ekonomik açıdan hep büyük zararlar veren Dilan Sineması sahipleri, yaklaşık 60 yıl boyunca Diyarbakır'ı ve Diyarbakırlıları kültürel açıdan zirvede tutan bir güç olarak yeni düzene teslim bayrağı çekmek zorunda kalmıştır.[33]
DİLAN SİNEMASI’NIN BİR KÜLTÜR VARLIĞI OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ VE KORUMA GEREKLİLİĞİ
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 6. maddesi, korunması gereken kültür varlıklarını tanımlarken, (a) bendindeki “19 uncu yüzyıl sonuna kadar yapılmış taşınmazlar” tanımı ile 20. yüzyılda yapılmış olan dönem özelliği, estetik, anı değeri, üslup veya yapım tekniği ve malzemesyle özellik gösteren her tür kamu ya da özel yapıyı bu grubun dışında tutmaktadır. Oysa dünyada ve yakın zamanda ülkemizde de 20. yüzyılda yapılmış birçok yapı, modern mimarlık mirası olarak görülmekte, taşıdığı dönemsel özellik ve duygusal etki dolayısıyla koruma gerekliliği kabul edilmektedir.
20. yüzyılın sona ermesiyle, bu yüzyıl yapılarının da kültürel mirasın bir parçası olarak kabul görmesi, koruma kavramı ve çalışmalarına bu dönem mimarlık eserlerinin de dahil olmasını sağlamıştır. UNESCO, DOCOMOMO ve ICOMOS gibi birçok uluslararası kuruluş, 1990’lardan itibaren 20. yüzyıl mirası üst başlığında modern mirasın belgelenmesi ve korunması ile ilgili çalışmalar yürütmektedir. Özellikle DOCOMOMO Türkiye Çalışma Grubu, geçen on yıl içinde gerçekleştirdiği etkinliklerle 20. yüzyıl mirasını Türkiye’nin gündeminde tutmaya çalışarak birçok yapının tanıtımı ve değerini anlatan toplantılar düzenlemektedir. Bu etkinlikler içerisinde poster sunuşlarıyla yer alan Diyarbakır Dilan Sineması, kentte düzenlenen DOCOMOMO toplantısı sonrasında 15.12.2010 tarihinde tescillenerek koruma altına alınmıştır. (Resim 13)
SONUÇ VE ÖNERİLER
Sinemayı Dilan ile tanıyan bir nesil için, ister izleyici olsun, ister ucundan kenarından bu işletmede görev alan biri olsun, onlar için düşler sahnesinin Diyarbakır’da ete kemiğe bürünmüş bir temsiliydi bu yapı. Kimi insanlar için eğlence merkezi, kimi insanlar için okul, kimileri için hayatın yansıması olan Dilan Sineması, bugün sinema tutkunluğunun prestijli zamanlarının tanıklığıyla kapalı halde durmaktadır.[34] (Resim 17)
Dilan Sineması tescil fişinde; “Cumhuriyet dönemi mimarlığının Diyabakır’daki ilk temsilcileri ve geleneksel mimariden modern mimariye geçişin ilk örnekleri olan, günümüzde de kentin simgesi haline gelmiş olan bu yapılar korunması gerekli kültür varlığı niteliği taşımaktadır” ifadesi yer almaktadır. Kentin sosyal ve kültürel gelişiminde uzun yıllar etkili olup, bir süredir kullanılmayan Dilan Sineması, kent belleğinde önemli bir yere sahip korunmaya değer bir kültür mirasıdır. Bu bakımdan Dilan Sineması’nın korunarak yeniden kent hayatına kazandırılması toplumsal belleğin yaşatılmasına olanak verecektir. Dilan Sineması’nın yaşamlarında önemli bir yeri olan çoğu hayatta önemli bir yaş grubu Diyarbakırlı, biraraya geldiklerinde ya da daha genç kuşaklarla sohbetlerinde bu yapıdaki güzel anıları kendilerinde bıraktığı etkiyle anlatmaktan büyük keyif almaktadır.
Ancak yapının gelecek nesillere sağlıklı bir biçimde ulaşması, bugün yapılacak bilimsel yöntemlerle belirlenmiş kapsamlı bir koruma ve restorasyon çalışmasıyla mümkün olacaktır. Dilan Sineması’nın yapım yılı ve kullanılan yapı malzemelerinin ömrü düşünüldüğünde restorasyon ve güçlendirme çalışmasının hayati önem taşıdığı anlaşılmaktadır. Sinemada çeşitli sebeplerle meydana gelen yapısal bozulmalara restorasyon teknikleri çerçevesinde gerekli müdahaleler geliştirilmeli, içinde sinema salonları, sosyal bölümler ve kent halkının anı değerini yaşatacak sergilerle yeniden kullanımı sağlanmalıdır. Yapının taşıyıcı sistem sorunlarının belirlenmesi, alanında uzman kişilerle geliştirilecek güçlendirme projesiyle, dayanımı artırılmalıdır.[35] Uzun süreçte yapılan bölünme, kapatmalarla oluşturulmuş ya da değiştirilmiş alanlar özgün boyutlarına getirilmelidir.
Yapının özgün işleviyle eski günlerdeki canlılığı yakalaması, yapıda yer yer korunarak saklanmış sinema materyalleri, bilet, afiş, fotoğraf, yapıya ait ilk projeler vb. belgelerin sergilendiği bir müze alanı düzenlemek Dilan Sineması’nı ve kentteki sinema tarihini yeni kuşaklara anlatmak için özel bir sunum fırsatı yaratacaktır. Diğer sosyal ve kültürel mekânlarıyla birlikte sinema filmlerinin tekrar gösterildiği özgün boyut ve dekoruna dönüştürülmüş ana salon, kent halkının anı değerini korumak ve yaşatmak açısından özel bir yaşam alanı olacaktır. Bunun yanında yazlık sinema alanının da kendi yerinde yeniden açılması, kentteki sinema yaşamına eskiye dönüşle yeni bir renk katılacaktır. Günümüzde mekanik klima sistemleriyle soğutulan kapalı sinema salonlarının yanında yaz geceleri açık havada film izleme keyfi yeni kuşaklara farklı bir boyut kazandırırken eskilere de nostaljik duygular yaşatacaktır.
Sonuç olarak, Dilan Sineması, yapıldığı dönem özellikleri, yarattığı kentsel açılımların yanında devam eden anı değeriyle de korunması gereken bir mimari mirasımızdır. Ancak günümüzde özel bir işletme yerine kamulaştırılarak toplum yararına sunulması, Dilan Sineması’nın Diyarbakır’a kazandırdığı sosyo kültürel belleğin yaşatılarak korumadaki sürekliliği ve dolayısıyla sürdürülebilirliği de sağlanacaktır. Böylece sosyal yapısıyla birlikte korunacak Dilan Sineması’nın mimari bütünselliğinin korunmuşluğu da tam anlamıyla hedefine doğru biçimde ulaşmış olacaktır. Böylece bir Cumhuriyet döneminin modern mimarlık mirasının önemli bir ögesi olan bu yapı, sinemanın yanında toplantı ve sempozyumlar, müze ve sergilerle birlikte Diyarbakır’ın sosyal ve kültürel yaşamının önemli bir bölümünün belleklerden silinmesini engelleyecektir.
KAYNAKLAR
Beysanoğlu, Şevket, 1996, “Anılarımda Diyarbakır Halkevi”, Kebikeç, sayı:3, s.163.
Değertekin, Halil, 2000, Bir Ev... Bir Sokak... Bir Şehir... Diyarbakır Anıları, Kanguru Yayınları, Ankara.
Diyarbekir Sinemaları Belgeseli, 2006, Diyarbakır Sinema Atölyesi, Yönetmenler: Nafiz Tanrıkulu, Kubilay Dengiz.
Diyarbakır Kültür Envanteri (Merkez), T.C. Diyarbakır Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Müze Müdürlüğü, cilt:1, s. 273.
Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü Arşivi, 2019, Diyarbakır.
Diyarbakır Kent Müzesi Arşivi, 2016, Diyarbakır.
Diyarbakır Yenişehir Tapu Müdürlüğü Arşivi, 2016, Diyarbakır.
Çetin, Oruç Ejder, 2015, Kişisel Fotoğraf Arşivi, Diyarbakır.
İliter B. 2017, “Diyarbakır İli Yenişehir İlçesi Dilan Sineması’nın Güçlendirme Etüdü ve Statik Müdahale Raporu”, Kibele Laboratuvar Hizmetleri Ltd. Şti., Diyarbakır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2015, Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Arşivi, Diyarbakır.
Mercan, Mehmet, 2010, “Diyarbakır'ı Anlatmak: 32 - Diyarbakır'da Sinemalar ve Eğlence Dünyası”.
Özer, İsmail, 2010, Türk Modernleşmesinde Halkevleri ve Diyarbakır Halkevi Örneği, Gazi Üniversitesi SBE, yayımlanmamış doktora tezi, Ankara.
Şahin, Didem; Demir, Hale; Halifeoğlu, Fatma Meral; Işık, Nursen, 2019, “Diyarbakır’ın Kentsel Gelişiminde Kent Sinemalarının Rolü”, Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, Cilt:8, Sayı: 2, ss.1-7.
Şahin, Didem; Halifeoğlu, Fatma Meral, 2017, “Diyarbakır Sinemalarının Kentsel ve Toplumsal Yaşama Katkıları”, Uluslararası Ekonomi, Siyaset ve Yönetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Dicle Üniversitesi, Diyarbakır.
Şahin, Didem, 2019, Modern Mimarlık Mirası Yapılarında Koruma Ve Yeniden Kullanım Önerisi: Diyarbakır Dilan ve Site Sineması, Dicle Üniversitesi FBE, yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Diyarbakır.
URL1. http://diyarbakiranilari.blogspot.com/2010/12/bir-zamanlar-diyarbakir-sinemalari.html [Erişim: 01.11.2020]
URL2. Karataş, Murat, 2015, “Bir Zamanlar Diyarbakır’da Sinema Vardı” www.diyarkapi.com/diyarbakir-haberleri/bir-zamanlar-diyarbakirda-sinema-vardi-h9670.html [Erişim: 10.09.2017]
URL3. 2009, “Bir döneme tanıklık etmişti”, Cumhuriyet www.cumhuriyet.com.tr/haber/diger/90176/Bir_doneme_taniklik_etmisti.html [Erişim: 01.06.2018]
[1] Değertekin, 2000, s.174.
[3] Değertekin, 2000, s178.
[7] Değertekin, 2000, s.176.
[9] Bölek, Aytaç, söyleşi: Didem Şahin, 26.09.2018, Yer: Yenişehir-Diyarbakır.
[15] Yanık Köşk Sineması’nın tam yeri belirlenemese de Bağlar semtinde bulunduğu 2018 yılında yapılan görüşmede Abdülhakim Dündar tarafından dile getirilmiştir.
[18] Genel Müfettişlik Binası (Valilik), Genel Müfettişlik Konutu (Valilik Konutu), Gar Binası gibi.
[20] Nejat Dilan’ın açıklamaları içinde Diyarbekir Sinemaları Belgeseli, 2006.
[21] Farklı kaynaklara ek olarak Oruç Ejder Çetin ile yapılan görüşmeyle teyit edilen bir bilgi.
[22] Aydın, Abdulkadir (Dilan Sineması eski makinisti-müdürü), söyleşi: Didem Şahin, 02.12.2014, Yer: Galeria Şehir Sinemaları, Yenişehir-Diyarbakır.
[24] Nejat Dilan’ın açıklamaları içinde Diyarbekir Sinemaları Belgeseli, 2006.
[25] Aile avukatı Halit Ötük ile yapılan görüşme, 16.10.2020.
[26] Aydın, Abdulkadir, 2014.
[27] Nejat Dilan’ın açıklamaları, Diyarbekir Sinemaları Belgeseli, 2006.
[28] Nejat Dilan’ın açıklamaları, Diyarbekir Sinemaları Belgeseli, 2006.
[29] Değertekin, 2000, s.185.
[33] Nejat Dilan’ın açıklamaları, Diyarbekir Sinemaları Belgeseli, 2006.
[35] Dilan ve Site Sinemalarına ait rölöve, restitüsyon ve restorasyon projeleri ile tüm analizler ve taşıyıcı sistem deneyleri Fatma Meral Halifeoğlu danışmanlığında Didem Şahin tarafından Haziran 2019’da tamamlanan yüksek lisans tezinde yer almaktadır.
Bu icerik 3898 defa görüntülenmiştir.