420
TEMMUZ-AĞUSTOS 2021
 
MİMARLIK'tan

MİMARLIK MÜZESİNE DOĞRU

İNGİLİZCE ÖZET / ENGLISH SUMMARY

MİMARLIK DÜNYASINDAN

MİMARLIK GÜNDEM

ANMA

GÜNCEL

ETKİNLİK

TEHDİT ALTINDAKİ KÜLTÜR MİRASI

DOSYA: KÜLTÜR, KENT, TEKNOLOJİ ARAKESİTİNDE TÜRKİYE’NİN DEĞİŞEN DEMİRYOLU MİMARLIĞI

YARIŞMALAR

MİMARLIK ELEŞTİRİSİ

MİMARLIK-DEMOKRASİ-KATILIM

YAYIN DEĞERLENDİRME

YAYINLAR

TEMA[S]




KÜNYE
MİMARLIK'tan

 

5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü, bu yıl da kucağımızda bulduğumuz birçok konuyla karşıladık: Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorunu, İkizdere’de devam eden direniş, Kanal İstanbul tartışmaları… Bazılarına bir önceki sayımızda da yer verdiğimiz bu konuları, maalesef konuşmaya devam ediyoruz. MİMARLIK Gündem’de yer alan Ümit Şahin’in metni, yaşanan tüm doğa tahribatlarına daha geniş ölçekten bakarak konunun politik yanına dikkat çekiyor. Yaklaşımın değiştirilerek yeşil politikaların devreye sokulması ve ekolojik modernleşme adımlarının atılmasının zamanının geldiğini vurguluyor. Sonrasında gelen Cihan Erdönmez’in metni öncelikle Karadeniz, ardından İkizdere özelinde yürütülen projelere bakarak doğaya verilen zararın sadece bölge halkının değil tüm insanlığın sorunu olduğunu söylüyor. Ortak geleceğimizi tehdit eden bu “doğakırım” projelerinin tekil örnekler değil ne yazık ki daha genel bir anlayışın ürünü olduğunu görmek / hissetmek ise bizleri en basit anlamıyla “yoruyor”. Ancak yine de elimizden gelenin en iyisini yaparak İkizdere’deki gibi ses çıkarmak ya da en azından farkında olduğumuzu göstermek önemli. Bu noktada Yeşil Gazete’nin “Tanık olduğunuz ekolojik yıkım hakkında bize yazın” çağrısını biz de buradan duyuralım. Doğanın sessiz çığlığına ses olma zorunluluğumuzu bize hatırlatan bu çağrı, doğadan taraf olmamız için yapabileceklerimizden sadece biri ve gördüğümüz tahribatları belgeleyip kendimizce açıklayıp hm@yesilgazete.org adresine e-posta göndermemizden ibaret. Küçücük bir katkı da olsa sesimizin gür çıkması için bu girişimin parçası olmamız önemli.

Kapakta yer alan etkileyici kadraj, bu sayımızdaki dosya konumuza göz kırpıyor. Avrupa Parlamentosu 2021 yılını “Avrupa Demiryolu Yılı” ilan ederek demiryollarının sürdürülebilir, çevre dostu ve güvenilir bir ulaşım aracı olarak desteklenmesi ve çevreci politikaların geliştirilmesi için farkındalık yaratmayı hedefliyor. Pandemiyle birlikte arttığını umduğumuz bilinçlenmeye katkısı olacak bu tema, umarız ülkelerin ulusal ölçeklerinde de yankı bulur ve özellikle ülkemizde toplu taşımanın demiryolu ağırlıklı olarak gerçekleştirilmesi için yeni politikalar geliştirilir. Her ne kadar çağın gereklerinin çok daha altında bir kapasite ve gelişmişlikteki bir demiryolu ağına sahip olsak da, Cumhuriyet’in ilk yıllarında ülkeyi “demir ağlarla örmeyi” hedef alarak önemli bir yol kateden topraklardayız. Temadan hareketle bu sayıda “Kültür, Kent, Teknoloji Arakesitinde Türkiye’nin Değişen Demiryolu Mimarlığı”na bakalım istedik. Bu başlıklı dosya kapsamında yer verdiğimiz birbirinden değerli beş yazı, farklı boyutlarıyla konuya eğiliyor ve dünden bugüne yaşanan gelişmelere dikkat çekiyor. Yukarıda da söylediğimiz gibi gündemimizde olması gereken ekolojik modernleşme politikalarının önemli bir ayağı da neden demiryollarının anılarımızdaki nostaljik bir taşıt olmanın ötesine geçerek hayatımızın bir parçası haline gelmesi olmasın?

Aslı Tuncer Madge

Bu icerik 6321 defa görüntülenmiştir.