385
EYLÜL-EKİM 2015
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK DÜNYASINDAN

YAYINLAR



KÜNYE
GÜNCEL

39. UNESCO Dünya Miras Komitesi Toplantısı: Diyalog Ortamı, Kazanımlar ve Başarılar

Nevra Ertürk, Doç. Dr., MSGSÜ, Sanat Eserleri Konservasyonu ve Restorasyonu Bölümü; UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi; Somut Kültürel Miras İhtisas Komitesi Başkanı

39. UNESCO Dünya Miras Komitesi Toplantısı, 28 Haziran-8 Temmuz 2015 tarihleri arasında Almanya’nın Bonn kentinde gerçekleştirildi. 1972 UNESCO Dünya Miras Sözleşmesi’ni kabul eden 191 taraf devletten 2000’nin üzerinde delegenin katıldığı toplantıya, Türkiye 90 delege ile en yüksek sayıda katılım sağlayan ülke oldu.

Toplantıda değerlendirilen 36 miras alanından 24’ü Dünya Miras Listesi’ne kaydedilmiş; böylece 2015 yılı itibarıyla listedeki miras alanı sayısı 1031’e yükselmiştir. Türkiye’nin iki miras alanı; “Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı” ile “Efes” listeye kaydedilirken, “İstanbul’un Tarihî Alanları Koruma Durum Raporu” tartışmaya açılmadan kabul edilmiştir.(1) Türkiye’nin geçici listedeki miras alanı sayısı ise 52’den 62’e yükselmiştir.

Toplantıda öne çıkan konular; son dönemde Suriye, Irak, Libya ve Yemen’de kültür mirasına yönelik saldırılar ve bu nedenle Tehlike Altındaki Dünya Miras Listesi’ne eklenen miras alanları; Nepal depremi ve sonrasında gerçekleştirilen rehabilitasyon çalışmaları; “Dünya Mirasına İlişkin Bonn Bildirisi”nin(2) yayınlanması ve “Unite for Heritage”(3) Küresel Koalisyonu’nun başlatılmasıdır. “Dünya Miras Sözleşmesi’nin Uygulanmasına İlişkin Operasyonel Rehber’de” yapılmasını öngörülen değişiklikler ile “bütçe” konulu çalışma grubu toplantıları katılımın en yüksek olduğu toplantılar olmuştur.

Adaylık dosyalarıyla ilgili öne çıkan konular ise, aday olarak gösterilen doğal ve karma miras alanları sayısının azlığı; listede miras alanı olmayan taraf ülkelerin temsiliyeti ve daha dengeli bir liste ihtiyacı; ICOMOS ve taraf ülkeler arasındaki iletişim ve diyalogun artmış olması; yönetim planı, yönetim sistemi ve koruma durumundaki eksiklikler; risk yönetimi ve ziyaretçi yönetimi hususlarının yönetim planlarında yeterince vurgulanmamasıdır.

LİSTE’YE KAYIT SÜRECİNDE “DİYALOG ORTAMI”: JAPONYA-GÜNEY KORE ÖRNEĞİ

UNESCO’nun temel kuruluş amaçlarından biri; kültür yoluyla, küresel barışın tesisine ve paylaşılan ortak değerlere dayalı toplumlararası diyalog ortamı oluşturmaktır. “Japonya’nın Meiji Sanayi Devrimi Alanları: Demir ve Çelik, Gemi Yapımı ve Kömür İşletmesi” miras alanı buna örnek teşkil etmektedir.

Meiji Sanayi Devrimi Alanları’na ilişkin ICOMOS’un taslak kararı listeye kaydedilme yönünde olsa da, toplantı öncesinde Güney Kore, 1940’larda miras alanının bazı bölümlerinde Güney Kore’li işçilerin kötü koşullarda ve zorla çalıştırılmış olmasını gündeme getirmiş ve “kayıt” yönündeki taslak karara karşı çıkmıştır.

İki taraf devlet arasında diyalog ortamı oluşturmak ve uzlaşma yoluyla süreci yönetebilmek adına, Meiji Sanayi Devrimi Alanları’nın görüşülmesi iki gün ertelenerek, miras alanı adaylık dosyalarının görüşüldüğü son gün değerlendirilmeye alınmış ve oybirliğiyle listeye kayıt yönünde karara varılmıştır. Toplantı Başkanı iki taraf ülkeye sadece söz vermiş; ayrıca Almanya tarafından kararın(4) 4. Maddesi’nin g bendine(5) bir dipnot eklemiştir. Dipnotta, Dünya Miras Komitesi’nin, her iki tarafın tarihini anlamaya imkân veren yorumlama stratejisiyle ilgili Japonya’nın beyanını not ettiği ifade edilmektedir.

Miras alanına dair Japonya, ICOMOS’un teknik ve uzman görüşlerini içeren tavsiyelerini dikkate alacaklarını, özellikle de her iki tarafın geçmişini anlatmaya aracı olan yorumlama stratejisinin geliştirilmesi yönünde hassasiyet göstereceklerini belirtmiştir. 1940’larda miras alanının bazı bölümlerinde acımasız koşullarda çalışmaya zorlanan Koreliler ve diğer ülke vatandaşlarını anlamaya ve hatırlamaya yönelik olarak Japonya’nın önlemler almaya hazır olduğunu; mağdur olan kişileri hatırlamak amacıyla bir bilgilendirme merkezi kurma yönünde hazırlık yaptıklarının altını çizmiştir.

Güney Kore ise, Japonya’nın konuşmasında adı geçen bilgilendirme merkezine vurgu yaparak, komitenin yetkisine tam olarak güvendiğini, öte yandan Japonya’nın da vaat ettiklerini yapacağına inandıklarını; oybirliğine dayalı listeye kayıt kararının Dünya Miras Sözleşmesi’nin ruhuna uygun olduğunu belirtmiştir. Güney Kore ayrıca komitenin dikkatini karardaki 6. maddeye çekerek, Japonya’nın karar metninde adı geçen tüm tavsiyelerin uygulanması için ICOMOS’un danışmanlığına başvuracağına; ICOMOS’un tavsiyelerinin uygulanıp uygulanmadığını ise, komitenin takip etmeye devam edeceğine inandıklarını vurgulamıştır.

Japonya ve Güney Kore arasında yaşananların diyalog ortamı ve çözümle sonuçlanması, sadece komite başkanı ve komite üye ülkelerin gösterdiği özverili çalışmanın sonucu değildir. Aynı zamanda, 1972 UNESCO Dünya Miras Sözleşmesi uyarınca sözkonusu miras alanının tüm dünyanın ortak mirası olduğu ve taraf devletlerin miras alanı üzerinde söz hakkına sahip olduğunun her iki taraf ülke tarafından kabul edilmesidir. Dünya Miras Sözleşmesi’ne göre Japonya sadece alanın korunması ve yönetiminden değil, aynı zamanda yaptığı çalışmaları içeren raporları (ilerleme raporu, koruma durumu raporu, periyodik raporlama) sunmaktan da tüm taraf ülkelere karşı sorumludur. Dolayısıyla bu tür bir mekanizma listeye kayıtlı miras alanı bulunan tüm taraf devletler için bir tür baskı oluşturmaktadır.

UNESCO SÜRECİNİN SAĞLADIĞI BAŞARI: DİYARBAKIR KALESİ VE HEVSEL BAHÇELERİ KÜLTÜREL PEYZAJ ALANI

2000 yılında “Diyarbakır Kalesi ve Surları” Geçici Liste’ye kabul edilmiş, 2013 yılında “Diyarbakır Kalesi ve Tarihî Şehir” başlıklı ICOMOS / ICOFORT’un(6) Yıllık Toplantısı Diyarbakır’da gerçekleştirilmiş, bu vesileyle toplantıda UNESCO süreci de görüşülmüş ve toplantı sonucunda uzmanlar Hevsel Bahçeleri’nin de miras alanı içinde yer alması yönünde öneride bulunmuşlardır.

Listeye kaydedilme sürecinde miras alanına dair yapılan çalışmaları diğer deneyimlerden ayıran en önemli husus, yerel halkın UNESCO sürecine ve miras alanına sahip çıkması yönündeki çalışmalara sürecin en başından itibaren öncelik verilmesidir. Kentte adeta UNESCO sürecine dair bir “farkındalık yaratma kampanyası” başlatılmış; eğitim faaliyetleri, seminerler düzenlenmiş; yazılı ve görsel yayın organları aracılığıyla bilinçlendirme çalışmaları yürütülmüştür. Öte yandan, yönetim planının hazırlık, planlama ve uygulama aşamalarında çok paydaşlı bir katılım sözkonusu olmuştur. Dolayısıyla Alan Yönetim Başkanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve ilgili diğer Belediyeler başta olmak üzere, STK’lar, kent gönüllüleri, akademisyenler ve diğer kurum ve kişilerin işbirliği ve eşgüdümlü çalışmalarıyla miras alanı listeye kaydedilmiştir.

Ağustos 2014’te ICOMOS uzmanının miras alanını ziyareti ve öncesindeki dosya değerlendirme çalışması sonucuna göre, adaylık dosyasında kısıtlı değişiklikler yapılıp, bir yıl sonraki komite toplantısında tekrar değerlendirilmesi (referral) yönünde taslak karar çıkmış ve taslak karardaki tavsiyelerin tamamı çok kısa bir sürede hayata geçirilmiştir. Yapılan çalışmalar şunlardır:

  • Hevsel Bahçeleri 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında, Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun kararıyla koruma altına alınmış; surları ve sur için koruma bölgesini kapsayan Koruma Amaçlı İmar Planı sınırları, Hevsel Bahçeleri ve Tampon Bölge 2’yi de içine alacak şekilde genişletilmiştir.

  • Dicle Nehri üzerinde yapılması planlanan, Hevsel Bahçeleri ile Dicle Vadisi’nin özgünlüğü, bütünlüğüyle mevcut ekosistemi tahrip edecek üç adet HES Projesi Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından iptal edilmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Dicle Vadisi üzerinde yapılması öngörülen fiziki müdahalelere ilişkin alınan “Yapı Rezerv Alanı” kararı ise mahkeme tarafından iptal edilerek, Dicle Vadisi Projesi’nden vazgeçilmiştir.

  • Surların restorasyon çalışmaları için 43 milyon Euro ödenek ayrılmış olmasına karşın, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın talimatıyla, surlardaki restorasyon çalışmaları durdurulmuş; “Sur Master Planı” oluşturmak amacıyla, Bakanlık tarafından “Diyarbakır Surları Bilim Komisyonu” kurulmuştur.

  • Dicle Nehri Rehabilitasyon Projesi çalışmaları başlamış; Diyarbakır Surları Aydınlatma Projesi, Mardin Kapı Peyzaj Düzenleme Projesi ile Hevsel Bahçeleri Sulama Projesi Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’na sunularak onay alınmıştır. Su drenaj sisteminin ve bitki örtüsünün surlara zarar vermesini önlemek amacıyla, Mardin Kapısı ve çevresindeki peyzaj uygulamasında yaklaşık 400 metre’lik bir alanda bitki örtüsü ve sulama sistemi sur duvarlarından dört metre uzaklaştırılarak zararın etkisi azaltılmıştır. Bu çalışmaların tüm sur çevresine uygulanması planlanmaktadır.

  • Alan Yönetimi Bilim Komisyonu tarafından Hevsel Bahçeleri’ndeki hidrolik sistem ve tarımsal faaliyetlerle toprak ve su kalitesinin tespitine ve geliştirilmesine yönelik çalışmalar başlatılmıştır.

  • İzleme göstergeleri güncellenerek, hem yönetim planını hem de alanın koruma durumunu izlemek için iki ayrı izleme göstergesi hazırlanmıştır. Yönetim planı kapsamında alanda geliştirilecek projelerde, ICOMOS’un Dünya Kültür Mirası Varlıkları Miras Etki Değerlendirme Rehberi’ne göre çalışmalarının yapılması karara bağlanmış; öte yandan, Dünya Miras Listesi ve Geçici Liste’de yer alan alanlardaki kalkınma faaliyetleri için Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Etki Değerlendirme Raporu’nun hazırlanması hususunda genelge dağıtılarak, sözkonusu raporun hazırlanması zorunlu kılınmıştır.

 

Yönetim Planı’nda öngörülen araştırma ve tanıtım faaliyetlerinin yüzde yetmişi on ay gibi kısa bir sürede tamamlanmıştır.

UNESCO sürecinde, miras alanı ve bölge için risk unsuru taşıyan projelerin iptal edilmesi, miras alanının korunmasına yönelik yasal altyapıyı güçlendiren kararların alınması, uygulamalarla ilgili olarak bilimsel komisyonların kurulması, miras alanına dair bilimsel bir kitabın yayınlanması başta olmak üzere, birçok başarılı çalışma, Diyarbakır için büyük bir kazanım olmuştur. Öte yandan, miras alanının bir tür “prestij listesine” kaydedilmesi, ulusal ölçekte değil, evrensel ölçekte bir sorumluluktur. Nitekim Diyarbakırlılar’ın UNESCO sürecine en baştan itibaren sahip çıkması, gelecekte oluşabilecek risklerin ya da hatalı uygulamaların da önüne geçecektir.

EFES’İN DÜNYA MİRAS LİSTESİ’NDEKİ ÖNEMİ

Bu yıl Türkiye’den Liste’ye kaydedilen bir diğer miras alanı olan Efes için Dünya Miras Merkezi’ne ilk defa 2001 yılında başvuruda bulunulmuş, ancak o tarihte, adaylık dosyasında kapsamlı değişiklikler ve bir uzman ziyareti daha yapılıp, dosyanın iki yıl sonra tekrar değerlendirilmesi (deferral) yönünde ICOMOS’un taslak kararı çıkmıştır.

Geçen on dört yıllık süre zarfında, Alan Yönetim Başkanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Selçuk Belediyesi başta olmak üzere, STK’lar, akademisyenler, gönüllüler ile ilgili diğer kurum ve kişilerin özverili çalışmaları sonucunda Efes’in ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte bir yönetim planı hazırlanmış; ayrıca Efes miras alanını doğru anlatan birçok proje hayata geçirilmiştir. Miras alanına ilişkin iki önemli özellik; 100 yılı aşkın bir süredir Efes antik kentinde devam eden Avusturya Arkeoloji Enstitüsü kazıları ve bilimsel çalışmaları ile 2012 yılında hayata geçirilen ve gönüllülük esasına dayalı Selçuk-Efes Kent Belleği Projesi’dir. 

Liste’ye kaydedilen Efes miras alanı sanılanın aksine sadece Efes antik kentini değil, dört ayrı öğeyi kapsamaktadır. Bunlar; Çukuriçi Höyük; Efes antik kenti; St. Jean Bazilikası’nı içine alan Ayasuluk Tepesi, Orta Çağ Yerleşmesi ve Artemision ile Meryem Ana Evi’dir. Efes’e dair ICOMOS’un Liste’ye kayıt yönünde çıkan taslak kararında dikkat çekici birkaç husus vardır. Örneğin; miras alanı kapsamındaki öğelerden Meryem Ana Evi’nin özgünlük ve bütünlüğü sağlamadığı ve bu nedenle seri adaylıktan çıkarılması önerilmekte; ayrıca önerilen 1, 2, 3, 4 ve 6 numaralı kriterlerden  3 ve 4 numaralı kriterin Meryem Ana Evi tarafından sağlanmadığı; 6 numaralı kriter kapsamında ise, Meryem Ana Evi haricindeki miras alanında dini inanışlar ve hacla bağlantılı Üstün Evrensel Değer’e sahip, elle tutulur bir kanıt olmadığı belirtilmektedir. Bu noktada, Alan Yönetim Başkanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı geri adım atmamış, Efes Liste’ye Meryem Ana Evi’nin de dâhil olduğu dört öğe; 3, 4 ve 6 numaralı kriterlerle Liste’ye kaydedilmiştir.

Pek çok Dünya Miras Komitesi uzmanının da belirttiği gibi, Efes’siz bir Dünya Miras Listesi düşünülemezdi. Dünya mirası ölçütlerini neredeyse birebir sağlayan Efes’in Liste’deki varlığı, miras alanının Liste’ye katacağı tarihi, kültürel, estetik, sanatsal, bilimsel ve somut olmayan değerler açısından önemlidir.

SONSÖZ

UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kaydedilmenin sağladığı avantajlar miras alanının tanınırlığının artmasıyla sınırlı olmamakta, bölge ve/veya ülke ekonomisine katkı sağlandığı gibi, istihdam olanakları ile yatırımlar da artmaktadır. Öte yandan Liste’ye kaydedilme süreci tüm çalışmaların %30-40’nı oluşturmakta, Liste’de kalabilmek ise daha zorlu bir süreç olmaktadır. Taraf Ülkeler, 1972 UNESCO Dünya Miras Sözleşmesi ve Operasyonel Rehber’de adı geçen yükümlülük ve sorumlulukları yerine getirdiği müddetçe Liste’de kalabilme başarısını göstermektedirler.

Önümüzdeki yıl 40. UNESCO Dünya Miras Komitesi Toplantısı Türkiye’nin ev sahipliğinde, 10-20 Temmuz 2016 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecektir. Türkiye’de ilk defa düzenlenecek toplantının başkanlığını Büyükelçi ve aynı zamanda UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkan Vekili Gürcan Türkoğlu yapacaktır.

Temennim, Dünya Miras Listesi’ndeki miras alanı sayımızı önümüzdeki yıllarda arttırarak, Liste’de 51 miras alanı bulunan İtalya, Çin (48 miras alanı) ya da İspanya (44 miras alanı) gibi varlığımızı daha görünür kılmak; ayrıca sadece kültürel alanlarla değil, doğal veya karma miras alanlarıyla da Dünya Miras Listesi’ne dâhil olmaktır.

NOTLAR

1. Türkiye’nin 1 Şubat 2016 tarihinde Dünya Miras Merkezi’ne ilerleme raporu sunmasına; 2017 yılında gerçekleşecek 41. UNESCO Dünya Miras Komitesi Toplantısı’nda sunulmak üzere ise, yönetici özetini içeren güncellenmiş Koruma Durumu Raporu’nun tamamlanarak 1 Aralık 2016 tarihine kadar iletilmesine karar verilmiştir.

2. Bildirinin Türkçe metnine, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu web sitesindeki www.unesco.org.tr/dokumanlar/duyurular/bonn_.pdf linkinden ulaşılabilir.

3. Unite4Heritage Kampanyası’nın web sitesi için bkz. www.unite4heritage.com

4. Detaylar için bkz. WHC-15/39.COM/19 numaralı karar dokümanı: whc.unesco.org/en/sessions/39com

5. Üstün Evrensel Değer’e katkı sağlayan; sanayileşmenin bir veya daha fazla aşamasını yansıtan; her alanın tarihini anlamaya imkân veren varlığın sunumuna ilişkin bir yorumlama stratejisinin hazırlanması.

6. ICOFORT, ICOMOS Uluslararası İstihkâm ve Askeri Miras Bilimsel Komitesi (ICOMOS International Scientific Committee on Fortifications and Military Heritage).

Bu icerik 4189 defa görüntülenmiştir.